Eğitimin tarihî gelişimini inceleyen ilim dalı.
Eğitimin tarihî gelişimini inceleyen ilim dalı.
Eğitim tarihi, eğitim bilimleri çatısı altında bulunsa da tarih ilminin de sınırları içinde yer alır. Müstakil akademik bir araştırma disiplini haline gelmesi 1960'ların başına tesadüf eder. Ancak eğitim bilimlerinin gelişmeye başladığı XIX. yüzyılın sonlarından itibaren eğitim tarihine dair veriler, bilgiler ve tedvin (derleme) gelişmeye başlamıştır. Bugün eğitim tarihi, kaynakları, metodolojisi, personeli, yayınları ve kurumlarıyla birçok alt alana ayrılacak şekilde geniş bir araştırma sahasıdır.
Eğitim tarihi, başlangıçta öğretmen eğitiminin bir gereği olarak ortaya çıkmıştır. Daha nitelikli öğretmen yetiştirmek için geçmişte kullanılan yöntem ve tekniklerin öğretilmesi ve ulus-devlet formasyonu için millî eğitimin hedeflerine ulaşmak amacıyla öğretmen yetiştiren okullarda "pedagoji tarihi" ya da "eğitim tarihi" başlıklı derslere ihtiyaç duyulmuştur. Sosyoloji, antropoloji, ekonomi ve diğer geleneksel bilimlerin kavramsal çerçevesi ve metodolojilerinin de katkısıyla insanlık tarihinin tecrübesini yeni nesillere aktarmak üzere ortaya çıkan disiplin, ilerleyen zamanlarda "eğitim tarihi" adını almıştır. Her ne kadar 1900'lerden önce, Antik Yunan, Grek ve diğer medeniyetlerin filozof, ahlakçı ve din adamlarının eğiticiliğine dair bazı pragmatik müstakil çalışmalar olsa da bütünlüklü eğitim tarihi araştırması genellikle, T. Davidson'un 1901'de basılan A History of Education kitabıyla başlatılır. Bunu Adamson'ın A Short History of Education (1919) başlıklı çalışması takip etmiştir.
I. Dünya Savaşı'ndan sonra diğer alanlarda olduğu gibi eğitim, psikoloji ve sosyoloji sahasında çok hızlı bir gelişmeden bahsedilebilir. Eğitim tarihi de bundan pay almış ve Antik Yunan, Roma, Grek ve Ortaçağ eğitim kurumlarına ilgi artmıştır. Böylece 1960'lara gelinceye kadar antik medeniyetler, Roma, Bizans, Ortaçağ hıristiyan dünyası ve İslam kültürünün ve medeniyetinin eğitim yönüne dair pek çok müstakil çalışma ortaya çıkmıştır. Eğitim tarihinin hızlı yükselişinde ulus-devlet paradigması ve millî eğitim sistemlerinin kurumsallaşma süreci etkili olmuştur. Devlet ve toplumların, diğer alanlarda olduğu gibi eğitimde de kendilerine bir kök arama ve kimlik inşa etme arayışı bu ilgiyi arttırmıştır. Bu bağlamda Brickman'ın Guide to Research in Educational History (1949) kitabı Amerika ve Anglo-Sakson dünyada öncü olmuştur. Fransa'da P. Ariés'in çocukluk üzerine çalışmaları etkili olurken J. Talbot'un 1970'lerde yazdıkları alanın önemli metinleri sayılmıştır.
1960'ların başından itibaren, eğitim, sosyal ve ekonomik gelişmenin önemli bir unsuru olarak görüldüğünden, eğitim dünyasının raporlanması ve planlanması için akademik araştırmaların, tarihsel temellere dayanması teorik bir ihtiyaç haline gelmiştir. Böylece çok sayıda eğitim tarihi araştırması, kurumları, dergileri ve toplantıları zuhur etmiştir. 1970'lerde dataya (bilgisayar verisi) dayalı tarih araştırmalarından eğitim tarihi de etkilenmiş ve eklektik araştırmalar başlamıştır. 1980'lerde sosyal ve ekonomik tarihçilik ön plana çıktığından, eğitim tarihinde de etkileri görülmüştür. Marksist, neomarksist ve liberal tarih yazımı yaklaşımları eğitim tarihçilerince tercih edilmiştir.
Eğitim tarihinde ilk kurumsallaşma girişimi 1948'de başlamıştır. American National Society of College Teachers of Education (NSCTE) temsilcilerinden yaklaşık seksen eğitimci öğretmen eğitimi geliştirmek amacıyla üyeler arası etkileşim/iletişim sağlamak, konferans, yayın ve araştırma yapmak niyetiyle Atlantic City'de toplanmıştır. Freeman Butts öncülüğünde History of Education Journal 1949'da yayımlanmaya başlanmıştır (Urban, 2010).
1961'de eğitim tarihiyle ilgili yayınlar yapmak amacıyla İsviçre merkezli Paedagogica Historica yayın hayatına başlamıştır. Aralık 1967'de Liverpool'da yapılan bir konferanstan sonra History of Education Society adlı bir dernek kurulmuştur. Dernek her ay History of Education Society Bulletin'ı çıkarmaya başlamış ve bu periyodik daha sonra History of Education Researcher adını almıştır. 1961'de yayımlanmaya başlanan History of Education Quarterly, 1967'den sonra derneğin resmî bilimsel yayını olmuştur. İngiltere'de 1971'de yayına başlayan History of Education dergisi de eğitim tarihinin önde gelen yayınlarından biri haline gelmiştir.
Eğitim tarihi çalışmalarında kurumsallaşma International Standing Conference for the History of Education'ın (Uluslararası Daimi Eğitim Tarihi Konferansı, ISCHE) 1978'de kuruluşuyla ivme kazanmıştır. Bu oluşum eğitim tarihçiliğine küresel çalışma imkânları sağlamak, temsilcileri buluşturmak, eğitim kurumlarının müfredatına tarihî perspektif katmak, sempozyum/kongre, seminer, toplantı ve farklı yayınlar yapmak amacıyla çatı organizasyon haline gelmiştir. Uluslararası Daimi Eğitim Tarihi Konferansı 1999 yılından beri geniş katılımlı yıllık eğitim tarihi kongresi düzenlemektedir. Kongrenin seçkin metinleri Paedagogica Historica'da yayımlanmaktadır. Bugün İtalya, Avustralya, Yeni Zelanda ve İspanya başta olmak üzere sırf eğitim tarihi araştırmalarına yer veren çok sayıda süreli yayın vardır.
Eğitim tarihi araştırmaları çoğunlukla, genel tarih teorileri ve paradigmaları (Marx, Weber, Braudel vb.) gölgesinde yapılmaktadır. 1970'lerden sonra Harvard Educational Review başta olmak üzere, D. Tyack'ın yazılarıyla eğitim tarihinde teorik tartışmalar yapılmıştır. 2000'li yıllardan sonra eğitim tarihinde teori tartışmaları yapılmıştır. 1990'lardan sonra neo-klasik ekonomik, post-kolonyal, imparatorluklar ve ulus-devletlere geçiş, sosyal kapital, etnik ve ırk eleştirileri, cinsiyetçi ve feminist yaklaşım, milliyetçi ve ulus-öteci teoriler eğitim tarihi araştırmalarında da denenmeye başlanmıştır. XXI. yüzyılda okullaşma ve kapitalizm üzerinde durulmuştur. M. Foucault ve L.T. Shimit gibi araştırmacılara dayanan postyapısalcı ve postmodernist bakışlar da bu alanda etkili olmuştur. Amerika'da C. Goldin, L.K.J. Mincer, G. Becker gibi araştırmacılar, okulların nasıl beşerî sermaye ürettiği ve eğitimin sosyal gelişmeyi nasıl etkilediği üzerine teoriler geliştirmiştir.
Aydınlanma filozoflarından J. Locke, I.Kant ve J.J. Rousseau gibi isimler eğitime yakından ilgi duymuş ve modern eğitim paradigması büyük ölçüde onların nazariyatına göre şekillenmiştir. Rousseau'nun Émile, ou De l'education (1762) modern çağda eğitim teorisinde ve metodunda en önemli metinlerden biridir (The Handbook, 2019: 55). XX. yüzyılın başından itibaren sosyoloji, psikoloji, etnoloji ve antropoloji de eğitim tarihi metodolojisini etkilemiştir. XXI. yüzyılda diğer araştırma sahalarında olduğu gibi eğitim tarihi de büyük ölçüde Batı merkezci tarih metodolojisi ve anlayışıyla ele alınmaktadır. 1960'lardan sonra başlayan akademik eğitim tarihçiliğinin kaynakları ve metotları büyük ölçüde tarihle aynıdır. Eğitim tarihinde temel/genel tarih metodolojileri: Kronoloji, kaynakların yakın değerlendirmesi, kimlik doğrulama, anakronizmden kaçınma, betimleme ve anlatı, analiz, empati ve hayal gücü, yazımda kesinlik, doğruluk ve zarafet (The Handbook, 2019: 54) şeklinde özetlenebilir. Tarih yazımında ve metodolojinde ülke ve bölgelere (Araplar, Çin, Hint, Antik Amerika, Ortaçağ ve Avrupa) göre farklılıklar vardır.
Çin, Hint, Fars ve bazı Latin Amerika eğitim tarihi araştırmaları modern eğitim tarihi dönemlendirmelerine ve kavramsallaştırmalarına uymayacak veriler ve tasnifler sunabilmiştir. Avrupa ve Amerika için Antik Yunan, Roma ve Bizans verimli bir alan olmuş, Ortaçağ üniversiteleri, skolastizm, Rönesans, hıristiyan mezhepleri/tarikatları (Cizvitler, Fransiskenler, Dominikenler, Lazaristler, Luther vb.) kolejler ve kilise eğitimine dair farklı konularda çok sayıda araştırma yapılmıştır. Avrupa ve Kuzey Amerika özellikle XIX ve XX. yüzyıllarda heyecanlı eğitim tarihi araştırma sahaları olmuştur. Endüstri devrimini etkileyen araştırma üniversitelerinin Almanya'da ortaya çıkması, üniversitelerin araştırma mekânına dönüşmesi hatta askerî amaçlara hizmet etmesi, zorunlu eğitim ve kadınların kamusal eğitime dahil edilmesi önemli konu başlıkları olmuştur. XX. yüzyılın başlarında milliyetçi eğitim sistemleri, vatandaşlık, millî tarih önemli iken yüzyılın ikinci yarısında ırk, etnisite, cinsiyet, din ve bunların eğitim kademelerine etkileri eğitim tarihçilerinin öncelikli araştırma konuları haline gelmiştir.
Amerikalı ve Avrupalı sömürgeci güçler XVIII. yüzyıldan itibaren dünyanın her yerinde yoğun olarak okullar açmıştır. Bunlar yerel eğitim sistemlerini tahrip etmiş, kültürleri değiştirmiş, çarpıtmış, yabancılaştırmıştır. Bu sebeple Avustralya, Yeni Zelanda, Arap dünyası, Kuzey Amerika ve Asya ülkelerinde misyonerlik ve sömürgeci eğitim faaliyetleri ile bunlara karşı verilen mücadele ve antiemperyal eğitim sistemlerinin kuruluşu önde gelen konular olmuştur. Afrika diyasporası, Amerika'da yerlilerin ve göçmenlerin eğitimi de buna dahildir. Afrika kıtasının eğitim tarihi ise neredeyse çalışılmamıştır. Afrika'da eğitimin sömürge öncesi, sömürge dönemi ve sonrası hâlâ araştırılması/öğrenilmesi gereken büyük bir boşluktur.
Eğitim tarihi araştırmalarında eğitimin geçmişine dair her türlü ayrıntı ele alınır. Ancak bütün bunlar kurumlar (eğitim fonksiyonu olan her türlü mekân; medreseler, tekkeler, camiler, kiliseler, manastırlar, kütüphaneler vb.), kavramlar (öğrenme, öğretmen, ahlak, eğitimci, bilgi, değişim vb.), kişiler (filozof, ahlakçı, din adamı, müderris, mürebbiye, öğretmen, müdür vb.), programlar (geleneksel kitap listeleri, kurumların eğitim programları ve amaçları, modern dönem ulus-devlet eğitim programları vb.), eserler (kitaplar, risaleler, dergiler, gazeteler, fotoğraflar, broşürler vb.) ve eğitim araç-gereçleri (kalem, defter, kalemtıraş, kıyafet, kara tahta, sıra, masa, tablet vb.) şeklinde altı kategoride toplanabilir.
Eğitim tarihi araştırmalarında 1970'lere kadar daha çok millî, bürokratik ve militer konular çoğunlukta iken bu tarihten sonra revizyonist tarihçilerin ve yeni teorilerin etkisiyle okul, diğer toplumsal olgular ve kurumlar arası ilişkiler ön plana çıkmıştır. Şehirleşme, öğretmen, eğitimci ve öğrencilerin deneyimleri, millî bayramlar, ritüeller, efsaneler, mimari, arkeoloji, sömürge öncesi öğretme ve öğrenme yolları, zorunlu, laik ve seküler eğitim gibi konular temel konu başlıklarıdır. XX. yüzyıl sonlarında eşitlik, ayırımcılık, kadın (feminizm), çocuk ve cinsiyet sorunları çoğu kere anakronizme düşme pahasına tarihî derinlikte sorgulanarak ele alınmıştır. Bu değişim ülkelere göre de farklılık göstermiştir. Yine bu dönemde şehir/şehirleşme ve eğitim arasında ciddi bir bağ kurulmuş ve tarih yazımı genelde bu bağ üzerinde anlatılmıştır. XX. yüzyıl eğitim tarihi büyük ölçüde şehir/kent eğitiminin gelişim, değişim ve dönüşümü üzerine odaklanmıştır. Bu süreçte şehirlerde eğitim yoğunluğu okullaşma ve endüstrileşmeye vurgu yapılmış, şehrin bütün eğitim yeniliklerinin merkezi olduğu dile getirilmiştir. (Türk eğitim tarihinin "kült" eseri Osman Ergin'in Türkiye Maarif Tarihi kitabını başlangıçta İstanbul şehir tarihinin bir parçası olarak planlanması da bu teoriyle uyum halindedir).
Eğitim tarihi yazımında tarih ve eğitim bilimi kaynakları kullanılır: Genel tarih kitapları ve kronikler, şair tezkireleri, âlim ve evliya/aziz biyografileri, arşiv kaynakları, vakıf kayıtları, yıllıklar, kitaplar, ders kitapları, anılar, mektuplar, ekonomik veri kayıtları, bağışlar, kütüphane katalogları, kanunlar ve nizamnameler, mahkeme kayıtları, sicil defterleri, dergiler, gazeteler, broşürler, okul tarihleri, her türlü eğitim öğretim araç-gereci (ders kitabı, yardımcı kaynaklar, sıra, masa, kara tahta, tebeşir, kalem, silgi, defter vb.), eğitim kıyafetleri, mezuniyet belgeleri, fotoğraflar, afişler, filmler, sinema eserleri, ses kayıtları (sözlü tarih), efemera ve dijital kayıtlar. Mimari tarih, sanat tarihi, tasavvuf tarihi, tıp tarihi, siyasî tarih, hukuk tarihi gibi alanlardan da eğitim tarihi ciddi şekilde yararlanır. Eğitim tarihi yazımında arşiv kaynakları ve literatür yanında 1980'lerden sonra farklı kaynaklar kullanılmaya başlanmıştır. Fotoğraf analizleri, filmler, arkeolojik materyaller, mimari yapılar, mobilya dizaynları, sözlü tarih, üniforma, kartpostal vb. böylece genel makro eğitim tarihi anlatıları yanında sıradan insanların ve toplulukların eğitim tarihleri de yazılmaya başlanmıştır.
Türkiye'de eğitim bilimi ve eğitim tarihiyle ilgili gelişmeler dünyanın diğer ülkeleriyle eş zamanlı ve düzeyde gelişim göstermiştir. Bu alandaki ilk çalışmalar II. Meşrutiyet döneminde yapılmış olmakla birlikte bunların temeli II. Abdülhamid dönemindeki bazı monografik çalışmalara ve 1898-1904 yılları arasında yayımlanan Maarif Salnameleri'ne dayanmaktadır. Her salnamenin girişinde Osmanlı eğitim tarihinin modernleşme dönemine dair kısa bilgiler sonraki eğitim tarihi yazımının temeli olmuştur. Bilimsel yöntem/kriterler ve kurumsal yapı göz önünde bulundurularak, sistematik araştırmalar ise 1960'lardan sonra başlamıştır. Osmanlı son döneminde Mehmed Esad Bey'in Mir'ât-ı Mühendishâne-i Berrî-i Hümâyûn (1895) ve Mir'ât-ı Mekteb-i Harbiye (1912) adlı çalışması, bu alanda ilk defa yayımlanan müstakil askerî eğitim tarihleridir. Musa Kâzım Bey'in Hükemâ-yı Cihân ve Talim ve Terbiye Tarihi (1911) Batılı pedagoji türünün Türkiye'de ilk örneğidir. 17 Ocak 1915 tarihinde Telif ve Tercüme Dairesi üyesi Mehmed Ziyâ Bey'in Maarif Nazırı Ahmed Şükrü Bey'in emriyle derlediği Maârif-i Umûmiye Nezâreti Tarihçesi başlıklı raporu hem bu kurumun hem de genel maarif tarihinin ilk önemli çalışmasıdır. Bu dönemde Muallim Cevdet'in bazı yazıları, öğretmen yetiştirme tarihi ve Tanzimat dönemi maarifini ön plana çıkarmıştır. Yine 1918'de ilk ve son örneği yayımlanan İlmiye Salnamesi'nde Emin Bey'in "Târihçe-yi Tarîk-i Tedrîs" başlıklı yazısı eğitim tarihinin ilklerindendir. Bu dönemde Mustafa Sâtı Bey de eğitim tarihinin farklı veçhelerine dair yazılar yazmıştır.
İlk kapsamlı eğitim tarihi çalışması resmî bir görevle 1922 yılında Mahmud Cevad tarafından hazırlanan Maârif-i Umûmiye Nezâreti Târihçe-i Teşkîlât ve İcrââtı başlıklı tedvindir. İlk olması bakımından paradigma kurucu bir niteliğe sahiptir. Eser, Maarif Nezareti, yeni açılan okullar hakkında resmî yazılar, nazırlarının kısa biyografileri, ders programları, okul binaları gibi hususları derlemiştir. Cumhuriyet'in ilk yıllarında Mehmed Ali Ayni'nin Dârülfünun Tarihi (1927) önde gelen kurum tarihlerinden biridir. Nâfi Atuf Kansu'nun Mehmet Fuat Köprülü ve Ali Haydar Taner'in teşvikiyle yazdığı Türkiye Maârif Tarihi Hakkında Bir Deneme (1930) başlıklı çalışması da ilklerdendir. Erken Cumhuriyet döneminde Nâfi Atuf Kansu, Âdil Bey, Halil Fikret Kanad, Hıfzırrahman Raşit Öymen pedagoji tarihi yazarlarının önde gelen isimleridir.
Türk eğitim tarihinin en kapsamlı çalışması, Osman Nuri Ergin tarafından 1933 yılında hazırlanmaya başlanmıştır. Hıfzırrahman Raşit Öymen'in teklifiyle 1939'da yeniden yazılmaya başlanan çalışma 1943'te İstanbul Mektepleri ve İlim, Terbiye ve San'at Müesseseleri Dolayısiyle Türkiye Maarif Tarihi başlığı ile beş cilt halinde yayımlanmıştır. Eğitim tarihinin ötesinde kültür, sanat ve düşünce tarihi değeri kazanan, bolca kişisel yargı ve şifahî gözlem de aktaran eser, 1940'lı yılların siyasî ve psikolojik atmosferini belirgin şekilde yansıtmaktadır.
Türk eğitim tarihi yazımına gerek direktifleri gerekse kişisel gayretleriyle en büyük katkıyı veren bir isim de Hasan Âli Yücel'dir. Türkiye'de Ortaöğretim (1938), İyi Vatandaş İyi İnsan (1956), Öğretmen Öğrenci Köşesi ve Millî Eğitimle İlgili Söylev ve Demeçler (1995) onun eğitim tarihine doğrudan katkılarıdır. Tanzimat I (1940) adlı çalışmadaki eğitimle ilgili kısımlar, Aziz Berker'in Türkiye'de İlköğretim I (1839-1908) (1945), Nevzat Ayas Ayasbeyoğlu'nun Türkiye Cumhuriyeti Millî Eğitimi: Kuruluşlar ve Tarihçeler (1948) Yücel'in tavassutuyla vücut bulmuş klasik eğitim tarihi araştırmalarıdır.
Faik Reşit Unat'ın Türkiye Eğitim Sisteminin Gelişmesine Tarihi Bir Bakış başlıklı 1964'te yayımladığı kitap, Türkiye'de ilk kapsamlı akademik eğitim tarihi sayılabilir. Bundan sonra yerli ve yabancı çok sayıda akademik eğitim tarihi yazılmaya başlanmıştır. 1960'lardan sonra A. Kazamias, R. Davison, F. Stone ve J.S. Sliowicz gibi yabancı araştırmacıların Türk eğitim tarihine dair kapsamlı çalışmaları yayımlanmıştır. 1964 yılında Ankara Üniversitesi'nde açılan Eğitim Fakültesi'nin amaçlarından biri Türkiye'de eğitimin tarihî, sosyal ve kültürel temellerini araştırmak şeklinde belirlenmiştir. Bu doğrultuda Hasan Ali Koçer ve Yahya Akyüz'ün çalışmaları temayüz etmeye başlamıştır. Koçer'in Türkiye'de Öğretmen Yetiştirme Problemi (1848-1967) (1967), Türkiye'de Modern Eğitimin Doğuşu (1773-1923) (1967), Eğitim Tarihi I (1980) önde gelen araştırmalardır.
Türkiye'de akademik eğitim tarihçiliğinin en önde gelen isimlerinden biri de Yahya Akyüz'dür. Türkiye'de Öğretmenlerin Toplumsal Değişmedeki Etkileri (1978) başlıklı çalışmasını 1982'de en önemli eseri Türk Eğitim Tarihi takip etmiştir. Akyüz, eserini hemen her sene yenileyip geliştirerek kendi yaptığı sulu boya resimler ve hat örnekleri ekleyerek yayımlamış ve kitap 2022 yılına kadar otuz beş baskı yapmıştır. Aynı zamanda bir "fikir eseri" hüviyetini taşıyan Türk Eğitim Tarihi, birincil kaynaklardan derlenen bilgilerin yanında yazarın değer dünyası doğrultusunda normatif niteliği ağır basan gözlem ve yorumlarla da zenginleştirilmiştir.
Medrese tarihi araştırmalarıyla İsmail Hakkı Uzunçarşılı, Cahit Baltacı, Cevat İzgi, Mehmet İpşirli, Fahri Unan, Hasan Akgündüz, Murat Akgündüz, Ahmed Cihan, Yaşar Sarıkaya, Yasemin Beyazıt; Enderun Mektebi ile B. Miller ve Ülker Akkutay; tekke ve tarikat eğitimiyle Mustafa Kara, Osman Türer vd.; tıp tarihi ve tıp ve sağlık eğitimi kurumlarıyla Ekrem Kadri Unat, Ayten Altıntaş, A. Süheyl Ünver, Hüsrev Hatemi, Aykut Kazancıgil, Nuran Yıldırım, Nil Sarı, Coşkun Yılmaz vd.; sıbyan mektebiyle Mefail Hızlı; din eğitimi ve kurumlarıyla Mustafa Öcal, Salih Zeki Zengin, Mehmet Ali Gökaçtı; Osmanlı son dönemi ve Cumhuriyet dönemi üzerine çalışmalarıyla Mustafa Ergün, Cahit Bilim, Hasan Cicioğlu, Tayyip Duman, Ersoy Taşdemirci, Osman Kafadar ön plana çıkmıştır.
1987'de yayımlanan Cumhuriyet Dönemi Türk Eğitimcileri başlıklı çalışmada resmî tarihin önemsediği kırk eğitimcinin biyografisi verilmiştir. Necdet Sakaoğlu'nun Osmanlı Eğitim Tarihi, Cumhuriyet Dönemi Eğitim Tarihi ve Osmanlı'dan Günümüze Eğitim Tarihi (2003) bu alanın önde gelen eserlerindendir. Cavit Binbaşıoğlu, Niyazi Altunya da son dönem eğitim tarihçilerindendir. Türkiye'de medrese, üniversite ve yükseköğretim tarihçiliğine Ekmeleddin İhsanoğlu ve Emre Dölen kapsamlı katkılar vermiştir. Öğretmen yetiştirme eğitiminin tarihini en geniş halde Cemil Öztürk yazmış, İsa Eşme de katkı yapmıştır. Türkiye'de azınlık, yabancı ve misyoner okulları tarihi, Köy enstitüleri ve eğitim kurumlarına dair çok sayıda araştırma yapılmıştır. Yeni kuşak Türk eğitim tarihçilerinden Filiz Meşeci Giorgetti, Ayşe Aksu, Mustafa Gündüz, Benjamin C. Fortna, Selçuk Akşin Somel, Emine Ö. Evered, Arzu M. Nurdoğan, Mustafa Şahin, Uğur Ünal, Bahri Ata, Mustafa Şanal, Faruk Öztürk, Ali Gurbetoğlu, Selçuk Uygun, Hüseyin Şimşek, Rafet Aydın, Yasemin Tümer Erdem, Betül Batır, Nuri Güçtekin, Hayrünisa Alp, Fatih Demirel, Ahmet Vurgun, Eyüp Cücük, Gülşah Eser, K. Hasebe ve Hale Yılmaz'ın çalışmaları 2000'li yıllardan sonra yayımlanmış ve yayımlanmaya da devam etmektedir.
Türk eğitim tarihine dair 2000'lerden sonra bibliyografik çalışmalar da yapılmıştır. İslam Tarih, Sanat ve Kültür Araştırma Merkezi (IRCICA) tarafından yayımlanan Osmanlı Dünyasında Bilim ve Eğitim (2001) büyük ölçüde eğitim tarihi muhtevalı yazılardan müteşekkildir. Türkiye'de Eğitim Bilimleri (2006) başlıklı derlemede eğitim tarihinin Türkiye'deki durumuyla ilgili genel bir panorama çizilmiştir. Türkiye Araştırmaları Literatür Dergisi'nin Türk Eğitim Tarihi Özel Sayısı (6/12 [2008]), eğitim tarihi alanında farklı konulardaki literatürü de vermesi bakımından oldukça kapsamlıdır. Prof. Dr. Yahya Akyüz'e Armağan (2011) başlığı ile yayımlanan çalışmada eğitim tarihine dair yüzün üzerinde yazı yer almıştır. Meslekî Eğitimde İz Bırakan Eğitimciler (iki cilt, 2012) ve İstanbul'un 100 Eğitimcisi de (2018) Türkiye'nin eğitimcilerine yönelik kısa biyografiler sunmuştur. Mehmet Sarıoğlu'nun Türk Eğitim Tarihinden Esintiler (2012) ve Erdal Ceyhan'ın Türk Eğitim Tarihi Kronolojisi de (2004) eğitim tarihine bibliyografik katkılardır.
Türkiye'de eğitim tarihine münhasır akademik bir dergi yoktur. Osmanlı Araştırmaları dergisinin "Osmanlı Eğitim ve Düşünce Dünyası" konulu iki sayılık dosyası (sy. 41-42 [2013]) eğitim tarihine ayrılmıştır. Turkish History Education Journal, eğitim tarihi araştırmalarına daha çok yer veren dergilerden biri olmakla birlikte, eğitim tarihiyle ilgili araştırma, değerlendirme, değini ve tanıtım yazıları sosyal/beşerî bilim dergilerinin pek çoğunda yer alabilmektedir.
Adamson, John W. A Short History of Education. Cambridge 1919.
Akyüz, Yahya. Türk Eğitim Tarihi: M.Ö. 1000-M.S.2021. Ankara 2021.
Ayas, Nevzad. Türkiye Cumhuriyeti Millî Eğitimi: Kuruluşlar ve Tarihçeler. Ankara 1948.
Brickman, William W. Guide to Research in Educational History. New York 1949.
Davidson, Thomas. A History of Education. New York 1901.
Ergin, Osman [Nuri]. Türkiye Maarif Tarihi. I-V, İstanbul 1977.
Freeman, Mark – Kirke, Alice. “Review of Periodical Literature on the History of Education Published in 2016”. History of Education. 46/6 (2017), s. 826-853.
Gündüz, Mustafa. Eğitim Tarihinin Peşinde. Ankara 2019.
a.mlf. Maâriften Eğitime: Tanzimat’tan Cumhuriyet’e Eğitim Düşüncesinde Dönüşüm. Ankara 2016.
History of Education Today. United Kingdom 1985, s. 11.
Kafadar, Osman. Türk Eğitim Düşüncesinde Batılılaşma. Ankara 1997.
Mahmud Cevad İbnü’ş-Şeyh Nâfi‘. Maârif-i Umûmiye Nezâreti Târihçe-i Teşkîlât ve İcrââtı. haz. T. Kayaoğlu. Ankara 2001.
Sakaoğlu, Necdet. Osmanlı’dan Günümüze Eğitim Tarihi. İstanbul 2003.
Talbott, John E. “The History of Education”. Daedalus. 100/1 (1971), s. 133-150.
The [Oxford] Handbook of the History of Education. ed. J. L. Rury – E. H. Tamura. New York 2019.
Türkiye Araştırmaları Literatür Dergisi (TALİD). (Türk Eğitim Tarihi Özel Sayısı). 6/12 (2008).
Urban, Wayne J. “The Word from a Walrus: Five Decades of the History of Education Society”. History of Education Quarterly. 50/4 (2010), s. 429-459.
Kaynak: https://turkmaarifansiklopedisi.org.tr/egitim-tarihi
Bilgi paylaştıkça çoğalır. Okuduğunuz için teşekkür ederiz.
Eğitimin tarihî gelişimini inceleyen ilim dalı.