Eğitim öğretim yapan kurumlara meslekî personel yetiştirme süreci.
Eğitim öğretim yapan kurumlara meslekî personel yetiştirme süreci.
Öğretmen yetiştirme XVIII. yüzyıl başlarından itibaren gelişen modern eğitimin temel ihtiyaç ve pratiklerinden biridir. Giderek devlet kontrolüne giren merkezî kamusal eğitimin felsefesine ve amaçlarına uygun eğitimciler yetiştirmek üzere başta Avrupa'da öğretmen okulları açılmıştır. Öğretmen yetiştirmenin üç ana aşamasından bahsedilebilir: Öğretmen olmak isteyenlerin seçildiği ilköğretim ve ortaöğretim süreci (hazırlık). Öğretmen yetiştirmek için eğitimin verildiği ortam (ön lisans ya da lisans eğitimi), hizmet sonrası, hizmet içi eğitim. Öğretmenliği eğitmenlik ya da diğer eğitici mesleklerden (ustalık) ayıran üç vasıf vardır: Öğretmenlik meslek bilgisi (alan bilgisi), öğretmenlik mesleğini besleyen genel kültür (ulusal ve evrensel bilgi düzeyi), öğretme becerisi ve sanatı. Resmî öğretmenlik eğitimi bu üç niteliği kazandırmayı amaçlar. Öğretmen yetiştirmede de üç temel ders ve beceri vardır: Genel ve özel öğretim yöntem ve tekniklerini bilmek, eğitim bilimlerinin geneline dair yeterli bilgi ve beceriye sahip olmak, öğretmenlik stajı (okul deneyimi) yapmış olmak. Öğretmen yetiştiren kurumların amacı bu alanlara yoğunlaşmakla birlikte ülkelerin kültürüne ve coğrafyalarına göre değişim göstermiştir.
Geleneksel dönemde Avrupa'da ve İslam dünyasında eğitim kurumlarına hususi olarak eğitimci/hoca/öğretmen yetiştiren müstakil bir kurum yoktu. Her kurum kendi içinde belli bir süreçte eğiticisini yetiştiriyordu. Merkezî kamusal eğitimin devlet kontrolünde Prusya, İngiltere ve Fransa'da hızla gelişmeye başlamasıyla bu kurumlara yine devlet tarafından yetiştirilen eğiticilerin görevlendirilmesi gerekli hale gelmiştir. Öğretmen/eğitici yetiştirmek amacıyla 1808'de açılan ilk kurum Fransa'da École de Normale'dir (ilköğretmen okulu). 1834'te Fransa'da en az otuz dört öğretmen okulu vardı. 1838'de Paris'te ilk kız öğretmen okulu açıldı ve sayıları hızla arttı. École de Normale, 1845'te École de Normale Supérieure (yüksek öğretmen okulu) haline geldi. 1880'lerde Jules Ferry zamanında öğretmen okulları büyük ölçüde laikleşti ve merkezîleşti. Fransa'da öğretmenlik 1889'da resmî meslek haline geldi. Fransız öğretmen okulları Osmanlı eğitim sistemi için de örnek alındı.
Almanya'da öğretmen yetiştiren okul 1763'te Normalschule adıyla kuruldu ve daha sonra birçok öğretmen eğitimi kurumuna örnek oldu. 1780'lere doğru öğretmen okulları merkezîleştirildi ve programı da ortak hale getirildi. 1836'da Prusya'da en az kırk dört öğretmen okulu vardı. Başlangıçta iki yıl olan öğretim süresi zamanla altı yıla kadar çıktı. İlköğretim öğretmenlerinin dört yıllık lisans görmeleri 1920'lerde hayata geçirildi. Rusya'da öğretmen yetiştiren okullar 1880'lerin başında kurulmaya başlandı. 1870'lerde kız öğretmen okulları açıldı. XX. yüzyılın ortalarında Sovyetler Birliği'nde 400'ün üzerinde öğretmen yetiştiren okul vardı. Batı dışı toplumlarda özellikle Hindistan, Çin, Japonya, Mısır ve Osmanlı Devleti'nde öğretmen yetiştirme büyük ölçüde Avrupa tarzı modern öğretmen yetiştirme okulları şeklinde gelişti. 1820'lerden sonra Mısır'da İstanbul'a paralel eğitim gelişmeleri yaşandı. Fransa öğretmen okulları örnek alınarak 1872'de Dârülulum adında bir öğretmen okulu kuruldu.
Türkiye'de öğretmen yetiştirmenin temelleri Osmanlı dönemi eğitim modernleşmesiyle başlamıştır. XIX. yüzyılın başından itibaren devlet ihtiyaç duyduğu memurları, teknisyenleri, askerleri ve muallimleri yetiştirmek için yeni okullar açtı. 1839'da ilk sivil mektepler faaliyete geçti. Yeni açılan mekteplere yeni muallimler yetiştirmek üzere 16 Mart 1848 tarihinde Dârülmuallimîn-i Rüşdî öğretime başlamıştır (bk. Dârülmuallimîn). Bu tarihten sonra gerek merkezde gerek taşrada kız ve erkeklere münhasır muallim mektepleri açıldı. Bu dönemde medrese ve tekke dünyasının kadim alışkanlıkları hayli yaygındı ve "Bilen öğretir" zihniyeti hâkimdi. Bu sebeple, XX. yüzyılın başlarına kadar yeni açılan okullarda muallim yetiştiren mekteplerden mezun olanlar görev yaptığı gibi dışarıdan da muallim atandı. II. Meşrutiyet'in ilk yıllarında "herkesin muallimlik yapamayacağına" ve "muallimliğin bir meslek olduğuna" vurgu yapılarak bir meseleyi öğretme işinin o konuyu biliyor olmaktan daha ileri bir iş olduğu kabul edildi.
1848 yılında başlayan ve onlarca farklı model denenen Türkiye'de öğretmen yetiştirme sistemi sürekli değişmiş, yenilenmiş ve 1980'lerden sonra standart hale getirilerek Eğitim fakülteleri bünyesinde toplanmıştır. Türkiye'de yaklaşık 170 senedir, farklı kurumlarda, farklı amaçlar için yapılan öğretmen yetiştirmenin tarihinde çeşitlilik söz konusudur.
Anaokullarına Öğretmen Yetiştirme: Anaokullarının ilk örnekleri II. Abdülhamid döneminde yabancıların açtığı okullarda görülmüştür. 1914-1915 eğitim öğretim yılında Dârülmuallimât-ı Adliye'ye bağlı ve bir yıl öğretim süreli Ana Muallim Mektebi kurulmuştur. Bu okul 1918-1919'da da ihtiyaçtan fazla anaokulu öğretmeni yetiştirildiği gerekçesiyle kapatılmıştır. Mustafa Sâtı Bey tarafından 1917'de açılan Yeni Mektep adlı özel okulun bünyesinde yer alan Dârülmürebbiyât adlı özel sınıf ile 1918'de aynı adla Eskişehir'de açılan okul, Türkiye'de anaokulu öğretmeni yetiştiren ilk kurumlar arasında yer almıştır. 1926'da İzmir'de Ana Muallim Mektebi açma kararı alınmış, okula bir müdür atanmıştır. Ancak okulun eğitime başladığına dair bilgi-belge yoktur (bk. Ana Muallim Mektebi).
1927'de Maarif Eminliği tarafından Ankara Keçiören'de iki yıl eğitim öğretim süresi olan başka bir Ana Muallim Mektebi açılmıştır. 1930-1931'e kadar faaliyet gösteren okul, aynı sene İstanbul Kız Muallim Mektebi'ne aktarılmış, 1932-1933'te kapatılmıştır. 1935'te Ankara Kız Teknik Öğretmen Okulu'na bağlı Çocuk Bakımı ve Dikiş Bölümü programında okuyanlar anaokulu öğretmeni olarak yetiştirilmiş ve bu uygulama 1960'lara kadar devam etmiştir. 1976 yılından sonra Çocuk Bakımı ve Gelişimi Bölümü mezunları anaokulu öğretmeni olarak atanmıştır. 1979'da Kız Teknik Yüksek Öğretmen Okulu'na bağlı Ana Okulu Öğretmenliği Lisans Programı açılmış ve 1980-1981'de eğitim öğretime başlamıştır. 1980'lerden sonra, Eğitim fakültelerinde okul öncesi bölümleri açılmaya başlanmış ve bu programdan mezun olanlar anaokullarına öğretmen olarak atanmaya devam etmektedir.
İlköğretime Öğretmen Yetiştirme: İbtidâîler 1860'lardan sonra açılmaya başlanmıştır. İbtidâî mekteplere öğretmen yetiştirmek amacıyla Dârülmuallimîn-i Sıbyân 15 Kasım 1868'de açılmıştır. İlk müdürü Mehmed Cevdet Efendi olan okulun eğitim süresi iki yıldır. Usûl-i cedit üzere eğitim yapan okuldan bazı çevrelerin rahatsız olması sebebiyle, eğitim 1871'de sonlandırılsa da bir sene sonra yeniden açılmıştır. 1874'ten sonra Bosna, Girit, Kosova, Priştine ve Konya vilayetlerinde sıbyan mekteplerine öğretmen yetiştiren okullar açılmıştır. Sultan II. Abdülhamid döneminin sonlarına doğru taşra sıbyan muallim mekteplerinin sayısı otuz beşi geçmiştir. Bu okullar, 1924'te İlköğretmen Okulu'na dönüşmüştür.
İbtidâî mekteplere öğretmen yetiştirmek için Dârülmuallimîn-i Kebîr'in sıbyan şubesi 1874'te kurulmuştur. Öğretim süresi iki yıldır. II. Meşrutiyet'in ilanından sonra bu şube okuldan ayrılmış, bağımsız hale gelmiş ve 1909'da öğretim süresi üç yıla çıkarılmıştır. Dârülmuallimîn-i İbtidâî müdürlüğüne getirilen Mustafa Sâtı Bey okulda bazı yenilikler yapmıştır. İbtidâî mekteplere öğretmen yetiştiren bir başka okul da 1870'te açılan Dârülmuallimât'ın sıbyan şubesidir. Buradan 1924'e kadar ibtidâî mektepler için kız muallimler yetişmiştir.
1923-1924'te Türkiye'de toplam yirmi ibtidâî Dârülmuallimîn ve Dârülmuallimât vardı. Öğretim süresi beş yıl olan bu okulların sayısı 1925-1932 arasında on dokuz ile yirmi beş arasında değişmiş, 1930'ların sonunda on bire düşmüştür. İlköğretmen okullarının sayısı, 1940-1941'de yirmi yediye, 1950-1951'de otuz bire çıkmıştır. 1954'te Köy enstitülerinin ilköğretmen okullarına dönüştürülmesiyle bu sayı elli ikiye yükselmiş ve 1950'lerin sonuna kadar bu rakam devam etmiştir. Bu okulların sayısı, 1960-1961'de elli üç iken 1972-1973'te seksen dokuzdur. İlköğretmen okulları 1974'te öğretmen liselerine dönüştürülmüştür. Bu tarihten sonra öğretmen liselerinden mezun olanlar öğretmen olarak atanmıştır. 1982'den sonra lise mezunu öğretmenlere lisans tamamlama zorunluluğu getirilmiştir.
İlköğretime öğretmen yetiştiren bir diğer kurum da Eğitim enstitüleridir. 1974-1975'te öğretmen lisesine dönüştürülen okulların bünyesinde iki yıllık Eğitim enstitüleri açılmıştır. Sınıf öğretmeni yetiştirmek üzere açılan bu okulların adı, resmî belgelerde Eğitim Enstitüsü Sınıf (İlkokul) Öğretmenliği Bölümü'dür. 1980'de sayıları on üç iken, 1982'de on yedidir. Bu okullar, 1982'de Eğitim yüksekokullarına dönüştürülmüş ve bulundukları bölgedeki üniversitelere bağlanarak Eğitim Fakültesi haline gelmiştir.
Cumhuriyet'in ilk yıllarında köy ilköğretim okullarına öğretmen yetiştirmek için Köy muallim mektepleri açıldıysa da kısa süre sonra kapatılmıştır. 1936'da Köy eğitmen kursları açılarak kısa sürede öğretmen yetiştirme denemesi yapılmıştır. Bu pratik daha sonra Köy enstitülerine dönüşmüştür. 1940'tan sonra yirmi bir yerde açılan Köy enstitülerinde de köylere öğretmen yetiştirilmiştir. Öğretmen yetiştirme tarihinde tartışmalı denemelerden biri olan Köy enstitüleri 1947'den sonra özgünlüğünü kaybetmiş ve 1954'te İlköğretmen Okulu'na dönüşmüştür.
Yukarıdaki kurumsal denemelerin dışında, yedek subay öğretmenlik, geçici öğretmenlik, mektupla öğretmen yetiştirme (1974), hızlandırılmış programla öğretmen yetiştirme (1978), askerliğini öğretmen olarak yapma (1961 sonrası), pedagojik formasyon alarak öğretmen olma, alan dışından doğrudan atanma gibi farklı ilköğretim öğretmeni yetiştirme denemeleri yapılmıştır.
Ortaöğretime Öğretmen Yetiştirme: 1839 yılında açılan ilk sivil mektepler orta düzeyde idi. Bu okullara öğretmen yetiştirmek için Kemal Efendi'nin gayretleriyle 16 Mart 1848 tarihinde Türkiye'nin ilk öğretmen yetiştirme kurumu Dârülmuallimîn açılmıştır. "Başhoca" sıfatıyla yenilikçi fikirleriyle tanınan ve ulemadan Denizlili Yahyâ Efendi okulun başına getirilmiştir. Ahmed Cevdet Efendi (Paşa) 14 Temmuz 1850 tarihinde müdür sıfatıyla atanmış ve okulun ilk nizamnamesini hazırlamıştır (1 Haziran 1851) (bk. Ahmed Cevdet Paşa). Maârif-i Umûmiye Nizamnamesi gereğince Dârülmuallimîn'e 1874'te "Âliye" sıfatı eklenerek, idâdîlere ve sultânîlere de öğretmen yetiştirme görevi verilmiştir. 1974'te Dârülmuallimîn-i Kebîr adında ibtidâî, rüşdî ve idâdî kısımları olan öğretmen okulu açılmıştır. İdâdî şubesi ancak 1877 yılında eğitime başlamıştır.
1908 sonrasında Dârülmuallimîn'in yapısında değişimler olmuştur. İlköğretime öğretmen yetiştiren ibtidâî kısmı okuldan ayrılmıştır, burada Dârülfünun hocaları ders vermeye başlamıştır. Bir ara Dârülmuallimîn Dârülfünûn'a eklenmiştir. Dârülmuallimîn'de Mustafa Sâtı Bey zamanında pek çok yenilik yapılmış ve bu yeniliklerin çoğu modern öğretmen yetiştirme sürecinin temeli olmuştur.
1870 yılında kız rüştiyelerine öğretmen yetiştirmek için açılan Dârülmuallimât da ortaöğretime öğretmen yetiştirme kurumudur. II. Meşrutiyet döneminde kız idâdîleri de açılınca, bu kuruma idâdîlere de öğretmen yetiştirme görevi verilmiş ve adı Dârülmuallimât-ı Âliye olmuştur. 1914-1915'te Dârülmuallimât'a bağlı Ana Muallim Mektebi kısmı açılmıştır. Bu kurum, 1924-1925'te İstanbul Kız Muallim Mektebi adını almış ve okul Cumhuriyet dönemi boyunca da farklı isimler altında öğretmen yetiştirmeye devam etmiştir.
Osmanlı'dan Cumhuriyet'e geçişte bazı öğretmen yetiştirme kurumları isim değiştirerek varlıklarını sürdürse de bunların dışında yeni okullar açılmıştır. Osmanlı tecrübesinde rüştiye ve idâdîlere aynı kurumdan öğretmen yetiştirilirken Cumhuriyet döneminde ortaokul ve liseye ayrı kaynaklardan öğretmen yetiştirme usulüne geçilmiştir. Bunlardan ilki 1 Kasım 1924 tarihinde Ankara'da açılan Musiki Muallim Mektebi'dir. Okula 1937'de temsil sınıfları eklenmiş ve 1938-1939'da Gazi Terbiye Enstitüsü'nün bir bölümü haline getirilmiştir.
Cumhuriyet döneminde ortaokullara öğretmen yetiştiren en önemli kurumların başında Gazi Terbiye Enstitüsü gelir. Okul ilk önce 1926-1927'de Konya'da Orta Muallim Mektebi adıyla ve sadece Türkçe Şubesi faal olacak şekilde açılmış, bir yıl sonra Pedagoji Şubesi de açılarak Ankara'ya taşınmıştır. Okul, 1927'de planını Kemâleddin Bey'in çizdiği binaya taşınmış ve adı Gazi Orta Muallim Mektebi olmuştur. Beden Terbiyesi Okulu, enstitüsünün bir bölümü olarak eğitime başlamış, Resim ve El İşleri Bölümü de açılmıştır. 1934-35'te hazırlık sınıfları kaldırılarak Pedagoji, Edebiyat (Edebiyat, Tarih-Coğrafya), Riyaziye ve Tabii İlimler şubelerinin öğretim süresi ikişer yıla indirilmiştir. Gazi Terbiye Enstitüsü Türkiye'de önde gelen öğretmen yetiştirme merkezlerinden biri olmuştur (bk. Gazi Terbiye Enstitüsü).
Ortaöğretime öğretmen yetiştiren bir diğer kurum, üç yıllık Eğitim enstitüleridir. 1946-1947'de sayıları gittikçe artan ortaokullara her ders için ayrı branş öğretmeni verilmesi güçleştiği için Türkçe, tarih, coğrafya, yurttaşlık bilgisi, matematik, tabiat bilgisi, fizik ve kimya derslerinin hepsini birden okutabilecek öğretmenler yetiştirmek amacıyla Gazi Eğitim Enstitüsü'nde yeni bir şube kurulmuştur. Üç yıllık Eğitim enstitülerinin sayısı 1977-1978'de on sekize kadar yükselmiştir. 1978'de üç yıllık Eğitim enstitülerinin bir kısmı kapatılmış, bir kısmı ise dört yıla çıkarılarak Yüksek Öğretmen Okulu adını almıştır. Bu okullar 1990'larda Eğitim fakültelerine dönüşmüştür.
Osmanlı Dârülmuallimîn-i Âliyesi'nin adı 1924'te Yüksek Muallim Mektebi (1934'te Yüksek Öğretmen Okulu) olmuş ve liselere öğretmen yetiştirmeye devam etmiştir. İstanbul Yüksek Öğretmen Okulu 1949'da kapatılmış, bir sene sonra yeniden açılmıştır. Etkisini ve önemini kısmen yitirdiyse de 1959'a kadar liselere öğretmen yetiştiren tek kurum olarak kalmıştır. 1964'te Ankara'da ikinci bir Yüksek Öğretmen Okulu, ardından İzmir Yüksek Öğretmen Okulu açılmıştır. 1978'de Yüksek Öğretmen okullarına öğrenci alımı durdurulmuş, İstanbul Yüksek Öğretmen Okulu ve diğer Yüksek Öğretmen okulları resmen kapatılmıştır.
Meslekî ve Teknik Eğitime Öğretmen Yetiştirme: Meslekî ve teknik eğitim öğretim de modern anlamda Tanzimat döneminde ortaya çıkmış ve ilk kurumları bu dönemde faaliyete başlamıştır. Midhat Paşa'nın 1860'ların başında öksüz, yetim ve fakir çocukları meslek sahibi etmek için açtığı ıslahhaneler meslek okullarının başlangıcı sayılır. Bu ve benzeri okulların sayısı kısa sürede artmıştır. Osmanlı döneminde bu okullara öğretmen yetiştiren müstakil bir okul yoktur. Cumhuriyet kurulduğu yıllarda Türkiye'de altmış dört meslekî ve teknik okul vardı. Meslekî ve teknik eğitimin öğretmenleri 1982'ye kadar Millî Eğitim Bakanlığı bünyesinde faaliyet gösteren öğretmen okullarından yetişmiştir. Cumhuriyet döneminde meslekî ve teknik eğitim kurumlarına öğretmen yetiştiren kurumlar şunlardır:
Kız Teknik Yüksek Öğretmen Okulu: Cumhuriyet döneminde meslekî ve teknik okullara öğretmen yetiştiren ilk kurum, Ankara Kız Teknik Öğretmen Okulu'dur. İsmetpaşa Kız Enstitüsü'nde, kız enstitüleri ve akşam kız sanat okullarının atölye ve meslek dersleri öğretmeni ihtiyacını karşılamak üzere 1934-1935 eğitim öğretim yılı başında açılan bu okul, iki ve üçer yıl öğretim süreli iki kısımdan meydana gelmiştir. Parasız ve yatılı eğitim yapan Kız Teknik Öğretmen Okulu'nda bu kural ilerleyen zamanlarda değişmiştir. 1943'te Biçki-Dikiş, Çamaşır-Nakış, Moda-Çiçek, Ev İdaresi-Yemek Pişirme, Meslekî ve Tezyinî Resim, Çocuk Bakımı şubeleri faaliyet göstermiştir. 1961-1962'den itibaren dört yıllık lisans eğitimi vermeye başlamıştır. Bu okul 1982'de Gazi Üniversitesi'ne bağlanarak Meslekî ve Teknik Eğitim Fakültesi'nin temelini oluşturmuştur.
Erkek Teknik Yüksek Öğretmen Okulu: Erkek teknik ve sanat okullarına meslek dersi öğretmeni yetiştirmek amacıyla 1937-1938 eğitim öğretim yılı başında Ankara'da açılmış ve kısa bir süre sonra adı Erkek Meslek Öğretmen Okulu olmuştur. Öğretim süresi üç yıl olarak belirlenen okulda Demir ve Ağaç İşleri şubeleri vardır. Okulun eğitim süresi 1946-1947'de dört yıla çıkarılmış ve adı da Erkek Teknik Öğretmen Okulu haline gelmiştir. İstanbul Haydarpaşa'da eğitime başlayan Erkek Yüksek Öğretmen Okulu da meslekî eğitime öğretmen yetiştirmeyi amaçlamıştır. Bu okul 1976-1977'de kapatılmış ve Haydarpaşa Enstitüsü Meslek Lisesi bünyesinde İstanbul Erkek Teknik Yüksek Öğretmen Okulu adıyla yeniden açılmıştır. 1982'de öğretmen okullarına yönelik köklü değişim ile İstanbul Erkek Teknik Öğretmen Okulu Marmara Üniversitesi Teknik Eğitim Fakültesi'ne, Ankara'daki Erkek Teknik Öğretmen Okulu da Gazi Üniversitesi Teknik Eğitim Fakültesi'ne dönüşmüştür. İlerleyen yıllarda farklı üniversitelerde Teknik Eğitim fakülteleri açılmıştır. Bunların tamamı 2009'da Teknoloji fakültelerine dönüştürülmüştür.
Kız Sanat Yüksek Öğretmen Okulu: 1962-1963'te Ankara'da Kız Meslek Teknik okullarına öğretmen yetiştirmek amacıyla iki yıl eğitim süresi olan bir okul halinde kurulmuştur. 1975'te okul iki yıllık lisans eğitimi veren bir yapıya dönüşmüş ve adı Kız Sanat Yüksek Öğretmen Okulu olmuştur. 1976-1977'de Konya'da Kız Sanat Yüksek Öğretmen Okulu açılmıştır. 1982'de bu okullar üniversitelere devredilmiş ve Kız Sanat Eğitimi Yüksekokulu adını almışlardır. İki yıllık ön lisans eğitimi veren bu okulların süresi 1990-1991'de dört yıla çıkarılmış ve 1992'den itibaren Meslekî Teknik Eğitim Fakültesi bünyesine alınmıştır. 2009'da Teknik Eğitim ve Meslekî ve Teknik Eğitim fakültelerinin kapanmasıyla da Teknoloji fakültelerine dönüştürülmüştür.
Erkek Sanat Yüksek Öğretmen Okulu: 1962-1963 eğitim öğretim yılında iki yıl eğitim süresi olacak şekilde Ankara'da kurulmuştur. 1975'te yüksekokul statüsüne çıkarılmıştır. 1982'de öğretmen okullarının yeniden yapılanması sırasında bu okul da üniversiteye bağlanarak Teknik Eğitim Fakültesi'nin bir bölümü haline gelmiştir.
Ticaret ve Turizm Yüksek Öğretmen Okulu: Ticaret meslek okullarına öğretmen yetiştirmek amacıyla 1955-1956'da Ankara'da kurulmuştur. Adı 1966'da Ticaret ve Turizm Yüksek Öğretmen Okulu olarak değiştirilmiştir. 1975'te okulun programına turizm işletmeciliği, bankacılık, sigortacılık, kooperatif işletmeciliği, büro yönetimi ve muhasebe eklenmiştir. 1982'de Gazi Üniversitesi'ne bağlanarak Meslekî Eğitim Fakültesi'nin Ticaret ve Turizm Eğitimi Bölümü haline gelmiştir. 1975'te Endüstriyel Sanatlar Yüksek Öğretmen Okulu dört yıl süreli olarak açılmıştır. Bu okul da 1982'de Gazi Üniversitesi Meslekî ve Teknik Eğitim Fakültesi içine dahil edilerek Teknoloji Eğitimi Bölümü haline gelmiştir.
Yüksek İslam Enstitüleri: Türkiye'de meslek okulları denildiğinde akla gelen kurumlardan biri de İmam-Hatip okullarıdır. 1959 yılında İmam-Hatip Okulu mezunlarına yüksek tahsil yapma imkânı sağlamak amacıyla Millî Eğitim Bakanlığı'nca İstanbul'da dört yıllık bir Yüksek İslam Enstitüsü açılmıştır. Okulun amacı, Orta ve muadili okullarla öğretmen okullarına din dersleri öğretmeni yetiştirmektir. İlerleyen senelerde farklı şehirlerde yedi Yüksek İslam Enstitüsü daha açılmıştır. Bu okullarda 1971'de "öğretmenlik bilgisi" (pedagojik formasyon) derslerinin de yer aldığı yeni bir ders programı uygulamaya konulmuştur. 1982'de Yüksek İslam enstitüleri İlahiyat Fakültesi'ne dönüştürülerek, her biri bulundukları illerin üniversitelerine bağlanmıştır. 1998-1999 eğitim öğretim yılında bazı İlahiyat fakültelerinin bünyesinde İlköğretim Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Öğretmenliği Bölümü açılmıştır. Bu bölüm 2006'da Eğitim fakülteleri bünyesine alınmış, 2012'de tekrar İlahiyat Fakültesi'ne bağlanmıştır. 2013'te son defa öğrenci alınan bu bölüm 2016'da mezunlarını vererek fiilen kapanmıştır (bk. Yüksek İslam Enstitüleri).
Bunların dışında meslekî ve teknik eğitime öğretmen sağlayan farklı uygulamalar da görülmüştür. Yurt dışına öğrenci göndermek ve dönüşte onları öğretmen olarak istihdam etmek, yurt dışından uzman ve öğretmenler getirmek bu tür uygulamalardır. Ayrıca yardımcı öğretmenlik, alan dışından öğretmen atama gibi uygulamalarla meslekî ve teknik eğitime öğretmen sağlanmıştır.
Türkiye'de özellikle 1980'lerin başından itibaren iki, üç ve dört yıllık Eğitim enstitülerinin süreç içinde Eğitim fakültelerine dönüşmesi ve 2008-2009'da Teknik Eğitim fakültelerinin Teknoloji Fakültesi'ne dönüşmesinden sonra, Millî Eğitim Bakanlığı'nın her türden öğretmen ihtiyacı ya doğrudan Eğitim fakültelerinden ya da Eğitim Fakültesi ile iltisaklı programları tamamlayanlar arasından seçilmeye başlanmıştır. 9 Ekim 2024'te kabul edilen Öğretmenlik Meslek Kanunu'na göre öğretmen yetiştirmede yeni bir sistem olmak üzere Millî Eğitim Akademisi'nin açılmasına karar verildi.
Ahmed Cevdet Paşa. Tezâkir: 40-Tetimme. haz. C. Baysun. Ankara 1986, s. 38.
Akyıldız, Ali. Tanzimat Dönemi Osmanlı Merkez Teşkilâtında Reform. İstanbul 1993, s. 235-236.
Akyüz, Yahya. “Türkiye’de Öğretmen Yetiştirmenin 160. Yılında Darülmuallimîn’in İlk Yıllarına Toplu ve Yeni Bir Bakış”. OTAM. sy. 20 (2006), s. 17-58.
a.mlf. Türkiye’de Öğretmenlerin Toplumsal Değişmedeki Etkileri (1839-1950). Ankara 2021.
Becerikli, Sabri. İstanbul Yüksek Öğretmen Okulu (1924-1978). Ankara 2020.
Ergin, Osman [Nuri]. Türkiye Maarif Tarihi. İstanbul 1977, I-II, 583-585.
Ergün, Mustafa. Modern Eğitim Sistemlerinin Doğuşu ve Gelişimi. C. I, Ankara 2016.
Eşme, İsa. Yüksek Öğretmen Okulları. İstanbul 2001, s. 64.
Kafadar, Osman. “Cumhuriyet Dönemi Eğitim Tartışmaları”. Modern Türkiye’de Siyasi Düşünce III: Modernleşme ve Batıcılık. ed. U. Kocabaşoğlu. İstanbul 2004, s. 372-378.
Mahmud Cevat İbnü’ş-Şeyh Nâfi‘. Maârif-i Umûmiye Nezâreti Târihçe-i Teşkîlât ve İcrââtı. haz. T. Kayaoğlu. Ankara s. 424-459.
Öcal, Mustafa. Osmanlı’dan Günümüze Türkiye’de Din Eğitimi. İstanbul 2015.
Öztürk, Cemil. Atatürk Devri Öğretmen Yetiştirme Politikası. Ankara 1996, s. 4.
a.mlf. Türkiye’de Dünden Bugüne Öğretmen Yetiştiren Kurumlar. Ankara 2005.
a.mlf. Türkiye’de Dünden Bugüne Öğretmen Yetiştiren Kurumlar. İstanbul 2005, s. 198.
Sungu, İhsan. “Mekteb-i Maarif-i Adliye’nin Tesisi”. Tarih Vesikaları. 1/3 (1941), s. 212-225.
Unat, Faik Reşit. “Türkiye’de Öğretmen Okullarının Kuruluşuna Toplu Bir Bakış”. Eğitim Hareketleri. 6-7 (1955), s. 28.
Kaynak: https://turkmaarifansiklopedisi.org.tr/ogretmen-yetistirme
Bilgi paylaştıkça çoğalır. Okuduğunuz için teşekkür ederiz.
Eğitim öğretim yapan kurumlara meslekî personel yetiştirme süreci.