Öğretmen yetiştiren yükseköğretim kurumu.
Öğretmen yetiştiren yükseköğretim kurumu.
Eğitim Fakültesi ilköğretim ve ortaöğretimin bütün kademelerinde görev yapacak öğretmenlerin yetiştirilmesi amacıyla kurulan yükseköğretim birimidir. Bünyesindeki programlara kayıtlı öğrencileri öğretmen olarak yetiştirdiği gibi ayrıca pedagojik formasyon programları yoluyla başta Fen-Edebiyat fakülteleri olmak üzere diğer alan fakültelerinden mezun öğrencileri de öğretmen olarak yetiştirir. Ayrıca eğitim öğretim alanında bilimsel araştırmalar yapmak ve bu alanın bilimsel açıdan gelişmesine katkı sağlamak da görevlerinin arasındadır.
Eğitim Enstitüsü Türkiye'de öğretmen yetiştiren kurumlar uzun süre Millî Eğitim Bakanlığı bünyesinde faaliyet göstermiştir. Daha nitelikli öğretmen yetiştirmek için öğretmenlerin üniversitelerin Eğitim fakültelerinde yetiştirilmesi gerektiği konusu yıllarca tartışılmış ve çeşitli tarihlerde bu konuda bazı girişimlerde bulunulmuştur. 1950'li ve 1960'lı yıllarda İstanbul ve Ege üniversiteleri bünyelerinde Eğitim Fakültesi kurmak için çalışmalar başlatılmış ancak başarısız olmuştur. Türkiye'de ilk Eğitim Fakültesi açma girişimi 1957 yılında Orta Doğu Teknik Üniversitesi'nde olduysa da faaliyete geçmeden sonlandırılmıştır. 1965'te Ankara Üniversitesi bünyesinde ilk Eğitim Fakültesi faaliyete geçmiştir. Ancak kuruluş amacı öğretmen yetiştirmekten ziyade eğitim bilimlerinin çeşitli alanlarına uzman yetiştirme idi. Dolayısıyla Eğitim fakültelerinin esas kuruluş tarihi 20 Temmuz 1982 olarak kabul edilebilir. Bu tarihte çıkarılan 41 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile Millî Eğitim Bakanlığı'na bağlı öğretmen yetiştiren kurumlar kapatılmış ve öğretmen yetiştirme görevi üniversitelere verilmiştir. Okul öncesi ve ilkokul öğretmenlerini yetiştirmek için eğitim süresi lise üzerine iki yıl olan Eğitim yüksekokulları ile ortaokul ve lise öğretmenlerini yetiştirmek için eğitim süresi lise üzerine dört yıl olan Eğitim fakülteleri açılmıştır. Yükseköğretim Kurulu 23 Mayıs 1989 tarihinde bütün öğretmenlerin lisans düzeyinde öğrenim görmesi gerektiği kararını almıştır. Bu karar uyarınca 1989-1990 eğitim öğretim yılından itibaren Eğitim yüksekokulları kapatılarak Eğitim fakülteleri haline getirilmiş ve okul öncesi ve sınıf öğretmenliği bölümlerinin de diğer bölümler gibi öğrenim süresi dört yıl olmuştur. Bu yapı 1998 yılına kadar devam etmiştir. Bu yıl "Eğitim Fakültelerinin Yeniden Yapılandırılması" adı altında yapısal değişiklikler yapılmıştır. Yükseköğretim Kurulu (YÖK) öğretmen yetiştirme programlarıyla öğretmen yetiştirmede bir standart oluşturmaya çalışmış ve öğretmen yetiştiren kurumların programları, eğitim süreleri, programların içeriği vb. konularda düzenlemelere gitmiştir. Eğitim Fakültesi programında yer alacak dersler ve bu derslerin içeriği Yükseköğretim Kurulu tarafından belirlenmiş ve bütün Eğitim fakültelerinde herhangi bir değişiklik yapılmadan aynen uygulanması esası getirilmiştir. Uygulamanın ağırlığı arttırılmış ve öğretmenlik uygulamasının yanında programlara Okul Deneyimi dersleri konulmuştur. Ayrıca ilk defa tezsiz yüksek lisans uygulaması getirilmiştir. Ortaöğretimde görev yapacak branş öğretmenleri (sanat, spor ve yabancı dil alanları hariç) ilk üç buçuk yıl alan derslerini Fen-Edebiyat Fakültesi'nden, son bir buçuk yıl eğitim ile ilgili dersleri Eğitim fakültelerinden alacaklardır (3,5+1,5 uygulaması). Fen-Edebiyat Fakültesi mezunları ise fakültelerinde dört yıl öğrenim görüp mezun olduktan sonra lisans üstü enstitülerin sınavını kazanmak şartıyla bir buçuk yıl tezsiz yüksek lisans programında eğitim derslerini alacaklardır (4+1,5 uygulaması). Böylece ortaöğretimde görev yapacak öğretmenlerin yüksek lisans düzeyinde mezun olması amaçlanmıştır. Yeniden yapılanma uygulamaya geçtikten sonra olumlu ve olumsuz yönleriyle çeşitli platformlarda tartışılmıştır. Bu tartışmalar sonrasında Yükseköğretim Kurulu Eğitim Fakültesi programlarında güncelleme yapmaya karar vermiş ve bu karar 2006-2007 öğretim yılında uygulanmaya başlanmıştır. Bu güncelleme ile öğretmen adaylarının entelektüel becerilerini arttırmaya yönelik olarak genel kültür derslerinin oranları arttırılmıştır. Genel kültür dersleri kapsamında, "topluma hizmet uygulamaları" adlı yeni bir ders konulmuştur. Bu derste öğrencilerden toplumun güncel sorunlarını inceleme ve çözüm üretmeye yönelik projeler hazırlamaları istenmiştir. Buna karşılık uygulama okulları bulmada yaşanan sorunlar sebebiyle, okul deneyimi ders saatleri azaltılmıştır. Burada alınan en önemli karar ise bütün Eğitim fakültelerinde aynı programı yürütme esası esnetilerek fakültelere seçmeli dersler üzerinden programların yaklaşık dörtte bir oranında dersleri belirleme yetkisi verilmesi olmuştur. Bu düzenleme on yıl kadar sürdükten sonra Eğitim fakülteleri hakkında en son düzenleme 2018 yılında yapılmıştır. Bütün bölümlerin programları yenilenmiş, dersler gruplanarak ağırlıkları belirlenmiş, seçmeli derslere önem verilmiş, seçmeli ders havuzları oluşturularak öğrencilerin geniş bir ders havuzundan ders seçmeleri amaçlanmıştır. Programdaki diğer dersler belirlenirken ise öğrencilere alan bilgisinin yanı sıra, alan eğitimine ve öğretimine yönelik meslekî bilgi ve beceriler kazandırılması ön plana alınmıştır. Ancak bu düzenlemenin ömrü de kısa sürmüştür. Yükseköğretim Kurulu 2020 yılında ders gruplarının ağırlıklarına dikkat etmek şartıyla dersleri belirleme yetkisini Eğitim fakültelerine vermiştir. Böylece üniversitedeki diğer fakültelerde olduğu gibi Eğitim fakülteleri de kendi derslerini belirleyebilecektir.
Eğitim fakültelerinin akademik yapılanması öğretmenlik branşları dikkate alınarak düzenlenmiştir. Bu yapılanma 1998 ve 2018 yıllarında değişmiştir. 2022 senesi itibariyle Eğitim fakültelerinde; Bilgisayar ve Öğretim Teknolojileri Eğitimi, Eğitim Bilimleri, Güzel Sanatlar Eğitimi, Özel Eğitim, Temel Eğitim, Matematik ve Fen Bilimleri Eğitimi, Türkçe ve Sosyal Bilimler Eğitimi ve Yabancı Diller Eğitimi bölümleri yer almaktadır. Bu bölümlerin altında çeşitli branşlarda öğretmen yetiştiren ana bilim dalları vardır. Beden Eğitimi ve Spor Bölümü ile Güzel Sanatlar Eğitimi ise Eğitim fakültelerinde yer almamakta olup, bu alanlarda öğretmenler Spor Bilimleri Fakültesi, Beden Eğitimi ve Spor yüksekokulları ile Güzel Sanatlar Fakültesi'nden yetiştirilmektedir.
Eğitim fakültelerinin bütün branşlarında öğretmen adaylarına verilen dersler temel olarak genel kültür, konu alanı (branş) dersleri ve öğretmenlik meslek bilgisi dersleri olarak sınıflandırılmaktadır. Bu derslerin ağırlığı branşlara göre değişmekle birlikte programlarda genel kültür derslerinin %15-20, alan derslerinin %45-50 ve öğretmenlik meslek bilgisi derslerinin %30-35 ağırlığı bulunmaktadır. Eğitim fakülteleri kurulduğunda diğer fakültelerde olduğu gibi her bölüm programlarını kendisi belirlemekteyken 1998 yılındaki yapılandırma ile bu yetki bölümlerden alınmıştır. Yükseköğretim Kurulu dersleri ve kredilerini kendisi belirleyerek bu hususun bütün Eğitim fakültelerinde aynen uygulanmasını sağlamıştır. 2006 yılında Eğitim fakültelerine seçmeli dersleri belirleme yetkisi verilmiş, 10 Ağustos 2020 tarihinde ise ders gruplarının ağırlıklarına dikkat etmek şartıyla programların tamamıyla Eğitim fakülteleri tarafından hazırlanmasına karar verilmiştir. Böylece her ana bilim dalı ve bölüm kendi programlarını hazırlayacak, fakülte kurulu ve üniversite senatosunda görüşülerek onaylandıktan sonra uygulanacaktır.
Türkiye'de 2000'li yılların başından itibaren Eğitim fakültelerine talebin artması ve giriş puanlarının yükselmesinin öğrenci profilini kısmen değiştirdiği söylenebilir. Eğitim fakülteleri kurulduğu 1982 yılından itibaren 2000'li yılların başına kadar başarılı öğrenciler genellikle üniversite giriş sınavlarında Eğitim fakültelerini tercih etmemekte veya son sıralara yazmaktaydı. 2000'li yılların başından itibaren Eğitim fakültelerine yönelim artmış, tercih sıraları yükselmiş ve bölümlerin giriş puanları hızla artmıştır. Eğitim fakültelerinin puanlarının yükselişinde işsizliğin artması, pek çok fakülte mezununun uygun şartlarda iş bulamaması, öğretmenliğin devlet garantili iş olarak görülmesi, atanma şansının diğer mesleklere göre daha fazla olması vb. sebepler sayılabilir.
Dünyada öğretmenler büyük ölçüde Eğitim fakültelerinde yetiştirilmektedir. Artık Millî Eğitim Bakanlığı bünyesindeki kurumlarda öğretmen yetiştirilmemektedir. Öğretmen yetiştirmenin Millî Eğitim Bakanlığı'na bağlı kurumlarda yapıldığı 1982 öncesine bakıldığında öğretmen adaylarının özellikle öğretmenlik beceri ve tutumlarının geliştirilmesine ağırlık verildiği görülmektedir. Öğretmenleri yetiştiren ve atayan kurumun aynı olması arz-talep dengesinin kurulmasında kolaylık sağlamakta ve mezunların yer ataması kura yoluyla yapılmaktaydı. Ancak bu kurumlarda görev yapan kişilerin akademik unvanlarının olmaması, akademik çalışma ve araştırma olanaklarının sınırlı kalmasına yol açmaktaydı. Bu kişiler, öncelikli olarak öğretmen adaylarına ders verme görevini üstlenmekteydiler. Ayrıca, bu kurumların bakanlığa bağlı olması, özerkliklerini sınırlamakta ve görev yapan kişilerin başka birimlere atanma veya görevden alınma durumlarına karşı daha hassas bir yapıya sahip olmalarına neden olmaktaydı. Öğretmen yetiştirme sürecinin Eğitim fakültelerine devredilmesiyle birlikte, bu fakülteler üniversitelerin bir parçası olarak daha özerk hale gelmiş ve bu tür durumların büyük ölçüde değişmesine olanak tanımıştır. Eğitim fakülteleri üniversitenin bir parçası olduğu için özerk kurumlar haline gelmişlerdir. Öğretmen adaylarının derslerine artık akademisyenler girmeye başlamıştır. Dolayısıyla Eğitim fakültelerinde geçmişe oranla çok daha fazla araştırma yapılmış, bilimsel eser üretilmiştir. Ancak Eğitim fakültelerinde bazı olumsuzluklar da yaşanmıştır. Eğitim fakülteleri kurulduğunda kadroların bir kısmı alan dışı akademisyenler tarafından doldurulmuştur. Bu durum Eğitim fakültelerinin öğretmen yetiştirmekten uzaklaşmasına yol açmış, öğretmen adaylarına öğretmenlik beceri ve tutumlarını kazandırma görevi ihmal edilmiştir. Eğitim fakültelerinde akademik iklim daha yoğun yaşanmış, dersler yoğun bir teorik içeriğe sahip olmuş, konulara ağırlık verilirken bu konuların çocuk ve gençlere nasıl öğretileceği konusuna yer verilmemiştir. Yükseköğretim Kurulu yeniden yapılanma ile bu soruna müdahale etmiş olsa da sorun kısmen devam etmektedir. Eğitim fakültelerinde uygulamanın yetersizliği de araştırmacılarca vurgulanmaktadır. Diğer taraftan Eğitim Fakültesi mezunlarının önemli bir kısmının atanma sorunu da ortaya çıkmıştır. Yükseköğretim Kurulu verilerine göre Ağustos 2024 tarihi itibariyle toplam doksan üniversitede (yetmiş dört devlet, on altı vakıf) doksan iki Eğitim Fakültesi (yetmiş altı devlet, on altı vakıf) bulunmaktadır. Bu sayıya Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesi, Ankara Müzik ve Güzel Sanatlar Üniversitesi Müzik ve Güzel Sanatlar Eğitim Fakültesi ve beden eğitimi öğretmeni yetiştiren Spor Bilimleri fakülteleri dâhil değildir.
Dünyada öğretmen yetiştirmede ana eğilim okul öncesi ve ilköğretim düzeyinde öğretmenlerin Eğitim Fakültesi'nde lisans düzeyinde yetiştirilmesi, ortaöğretim düzeyinde öğretmenlerin ise alan fakültesi mezunlarının tezsiz yüksek lisans düzeyinde yetiştirilmesi şeklindedir. Ortaöğretim öğretmenlerinin yüksek lisans düzeyinde yetiştirilmesinin altında yatan temel düşünce ortaöğretimde öğretmenlerin daha yoğun alan bilgisine sahip olması gerektiği, bunun da alan fakültesinde dört yıl boyunca alınabileceğidir. Bu düşünceye göre lisans eğitiminde hem alan bilgisi hem de öğretmenlik bilgi ve becerisi öğretilemez. Böylece tezsiz yüksek lisansta öğretmen adayı edindiği alan bilgisinin öğretimi ve uygulanması üzerine yoğunlaşan bir eğitim görecektir. Dünyadaki hâkim eğilimlerden biri de öğretmen eğitiminde uygulamaya (okul gözlemi ve deneyimi) ağırlık verilmesidir. Tıp eğitiminde olduğu gibi özellikle öğretimin son yılı ağırlıklı uygulama faaliyetlerine ayrılmaktadır.
Baksan, Gülsün Atanur. Öğretmenlik Mesleği ve Öğretmen Yetiştirmede Yeniden Yapılanma. Ankara 2001.
Batır, Betül. “Eğitim Enstitülerinden Eğitim Fakültelerine Türkiye’de Öğretmen Yetiştirmek”. Türkiye Araştırmaları Literatür Dergisi. sy. 12 (2008), s. 521-537.
Dilaver, H. Hüseyin. Türkiye’de Öğretmen Yetiştirme ve İstihdam Şartları. İstanbul 1994.
Oktay, Ayla. “Türkiye’de Öğretmen Eğitimi”. Millî Eğitim. sy. 137 (1998), s. 22-27.
Öztürk, Cemil. Türkiye’de Dünden Bugüne Öğretmen Yetiştiren Kurumlar. İstanbul 2005.
Şemin, Refia. “Askıda Kalan Bir Proje: Eğitim Bilimleri Fakültesi Projesi”. İstanbul Üniversitesi Tecrübi Pedagoji ve Çocuk Bülteni. 1/2 (1972), s. 43-50.
Şimşek, Hasan. “Eğitimde Reform ve Değişim Kararlılığı”. Eğitim Fakültelerinde Yeniden Yapılandırmanın Sonuçları ve Öğretmen Yetiştirme Sempozyumu. Ankara 2005, s. 149-156.
Topçuoğlu, Hamide. “Ankara Üniversitesinin Bir ‘Eğitim Fakültesi’ Vardır!”. Ankara Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi. sy. 1 (1968), s.1-4.
Yükseköğretim Kurulu (YÖK). Öğretmen Yetiştirme ve Eğitim Fakülteleri (1982-2007). Ankara 2007.
Yüksel, Sedat. Türk Üniversitelerinde Eğitim Fakülteleri ve Öğretmen Yetiştirme. Ankara 2011.
Kaynak: https://turkmaarifansiklopedisi.org.tr/egitim-fakulteleri
Bilgi paylaştıkça çoğalır. Okuduğunuz için teşekkür ederiz.
Öğretmen yetiştiren yükseköğretim kurumu.