A

YÜKSEKÖĞRETİM

Ortaöğretim sonrası üst kademe akademik eğitim.

  • YÜKSEKÖĞRETİM
    • Mehmet ŞİŞMAN
    • Web Sitesi: Türk Maarif Ansiklopedisi
    • Son Güncellenme Tarihi: 18.12.2022
    • Erişim Tarihi: 15.09.2025
    • Web Adresi: https://turkmaarifansiklopedisi.org.tr/yuksekogretim
    • ISBN ve DOI Numarası:
    • Bu metni kaynak göstererek kullanabilirsiniz.
    YÜKSEKÖĞRETİM
YÜKSEKÖĞRETİM

Ortaöğretim sonrası üst kademe akademik eğitim.

  • YÜKSEKÖĞRETİM
    • Mehmet ŞİŞMAN
    • Web Sitesi: Türk Maarif Ansiklopedisi
    • Son Güncellenme Tarihi: 18.12.2022
    • Erişim Tarihi: 15.09.2025
    • Web Adresi: https://turkmaarifansiklopedisi.org.tr/yuksekogretim
    • ISBN ve DOI Numarası:
    • Bu metni kaynak göstererek kullanabilirsiniz.
    YÜKSEKÖĞRETİM

a. Kavram: Yükseköğretim, ortaöğretim sonrası, üçüncü kademe eğitimi olup Yükseköğretim Kanunu'na (2547 sayılı kanun) göre, "Millî eğitim sistemi içinde, ortaöğretime dayalı en az dört yarıyıl veya daha fazla süreli her kademedeki eğitimdir." Ülkelere göre yükseköğretim; üniversite, câmia, akademi, enstitü, yüksekokul, meslek yüksekokulu, kolej, politeknik okul, konservatuvar, medrese gibi farklı kurumlarda gerçekleşen ileri düzeyli eğitimdir. Bu kurumlarda akademik bir derece vermeksizin gerçekleştirilen sertifika eğitimleri ise yükseköğretim değil, hayat boyu öğrenme kapsamında yer alır. Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Teşkilatı (UNESCO) tarafından geliştirilen Uluslararası Eğitim Sınıflandırması Standartları'na (ISCED) göre yükseköğretim; beş-sekizinci seviye eğitime karşılık gelir. Uluslararası başka bir sınıflama ise Avrupa Birliği İstatistik Ofisi (EUROSTAT) tarafından geliştirilen Eğitim Öğretim Alanları Sınıflaması'dır.

Toplumların tarihinde örgün eğitim, önce dinî kurumlar bünyesinde gelişmiş olup bu süreçte yüksek ya da ileri düzeyde dinî eğitim veren kurumlar da oluşmuştur. Yükseköğretim kurumu kapsamında "üniversite" denilen yapıların önce Ortaçağ Avrupası'nda ortaya çıktığı ileri sürülse de daha önce Endülüs, Kuzey Afrika, Bağdat ve Harran'da benzer kurumların mevcut olduğu bilinmektedir. Bu dönem yükseköğretim kurum ve programlarında yoğun olarak dinî müfredatın yer alması, erken dönem örneklerinde de söz konusu olduğu için tabiidir (bk. Üniversite).

Tarihte yükseköğretimle ilgili olarak öteden beri ikili bir yapı mevcut olup üniversite dışında da yükseköğretim kurumları oluşmuştur. XX. yüzyılın ikinci yarısından itibaren yükseköğretimde seçkinci (elitist) yaklaşımdan kitlesel eğitime doğru bir dönüşüm olmuş; bu süreçte üniversite dışındaki bazı yükseköğretim kurumları üniversiteye dönüşmüş ya da üniversite ile birleşmiştir.

Türk-İslam toplumlarında ise yükseköğretim kurumlarının geçmişi medreselere dayanır. Bu kapsamda ilk medreselerden biri Bağdat'ta kurulan Nizamiye Medresesi olup daha sonra Anadolu'da yüksek düzeyde eğitim veren başka medreseler açılmıştır (bk. Medrese). Son dönem Osmanlı yükseköğretiminde eğitimde yenileşme girişimleri kapsamında gerçekleşen dönüşüm, ilkin tıp ve askerî alanlarda açılan yeni yüksekokullarla başlamış, daha sonra Batılılaşma ve modernleşme sürecinin bir merhalesi olarak ilk üniversitenin çekirdeğini oluşturan Dârülfünun (1863) kurulmuştur. Zaman içinde çeşitli süreçlerden geçen bu kurum 1933'te kapatılıp yerine İstanbul Üniversitesi kurulmuştur (bk. Dârülfünun).

Osmanlı Devleti döneminde yükseköğretimle ilgili yaşanan gelişmeler, Türkiye Cumhuriyeti kurulduktan sonra da devam etmiş, üniversite dışındaki bazı bağımsız akademiler, yüksekokullar ve öğretmenlikle ilgili yükseköğretim kurumları 1980 sonrasında üniversitelere bağlanmıştır. Mevcut Türk yükseköğretim sistemi; üniversiteler, yüksek teknoloji enstitüleri ve bağımsız meslek yüksekokullarından oluşmaktadır. Anayasada (1982) yükseköğretim, 130 ve 131. maddelerle düzenlenmiş olup Türk yükseköğretim sistemini kuran temel kanun, 1981'de kabul edilen ve zaman içinde değişiklikler yapılan 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu'dur (bk. Yükseköğretim Kurulu).

Dünyada yükseköğretimde eğitim öğretim programları, ön lisans eğitimi, lisans eğitimi ve lisansüstü eğitim olmak üzere üç aşamadan oluşur. Bu aşamaları tamamlayanlar, ön lisans derecesi (associate's degree), lisans derecesi (bachelor's degree; B.A. ve B.Sc.), yüksek lisans derecesi (master's degree; M.A. ve M.Sc.), doktora derecesi (doctoral degree; D.D., LL.D., M.D. ve Ph.D.) ve sanatta yeterlilik (proficiency in art, doctor of arts) derecesi alır. Tıp, diş hekimliği, eczacılık ve veterinerlik alanlarında da doktora eğitimine eşdeğer uzmanlık eğitimleri söz konusudur.

Üniversite dışındaki yükseköğretim programlarının eğitim süresi, verilen dereceler ve belgeler ülkelere göre farklılaşmaktadır. Ayrıca bu programlarda istihdam edilen öğretim kadrosunun niteliği, istihdam durumu, statüsü ve iş tanımı, öğretim ve öğrenme süreçleri, araştırma faaliyetleri gibi yönlerden de ülkelere göre farklılıklar vardır. Bu farklılıklar, yükseköğretimle ilgili açık ve uzaktan öğretim programları için de söz konusudur (bk. Açık Öğretim; Uzaktan Eğitim).

Farklı ülkelerde yükseköğretime girişle ilgili benzer ya da farklı uygulamalar olup ülkelere göre bazı giriş kriterleri (ortaöğretim mezuniyet belgeleri ve puanları, merkezî sınav sonuçları, referans mektupları vb.) kullanılır. Türkiye'de mevcut uygulamaya göre, yükseköğretime geçiş için ortaöğretimi bitirmiş ve Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Merkezi (ÖSYM) tarafından yapılan merkezî sınavlara girmiş olmak gerekir. Yerleştirme işlemleri, ortaöğretim başarı puanları ve merkezî sınavlardan alınan puanlara göre, öğrenci tercihleri ve yükseköğretim programlarının kontenjanları dahilinde yapılır. Yerleştirmede mezun olunan ortaöğretim kurumuna göre bazı istisnalar vardır. Bazı ön lisans ve lisans programlarına merkezî sınavlar sonucu, bazılarına ise ilgili yükseköğretim kurumları tarafından yapılan özel yetenek sınavlarıyla öğrenci yerleştirilir. Yurt dışından öğrenci kabulünde ise Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Merkezi tarafından yapılan merkezî sınav sonuçları yanında, ilgili yükseköğretim kurumlarının yaptığı giriş sınavı, farklı ülkelere göre belirlenen ve uluslararası geçerli olarak kabul edilen bazı sınavların (SAT, GCE-A level, ACT, ABITUR vb.) sonuçları kullanılır (bk. Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Merkezi). Lisansüstü programlara ise öğrenciler genellikle Akademik Personel ve Lisansüstü Eğitimi Giriş Sınavı (ALES) ve yabancı dil sınavlarından alınan puanlarla başvurulan alanla ilgili yapılan yazılı ve sözlü sınav sonuçlarına göre alınmaktadır. Tıp alanında öğrenciler Tıpta Uzmanlık Eğitimi Giriş Sınavı (TUS) ve yabancı dil sınavlarından alınan sonuçlara göre, diş hekimliği alanında ise Diş Hekimliğinde Uzmanlık Eğitimi Giriş Sınavı (DUS) ve yabancı dil sınavlarından alınan sonuçlara göre lisansüstü programlarına kabul edilmektedir.

Türkiye'de yükseköğretimde akademik takvim ilgili yükseköğretim kurumları tarafından, istisnalar dışında güz, bahar ve yaz dönemi olmak üzere en fazla üç sömestir olarak düzenlenir. Akademik takvimi iki dönem olarak düzenleyen yükseköğretim kurumlarında da yaz öğretimi açılabilir. Yaz öğretimi ücretli olup isteğe bağlıdır. Yükseköğretim kurumlarında eğitim, öğretim ve değerlendirme süreçleri, ilgili yükseköğretim kurumlarınca yönetmelikle düzenlenir. Değerlendirmeler, yarıyıl esasına ve derslere bağlı olarak yapılır. Yükseköğretim programlarında sınavlar, ödevler, projeler, uygulamalı çalışmalar, söz konusu değerlendirme kapsamına alınır. Bazı yükseköğretim kurumlarında ve programlarında ikinci öğretim programları da uygulanır.

Dünyada olduğu gibi Türkiye'de de eğitim; sosyal bir kurum ve hizmet olmasının ötesinde giderek neoliberal ideolojinin de etkisiyle bir endüstri ve sektör olarak görülmektedir. Kamusal ve sosyal bir kurum olarak eğitim, bireyleri vatandaşlığa hazırlama, kültürel birikimi aktarma ve sürdürme, zihnî gelişimi ve karakter gelişimini sağlama gibi işlevleriyle tanımlanırken sektör olarak eğitim, bir meta olarak görülüp piyasa kavramlarıyla tanımlanmaktadır. Bu durum, özellikle yükseköğretim alanında gündeme gelmekte olup yükseköğretimin bir sektör olarak görülmesi, Türkiye'deki yerleşkeleri de etkilemiş; yükseköğretim kurumlarında asgari standartları sağlayabilmek için yükseköğretimle ilgili programların açılmasında bir ön akreditasyon kurumu olarak görev yapan Yükseköğretim Genel Kurulu tarafından 24 Temmuz 2017 tarihli toplantıda, "Vakıf Yükseköğretim Kurumları Asgari Mekân Standartları" ile derslik, kütüphane ve laboratuvar gibi çeşitli alanlar için öğrenci ve personel başına gerekli asgari metrekare alanları belirlenmiştir.

Yükseköğretimle ilgili dünyada çok tartışılan konulardan biri, kalite ve akreditasyonla ilgilidir. Amerika Birleşik Devletleri'nde yükseköğretimle ilgili akreditasyon kurumlarının yaklaşık yüzyıllık geçmişi olup çoğu OECD ülkelerinde 1990'lı yıllardan itibaren yükseköğretim kurumlarını, eğitim öğretim, araştırma ve idarî yönlerden değerlendirmede, dış değerlendirme birimi olarak hükümetten bağımsız ulusal kalite güvence sistemleri ve değerlendirme birimleri oluşturulmuştur. Türkiye'de ise yakın zamanlarda yeni Yükseköğretim Kurulu konseptine bağlı olarak yükseköğretimle ilgili yapılan bir dizi yapısal değişiklik yanında Yükseköğretim Kalite Kurulu (2015) oluşturularak yükseköğretimde kalite değerlendirme konusunda önemli bir adım atılmıştır.

Ön Lisans Eğitimi: Lisans (licence) kavramı, Latince kökenli olup bir işi yapma ve bir mesleği icra etme konusunda meşru bir otorite tarafından verilen izin ve yetkiyi ifade eder. 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu'na göre ön lisans eğitimi, "ortaöğretim yeterliliklerine dayalı en az iki yıllık bir programı kapsayan, nitelikli insan gücü yetiştirmeyi amaçlayan veya lisans öğretiminin ilk kademesini teşkil eden bir yükseköğretim" olarak tanımlanmıştır.

ISCED sınıflamasına göre ön lisans eğitimi, beşinci seviye eğitim olup iş gücü piyasası için gerekli temel meslekî bilgi, beceri ve yetkinlikler kazandırmayı amaçlar. Ülkeye ve alanlara göre farklılık göstermekle birlikte bu kademe eğitimi, genel olarak iki yıl/dört sömestir olup hem örgün (yüz yüze), hem de açık ve uzaktan öğretim yoluyla sunulur. Ön lisans eğitimi, lisans eğitimine göre daha kısa süreli ve uygulama ağırlıklı olup mezunların kısa sürede iş gücüne katılmasını sağlamaya dönüktür.

Ön lisans programları, genellikle meslekî ve teknik eğitim odaklı olup sağlık hizmetleri (hasta bakımı, fizyoterapi, optisyenlik vb.), işletme (ticaret, pazarlama, muhasebe, lojistik vb.), turizm, bilişim, medya, bilgisayar programlama, grafik, tasarım, makine, elektrik-elektronik ve otomotiv gibi çok çeşitli alanlarda açılabilmektedir. Ön lisans eğitimi süresince, teorik derslerin yanı sıra uygulamalı dersler, laboratuvar çalışmaları, stajlar ve proje çalışmaları yer alır. Türkiye'de üniversite ve sanayi iş birliğini sağlama ve istihdam odaklı politikaların oluşturulması amacıyla, bazı meslek yüksekokulları, il/ilçelerin organize sanayi bölgelerinde (OSB) açılmaya başlanmıştır. Ön lisans derecesi alanlar, eğitim sisteminden ayrılarak sosyal hayata ve iş gücüne katılabileceği gibi dikey geçiş imkânlarından yararlanarak mezun oldukları alanların devamı olan lisans programlarına da kaydolabilirler.

Lisans Eğitimi: Lisans eğitimi, ortaöğretim ya da ön lisans eğitimi sonrası eğitimi kapsar. 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu'na göre lisans, "ortaöğretime dayalı, en az sekiz yarıyıllık programı kapsayan bir yükseköğretim" olarak tanımlanmıştır. Lisans eğitimi, bir iş ya da mesleği icra etme konusunda yeterlilik kazandırmaya dönük olup bu eğitim süreci sonunda ilgili yükseköğretim kurumu tarafından mezunlara lisans derecesi (licence degree) ya da bakalorya (bachelor's degree) verilir. ISCED sınıflamasına göre lisans eğitimi, altıncı seviye eğitim olup akademik ve/veya meslekî eğitim programlarından oluşur. Dört yıldan daha uzun süreli olan tıp, diş hekimliği, eczacılık, veterinerlik programlarını bitirenlere de ilgili alanda (tıp doktorluğu, diş hekimliği gibi) diploma verilir. Dünyada giderek yaygınlaşan ve nitelikli araştırmacı hekim yetiştirmeyi amaçlayan tıp-bilim doktorası bütünleşik programına yönelik çalışmalar 2017'den itibaren yapılmaya başlanmış olup Türkiye'de de ilgili eğitim öğretim yönetmeliği, 9 Şubat 2022 tarih, 31745 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir.

Lisans eğitimi, ülkelere ve alanlara göre genellikle üç-dört yıl/altı-sekiz yarıyıl olarak sürdürülür; bu eğitimle öğrencilere belirli bir alanda ön lisans eğitimine göre daha ileri düzeyde temel bilgi, beceri ve yetkinlikler kazandırılması amaçlanır. Bu eğitim akademi, fakülte, enstitü, yüksekokul, kolej gibi adlar taşıyan kurumlarda verilir. Lisans programları, ortak dersler yanında ana alan ve yan alan derslerinden oluşur. Bazı lisans programlarında teorik ve uygulamalı dersler yanında saha çalışması ya da staj, mezuniyet/bitirme tezi gibi uygulamalar vardır. Ayrıca belirli koşulları sağlayan öğrenciler, çift ana dal ya da yan dal eğitimine devam edebilir.

Tıp, hemşirelik, ebelik, diş hekimliği, veterinerlik, eczacılık ve mimarlık gibi alanlar, profesyonel meslek icrasına izin veren diploma alanları olup Avrupa Birliği'nin 2005/36/EC sayılı yönergesine paralel olarak 2008 yılında Yükseköğretim Kurulu tarafından hazırlanan yönetmeliğe göre lisans eğitimi için asgari standartlar belirlenmiştir. Yine mühendislik, tıp, diş hekimliği, eczacılık ve diğer sağlık alanları için de çeşitli kategorilerde (eğitim ve öğretime başlama, yıllara göre gerekli asgari öğretim elemanı sayıları ve uzmanlık alanları, laboratuvar ve uygulama alanları vb.) asgari kriterlerin belirlenmesi için 2016 yılından itibaren Yükseköğretim Kurulu tarafından yapılan çalışmalar tamamlanarak yayımlanmıştır.

Avrupa Yükseköğretim Alanı (EHEA) reformlarının uygulanmasını teşvik etmek ve kolaylaştırmak amacıyla Yükseköğretim Kurulu tarafından, ilk Erasmus+ Projesi olarak TURQUAS Projesi kapsamında 2016-2019 yıllarında özellikle ön lisans ve lisans derecelerindeki yeterlilikler, Avrupa Kredi Transfer Sistemi (AKTS) kullanımı, önceki öğrenmelerin tanınması ve kalite güvence süreçlerine ilişkin çalışmalar yapılmıştır. Ayrıca Türkiye'de sayıca çok çeşitlenen ön lisans ve lisans programlarının bilimsel ölçütlere göre tasnif edilmesi amacıyla 2020 yılında farklı üniversitelerden alanında uzman akademisyenlerin yer aldığı çalışma komisyonları oluşturulmuştur. Bu çalışmalar kapsamında programlarda bir sadeleştirmeye gidilmiş, aynı içeriğe sahip ve aynı yetkinlikleri kazandıran fakat farklı adlara sahip aktif, pasif veya kapatılan ön lisans ve lisans programları, ISCED-F 2013 sınıflaması referans alınarak tek bir ad altında birleştirilmiştir. Böylece diplomalardaki program adlarından kaynaklı olup mezunların istihdamında ve akademik dikey hareketliliklerinde hak kayıplarına sebep olan sorunların çözülmesi amaçlanmıştır. Çalışma öncesinde aktif ve pasif yaklaşık 2230 olan ön lisans ve lisans programı türü sayısı, 679 olarak belirlenmiştir.

XXI. yüzyılda dünyada olduğu gibi Türkiye'de de yükseköğretim kurumları, bazı dönüşüm, ikilem ve meydan okumalarla karşı karşıya olup bu bağlamda yükseköğretimle ilgili pek çok konu ve sorun tartışılmaktadır. Bunlar arasında yükseköğretimde politika oluşturma, organizasyon ve yönetim; yükseköğretime erişim ve giriş; öğrenci seçme ve genişleme; özelleşme ve ticarileşme; küreselleşme ve uluslararasılaşma; esneklik ve standardizasyon; kalite güvencesi ve akreditasyon; tanıma ve denklik; yükseköğretimin finansmanı, kurumsal özerklik, hesap verebilirlik ve sürdürülebilirlik; önceki öğrenmelerin tanınması ve kredi transferi; içerikte standartlaşma ve farklılaşma; program çıktıları, öğrenci kazanımları, temel beceriler; açık ve uzaktan öğrenme, mobil ve web temelli öğrenme, probleme dayalı öğrenme, hayat boyu öğrenme; öğrenci kontenjanları ve öğrenim harçları; burs ve kredi sistemleri; yükseköğretimde toplum ve sanayi ilişkileri; mezuniyet sonrası istihdam edilebilirlik vb. konular sayılabilir. Bu başlıklara, akademik roller, akademik kimlik, akademik kalite, akademik kapitalizm, akademik emperyalizm, akademik hegemonya, akademik liderlik, akademik ve kurumsal kültürler vb. başlıklar da eklenebilir.

Kaynakça

Bastedo, Michael N. (ed.). Yükseköğretimin Örgütlenmesi. çev. E. Saraçoğlu. İstanbul 2019.

Delbanco, Andrew. Üniversite: Neydi, Ne Durumda ve Nasıl Olmalı. çev. E. Saraçoğlu. İstanbul 2020.

Forest, James J. F. – Altbach, Philip G. (ed.). International Handbook of Higher Education, Part One: Global Themes and Contemporary Challenges. Dordrecht 2007.

Gündüz, Mustafa. “Türkiye’de Yükseköğretimin Gelişimi”. Kronolojik ve Tematik Türk Eğitim Tarihi. ed. M. Gündüz. İstanbul 2018, s. 255-281.

Pelikan, Jaroslav. Üniversite Fikri: Bir Yeniden Değerlendirme. çev. C. Orhan. İstanbul 2019.

Taylor, James S. v.dğr (ed.). Non-University Higher Education in Europe. Dordrecht 2008.

Teixeira, Pedro Nuno – Shin, Jung Cheol (ed.). The International Encyclopedia of Higher Education Systems and Institutions. Dordrecht 2020.

Tekeli, İlhan. Tarihsel Bağlamı İçinde Türkiye’de Yükseköğretimin ve YÖK’ün Tarihi. İstanbul 2010.

Toprak, Metin v.dğr. “Türk Yükseköğreniminin ISCED Geniş ve Dar Alan Sınıflaması”.  <i. 2/3 (2019), s. 138-154.

UNESCO. “International Standard Classification of Education, Fields of Education and Training 2013”. (ISCED-F 2013), Detailed Field Descriptions. UNESCO 2015.

“Yükseköğretim Kanunu”. Resmî Gazete. sy. 17506, 6 Kasım 1981.

Kaynak: https://turkmaarifansiklopedisi.org.tr/yuksekogretim

Görüş, öneri ve yorumlarınız için tıklayınız.

  • YÜKSEKÖĞRETİM
    • Mahmut Hakkı AKIN
    • Web Sitesi: Türk Maarif Ansiklopedisi
    • Son Güncellenme Tarihi: 18.12.2022
    • Erişim Tarihi: 15.09.2025
    • Web Adresi: https://turkmaarifansiklopedisi.org.tr/yuksekogretim
    • ISBN ve DOI Numarası:
    • Bu metni kaynak göstererek kullanabilirsiniz.
    YÜKSEKÖĞRETİM
YÜKSEKÖĞRETİM

Ortaöğretim sonrası üst kademe akademik eğitim.

  • YÜKSEKÖĞRETİM
    • Mahmut Hakkı AKIN
    • Web Sitesi: Türk Maarif Ansiklopedisi
    • Son Güncellenme Tarihi: 18.12.2022
    • Erişim Tarihi: 15.09.2025
    • Web Adresi: https://turkmaarifansiklopedisi.org.tr/yuksekogretim
    • ISBN ve DOI Numarası:
    • Bu metni kaynak göstererek kullanabilirsiniz.
    YÜKSEKÖĞRETİM

b) Lisansüstü Eğitim: Lisansüstü eğitimi yüksek lisans, doktora, sanatta yeterlik ve tıpta uzmanlık düzeyindeki araştırma ve uygulama eğitimini kapsar. Lisansüstü eğitim, akademik hayatta uzmanlaşmanın en önemli aşamalarından oluşmaktadır. Bu aşamalar, ülkeler arasında farklılıklar gösterse de genelde yüksek lisans ve doktora derecelerini almaya dayanmaktadır. Lisansüstü eğitim öncelikle akademisyen yetiştirmenin ve üniversitelerde sürekliliğin en önemli mekanizması olarak kabul edilebilir. Ancak bu mekanizma, akademik kriterlere bağlı olsa da sadece akademisyen yetiştirme süreci olarak işlememektedir. Yüksek lisans ve doktora yapmak, belli bir alanda uzmanlaşmak, bilgi ve becerileri arttırmak anlamına geldiği için lisansüstü eğitimini tamamlayanlar için statü önemli hale gelir.

Türkiye'de lisansüstü eğitim 1982 yapılanmasının ardından 2547 sayılı kanun ve bu kanuna dayalı olarak hazırlanmış mevzuat hükümleri çerçevesinde yapılmaktadır. Kanuna göre rektörlüklere bağlı olarak enstitüler lisansüstü eğitim veren birimler olup, üniversitelerde ve fakültelerde ilgili ana bilim dallarında lisansüstü eğitim öğretim, bilimsel araştırma ve uygulama yapan enstitüler bulunur. 1960'lı yıllara kadar sadece doktora eğitimi yer almakta ve yüksek lisans hoca-öğrenci (usta-çırak) ilişkisi niteliğinde sürmekte iken 1970'lerle birlikte bu iki alan ayrılmıştır. 1416 sayılı kanun (1929) ve 2547 sayılı kanun (1981) bağlamında lisansüstü programlardan eğitim almak için ülke dışına da öğrenciler gönderilebilmektedir. 1416 sayılı kanun bu konudaki ilk kanun düzenlemesi olup nitelikli insan gücü ihtiyacının karşılanmasına odaklanmakta iken, 2547 sayılı kanun sadece öğretim üyelerinin yetiştirilmesine odaklanmaktadır.

Türkçe'de yüksek lisans olarak değerlendirilen master derecesi, ders ve tez dönemlerini kapsayan lisansüstü eğitim aşamasıdır. Master kelimesi, köken itibariyle Latince magister kelimesinden türemiş ve "ustalık" anlamına gelmektedir. Lisansüstü eğitim hiyerarşisinde lisans ile doktora arasında bir geçişi temsil etmektedir. Bu tanıma göre yüksek lisans eğitiminin hem lisans eğitiminden hem de doktora eğitiminden ayrılan yönleri bulunmaktadır. Lisans eğitiminde bir bitirme tezi hazırlansa bile alandaki temel bilginin ve becerilerin aktarılması derslerde gerçekleşmektedir. Yüksek lisans eğitiminde de uzmanlaşmayı hedefleyen genel ve akademisyenlerin uzmanlık birikimlerini aktardıkları derslerden oluşan bir ders dönemi bulunmaktadır. Ancak yüksek lisans eğitiminde temel hedefe, uzmanlaşmanın bir tez ile ispatlanmasıdır. Dolayısıyla yüksek lisans eğitimi, ders ve bir danışman eşliğinde tez hazırlanması şeklinde iki alt süreç üzerinden işlemektedir.

Yüksek lisans tezi, doktorasını tamamlamış akademisyenler tarafından değerlendirilmektedir. Başarılı bulunan yüksek lisans tezi sonucunda ilgili alanda uzman unvanı da kazanılmaktadır. Yüksek lisans, lisans eğitimine göre bir üst dereceyi temsil ettiği hazırlanan tezin lisans ve doktora tezlerinden farklı olması gerekmektedir. Bu konuda sosyal ve beşerî bilimlerle fen ve mühendislik bilimlerinde net kriterler belirlemek mümkün olmasa da lisans tezine göre daha kapsamlı, doktora tezine göre ise daha az derinlikli olması beklenmektedir.

Lisans mezunlarının sayısı arttıkça yüksek lisans yapmaya talep de artmaktadır. Yüksek lisans mezunlarının artışı da doktora yapmaya talebi arttırmaktadır. Bu yoğunluk, tezsiz yüksek lisans programlarının açılmasına sebep olmuştur. Lisansüstü eğitim veren enstitülerde tezsiz yüksek lisanstan tezli yüksek lisans programlarına geçiş imkânları da sağlanmaktadır. Tezsiz yüksek lisans programlarında ders dönemi sonunda genelde bir yüksek lisans tezi hacmine ulaşmayan bitirme ödevleri ve seminerleri talep edilmektedir. Teknolojik gelişmeler dolayısıyla lisans ve yüksek lisans eğitimleri internet üzerinden çevrim içi platformlarla yapma uygulamaları giderek yaygınlaşmaktadır. Bu çeşitlilik yükseköğretimin kendi geleneği açısından pek çok tartışmaya yol açmaktadır.

Doktora, uluslararası literatürde Dr, PhD ya da M.D. şeklinde kısaltmalarla kullanılmaktadır. Ph.D. "doctor of philosophy", (felsefe doktoru), M.D. (doctor of medicine) tıp doktoru anlamına gelmektedir. Zaman içinde Ph.D. alanın en yetkin akademik unvanı olarak yaygınlık kazanmıştır. Genel bir tanımla üç yıldan fazla olmak üzere belli bir bilim ya da disiplin alanında danışman yönetiminde bir tezin hazırlanması sonucunda elde edilen en üst akademik derece olarak kabul edilmektedir. Doçentlik ve profesörlük unvanları doktora sonrasında belli sürelerin geçmesi, tez hazırlama ya da akademik araştırmalar, çalışmalar ve yayınlarla ilgili sorumluluklar üzerinden tanımlansa bile doktora sonrasındaki akademik kadro yükselişleriyle ilgilidir. Bu sebeple doktora sadece bir unvan yükselişi olarak değil, alan eğitiminin son aşaması olarak değerlendirilir.

Doktora aşaması, yüksek lisans aşamasına benzeyen usullere sahiptir. Ders dönemi ve tez dönemi her iki eğitim programında da ortaktır. Ancak içerikleri itibariyle farklar bulunmasının yanında yeterlik gibi bir aşama, ders ve tez dönemlerinin dışında genelde doktoraya özgü bir şekilde eğitim sürecine dahil olmaktadır. Ders dönemleri doktora programlarında daha uzun tutulabildiği gibi içerikleri de eğitim seviyesinin yükselmesine bağlı olarak değişmekte ve ağırlaşabilmektedir. Yeterlik sınavından başarılı bulunan doktora adayı öğrenci, doktora tez aşamasına geçmektedir.

Doktora tezinin nicel ve nitel kriterler açısından daha fazla donanıma sahip olması beklenmektedir. Bu sebeple bir danışman eşliğinde hazırlansa da tez süreci alan içinden ve bazan da çalışılan konuya yakınlığı olmakla birlikte alan dışından akademisyenlerden oluşan bir izleme komitesi tarafından takip edilmektedir. Komite, belli aralıklarla toplanarak tezin araştırma ve yazım aşamalarını değerlendirmek, danışmana ve doktora öğrencisine teklifler sunmakla yükümlüdür. Dolayısıyla yüksek lisans tezi genelde bir danışman eşliğinde yazılırken doktora tez aşamasında danışmanın katkısının artmasının yanında tez izleme komitesi de sürece dahil olmaktadır.

Türkiye'nin de kabul ettiği "Avrupa Yeterlilikler Çerçevesinde" (European Qualificiation Framework) doktora programına kayıtlı kişi, araştırmacılığın ilk aşamasında kabul edilmekte ve doktora diploması sahibi olduğunda mükemmel araştırmacı olarak değerlendirilmektedir. Böylece lisans düzeyinde elde edilen unvan yüksek lisans düzeyinde uzmanlaşma ile daha yüksek bir unvana dönüşürken, doktorada alanda uzmanlaşmanın da ötesine geçilerek yetkinleşme söz konusudur.

Doktora tezinin yüksek lisans tezinden sadece sayfa sayısı ve kapsadığı konular açısından fazla olmasının ötesinde, daha ayrıntılı ve özgün bir araştırma olarak da ayrılması gerektiği genel bir kabuldür. Doktora tezinin danışmanla daha yoğun bir mesai ile yapılması, süresinin uzunluğu, süreçte komitenin onayını alması ve savunmada alanda belli bir boşluğu doldurması beklenmektedir. Bu sebeple doktora çalışmasının belli sorular ve meseleler peşinde hareket etmesi, özgün ve temellendirilmiş bir tez üretmesi önemlidir. Ayrıca doktora tezinin kendi alanında daha önce yapılmış çalışmaların, teorik ve pratik katkıların ve genel literatürün farkında olması ve alanındaki birikimi de yansıtması gerekmektedir. Bu çeşitlenme ve derinleşme, doktoranın uzmanlaşmanın ötesinde tanımlanmasını sağlamaktadır.

Günümüzde yüksek lisans ve doktora eğitimini tamamlayanların sayısının artışı, önemli gelişmişlik göstergeleri arasında kabul edilmektedir. Lisansüstü eğitim, sadece akademi sınırlarında ve akademinin kendi sürekliliğini sağlayan bir süreç olmanın ötesinde anlamlara sahiptir. Pek çok sektör, çalışanlarından kendi alanlarında daha da uzmanlaşmasını ve yetkinleşmesini beklemektedir. Akademi dışında meslekî kariyerleri için lisansüstü eğitim alanlar süreci yönetmede zorlansalar bile uzman ya da doktor unvanını almaları meslekî kariyerleri açısından ayırt edici bir özelliktir. Ayrıca üniversitelerin kamuda ya da özel sektörde başka paydaşlarla ortak çalışmalar yapabilmesinin, politika uygulayıcılara sorunları tespit etmek ve çözüm üretmek noktasında katkı verebilmesinin yolu iş birliklerinden geçmektedir. Akademinin dışa açılması ile yüksek lisans ve doktora alanlarında çeşitlenmelere sebep olmaktadır. Böylece ana bilim dalları altında alt bilim dalları da çeşitlenmektedir.

Kaynakça

Collins, John W. – O’Brien, Nancy Patricia. The Greenwood Dictionary of Education. London 2003.

Günay, Durmuş. “Türkiye’de Lisansüstü Eğitim ve Lisansüstü Eğitime Felsefi Bir Bakış”. Üniversite Araştırmaları Dergisi. 1/2 (2018), s. 71-88.

Gök, Mustafa.” Türkiye’de Lisansüstü Eğitim, Araştırmacı Sayısı, Araştırma Görevlileri Sorunları ve Çözüm Önerileri”. Yükseköğretim Dergisi5/2 (2015), s. 57-64.

Karaman, Sedat – Bakırcı, Fehim. “Türkiye’de Lisansüstü Eğitim: Sorunlar ve Çözüm Önerileri”. Sosyal Bilimler Araştırmaları Dergisi. 5/2 (2010), s. 94-114.

Kaynak: https://turkmaarifansiklopedisi.org.tr/yuksekogretim

Görüş, öneri ve yorumlarınız için tıklayınız.

Bilgi paylaştıkça çoğalır. Okuduğunuz için teşekkür ederiz.

YÜKSEKÖĞRETİM

Ortaöğretim sonrası üst kademe akademik eğitim.