Aynı mekânda bulunmadan çoklu ortam teknolojileriyle yapılan eğitim.
Aynı mekânda bulunmadan çoklu ortam teknolojileriyle yapılan eğitim.
Bireylerin değişen eğitim durumu ve ihtiyaçlarına teknoloji aracılığı ile cevaplar aranması, eğitimde çeşitli değişim ve teknolojik dönüşümleri de beraberinde getirdi. Uzaktan eğitim yenilikçi eğitim ortamlarından biridir. Temelde öğreten ve öğrenenin zamandan ve mekândan bağımsız olarak bir araya geldiği eğitim ortamı olarak tanımlanabilecek uzaktan eğitimin kökleri XVIII. yüzyılın ortalarına kadar uzanır. Teknolojinin gelişimine paralel olarak mektupla başlayan uzaktan eğitim, radyo, televizyon, bilgisayar ile devam etti ve günümüzde internetle olgunluk dönemine girdi. Bu değişim seyri uzaktan eğitimin teknolojik gelişmelere duyarlı ve teknolojik gelişmeleri hızla bünyesine uyarlayan bir öğretim ortamı olduğunu göstermektedir.
Uzaktan eğitimin tarihsel gelişimini üç ana evrede incelemek mümkündür. 1860-1960 yılları arası basılı materyaller (mektup, kitap vb.), radyo yayınları ve video kasetleriyle örneklendirilen ilk evredir. İkinci evre 1960-1990 yıllarını kapsamakta, iki yönlü etkileşimli ses ve video, e-posta, bilgisayarlar üzerinden konferanslar ve bilgisayar destekli sürdürülen eğitim ortamları ile karakterize edilir. 1990'lardan sonraki üçüncü evre ise daha etkin teknolojilerin yer aldığı dijital televizyon, yazılımlar, multimedya ve internet gibi araçlarla tasvir edilmeye çalışılmıştır. Uzaktan eğitimin tarihsel gelişimini benzer şekilde dört nesil modeli ile ele alan ve mektupla eğitim, eğitimsel yayınlar, multimedya yaklaşımları ve e-eğitim yaklaşımları olarak gruplayanlar da bulunmaktadır.
Söz konusu evreler pasif, pasif orta derecede aktif ve yüksek etkileşimli hibrit ağlar ve sanal sınıflar olarak da tasnif edilebilir. Teknoloji farklılıkları da yansıtan bu evrelerden üçüncüsü en etkileşimli ve en gelişmiş uzaktan eğitim evresidir. Göreceli olarak uzaktan eğitim yoluyla gerçekleştirilen öğretimin üst evrelere çıkıldıkça daha etkili ve zengin hale dönüştüğü söylenebilir.
Dünyadaki örnekleri ile kıyaslandığında, Türkiye'de uzaktan eğitim uygulamalarının nispeten daha yeni olduğunu söylemek mümkündür. Bu konuda ilk tartışmaların okuma yazma öğretimi için 1927 yılında ortaya çıktığı ancak 1955'li yıllara kadar "öğretmensiz eğitim olamayacağı" düşüncesiyle eyleme geçilmediği nakledilmektedir. 2 Haziran 1927 tarihinde Millî Eğitim bakanı başkanlığında yapılan bir toplantıda dünyadaki örnekleriyle karşılaştırılarak Türkiye'nin eğitim sorunlarına yönelik çözüm önerileri ele alınmış, mektupla öğretimin (muhabere yoluyla tedrisat) çözüm olabileceği hususunda mutabık kalınmıştı. Türkiye'de uzaktan eğitimin gelişim süreci kavramsallaşma, mektupla öğretim ve iletişim teknolojilerini kullanma dönemleri olarak sınıflandırılabilir. Uzaktan eğitim kavramının bir zemine oturtulması ve buna yönelik eğitimsel tartışmalar kavramsallaşma dönemini ifade eder ve bu dönem 1925'lerde başlayıp 1950'lere kadar devam eder. Bu zaman dilimi içinde I. Millî Eğitim Şûrası'nda (1939) yaygın eğitimin tartışılması, TRT eğitsel radyo programlarının ("Ziraat Takvimi", "Köyün Saati" gibi) yayına geçmesi gibi gelişmeler söz konusudur. FONO Açıköğretim Kurumu da (1955) bu dönemde kurulur.
Türkiye'de ilk uzaktan eğitim uygulamaları 1956'da Ankara Üniversitesi'nde, banka çalışanlarının eğitiminde mektupla eğitim uygulamasını kullanmasıyla başladı. Bunu Millî Eğitim Bakanlığı (1958), Yaygın Yükseköğretim Kurumu (1974) ve Deneme Yüksek Öğretmen Okulu (1974) izledi. Millî Eğitim Bakanlığı 1958'de bünyesinde Mektupla Eğitim Merkezi kurdu ve eğitimi dışarıdan tamamlama uygulamalarında arzu edenlere mektupla eğitim yöntemini kullanmaya başladı. İletişim teknolojilerini içine alan dönem ise Açıköğretim Fakültesi ve Açık Lise uygulamalarını içermekteydi. İnternet üzerinden verilen uzaktan eğitim, üniversiteler aracılığı ile başladı ve farklı kurum ve kuruluşlarla sürdürdü. Bu konuda Anadolu Üniversitesi'nin 1982'de başlayan uygulamaları öncülük ve örneklik teşkil eder. Fırat Üniversitesi'nin çalışmaları da dikkat çekicidir (bk. Açıköğretim Fakültesi).
Fırat Üniversitesi 1991 yılında elektronik postaları kullanarak bir eğitim uygulaması gerçekleştirmiş, 1995'te de uzaktan sertifika programları uygulamıştır. Günümüzde pek çok üniversite ve yüksekokul uzaktan eğitim yoluyla ön lisans, lisans ve lisansüstü düzeyde eğitimlerini uzaktan eğitim yoluyla vermektedir. Öte yandan Millî Eğitim Bakanlığı'nın aktif şekilde kullandığı ve yaygınlaştırdığı e-içerik portalı olarak 23 Mart 2020'de yayına başlayan "Eğitim Bilim Ağı" (EBA) ile "Uzaktan Eğitim Merkezi" de (UZEM) günümüz uzaktan eğitim sistemimizin en önemli birleşenlerinden ikisi olarak ifade edilebilir.
Uzaktan eğitim bütün dünyada yaygın olarak kabul görmektedir ve bu kabulün sebebi sağladığı kolaylıklardır. Bunlar yer ve zaman kısıtlamasının olmaması, senkron (eş zamanlı) ve asenkron (eş zamansız) eğitimi mümkün kılması, bireysel ihtiyaçlara cevap vermesi, kurulum dışındaki maliyetlerin az olması, bireylerin diledikleri yerlerde eğitim alma imkânına sahip olması, kaliteli eğitim materyallerinin öğrenme sürecine olumlu etkileri, farklı yerlerdeki öğrencileri etkili biçimde sosyal etkileşim ortamının içine alması, ölçme araçlarını güncelleme kolaylığı ve daha zengin eğitim ortamı sağlaması şeklinde özetlenebilir.
Uzaktan eğitimin bütün dünyada daha fazla kabul görmesini sağlayan en önemli gelişim internet ve internet temelli derslerdir. İnternet üzerinden çevrim içi yapılan uzaktan eğitim daha güvenilir bir eğitim ortamı sunmaktadır. İnternet teknolojileri, öğrencilerin öğrenme ortamlarında daha etkin hale gelmesine ve söz konusu eğitimin daha erişilebilir olmasına ciddi katkılar sunmaktadır. Ayrıca öğretim faaliyetlerindeki maliyetlerinin azlığı, öğretmen ve öğrenci açısından getirdiği kolaylıklar, büyük kitlelerin eğitim almasına imkân sağlaması, bireylerin değişen ihtiyaçlarına yönelik olarak hayatın her anında eğitime dahil olabilmesini, iş ve eğitimi birlikte yürütmeye imkân sağlaması da internet tabanlı uzaktan eğitimin benimsenmesinde önemli bir rol oynar.
Uzaktan eğitimdeki öğretmen ve öğrenci rolleri geleneksel-yüz yüze eğitim ortamlarındaki tipik rollerden farklılaşır. Uzaktan eğitimde yer alan öğrencilerin daha aktif, özerk ve öz disiplinli olması beklenir. Diğer taraftan uzaktan eğitimde öğretmenin uzaktan eğitimin felsefesini anlayabilecek, öğretim kaynaklarını öğrencilerin bağımsız çalışmasına uygun hale getirebilecek, gelişen teknolojilere uygun yöntem, teknik ve stratejileri geliştirebilecek, bu doğrultuda etkileşimli materyaller hazırlayabilecek, telifle ilgili bilgi sahibi olabilecek, öğrencilerin öğrenme seçeneklerini genişletebilecek ve öğrencilerin öğrenme süreçlerinde kendileriyle iletişim kurmalarını sağlayabilecek donanıma sahip olması gerekir. Dolayısıyla hem öğrenci hem de öğretmen rollerinin iyi anlaşılması ve bu rollerin gerektirdiği alt yapıya sahip olunması, uzaktan eğitim uygulamalarında öğrenci başarısı için son derece önemlidir. Diğer taraftan uzaktan eğitimin yüz yüze iletişim imkânlarından mahrum olunması ve öğrenci ve öğretmenlerin gerekli teknolojik alt yapıya (internet bağlantısı, donanım) sahip olmamaları, öğretmenlerin ve öğrencilerin uzaktan eğitime hazır bulunuşluk seviyeleri ve öğrencilerin daha özerk olmaları gibi birtakım zorlukları da bulunmaktadır. Öte yandan öğretmenlerin de geleneksel yüz yüze eğitimden farklı olarak derslerini uzaktan eğitime taşırken kimi pedagojik yaklaşımlarını geliştirmeleri ve teknolojik yeterliliklerinin de göreceli gelişmiş olması gerekmektedir. Geleneksel sınıf ortamında kullanılan öğretim becerilerinin uzaktan eğitim ortamlarında aynen kullanılması bu ortamların monotonlaşmasına ve teknolojik imkân ve şartlarının yeterince iyi değerlendirilememesine, öğrenciler için verimsiz bir öğrenme ortamının doğmasına sebep olmaktadır.
Uzaktan eğitim, önceleri yaygın olarak yetişkin eğitiminde kullanılmaktayken 2019'daki Covid-19 salgın koşulları bu uygulamanın bütün dünyada eğitimin sürdürülebilir hale getirilmesi için daha alt ve yaş gruplarıyla kullanılmasına yol açmıştır. Bu durum halihazırda internetin kabul gören bir eğitim ortamı olduğu düşüncesini daha da sağlamlaştırmaktadır. Salgınla uzaktan eğitimde kullanılan teknolojilerin gelişmesi de baş döndürücü bir ivme kazanmıştır. Dolayısıyla salgının insanlar üzerindeki sosyal ve psikolojik etkileri olumsuz olmasına rağmen uzaktan eğitimin daha sağlam bir zemine oturmasına, uzaktan eğitimde kullanılan teknolojilerin gelişmesine ve bu eğitim ortamına yönelik olarak yürütülen bilimsel çalışma sayısının artmasına katkı sağlamıştır (bk. Küresel Salgın Pedagojisi).
Teknolojinin gelişimiyle beslenen ve büyüyen uzaktan eğitim, daha güvenilir bir eğitim ortamı haline dönüşse de uzaktan eğitimin daha başarılı bir eğitim ortamı olmasını sağlayacak kişiler öğretmenlerdir. Etkileşim, iletişim, iş birliği ve birlikte çalışma unsurlarını işe koşacak teknolojileri derslerin örüntülerine ve planlanmasına etkili bir şekilde entegre edecek pedagojik alt yapıları olduğu unutulmamalıdır.
Bozkurt, Aras. “Türkiye’de Uzaktan Eğitimin Dünü, Bugünü ve Yarını”. Açıköğretim Uygulamaları ve Araştırmaları Dergisi. 3/2 (2017), s. 85-124.
Çukadar, Sami – Çelik, Sönmez. “İnternete Dayalı Uzaktan Öğretim ve Üniversite Kütüphaneleri”. Doğuş Üniversitesi Dergisi. 4/1 (2003), s. 31-42.
Demiray, Uğur – Sever, N. Serdar. The Challenges for Marketing Distance Education in Online Environment. Eskişehir 2009.
Kaya, Zeki. Uzaktan Eğitim. Ankara 2002.
Moore, Michael Grahame. Contemperary Issues in American Distance Education. Elmsford, NY 1993.
Seferoğlu, Sadi. Öğretim Teknolojileri ve Materyal Tasarımı. Ankara 2006.
Tufan, Fırat. Uzaktan Öğretim ve Yeni İletişim Süreçleri. Ankara 2018.
Uşun, Salih. Öğretim Teknolojileri ve Materyal Tasarımı. Ankara 2006.
Yurdakul, Bünyamin. “Yapılandırmacılık”. Eğitimde Yeni Yönelimler. Ed. Ö. Demirel. Ankara 2011, 39-65.
Kaynak: https://turkmaarifansiklopedisi.org.tr/uzaktan-egitim
Bilgi paylaştıkça çoğalır. Okuduğunuz için teşekkür ederiz.
Aynı mekânda bulunmadan çoklu ortam teknolojileriyle yapılan eğitim.