Eğitim öğretim faaliyetlerinin icra edildiği ortam.
Eğitim öğretim faaliyetlerinin icra edildiği ortam.
Eğitimin yapıldığı her yer aslında bir eğitim mekânı kabul edilebilir. Öğreten ve öğrenenlerin bulunduğu bu mekânlar geçmişten günümüze ve bölgeden bölgeye farklılıklar gösterir. İlk insanlardan günümüze kadar farklı mekânların eğitim için kullanıldığı görülmektedir. Mağaralar, yollar, nehir kenarları, ulaşım araçları, kutsal ve siyasi yerler gibi birçok farklı mekânın eğitimin amacıyla kullandığı bilinmektedir.
Eski Türkler'de yurt adı verilen çadırlar başta olmak üzere yaylak ve kışlaklarda birçok yer aynı zamanda bir eğitim mekânıydı. Yerleşik hayata geçişle ve İslamiyet'in kabulü ile Türkler'de eğitim mekânları saraylar, kütüphaneler, camiler, tekkeler, zaviyeler, medreseler, kervansaraylar, evler gibi yerlerle çeşitlenmiştir.
Sanayileşme ve ulus-devletlerin kurulmasıyla başlayan kitlesel ve zorunlu eğitimle birlikte eğitim öğretim faaliyetlerinin yürütülmesi için ekonomik, işlevsel ve yaygın eğitim mekânlarına ihtiyaç duyulmuştur. Mekânın fiziksel, sosyal ve psikolojik yönleriyle insanın davranışlarını, iletişimini, duygularını ve dolayısıyla öğrenmesini etkilediğine dair bilimsel bulgular eğitim-mekân ilişkisini daha iyi anlamaya yönelik merakları harekete geçirmiştir. Eğitimin devlet tekeline girmesi eğitim mimarisinin gelişmesinde temel etkenlerden biri olmuştur. Bunun yanında ekonomik ve sosyal yapıdaki değişimler ile refah düzeyinin giderek artması da eğitim mekânlarının niteliği ve niceliği ile ilgili değişiklikleri beraberinde getirmiştir.
Eğitim mekânları, eğitim öğretim faaliyetlerinin amaçları ve eğitimin millî kimlik inşasını sağlamaya yarayacak biçimde tasarlanmışlardır. Gelişen pedagojik yaklaşımlar ile mimari anlayışlar ve teknolojik gelişmeler eğitim mekânlarının biçimlenmesinde etkili olmuştur. Modern dönemde eğitim-mekân ilişkisi farklı kuramsal yaklaşımlar tarafından farklı biçimlerde ele alınmıştır. Hatta modern dönemde eğitim amaçlı ideal mekân üretimine karşı çıkan ve eleştiren yaklaşımlar da ileri sürülmüştür. Eleştirel yaklaşımlara ve farklı ideolojik bakışlara rağmen genel olarak modern dönem eğitim mekânlarının fiziksel tasarım, görsel, işitsel ve dokunsal etkenler, yerleşim, çevre, büyüklük, sosyal etkileşim ve pedagojik ilkeler doğrultusunda standardize olmuş niteliklere sahip olduğu görülmektedir.
Modern eğitim öğretim faaliyetleri yapılandırılmış süreçlerdir. Yapılandırılmış eğitim, öğrenme-öğretme süreçlerinin işlevselliğini arttırmak için mekânların da düzenlenmesini gerektirir. Eğitimin amacı ve beklenen çıktılarına bağlı olarak eğitim ortamlarının yapısı ve tasarımı da farklılaşır. İdeolojik eğitimin ağır bastığı XIX. yüzyıl sonları ve XX. yüzyılın ilk yıllarında eğitim ortamlarının standartlaştırmayı, düzenlemeyi, kimlik edindirmeyi sağlayacak biçimde dizayn edildiği görülür. Davranışçılık yaklaşımının ilkelerinin baskın olduğu bu tasarımda, modern okulların ilk örneklerinin askerî okullar olmasının da etkisi olduğu söylenebilir. Eğitim mekânlarının bu genel yapısı yanında daha az görünür olan diğer unsurları coğrafî farklılıklar ve eğitim türünün gereklilikleri olmuştur.
Eğitim-mekân ilişkisine yönelik algı ve yaklaşımlar, özellikle son yıllarda derin bir dönüşüm geçirmektedir. Eğitim öğretim faaliyetlerinin amaçları ve niteliğindeki dönüşüm, bilgiye erişme ve bilgiyi işleme süreçlerinin dönüşümü, yaşam kalitesi ve iyi olma haline yönelik yükselen ilgi, nüfus dinamikleri ve hareketlilikleri, yapı teknolojisi ve mimarideki gelişmeler, sürdürülebilirlik ve iklim değişikliği bu dönüşümde öne çıkan unsurlardır. Bu dinamikler doğrultusunda eğitim mekânlarının dönüşümü akademik gelişmeye odaklanmış mekânlardan çok yönlü becerileri geliştirmeye yönelik mekânlara; kapalı, örtülü mekânlardan açık ve esnek mekânlara; standart ve tek yönlü iletişimden çoklu etkileşime imkân veren mekânlara; tüketen ve eskiyen mekânlardan üreten ve yenilenen mekânlara; bilginin merkezi olan mekânlardan bilgiye erişim mekânlarına; politik mekânlardan insan odaklı mekânlara; öğrenme ve bilgi mekânlarından iyi olma ve yaşama mekânlarına; tek kullanım amaçlı mekânlardan çok kullanım amaçlı mekânlara doğru gerçekleşmiştir.
Eğitim mekânlarının aşırı akademik ve tek yönlü işlevselliklerini zenginleştirmek amacıyla çok amaçlı eğitim mekânlarının oluşturulmasına doğru bir arayış başlamıştır. Bu yaklaşım dersliklerin çeşitlendirilmesi ve zenginleştirilmesine yönelik iyileştirmeleri getirmiştir. Eğitim sürelerinin artması eğitim kurumlarının yaşam mekânları olarak değerlendirilmesini gerektirmiştir. Öğrenme sadece öğretmenden öğrenciye tek yönlü bir iletişim ile değil öğrenciden öğretmene, öğrenciler ve öğretmenler arasında hatta okul dışı toplumla da etkileşim halinde yürüyen bir süreç haline gelmeye başlamıştır. Eğitim mekânları için etkileşim unsuru öne çıkmıştır. Eğitim mekânlarının tektipleştirici, modernist, toplumcu vurgusu yerini çoğulcu, katılımcı, demokratik ve öznel anlayışlara bırakmıştır. Eğitim mekânları için belirleyici dönüşümlerden biri de iklim değişikliği ve dolayısıyla sürdürülebilirliğin öne çıkmasıdır.
Eğitim-mekân ilişkisine yönelik son tartışma metaverse kavramı etrafında süren tartışmalardır. Özellikle Covid-19 salgınıyla birlikte eğitimin yaklaşık iki öğretim yılı uzaktan, dijital ortamlarda yürütülmesi, sanal eğitim ortamlarının kullanımının yaygınlaşmasına yol açtı. Bu imkânın daha planlı bir biçimde eğitim amaçlı kullanılması için teknoloji firmalarının yatırımlar yaptıkları ve bu yatırımları yaygın kullanıma sokmak amacıyla reklam çalışmaları yaptıkları görülmektedir. Metaverse olarak adlandırılan bu yeni eğitim mekânı, fiziksel bağlar olmadan diğer insanlarla etkileşim kurmayı ve zengin öğrenme yaşantıları deneyimlemeyi sağlayan mekânlar olarak tanıtılmaktadır.
Türkiye'de modern dönem eğitim mekânlarının ilk örnekleri Osmanlı Devleti'nin son dönemlerinde görülür. 1770'lerde kurulan ilk modern okullar bugün İstanbul Teknik Üniversitesi'nin ilk hali olan Mühendishâne-yi Berrî-yi Hümâyun ve Mühendishâne-yi Bahrî-yi Hümâyun'dur. Tanzimat döneminde eğitimin kitleselleştirilmesi amacıyla modern tarzda eğitim mekânları üretilmeye başlanmıştır. II. Abdülhamid döneminde temel eğitimin zorunlu ve devlet tarafından ücretsiz olmasıyla Osmanlı Devleti'nin o günkü topraklarında Balkanlar'dan Anadolu'ya, Ortadoğu'dan Kuzey Afrika'ya kadar Osmanlı Devleti'ne bağlı vilayetlerde sıbyan mektepleri, idâdîler, rüştiyeler, inâs okulları, öğretmen okulları ve gayrimüslim okullarının yaygınlık kazandığı görülür. Yükseköğretimin modernleşmesi çabaları çerçevesinde İstanbul'da inşa edilen Dârülfünun binası, Tanzimat döneminde modernleşmenin eğitim mekânlarına yansımasını görmek bakımından iyi bir örnektir. İttihat ve Terakkî'nin yönetime gelmesiyle birlikte eğitim mekânları, Fransız devriminin getirdiği yeni değer ve ideolojileri benimsetecek biçimde yeniden düzenlenir.
XVIII. yüzyılın sonlarındaki ilk örneklerden itibaren kuramsal ve uygulamalı eğitimlerin beraberce verilebileceği mekân çeşitliliğinin sağlanmaya başladığı görülür. Öğrencilerin belli yaş, gelişim ve akademik hazır bulunuşluk düzeylerine göre gruplar halinde eğitim aldıkları sınıf anlayışının ilk uygulamaları da bu dönemde görülür. Zamanla kitlesel eğitimin yaygınlaşmasıyla eğitim mekânları ağırlıklı olarak kuramsal eğitim öğretim faaliyetlerinin yürütüleceği mekânlar olarak inşa edilir. Bazı meslek ve sanat okullarında uygulama derslikleri yer alsa da bunlar sayıca azdır. XIX. yüzyılın sonlarına doğru eğitim mekânları çoklu yapılardan oluşan mekânlara evrilmeye başlar. Çok sayıda öğrencinin birlikte eğitim gördüğü, teorik eğitim derslikleri yanında uygulamalı eğitimlerin verildiği açık ve kapalı mekânlar yaygınlaşmaya başlar. Okul binaları yaygın olmadığından yatılı öğrenciler için yatakhane ve yemekhane vb. diğer gerekli müştemilat, kütüphane, ibadethane, toplantı, etkinlik mekânları ve idarî birimlerin oluşmaya başladığı görülür. Osmanlı Devleti'nin son dönemlerinde özellikle XX. yüzyılda ulus-devlet anlayışının gerektirdiği ritüel, sembol ve değerlerin aktarılabileceği yeni mekânlar eğitim yapılarına dahil edilmeye başlar.
Cumhuriyet'in ilanıyla birlikte eğitim mekânları özel bir önem kazanmıştır. Kitlesel, zorunlu örgün eğitim mekânları, yaygın eğitim mekânları, sanat ve meslek okulları ile yükseköğretim için eğitim mekânları üretilmiştir. Cumhuriyet dönemi eğitim mekânları gelişimi bakımından dört döneme ayrılır. Bu dönemlendirmede eğitim mekânlarının mimari nitelikleri, nicel gelişmeler, coğrafî gereklilikler, kültürel unsurlar, ideolojik dönüşümler ve eğitim taleplerinin belirleyiciliği dikkate alınmıştır.
1920'lerin ilk yıllarından 1940'lara kadar olan zaman kuruluş-yaygınlaşma yıllarıdır ve eğitim mekânlarının üretiminde temel eğitime ağırlık verildiği gözlenmektedir. Bu yıllarda eğitim mekânlarının ayırıcı özelliğini kentleşme, modernleşme ve ulus olma bilincinin benimsetilmesine yönelik öncelikler belirlemiştir. 1940'ların sonlarından itibaren planlı kalkınma yıllarını içine alacak zaman diliminde eğitim mekânlarında ortaöğretim kurumlarının ağırlık kazandığı görülmektedir. Bu dönemde özellikle doğa bilimleri ağırlıklı bilimsel bilginin öne çıktığı, teknik eğitim, meslekî eğitimin ağırlık kazandığı ve eğitim mekânlarının bu yönde geliştiği ve yaygınlaştığı görülmektedir. Aynı şekilde yükseköğretim kurumları özellikle de teknik üniversitelerin bu yıllarda Anadolu'ya yayılacak biçimde kurulduğu görülmektedir. Bunu küreselleşme ve kitleselleşme dönemi izler. 1970'lerdeki ekonomik bunalım ve refah devletinin zora girmesiyle özellikle eğitimin piyasalaşması eğitim taleplerinin özel girişimler tarafından da karşılanmasına yönelik uygulamaları teşvik etmiştir. Böylece eğitim mekânlarının müşteri talepleri çerçevesinde çeşitlendiği bir döneme geçilir. Diğer taraftan ortaöğretimden sonra yükseköğretimin de yaygınlaştığı bu dönemde yükseköğretim kurumu sayısı hızla artar. Yükseköğretim yerleşkelerinin sadece bir eğitim kurumu olarak değil bir kent ve yaşam alanı olarak da çevresini şekillendirdiği bir dönem yaşanır. 1990'larla birlikte bilgi ve internet dönemi başlar. İnternetin yaygınlaşması 2000'lerin ilk yıllarından itibaren temel eğitimden yükseköğretime kadar her kademede eğitim mekânlarının bilgiye erişmek ve bilgiyi işlemek için bilgisayar kullanımına uygun olarak alt yapıları yenilenir. Bir deprem bölgesi olan Türkiye'de özellikle 1999 Marmara depreminden sonra eğitim yapılarının depreme dayanıklılığı konusu da eğitim mekânlarının tasarımında belirleyici olmuştur. Yine 1998'de zorunlu eğitimin beş yıldan sekiz yıla; ardından 2012'de on iki yıla çıkarılması, yükseköğretimin bütün kentlere yaygınlaştırılması, son yirmi yılın Cumhuriyet tarihinin en fazla eğitim yapısı inşa edildiği dönemi olmasını sağlamıştır. Son yıllarda okul öncesi eğitimin yaygınlaştırılması amacıyla yeni eğitim mekânlarının geliştirilmesine yönelik hızlı adımlar da atılmaktadır.
Arslanoğlu, Özcan. “Türkiye İçin Yeni Nesil Eğitim Binaları ve Sessiz Okul İlkesi İçin Fiziki Hazırlıklar”. Harran Maarif Dergisi. 2/2 (2017), s. 1-17.
Bulut, İbrahim Hakkı. “Dijital Dönüşüm ve Sanal Ortamlar”. Eğitim Kurumları İşletmeciliği: Kuram, Araştırma, Uygulama. ed. İ. H. Karataş – E. Dede. Ankara 2020, s. 251-268.
Erman, Onur. “Okul Yapılarında Mimari Karakterin Rolü”. Güney Mimarlık. sy. 9 (2012), s. 23-28.
Esin, Nur – Tekçe, Işılay. “Eğitime Yeni Bakış ve Okul Binaları Tasarımındaki Yansımaları”. Güney Mimarlık. sy. 9 (2012), s. 29-33.
Gündüz, Mustafa. “Eğitim, Şehirleşme, Kent ve Okul Mimarisi”. Eğitim Sosyolojisi. ed. M. Gündüz. İstanbul 2021, s. 189-198.
Karabey, Haydar. “Yeni Kuşak Eğitim Tesisleri İçin Öneriler”. Güney Mimarlık. sy. 9 (2012), s. 17-22.
Kolbaşı, Esma Nur. “Ergonomik Okul”. Okul Tasarımı ve Estetiği: İnsan, Erişim ve Beceri Odaklı Mekanlar. ed. İ. H. Karataş. Ankara 2020, s. 73-80.
Öksüz-Gül, Feride. “Yükseköğretimde İnsan Merkezli Öğrenme Ortamlarının Tasarımı”. Okul Tasarımı ve Estetiği: İnsan, Erişim ve Beceri Odaklı Mekanlar. ed. İ. H. Karataş. Ankara 2020a, s. 99-110.
a.mlf. “Öğrenme Ortamları ve Sosyal Ortamlar”. Eğitim Kurumları İşletmeciliği: Kuram, Araştırma, Uygulama. ed. İ. H. Karataş – E. Dede. Ankara 2020b, s. 229-250.
Somel, Selçuk Akşin. Osmanlı’da Eğitimin Modernleşmesi (1839-1908): İslâmlaşma, Otokrasi ve Disiplin. çev. O. Yener. İstanbul 2010.
Şahin, Mustafa. “Bir Modernleşme Aracı Olarak Okul Yapıları”. Okul Tasarımı ve Estetiği: İnsan, Erişim ve Beceri Odaklı Mekanlar. ed. İ. H. Karataş. Ankara 2020, s. 7-28.
Şahin, Semiha. “Yeşil Okullar ve Nitelikleri”. Okul Tasarımı ve Estetiği: İnsan, Erişim ve Beceri Odaklı Mekanlar. ed. İ. H. Karataş. Ankara 2020, s. 29-48.
Uludağ, Zekeriya – Odacı, Hatice. “Eğitim Öğretim Faaliyetlerinde Fiziksel Mekan”. Millî Eğitim. sy. 153-154 (2002), s. 1-10.
Yanık, Sema Nur. Eğitim ve Mekân İlişkisi Üzerine Bir İnceleme. YLT, Kırıkkale Üniversitesi, 2020.
Yurttabir, Hatice Hale. “Evrensel Tasarım İlkeleri: Yabancı Dil Öğretimi Uygulaması”. Okul Tasarımı ve Estetiği: İnsan, Erişim ve Beceri Odaklı Mekanlar. ed. İ. H. Karataş. Ankara 2020, s. 121-132.
Kaynak: https://turkmaarifansiklopedisi.org.tr/mekan
Bilgi paylaştıkça çoğalır. Okuduğunuz için teşekkür ederiz.