Bir görevi veya etkinliği ustalıkla ve incelikle yerine getirme yeterliği, maharet.
Bir görevi veya etkinliği ustalıkla ve incelikle yerine getirme yeterliği, maharet.
Türk Dil Kurumu'na göre beceri "kişinin, yatkınlık ve öğrenime bağlı olarak bir işi başarma ve bir işlemi amacına uygun olarak sonuçlandırma yeteneği, maharet; elinden iş gelme ve vücudun yapılması güç alıştırmalara yatkın olması durumu" dur. Beceriler yetenekler gibi genetik olarak doğumla gelmez; öğrenme yoluyla kazanılır ve geliştirilir. Bu sebeple beceri kazandırma her yaştaki ve her düzeydeki eğitimin öncelikli işlevlerinden biri olarak görülür. Becerikli kişi bir beceri alanının tanımladığı amaca daha az zaman, emek ve enerji ile ulaşan kişidir. Gündelik hayatın idame ettirilmesi ve meslekî yaşantıların beceri eksenli olması eğitsel olarak becerilerin önemsenmesinin sebeplerinden başlıcalarıdır. Beceri sahibi olmak kişinin öz yeterlik, öz saygı, özerklik gibi pek çok psikolojik özelliklerini de olumlu etkiler.
Beceriler çok farklı şekillerde sınıflanabilir. Gelişimsel kaynağına göre duyuşsal, zihinsel ve devinimsel (psikomotor) beceriler; işlevlerine göre meslekî beceriler, öz bakım becerileri ve yaşam becerileri gibi genel; ince kas, hızlı okuma, mühendislik, mekanik, müzikal beceriler; iletişim, empati, liderlik ve problem çözme becerileri gibi özel onlarca beceri türünden bahsetmek mümkündür. OECD (2018) becerileri birleşik beceriler (eleştirel düşünme, üst biliş ve öz yeterlik), görev performansı becerileri (başarı motivasyonu, sorumluluk, öz denetim ve dayanıklılık); duygusal düzenleme becerileri (strese karşı dayanıklılık, iyimserlik, duyuşsal kontrol); iş birliği (empati ve güven); başkasıyla etkileşim (sosyallik, kararlılık ve enerji) ve açık fikirlilik (merak, hoşgörü ve yaratıcılık becerisi) şeklinde tasnif eder. Hemen hemen bütün beceriler bireylerin zihinsel ve bedensel eylemlerinin birlikte kullanılmasını gerektirir. Bu hali ile beceriler kas-iskelet yapısının ve merkezî sinir sisteminin eşgüdüm içinde çalışmasıyla meydana gelir.
Becerilerin kazandırılması planlı bir süreci gerektirir. Bu süreç genel olarak kazandırılacak becerinin tanımlanması ve beceri için gereken temel bilgilerin edinilmesi, becerinin davranış adımlarının belirlenmesi, eğitim ve öğrenme ortamlarının düzenlenmesi ve egzersizlerde bulunma, geri bildirimde bulunarak besleme ve pekiştireçlerle destekleme gibi basamaklardan oluşur. Kişinin doğumla getirdikleri yeteneklerle desteklendiğinde becerilerin edinimi ve mükemmelliği artar. Bu sürece farkındalık, ilgi, güdülenme ve tutum gibi kişisel faktörler de eşlik eder. Beceri kazanma süreci için bir yeterlik düzeyi tanımlanabilse de bu süreç hiçbir zaman tamamlanmaz; yetkinlik arttıkça, bireyler ileri düzeyde uzmanlığa ulaşabilirler. Söz gelimi teknolojik beceriler sürekli güncellenmeyi gerekli kılarlar.
Öğrenme ürünü olmaları becerilerin çeşitli alanlara aktarılabilir olmasını sağlar. Bir beceri başka becerilerin edinilmesini kolaylaştırabildiği gibi bir araya getirilen beceriler daha karmaşık becerilere de imkân verir. Mesela bilimsel araştırma becerileri, kişinin iş yerinde stratejik yönetsel kararlarını vermesini; etkili iletişim becerileri aynı zamanda kişinin meslekî etkileşimlerinin kalitesini arttırabilir.
Türk tarihi açısından bakıldığında özellikle müstakil eğitim kurumlarından bahsedilemeyen dönemde bütün eğitim beceri eğitimine dayalıdır. Hayatta kalmak için eşya üretme, hayvan-bitki yetiştirme ve savaş becerileri (at binme ve okçuluk gibi) gerekli becerilerdir. Selçuklu ve Osmanlı dönemlerinde özgün eğitim kurumlarından (medrese gibi) ve bunları yöneten yapılardan (Ahîlik ve lonca gibi) bahsetmek mümkün olur. Medreseler daha çok ilim adamı yetiştirme odaklı halleriyle bilişsel becerilere (muhakeme, içtihat, analiz-sentez gibi) odaklanırken beceri temelli eğitimle özellikle zanaat eğitiminde karşılaşılır. Toplumsal yaşamın sürdürülebilirliği ve kültürel zenginlikler zanaat eğitimiyle mümkün olur. Cam işçiliği, taş işçiliği, ahşap oymacılığı, halı dokuma, kunduracılık gibi çeşitli zanaat dalları bunlardan bazılarıdır; bu tür eğitimlerde de Ahîlik mekanizması belirleyicidir. Usta-çırak ilişkisine dayalı Ahîlik eğitimleri değerlerin eğitimini de içeren tam bir beceri eğitimi mekanizmasıyla işlemiştir.
Osmanlı Devleti'nde de beceri merkezli zanaat eğitimi, ustaların çıraklara öğretme geleneğiyle sürdürülmüştür. Bir çırak, bir ustaya bağlı çalışarak hem becerilerini geliştirir hem de ustasından zanaatın inceliklerini öğrenirdi. Beceri sahibi olmak toplumda saygınlık sebebiydi ve iyi yetişmiş becerikli zanaatkârlar sıkça tercih edilirdi. Her iki imparatorluk döneminde de beceri temelli eğitim, kültürel mirası koruma toplumun ihtiyaçlarını karşılama amacıyla büyük işlev görmüştür. Bu eğitim sayesinde hem günlük hayatta kullanılan ürünler üretilebilmiş hem de estetik ve işlevsel değeri yüksek eserler ortaya konularak sanatsal bir katkı sunulmuştur.
Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşunu takiben eğitim sistemi de öncelikle sanayileşme sonra da modernitenin etkisiyle değişime uğramış, teknolojik ve endüstriyel gelişmelerle birlikte beceri eğitimi de yeniden şekillenmiştir. 1930'lu yıllardan itibaren sanat okulları açılmış ve bu okullarda el sanatları, ziraat, ticaret gibi çeşitli alanlarda beceri eğitimi verilmeye başlanmıştır. Ayrıca teknik eğitim enstitüleri gibi kurumlarla da teknik ve mesleki eğitime ağırlık verilmiştir. Bu hali ile beceri kazandırma merkezli eğitim etkinlikleri kurumsal olarak işleyen yeni bir görünüme kavuşmuştur.
Becerilere dayalı eğitim ve meslek edindirme programları, Türk eğitim sisteminin farklı dönemlerinde önemli bir yer tutmuştur ve günümüzde de hâlâ devam etmektedir. Bu programlar, öğrencilere pratik beceriler kazandırmanın yanı sıra iş gücü piyasasına yetenekli bireyler yetiştirmeyi hedefler. Çıraklık eğitim merkezleri de bu anlamda özgün bir yere sahip olarak görev yapmıştır. Türkiye'de günümüzde beceri eğitimi, meslekî ve teknik eğitim okulları, meslek liseleri ve üniversitelerin ilgili fakülteleri aracılığıyla sağlanmaktadır. Meslek liseleri, öğrencilere hem genel kültür hem de meslek becerileri kazandırmayı amaçlar. Ayrıca çeşitli sektörlerdeki ihtiyaçlara cevap verebilmek amacıyla programlar ve müfredatlar sürekli güncellenmektedir. 1986 yılında çıkarılan 3308 sayılı Meslek Eğitimi Kanunu'na göre "çırak", çıraklık sözleşmesi esaslarına göre bir meslek alanında mesleğin gerektirdiği bilgi, beceri ve iş alışkanlıkları iş içerisinde geliştirilen kişiyi; "kalfa", bir mesleğin gerektirdiği bilgi, beceri ve iş alışkanlıklarını kazanmış ve bu meslekle ilgili iş ve işlemleri ustanın gözetimi altında kabul edilebilir standartlarda yapabilen kişiyi; "usta", bir mesleğin gerektirdiği bilgi, beceri ve iş alışkanlıklarını kazanmış ve bunları mal ve hizmet üretiminde iş hayatınca kabul edilebilecek standartlarda uygulayabilen; üretimi planlayabilen; üretim sırasında karşılaşılabilecek problemleri çözümleyebilen; düşüncelerini yazılı, sözlü ve resim ile açıklayabilen; üretimle ilgili pratik hesaplamaları yapabilen kişiyi tanımlamaktadır. Adı geçen kanun çerçevesinde çırak, kalfa ve usta kavramlarının beceri merkezli bir anlayışı barındırdığı gözükmektedir.
Beceri edinimi ve gelişimi başta ekonomik ve sosyal sebeplerle ulusal ve uluslararası düzeyde önemlidir. Daha düşük maliyet, daha yüksek verimlilik; uluslararası rekabet, işsizlik, iş gücü ve istihdam sorunları, göçler, daha değerli ve kaliteli mal-hizmet üretimi ihtiyacı, yetenekli ve beceri sahibi bir iş gücüne ihtiyaç duyar. Bu da gençleri iş gücü piyasasına girmeye yeterince hazırlayan iyi bir eğitim öğretim sistemi gerektirir. Topluma eğitilmiş, beceri sahibi bireylerin sunumu ve toplumsal mekanizmaların becerikli kişi talebi arasındaki uyumsuzluk iktisadî sorunların da temel kaynaklarındandır.
Beceri merkezli eğitimin özellikle istihdam sorununun çözümüne katkı sağlayan sonuçları yerel yönetimlerin de bu eğitimde yer almalarına yol açmıştır. Pek çok yerel yönetim ve sivil toplum kuruluşu çeşitli isimlerle kurumlar açmışlardır. Söz gelimi İSMEK bunlardan biridir. İSMEK 1996 yılında İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nde bir sosyal doku projesi olarak faaliyete geçmiştir. Millî Eğitim Bakanlığı'nın hemen hemen bütün birimleri çok çeşitli biçim ve düzeylerde beceri merkezli eğitim programları uygulamakta ve buna uygun alt yapı çalışmaları yapmaktadır. Meslekî teknik eğitimde, temel eğitimde, hayat boyu öğrenme ve özel eğitim alanlarında da beceri merkezli eğitimden yaygınlıkla faydalanılmaktadır.
ILO (International Labour Organization). “Skills for Employment Policy Brief. Formulating a National Policy on Skills Development”. 2011 (Erişim adresi: https://www.ilo.org/wcmsp5/groups/public/@ed_emp/@ifp_skills/documents/publication/wcms_167172.pdf).
Koca, Didem. Sanayi 4.0 Kapsamında Türkiye’de İşgücünün Yeni Becerilerinin Belirlenmesi: Beceri Talebi ve Arzının Karşılaştırılması. Dr.T, Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi, 2020.
OECD. The OECD Innovation Strategy: Getting a Head Start on Tomorrow. Paris 2010.
OECD. Social and Emotional Skills for Student Success and Well-being: Conceptual Framework for the OECD Study on Social and Emotional Skills. Paris 2018 (Erişim adresi: https://www.oecd.org/education/OECD-Education-and-Skills-Brochure-2019.pdf).
Özgüven, İbrahim Ethem. Psikolojik Testler. Ankara 1994.
Sönmez, Veysel. Program Geliştirmede Öğretmen Elkitabı. Ankara 1986.
Kaynak: https://turkmaarifansiklopedisi.org.tr/beceri
Bilgi paylaştıkça çoğalır. Okuduğunuz için teşekkür ederiz.
Bir görevi veya etkinliği ustalıkla ve incelikle yerine getirme yeterliği, maharet.