A

İSTATİSTİK

Veri ve sayım bilimi.

  • İSTATİSTİK
    • Mustafa OTRAR
    • Web Sitesi: Türk Maarif Ansiklopedisi
    • Son Güncellenme Tarihi: 18.12.2022
    • Erişim Tarihi: 19.09.2025
    • Web Adresi: https://turkmaarifansiklopedisi.org.tr/istatistik
    • ISBN ve DOI Numarası:
    • Bu metni kaynak göstererek kullanabilirsiniz.
    İSTATİSTİK
İSTATİSTİK

Veri ve sayım bilimi.

  • İSTATİSTİK
    • Mustafa OTRAR
    • Web Sitesi: Türk Maarif Ansiklopedisi
    • Son Güncellenme Tarihi: 18.12.2022
    • Erişim Tarihi: 19.09.2025
    • Web Adresi: https://turkmaarifansiklopedisi.org.tr/istatistik
    • ISBN ve DOI Numarası:
    • Bu metni kaynak göstererek kullanabilirsiniz.
    İSTATİSTİK

Latince sta kökünden "duran şey, durulan yer" anlamlarına gelen status kelimesine dayanır. Bu kökten gelen statisticus "devlete dair, devlete göre" karşılığında da bir anlam çağrıştırır. Başlangıçta bir devletin veya topluluğun durumu hakkındaki verilerle ilgilenen bilim şeklinde tanımlanmıştır ve bu haliyle devletin çeşitli alanlardaki (nüfus, asker, toprak, vergi, üretim, ziraat, kazanç vb.) bilgilenme ihtiyacına bağlı olarak ortaya çıkmış bir alandır. Cumhuriyet öncesi dönemde istatistik kavramı yerine Arapça kavram olarak ihsâiyyât kelimesi kullanılmıştır. Bu kelime de "sayım, sayma" anlamına gelen ihsâ kökünden gelmiştir.

İstatistik kelimesi terminolojik olarak bağlamına göre değişik anlamlarda kullanılır. Bunlardan ilki veri kümesi anlamındaki kullanımıdır. Tanımlanmış belirli bir olgu, özellik, olay veya durumla ilişkili olarak derlenen ve bir anlam taşıyan simge, sayı ve rakamlara veri adı verilir. Bu verilerden oluşan topluluğa da istatistik (veri kümesi) denmektedir. Söz gelimi "2021-2022 Millî Eğitim istatistikleri" dendiğinde kavram veri kümesi anlamında kullanılmış olur. Kavramın ilk ve en eski kullanımı da bu anlamı taşımaktadır.

İkinci tanımı ise istatistiğin yöntem olarak ya da müstakil bir bilim alanı olarak tanımını verir. Bu anlamıyla istatistik, bir süreç olarak bilimsel araştırmada kullanılan verilerin toplanması, derlenip düzenlenmesi, analiz edilmesi ve analiz sonucunda ulaşılan bilgilerin yorumlanması amacıyla kullanılan teknik ve yöntemler bütünüdür. Bu tanım dayanağını matematik biliminden aldığı için istatistiğin müstakil bir bilim olup olmadığı tartışılmıştır. Zira tanımda vurgulanan "teknik ve yöntemler bütünü olma" vurgusu istatistiği müstakil bir bilim olmaktan ziyade bilimsel araştırmalarda kullanılan bir "ortak alan", bir "araç" konumuna yerleştirir. Aynı tanım bahse konu olan teknik ve yöntemleri "geliştiren, uygulayan ve özgün ilkelere ve kurallara sahip bilim alanı" olarak yapıldığında istatistik müstakil bir bilim olarak tanımlanmış olur.

İstatistik kelimesinin taşıdığı üçüncü anlam bir örneklemden elde edilen örneklem değerdir. Bilimsel araştırmalarda araştırma sonuçlarının genellenebileceği birimlerin tamamına evren (ana kütle) adı verilir. Bu evrene çoğu defa çeşitli sebeplerle (zaman, maliyet, etik engeller gibi) ulaşılamaz. Bu durumda da tanımlanan evrenden belirli bir yolla seçilen, daha az sayıda eleman içeren (alt küme) ve içinden geldiği evreni temsil yeterliği olduğu düşünülen alt gruplar alınır. Bu alt gruplara örneklem denir. İşte istatistiğin üçüncü anlamı da bu örneklemlerden elde edilen sayısal değerlerdir.

Eğitim araştırmaları ve eğitim uygulamaları, yukarıda verilen tanımlardaki istatistiğin tamamını işlevsel olarak kullanır. Diğer alanlarda olduğu gibi istatistik eğitim alanındaki olgu, özellik ve durumları betimler; eğitim uygulamalarından elde edilen verileri analiz ederek bilgilere dönüştürür ve gerektiğinde aldığı örneklem değerleri kullanarak evrene dair çıkarımlar yapar. Eğitim alanında istatistiğin bu işlevsel görüntüsü "eğitim istatistiği" adı verilen özgün bir alanın tanımlanmasına da yol açar. Eğitim istatistiği genel istatistiğin işlevlerini eğitim alanında icra eder. Bu işlevler olgu, özellik ya da durumların (değişkenler) betimlenmesi, değişkenler arasındaki ilişkilerin (sebep-sonuç ilişkisi ya da korelasyon) belirlenmesi, çeşitli değer veya grupların karşılaştırılması, bilinenler yardımıyla bilinmeyenlerin kestirilmesi şeklinde özetlenebilir. Mesela öğrencilerin yaş ve kademe açısından betimlenmesi; sınav kaygılarıyla akademik başarıları arasındaki ilişkilerin ortaya konulması; okula farklı yaşlarda başlayan çocukların sosyal gelişimlerinin karşılaştırılması; gerekli verileri toplayıp kullanarak belirli bir gelecekte kaç rehber-psikolojik danışmana ihtiyaç duyulduğunun tahmin edilmesi gibi. Bu durumda istatistik eğitim alanının vazgeçilmez destekleyicilerinden biri konumundadır.

Modern anlamda ve yapıda olmasa da istatistik ilminin kökenine dair çok gerilere giden uygulamalardan bahsedilmektedir. Eski Türk devletlerinde nüfus ve hayvan sayımlarının yapıldığı, özellikle vergi ve savaşa hazırlık amacıyla yapılan bu uygulamalarda yanlış bilgi verenlerin cezalandırıldığı bilinmektedir.

İslam tarihinde ilme verilen önemin teşvikiyle sayısal alanlarda da önemli şahsiyetler yetişmiştir. İşlev ve içerik olarak istatistiği kullanma açısından Kindî (ö. 866) bu isimlerden biridir. Kur'an-ı Kerim'deki harflerin kullanım sıklığı üzerine yaptığı incelemeler ve tespitlerle istatistiksel mantığı kullanmadan yapılandırılması mümkün görünmeyen kriptografinin temellerini atmıştır. İbn Haldun da (1332-1406) nüfus ve demografik meseleleri niceliksel bakışla ele almıştır.

Osmanlı Devleti'nin nüfus, toprak, vergi ve askerî politikaları da sıkı bir istatistiksel takip-kayıt sistemi gerektirmekteydi. Defterhane adı verilen ve 1389 yılında kurulan kurumun işlevi bu sayımları yapmak, kayıt tutmak ve bunları arşivleyip muhafaza etmekti. "Defter-i hâkanîler, sancak mufassal defterleri" ve "tahrir defterleri" bugünkü anlamıyla nüfus merkezli istatistiksel verilerin derlendiği önemli kaynaklardır. İlk genel nüfus sayımı da 1831 senesinde II. Mahmud döneminde gerçekleştirilmiştir. Esasen Osmanlılar'da bu sayımdan çok daha önce (1326-1360/1360-1389 arasındaki sayımlar gibi) pek çok nüfus ve arazi sayımı yapılmış, hazinenin gelir kaynaklarının belirlenmesi amacıyla yapılan bu sayımlar devletin en önemli kayıtlarını teşkil etmiştir. Osmanlı döneminde devletin bir sayım (istatistik tutma) geleneğinin olduğuna ve bunun da istikrarlı şekilde sürdürüldüğüne en önemli kanıtlardan biri bu sayımlardır.

Halil İnalcık, Osmanlı istatistik defterlerinin gerek prensip olarak içeriğinde doğruluk ve kapsamlılığa ilişkin uygulamalar gerekse defterlerde kullanılan referans usulleri, kısaltmalar ve kayıt yöntemi gibi metotları açısından XV. yüzyıl Avrupa coğrafyasında bulunan benzerlerinden daha karmaşık ve gelişmiş örnekler vermekte olduğunu belirtmiştir. Öte yandan 1868 yılında bir istatistik ofisi açılmış, ilk istatistik kalemi 1874'te Ticaret Nezareti bünyesinde kurulmuş ve yönetimi de bir yabancı uzmana tevdi edilmiştir. Eğitimle ilgili bir istatistik biriminin kurulması II. Abdülhamid döneminde gerçekleşmiştir (bk. Maarif Salnameleri). Osmanlı Devleti'nin ilk eğitim istatistiği ise 1894-1895 ders yılına ait olarak yayımlanmıştır. Günümüzde Türkiye'de bu geleneğin bir yansıması olarak "Millî Eğitim istatistikleri", bakanlığa bağlı Strateji Geliştirme Başkanlığı tarafından her yıl yayımlanmaktadır.

Daha merkezî bir devlet bürokrasisinin benimsenmesinin sonucu olarak XIX. yüzyıldan itibaren istikrarlı, teferruatlı ve güvenilir veriye ihtiyaç duyulması Osmanlılar'da kurumsallaşma ve denetleme mekanizmalarına da yansımıştır. Bâbıâli İstatistik Encümeni Nizamnamesiyle (1891) mevzuat güncellenmiş, ardından Merkezî İstatistik Encümeni toplanmış ve istatistikle ilgili bütün uygulamalar Şûrâ-yı Devlet'e bağlanarak müstakil bir kanun kapsamında kurumsallaşmıştır. Ancak 1918 yılında söz konusu faaliyetler İstatistik Müdüriyet-i Umumiyesi'ne bağlanmış olsa da kısa süre sonra bu uygulama yürürlükten kaldırılarak müdüriyet kapandı ve eski hale dönüldü. Cumhuriyet'in kuruluşuyla birlikte devletin bütün kurumsal işleyişindeki değişimler istatistik işlerinde de vücut buldu. 25 Nisan 1926 tarihli ve 3517 sayılı "Merkezî İstatistik Dairesi İhdasına ve Vezâifine Müteallik Talimatname" ile 1926'da Merkezî İstatistik Dairesi kurularak başbakanlığa bağlandı. 1926-1929 yılları arasında ilk müdürlüğünü Belçika asıllı Camille Jacquart yaptı. 1930 yılında daha sonra ismi İstatistik Genel Müdürlüğü (1945) şeklinde değişecek olan İstatistik Umum Müdürlüğü kuruldu. Bu da önce 1962'de sonra da 1984 ve 1989'da değişen teşkilat ve mevzuat yapısıyla birlikte Devlet İstatistik Enstitüsü (DİE) şeklinde varlığını sürdürdü. 5429 sayılı kanunla 2005 yılında enstitünün adı Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) şeklinde değişti. Çeşitli yıllarda günün ihtiyaçlarına göre mevzuat değişiklikleri yapılarak şekillenen kurum 2018'de Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile şimdiki teşkilat yapısına ulaştı (TÜİK, 2023).

Bir bilim ve disiplin olarak istatistiğin yerleşmesinde neşredilen eserlerin de önemli yeri vardır. Osmanlı döneminde neşredilen ilk Türkçe istatistik kitabı Mehmed Câvid Bey'in İhsâiyat kitabıdır. Kitabın baskısı 1909 yılında gerçekleşmiş olsa da yazımının 1902-1903 civarında gerçekleştiği eserin özsözünden anlaşılmaktadır. Avrupalı istatistikçilerin yazdıkları eserlerin ilgili bölümlerinin derlenmesi yoluyla telif edilen bu eserin önemi; istatistiksel düşünce içindeki konumunun özgünlüğünden ziyade istatistiğin özellikle iktisadî açıdan gerekliliğini farkedip bu yönde adım atan ilk Türkçe eser olmasıdır. Cumhuriyet döneminde İstatistik Umum Müdürlüğü istatistik alanında ilk denilebilecek birçok yayının da öncüsüdür. Söz gelimi DeMoncetz'in 1935 tarihli İstatistik Usullerine Giriş kitabı neşredilen ilk istatistik kitabıdır. İlk istatistik dersinin verildiği İstanbul Üniversitesi de yayınları açısından istatistik alanında önemli bir yer tutar. Ömer Celal Sarc'ın İstatistik Teorisi ve Tekniği kitabı 1936 yılında neşredilmiştir ki bu da Cumhuriyet döneminin ilk eserlerindendir.

İstatistik alanında eğitim öğretim hizmetleri dünyada XIX. yüzyıl başlarına, Türkiye'de XX. yüzyılın başlarına tarihlenir. İstatistik alanının eğitimi açısından bakıldığında Türkiye'de ders olarak istatistiğin ilk defa 1933 yılında Ömer Celal Sarc (1901-1988) tarafından İstanbul Üniversitesi'nde iktisat alanı kapsamında okutulduğu görülür. Bu eğitim önceleri teorik daha sonra uygulamalı alanlara doğru genişler. Müstakil bir program olarak  lisansüstü düzeyde istatistik eğitimi Ankara İktisadi ve Ticari İlimler Akademisi'nde 1960'lı yılların başında başlamış; lisans programı olarak da 1967'de Hacettepe Üniversitesi'nde kurulmuştur. Matematik-istatistik alanında Türkiye'de doktorasını tamamlayan ilk isim ise Fikri Akdeniz'dir.

İstatistik alanı müstakil bir alan olmasının dışında tıp, ziraat, bankacılık, iktisat, mühendislik gibi alanların içinde de yer aldığından onlarla bağlantılı lisans ve lisansüstü programların (biyoistatistik, jeoistatistik, psikometri gibi) tamamının sayısının zikredilmesi zordur. Ancak 2022-2023 eğitim öğretim yılı itibariyle biri özel üniversite olmak üzere yirmi bir üniversitede "İstatistik Programı" adıyla lisans ve yüksek lisans; biri Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, üçü Türkiye'de olmak üzere dört üniversitede de "İstatistik ve Bilgisayar Bilimleri Programı" adıyla lisans düzeyinde eğitim verilmektedir. Öte yandan eğitim istatistiği özellikle eğitim bilimleri alanındaki lisansüstü alanlarda temel derslerden biri olarak verilmekle birlikte az sayıdaki üniversitede eğitim istatistiği yüksek lisans programları da bulunmaktadır.

Kaynakça

Akdeniz, Fikri – Yıldırım, Fetih. “Türkiye’de -Osmanlıdan Günümüze- İstatistik Tarihine Bakış”. İstatistik Araştırma Dergisi. 8/3 (2011), s. 1-11.

Alkan, Mehmet Ö. “Osmanlı İmparatorluğu’nda Eğitim ve Eğitim İstatistikleri, 1839-1924”. Osmanlı Devleti’nde Bilgi ve İstatistik. der. H. İnalcık – Ş. Pamuk. Ankara 2000, s. 125-145.

Aytaç, Ahmet Murat – Balcı, Sarp. “Türkiye’de ‘Şansın Terbiye Edilişi’ne Geçiş: Mehmed Cavid Bey’in İhsaiyat Kitabı”. Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Dergisi. 62/3 (2007), s. 57-77.

Efe, Ayla. “II. Mahmud’un Mal-Mülk Sayımı: Evreşe Örneği”. Belleten. 80/288 (2016), s. 483-499.

İnalcık, Halil. “Osmanlı’da İstatistik Metodu Kullanıldı mı?”. Osmanlı Devleti’nde Bilgi ve İstatistik. der. H. İnalcık – Ş. Pamuk. Ankara 2000, s. 1-13.

Kasap, Reşat. “Cumhuriyetin 80. Yılında İstatistik Üzerine Genel Bir Değerlendirme”. Gazi Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi. 5/2 (2003), s. 1-8.

Muhammed Hasan Hasan Cebel. el-Mu‘cemü’l-iştikâki’l-müessal li-elfâzi’l-Kur’âni’l-Kerîm. 4 cilt, Kahire 2010, s. 1-440.

Râgıb el-İsfahânî. Müfredâtü elfâẓi’l-Ḳurân (thk. Safvân Adnân Dâvûdî). Dımaşk-Beyrut, 1992.

TÜİK. 2023, https://www.tuik.gov.tr

Wasserman, William. “The Teaching and Use of Statistics in Turkey”. The American Statistician. 12/2 (1958), s. 16-18, https://doi.org/10.2307/2681511.

Kaynak: https://turkmaarifansiklopedisi.org.tr/istatistik

Görüş, öneri ve yorumlarınız için tıklayınız.

Bilgi paylaştıkça çoğalır. Okuduğunuz için teşekkür ederiz.

İSTATİSTİK

Veri ve sayım bilimi.