A

PEDAGOJİ

Çocuk eğitimi bilimi.

  • PEDAGOJİ
    • Filiz MEŞECİ-GIORGETTI
    • Web Sitesi: Türk Maarif Ansiklopedisi
    • Son Güncellenme Tarihi: 18.12.2022
    • Erişim Tarihi: 20.09.2025
    • Web Adresi: https://turkmaarifansiklopedisi.org.tr/pedagoji
    • ISBN ve DOI Numarası:
    • Bu metni kaynak göstererek kullanabilirsiniz.
    PEDAGOJİ
PEDAGOJİ

Çocuk eğitimi bilimi.

  • PEDAGOJİ
    • Filiz MEŞECİ-GIORGETTI
    • Web Sitesi: Türk Maarif Ansiklopedisi
    • Son Güncellenme Tarihi: 18.12.2022
    • Erişim Tarihi: 20.09.2025
    • Web Adresi: https://turkmaarifansiklopedisi.org.tr/pedagoji
    • ISBN ve DOI Numarası:
    • Bu metni kaynak göstererek kullanabilirsiniz.
    PEDAGOJİ

Pedagoji çocuk ve gençlerin eğitimini teorik ve uygulamalı olarak inceleyen bir bilim dalıdır. Öğretim bir eylemken, pedagoji hem eylem hem de söylemdir. Pedagoji, öğretim performansını, öğretimin altında yatan, onu etkileyen ve açıklayan teorileri, kabülleri, politikaları ve tartışmaları içeren geniş bir terimdir. Pedagoji kavramının etimolojik kökeni Antik Yunan'da kullanılan, "ücretli çocuk rehberi" anlamına gelen paidagōgeō kavramına dayanır. Antik Yunan'da pedagoglar bir anlamda ahlakî rehberdi. Eflâtun (Platon) pedagogları çocukların hem rehberleri hem de koruyucuları olarak tanımlamıştır. Latince paidagogi kelimesi de genç Romalı çocuğa okula kadar eşlik eden köleyi tanımlamak için kullanılmıştır. Bu dönemde pedagog (paidagogos), öğretmenden (didáskalos) farklıdır. Öğretmen çocuğa okulda eğitim verirken ve çocukla olan ilişkisi okul ile sınırlıyken, pedagog çocuğa daha yakındır ve nasıl davranması gerektiğini öğreterek bunları uygulama konusunda ona rehberlik eder, yönlendirir. Öğretmen okul için, pedagog hayat için eğitir.

Yukarıda verilen etimolojiden hareketle, öğretmenlerin öğrencilere öğrenmelerinde rehberlik etmek için kullandıkları yöntemleri ve yaklaşımları tanımlamak için pedagoji terimi geliştirilmiştir. Modern bağlamda pedagoji, Oxford İngilizce Sözlüğü'ne 1571 yılında girmiştir. Pedagoji sadece öğretme faaliyetini tanımlamakla kalmaz, öğrenme ilişkisi içinde daha geniş sosyal ve kültürel değerlerin üretimini de yansıtır. Burada pedagoji ve didaktik arasındaki farkı da belirtmek gerekir. Didaktik ders bilimidir. Eğitimin anlamı, eğitim içeriklerinin seçimi, yapısı ve tabakalanması ile uğraşır. Pedagoji didaktiği çevreleyen bir alanı kapsar. Didaktik pedagojik alanın belli bir problem dilimi ve kesitidir.

Pedagoji çocuk eğitimi uygulamalarından doğmuş, teorik yönü daha sonra gelişmiştir. Tecrübelerden yola çıkarak uzun sürede oluşturulmuş ilke ve teknikler pedagoji uygulamasını doğurmuştur. Tesadüfî tecrübelere dayanan bu uygulamalar geleneği devam ettirir. Geleneğin dışına çıkan farklı uygulamalara dirençli olan bu yapıda değişim çok zor gerçekleşir. Tartışma, karşılaştırma, ispat yapmaya müsait olmayan bu pedagoji tamamıyla ampirik verilere dayandığı için tam anlamıyla bilimsel kabul edilemez.

Pedagoji, filozofların eğitim meseleleri hakkındaki görüşleri ile genişlemiş ve derinleşmiştir. Filozofların çocuğa ve insana ilişkin varsayımları, toplum ve birey ilişkileri gibi konularda düşünceleri pedagojiye, bilimin doğasına ve yöntemine ilişkin düşünceleri ise didaktiğe yön vermiştir. Çin'de Konfiçyus, Antik Yunan'da Sokrat, Aristo, Platon, Roma'da Kıbrıslı Zenon gibi düşünürler ideal insan tipi, etik, öğretim ilke ve yöntemleri, eğitimin içeriği ve eğiticiler hakkında pedagojinin konu alanını oluşturan görüşlerini eserleri ile ortaya koymuşlar ve geniş coğrafyalarda okunmuşlar, kendilerinden sonraki nesillerin pedagoji ve didaktik anlayışlarını etkilemişlerdir.

Sumerler'den itibaren dinî kurumlarla da yakın ilişkili olan eğitim öğretim faaliyetleri, Antikçağ'da felsefî bilgi birikiminin oluşması ve tek tanrılı dinlerin kurumsallaşmasıyla beraber din ve felsefenin bir araya getirildiği önemli bir alan halini aldı. Öğretimde ezberleme, açıklama, yorumlama, akıl yürütme becerileri üzerinde duruldu. Eğitim ise ahlak merkezli olarak şekillendi. X. yüzyıldan itibaren İslam dünyasında düşünürlerin yazdıkları ahlak kitapları pedagojinin gelişiminde önemli bir basamak olarak kabul edilmelidir. Bu gruba giren İbn Miskeveyh'in Tehẕîbü'l-aḫlâḳ, Nasîrüddîn-i Tûsî'nin Aḫlâḳ-ı Nâṣırî, Celâleddin Devvânî'nin Aḫlâḳ-ı Celâlî ve Kınalızâde Ali Efendi'nin Ahlâk-ı Alâi adlı eserleri insan davranışını değiştirilebileceği varsayımı üzerine oturmaktadır. İçerik ve yöntem açısından birbirinin devamı olan bu eserler ahlaklı, erdemli bir insanın yetiştirilmesinde duyular ve ruh (psikoloji) vasıtasıyla idrakın önemini teorik ve pratik yönleriyle ele almışlardır. Ahlaki davranışı yoğunluğunu eksiklik (tefrit) ve aşırılık (ifrat) kavramları ile derecelendirmişlerdir. Davranış değiştirmede ruh (psikoloji) üzerinde durmuşlardır. Öğretmeni bir rehber olarak gören, eğitimin erken yaşta başlamasını savunan, eğitim insan doğasına ve kabiliyetlerine ve günün şartlarına uygun olmasını vurgulayan söylemleri modern çağların pedagoji görüşlerinin habercisidir.

XVII. yüzyılda Avrupa'da bilginin kaynağının sadece duyumlar olabileceğini düşünen ampiristler ve bilgi edinmede akıl yürütmeyi önceleyen rasyonalistler farklı öğretim yöntemlerine odaklanmışlardır. F. Bacon'ın ampirizm düşüncesi Ratke, Comenius, J. Locke gibi birçok filozofun zihni boş bir levha olarak varsaymalarına öncülük etmiştir. Duyumlar ve tecrübenin bilginin esas kaynağı olduğunu kabul eden bu anlayış öğretim sürecinde çocuğun deneyimlerine verilecek önemin kapılarını açmıştır. Comenius Büyük Didaktika adlı eserinde eğitimin nasıl olması gerektiğine ilişkin ilkelerini tümevarımsal bir anlayışla ve dini bir söylemle ele almıştır.

Pedagojide epistemolojik bir devrim yapan ise Roussea'nun Emile ya da Eğitime Dair (1762) adlı eseridir. Rousseau pedagojinin merkezine çocuğu yerleştirmiştir. Böylece eğitici merkezli pedagoji karşısında çocuk merkezli pedagoji anlayışı yükselmeye başlamıştır. Rousseau eğitmek için öncelikle çocuğu tanımak, incelemek gerektiğini şöylemiş, çocuğu gelişim basamaklarına ayırarak incelemiş, kısacası çocuğu keşfetmiştir. Rousseau'nun eğitim üzerine olan düşüncelerinin birçok filozofu etkilediği söylenebilir. Kant ve Herbart çocuğun bireysel gelişimi ile toplumsallaşması arasındaki bağlantıyı vurgulamışlardır. Herbart pedagojiyi ruhiyat ve eğitim üzerine temellendirmiş ve çocuğun hak ve hürriyetinin önemine dikkat çekmiştir. Spencer fizikî, zihinsel ve ahlakî eğitim ile yaşam arasında bağ kurulmasını vurgulamıştır. Yukarıda özetlenen filozofların düşünceleri Pestalozzi, Fröbel gibi çocuk eğitimine ve toplumların eğitilmesine odaklanmış pedagoglar tarafından uygulamada karşılığını görmüştür.

Pedagojinin bilimsel bir kimlik kazanması, uygulamalı bir bilim olması ise XIX. yüzyılın sonunda sosyoloji, fizyoloji, biyoloji ve psikolojideki gelişmelere paralel olarak ve bu bilimlerle etkileşime girerek gerçekleşti. Alman filozof Tiedemann oğlunu ilk üç yaşına kadar gözlemleyerek onun duyusal, motor, dil ve zihinsel davranışlarının günlüğünü tutmuş ve bunları 1787'de yayımlamıştır. Tiedemann yaptığı bu çalışmalarla deneysel psikolojinin öncülerinden ve çocuk gelişiminin bilimsel olarak incelenmesi konusunda ilk uygulayıcılardan biri olarak kabul edilir. 1874'te Harvard Üniversitesi'nde W. James, hemen akabinde Leipzig'de Wundt psikoloji laboratuvarlarını açtılar. Özellikle W. James'in faydacı ve evrimci düşünsel temelleri üzerine kurulan işlevsel psikoloji; algılama, düşünme ve öğrenme süreçleri gibi zihinsel süreçler üzerinde duruyordu. Aynı yıllarda Amerika'da biyoloji ile psikolojiyi birleştiren biyolojik psikoloji ve fizyolojik psikoloji çalışmaları yapılmaya başlandı. Amerika'daki işlevsel psikoloji çalışmaları J. Dewey'in Chicago Üniversitesi'nde ve buradaki Laboratuvar Okulu'nda 1894 sonrası yaptığı çalışmalarla pedagoji alanına dahil olmaya başlamıştır. Dewey, pragmatizm ve işlevsel psikolojinin pedagojiye uyarlanması olan ve öğrencinin ilgi ve yeteneklerini merkeze alan ilerlemeci eğitim felsefesinin en önemli temsilcisi oldu.

Diğer yandan Avrupa'da da aynı tarihlerde ilerlemeci eğitim anlayışı geniş kabul görmeye başladı. Geleneksel, hafızayı dıştan dolduran terbiye usulleri sorgulanmaya başlandı (bk. Terbiye). Eğitimin yayılması kötülükleri ve suçu azaltmıyor, ahlaka etki etmiyordu. İlerlemeci eğitim felsefesi, çocuğu içten hareket ettirecek bir pedagoji arayışını, "yeni eğitim hareketi"ni bir diğer ifadeyle "reform pedagojisi"ni ortaya çıkardı. Yeni eğitim hareketiyle beraber çocuğun kendiliğinden ve özgür faaliyeti üzerine düşünülmeye başlandı. Çocuğun işlevsel anlayışına dayanan işlevsel pedagoji ile ilgilenen ve Rousseau'nun çocuğu merkeze alan pedagojisinden hız alan Montessori, Kerschensteiner, Otto, Lietz, Decroly gibi yeni mektep kurucuları pedagoglar ortaya çıktı. Bütün bu pedagogların faaliyetlerine yön veren beş kanun bulunmaktadır: 1. Çocuk belirli gelişim safhalarından geçer. 2. Sonraki becerilerin gelişmesi, bir öncekinin gelişmesine bağlıdır. 3. Çocuğun faaliyeti ihtiyaç ya da ilgi uyandıracak çevrede doğar. 4. Çocuk eksik değildir kendi ihtiyaçlarına göre işlevsel otonomisi vardır. 5. Her birey farklıdır.

İşlevsel psikolojinin pedagojiye uyarlanmasında ve pedagojideki diğer gelişmelerin bir kurum şemsiyesi altında toplanmasında Cenevre önemli bir merkez oldu. Pedagoji, didaktik, psikoloji ve fizyoloji alanındaki gelişmeler eğitim bilimleri kavramını ortaya çıkardı. É. Claparède (1873-1940) 1906 yılında Cenevre'de bir pedagojik psikoloji semineri yönetmeye, seminerler sırasında eğitim bilimleri kavramını kullanmaya başladı. Claparède 1912 yılında pedagojinin pratik ve teorik yanlarını birleştirerek onu bir bilime dönüştürmek amacıyla Cenevre'de J.J. Rousseau Enstitüsü'nü kurdu. Avrupa'nın ilk eğitim bilimleri enstitüsü olan bu kuruma çocuk merkezli pedagoji anlayışının miladı olarak kabul edilen Rousseau'nun ismi verilmiştir. Sırasıyla P. Bovet ve J. Piaget'nin müdür olduğu bu enstitüde deneysel psikoloji, biyoloji çalışmalarının eşlik ettiği eğitim psikolojisi ve bilişsel gelişim çalışmaları yapıldı. Enstitü 1925 yılında Uluslararası Eğitim Bürosu'nu (IBE) kurdu. P. Bovet direktörlüğünde A. Ferriere ve Elisabeth Rotten burada görev yaptı. Bu kurumlar ilki 1934'te yapılan Uluslararası Eğitim Konferansı'nı organize etti. Bu konferansa Türkiye'den Sadrettin Celal Antel de katıldı. Konferanslar, yayınlar ve yetiştirdikleri öğrenciler yoluyla ilerlemeci eğitim anlayışı ve eğitim psikolojisinin eşlik ettiği eğitim anlayışı uluslararası boyutta birçok ülkeye yayıldı. Rousseau Enstitüsü'nün kuruluşunun paralelinde Avusturya, Fransa, İngiltere ve Almanya'da da enstitüler kuruldu. Türkiye'deki ilk Pedagoji Enstitüsü ise İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi'nde 1936 yılında kurulmuştur.

Bu gelişmelerin ardından pedagoji yerini eğitim bilimleri adında çoğul bir disipline bırakmıştır. Eğitim bilimleri başlangıçta sadece eğitim psikolojisi, eğitim sosyolojisi, eğitim tarihi ve eğitim felsefesi alanlarını kapsıyordu. Eğitim bilimlerinin zamanla farklı disiplinlerle iş birliğinde alt alanları oluştu. Bunlara eğitim istatistiği, eğitim programları, eğitim yönetimi, eğitim teknolojisi, karşılaştırmalı eğitim, eğitim ekonomisi, eğitim planlaması, eğitim antropolojisi, eğitim etnografisi, halk eğitimi dalları örnek verilebilir.

Kaynakça

[Antel], Sadrettin Celâl. Pedagoji. İstanbul 1929.

Egemen, Bedi Ziya. Terbiye İlminin Problemleri ve Terbiye Felsefesi. Ankara 1965.

Erdoğan, İrfan. “Eğitim Bilimi: Geçmişten Bugüne”. HAYEF: Journal of Education. 18/1 (2021), s. 2-20.

Hesapçıoğlu, Muhsin. Öğretim İlke ve Yöntemleri: Eğitim Programları ve Öğretim. İstanbul 1998.

Kınalızade Ali Efendi. Ahlâk-ı Alâi. sad.M. Demirkol. Ankara 2017.

Klapared, Ed. Yeni Psikoloji ve Pedagoji. çev. R. Balaban. İzmir 1936.

Nicholson, Philip Mark. “Pedagogy-as-Praxis: A Sociocultural Framework for Researching Pedagogy as Performance and Discourse”. International Journal of Research & Method in Education. 2023, DOI: 10.1080/1743727X.2023.2167977

Shah, Rajendra Kumar – Campus, Sanothimi. “Conceptualizing and Defining Pedagogy”. IOSR Journal of Research & Method in Education. 11/1 (2021), s. 6-29.

Sunar, Cavit. İbn Miskeveyh ve Yunan’da ve İslam’da Ahlâk Görüşleri. Ankara 1980.

Wallace, Susan (ed.). A Dictionary of Education. Oxford 2009. 

Young, Norman H. “Paidagogos: The Social Setting of a Pauline Metaphor. NovumTestamentum. 29/2 (1987), s. 150-176.

Kaynak: https://turkmaarifansiklopedisi.org.tr/pedagoji

Görüş, öneri ve yorumlarınız için tıklayınız.

Bilgi paylaştıkça çoğalır. Okuduğunuz için teşekkür ederiz.

PEDAGOJİ

Çocuk eğitimi bilimi.