A

ÖĞRETİM İLKE ve YÖNTEMLERİ

Öğretimin amaçlarının gerçekleştirilmesinde dikkate alınan esas ve usuller.

  • ÖĞRETİM İLKE ve YÖNTEMLERİ
    • Beytullah KAYA
    • Web Sitesi: Türk Maarif Ansiklopedisi
    • Son Güncellenme Tarihi: 18.12.2022
    • Erişim Tarihi: 20.09.2025
    • Web Adresi: https://turkmaarifansiklopedisi.org.tr/ogretim-ilke-ve-yontemleri
    • ISBN ve DOI Numarası:
    • Bu metni kaynak göstererek kullanabilirsiniz.
    ÖĞRETİM İLKE ve YÖNTEMLERİ
ÖĞRETİM İLKE ve YÖNTEMLERİ

Öğretimin amaçlarının gerçekleştirilmesinde dikkate alınan esas ve usuller.

  • ÖĞRETİM İLKE ve YÖNTEMLERİ
    • Beytullah KAYA
    • Web Sitesi: Türk Maarif Ansiklopedisi
    • Son Güncellenme Tarihi: 18.12.2022
    • Erişim Tarihi: 20.09.2025
    • Web Adresi: https://turkmaarifansiklopedisi.org.tr/ogretim-ilke-ve-yontemleri
    • ISBN ve DOI Numarası:
    • Bu metni kaynak göstererek kullanabilirsiniz.
    ÖĞRETİM İLKE ve YÖNTEMLERİ

Öğretim, belli bir amaca yönelik, önceden planlanmış içeriklerin bir kişiden diğerine aktarılması sürecidir. İlke, bir öğretim sisteminin planlanması, hazırlanması ve yürürlüğe konulması aşamasında dikkat edilmesi gereken temel özelliklerdir. Eğitimin planlı ve programlı bir öğretim sürecini kapsaması sebebiyle öğretim ilkeleri eğitim öğretim sisteminin her aşamasında rehberlik yapar. Öğretim sürecinin verimli hale getirilmesi amacıyla akademik olarak kabul görmüş öğretim uygulamalarına öğretim ilkeleri denir. Öğretim ilkeleri öğreticilere rehberlik etmek, eğitim öğretim sürecini planlı hale getirmek amacıyla kullanılmaktadır. Bu ilkeler aynı zamanda, eğitim sürecinin, ders kitaplarının ve materyallerinin düzenlenmesinde eğitim öğretim uygulayıcılarına yardımcı olmaktadır. Aşağıda çeşitli öğretim ilkeleri sunulmuştur.

Somuttan soyuta ilkesi öğretimde, insanın doğal zihin gelişim süreciyle uyumlu şekilde yol izlemesini ifade eder.  Çocuklar önceleri duyu organları ile somut olarak keşfettikleri nesneleri ya da bilgileri daha kolay öğrendiklerinden öğrencilerin eğitime başladıkları öğretim programları somut kavramları ön planda tutacak şekilde hazırlanmalı, ilköğretimin sonuna doğru soyuta geçiş sağlayacak şekilde planlanmalıdır. Somut işlem basamağında yer alan çocuklar nesneler arası benzerlikleri, sayı kavramını, yaşantı süreçlerini ve zihinsel olarak problemleri çözme becerilerini geliştirirler. Soyut işlemler basamağında ise gerçekliğin ötesindeki durumları anlamlandırma ve bu durumlardan sonuç çıkarma eylemlerini gerçekleştirebilirler.

Yakından uzağa ilkesi öğrenmenin, zaman ve mekân bakımından yakın çevreden uzak çevreye doğru genişleyen bir şekilde gerçekleştirilmesini ifade eder. Birey dünyaya gelişinden itibaren önce yakın çevresindeki nesneleri anlamakta ve anlamlandırmakta daha sonra öğrenme durumunu genişleterek uzak çevredeki nesneleri ve olayları kavramaktadır. Bu öğrenme durumu mekân ve zaman bakımından aynı şekilde gerçekleşmektedir. Bu yüzden öğrenme durumları yakın zamandan uzağa, yakın çevreden uzağa şeklinde düzenlenir.

Bilinenden bilinmeyene ilkesi öğrenme durumlarının daha önce öğrenilen bilgiler üzerine yenilerini yapılandırarak gerçekleştirilmesi gerektiğini ifade eder. Bu yüzden yeni öğretilecek ya da öğrenilecek bir bilginin eski bilgilerle ilişkilendirilmesi öğrenmeyi kolaylaştırır ve öğrenme daha kalıcı olarak gerçekleşir. Öğretmenler yeni bir bilgi öğretmeye başlamadan önce o bilgiyle ilişikli eski bilgileri gözden geçirmeli ve bilinen bilgilerden bilinmeyen bilgilere doğru bir yol izlemelidir.

Hayata yakınlık ilkesi öğretim içeriklerinin gerçek hayatı yansıtması gerekliliğine vurgu yapar. Öğretim programlarının içeriği öğrencilerin hayatla bağlantılarını güçlendirecek ve onları hayata hazırlayacak bir şekilde kültür sahibi olmalarını, sosyalleşmelerini sağlayan bir yapıya sahip olmalıdır.

Ekonomiklik ilkesi eğitim ve öğretim planlamalarının, yeterli emek, zaman, enerji ve kaynak harcayarak en fazla verimi sağlayacak şekilde düzenlenmesi gerektiğini ifade eder. Bu yüzden eğitim öğretim faaliyetlerinin her aşaması iyi planlanmalıdır. Öğretim yapılan okul, öğrencilerin kullandıkları eğitim materyalleri ve gereçleri bu ekonomiklik ilkesine uygun olarak düzenlenmeli ve kaynaklar verimli şekilde kullanılmalıdır.

Açıklık ilkesi öğretmenlerin öğretimde kullandıkları yöntemleri çeşitlendirip öğrencilerin daha fazla duyu organına hitap ederek öğretim süreçlerine katmasıyla ilişkilidir. Öğrencilerin öğrenilecek konuyla ilgili varlıkları ve eşyaları incelemeleri, ilgili doğal olayları yerinde öğrenmeleri, gözlem yapmaları gibi uygulamalar açıklık ilkesinin bir gereği olarak görülmektedir. Ayrıca öğretim materyallerinin öğrencilerin seviyelerine uygun olması, öğretmenin öğretim sürecinde açık, anlaşılır ve net bir dil kullanması, öğrencilerin seviyelerine uygun öğretim durumları oluşturması da önemlidir.

Aktivite (öğrenci eylemi) ilkesi öğrencilerin öğretim süreçlerine aktif katılımları, eğitim öğretim süreçleri içerisinde kendi öğrenme durumlarını kendilerinin oluşturmalarına imkân tanınmasını ifade eder. Bu anlayışa göre eğitim öğretim süreçlerinde öğrencinin daha fazla duyu organı ile yer alması öğrenme süreçlerini olumlu yönde etkilemektedir.

Bütünlük ilkesi çocukların duygu, düşünce, beden ve irade gibi yönleri bakımından bir bütün olarak ele alınması gerektiğini ifade eder. Bu ilkeye göre bilgiler birbirine bağlı ve birbirini bütünler nitelikte olmalı, öğrenme çocukların seviyelerine göre gelişerek devam ettirilmelidir. Ayrıca yeni öğrenilecek bilgiler eski bilgileri destekleyici, geliştirici ve pekiştirici şekilde düzenlenmeli ve öğretimi yapılmalıdır.

Yasal otoriteye itaat ilkesi çocukların okullardaki eğitim aracılığıyla sosyalleşerek toplumun değerleriyle kültürlenmelerini ifade eder. Bu sosyalleşme ve kültürlenme çocukların yaşayacakları toplumun değerlerini edinme, aileyi, okulu, kültürel değerleri tanıma, benimseme ve buna uygun bir yaşantı sürmesini gerektirmektedir. Çocuğun edindiği bu değerler aracılığı ile yaşadığı toplumla bağ kurması ve sosyokültürel anlamda bu toplumun bir ferdi olması sağlanmaktadır. Bu değerleri edinen bireyden anne babaya, öğretmenlere, okul yöneticilerine, yönetmeliklere, kanunlara, din ve ahlak kurallarına saygılı olması beklenmelidir.

Özgürlük ilkesi çocukların kendi iradelerini etkin şekilde kullanmaları ve özgürce karar alma becerilerinin geliştirilmesi olarak ifade edilebilir. Bir başka deyişle çocukların medenî cesaretlerinin gelişmesi, kendi kararlarını almaları ve bunları uygulayabilmeleri sürecidir. Eğitim, çocukları sosyalleştirerek ve kültürel kazanımlarını teşvik ederek onların yaşayacakları topluma ait değerleri kazanmalarını sağlamaktadır. Çocuklar eğitim sayesinde hem kendi toplumunu, toplumunun maddi ve manevi değerlerini tanımalı hem de evrensel değerlere sahip olarak yetişmelidirler. Okullar, çocukların yalnızca eğitim gördükleri mekânlar değildir, aynı zamanda akran sosyalleşmelerinin gerçekleştiği, çocuğun akranları arasında bir birey olarak yer edindiği ve kendi sosyalleşmesini özgür olarak kurduğu bunu özgürce sağladığı mekânlardır.

Öğretim yöntemi, öğretim ilkesi kavramından bağımsız şekilde ele alınması gereken müstakil bir kavramdır. Tarih boyunca eğitim uygulamalarının sistemleştirilmesi ve planlı ve programlı hale getirilmesi öğretim yöntemlerinin ortaya çıkmasına ortam hazırlamıştır. Bütün dersler için her zaman geçerli ve işleyen bir yöntemin olduğu faraziyesini kabul etmek doğru değildir. Buradan hareketle yöntemler derse, uygulayıcıya ve materyallere uygun olarak belirlenmeli ve uygulanmalıdır. Aşağıda belli başlı öğretim yöntemlerine yer verilmiştir.

Tam öğrenme yöntemi olumlu öğrenme şartlarının sağlanması durumunda belli bir bilgiyi herkesin eşit düzeyde öğrenebilme becerisine sahip olduğunu ifade etmektedir. Bu yaklaşıma göre okula giden bütün öğrenciler okulda öğretilen bilgileri öğrenebilirler. Tam öğrenme yönteminde öğrenmeyi etkileyen değişkenlerin eşitlenmesi ya da farklılıkların en aza indirilmesi yöntemin etkili şekilde uygulanmasını kolaylaştıracaktır. Öğretim hizmetleri sırasında ip uçları vererek öğrencilerin neyi öğreneceklerini keşfetmelerine yardımcı olunmalıdır. Tam öğrenme yönteminde bilgiler öğretildikten sonra pekiştirilmelidir. Bu süreçler gerçekleştirilirken öğrencinin öğrenme ortamına aktif katılımı sağlanmalıdır. Son aşamada öğrencilere öğrendikleriyle ilgili dönütler verilmeli yanlış öğrenmeler ise düzeltilmelidir.

Probleme dayalı öğrenme yöntemi öğrencilerin hayatta karşılaştıkları problemleri bilimsel araştırma yöntemlerini kullanarak çözmelerini esas almaktadır. Ayrıca bu yöntem öğretim ortamlarındaki üst düzey zihinsel etkinliklerin kazandırılmasında kullanılmakta, öğrenilecek konuların öğrencilere verilmesi yerine gerekli bilgiler bilimsel araştırma yöntemleri vasıtasıyla edinilmektedir. Probleme dayalı öğrenme yöntemi öğrencinin karşılaştığı problemin farkına varması, problemi tanıması ve sınırlandırması, gerekli bilgilerin edinilmesi, hipotezlerin oluşturulması, hipotezlerin sınanması ve çözüme ulaşılması aşamalarından oluşmaktadır.

Proje tabanlı öğretim yöntemi öğrencilerin planlanan bilgileri ezberleyerek değil araştırarak elde etmesine yönelik bir yöntemdir. Öğrenci kendi bilgisini kendisi oluşturmaktadır. Öğrencilerin kendi ilgi ve istekleri doğrultusunda belli bir konu seçerek bu konu üzerine yaptığı çalışmalar proje olarak tanımlanmaktadır. Proje tabanlı öğretim yaklaşımına göre okul sosyal hayatın bizatihi yaşandığı bir öğrenme alanıdır. Proje tabanlı öğrenme yaklaşımında konular geniş içeriğe sahip bölümlerden oluşmakta, özellikle öğrencilerin sosyal çevrelerindeki alanlardan seçilmektedir. Öğretmenler ise rehberlik görevini yerine getirerek öğrencilerini yönlendirmektedirler.

Beyin temelli öğrenme yöntemi öğrencilerin sahip oldukları dışsal faktörlerin yanında beyninin farklı yarım kürelerini kullanma biçimleri açısından da farklılıklara sahip olduğu gerçeğine uygun öğrenme ortamları oluşturmayı amaçlar. Beynin sol yarım küresi matematik, dil, mantık, analiz; sağ yarım küre ise hayal kurma, sevgi, müzik, renk ve duygusallık gibi işlevlere sahiptir. Beyin temelli öğrenme yöntemi öğrencilerin beyinlerinin iki yarım küresini de etkin kullanma süreci olarak ifade edilebilir. Bu amaçla öğretmenler öğrenme ortamlarını oluştururken öğrencilerin beyinlerinin iki yarım küresini etkin kullanabilecekleri şekilde düzenlemelidir. Sayısal yetenekleri zayıf bir öğrencinin sayısal derslerde başarılı olmasına yönelik içeriklerin oluşturulması yani o öğrencinin hangi zekâ yapısı baskın ise o zekâ yapısına hitap edecek bir içeriğin oluşturulmasına dikkat edilmelidir.

Yaparak yaşayarak öğrenme yönteminde okullar öğrencileri hayata hazırlayan kurumlar olarak kabul edilir. Bu yüzden konular hayatın içerisinden seçilmeli, programlar gerçek hayattaki sorunları çözecek şekilde hazırlanmalıdır. Öğrencilerin okullarda öğrendikleri, gelecekte gerçek yaşamda karşılaşacakları sorunları çözmelerine yardımcı olacaktır. Böylece öğrencilerin yaparak yaşayarak öğrendikleri bilgiler daha kalıcı hale gelecektir.

Çağdaş öğrenme yaklaşımları öğrenmenin nesnel olmaktan ziyade öznel bir durum olduğunu, bireylerin öğrenebilmesi için belli bir yaşantısal süreç geçirmeleri gerektiğini ortaya koymaktadır. Öğrenme ortamlarına aktif katılım sağlayan yöntemlerde öğrencilerin daha iyi öğrendiği, öğrendiklerinin daha kalıcı olduğu yapılan çalışmalarda ortaya çıkmaktadır.

Öğrenme ortamlarında öğrencilerin derse katılımlarının desteklenmesi, onların kendilerini eğitim ortamlarının bir parçası olarak hissetmelerinin sağlanması etkin öğrenmenin önemli aşamalarındandır. Okul çağındaki çocukların fiziksel olarak aktif yapıya sahip özelliklerinin aktif öğrenme yöntemleriyle birleştirilmesi durumunda öğrenmenin desteklenmesi sağlanmış olacaktır. Özellikle ilkokul ve ortaokul çağındaki çocukların fiziksel olarak en hareketli dönemlerinde olmaları, bu öğrencilerin ise derslerde pasif halde tutulması öğrenmelerinin önündeki önemli engellerdendir. Bu bağlamda öğrencilerin derslere aktif katılımını sağlayacak alt yapıların hazırlanması ve derslerde kullanılması öğrencilerin öğrenmelerine önemli katkı sağlayacaktır. Bu yüzden öğrencilerin derslerde aktif olmalarına imkân tanıyacak grup çalışması, iş birlikli öğretim, gezi ya da drama gibi yöntem ve teknikler kullanılmalıdır.

Türk-İslam maarif geleneğinde bu kavramlardan bahsetmek planlı öğretim uygulamalarının söz konusu olduğu medrese eğitimleri ile mümkündür. Bu durum öğretmen (müderris) merkezlilik, halka sistemi (ders halkası) ve metin okumaya dayalı olma şeklinde üç husus belirgin şekilde kendini gösterir. Müderrisler bütün içeriklerin ve kaynakların, tedris usullerinin seçiminde birinci derecede belirleyicidir. Halka sistemi, ilim tahsil etmek isteyen talebelerin müderrisin etrafında halka şeklinde oturmasına dayalıdır. Bu oturuş biçimi öğrencilerin dikkatlerini muhafaza etmelerine destek olduğu gibi, etkili iletişim sağlanması açısından da kıymetlidir (bk. Ders Halkaları). Okumaya dayalılık ise öğrencilerin müderrisin takdir ettiği eserleri okuyarak öğrenip içselleştirmesini ifade etmektedir. Medreselerde tedris usulleri olarak müderris ve müderris yardımcılarının (muid) tekrarlamaları, ders içeriklerini basitten karmaşığa doğru tedrîcî biçimde yapılandırmaları, tartışma türleri (mübâhase, müzakere, münazara) gibi uygulamalar da gerçekleştirilmiştir.

Kaynakça

Açıkgöz, Kamile Ün. Etkili Öğrenme ve Öğretme. İzmir 2003.

Aggarwal, J.C. Principles Medhods & Techniques of Teaching. New Delhi 2009.

Aykaç. Necdet. Öğretim İlke ve Yöntemleri. Ankara 2014.

Büyükkaragöz, Savaş – Çivi, Cuma. Genel Öğretim Metotları. Konya 1994.

Demirel, Özcan. Öğretim İlke ve Yöntemleri: Öğretme Sanatı. Ankara 2015.

Dirik, Mehmet Zahit. Eğitim Programları ve Öğretim: Öğretim İlke ve Yöntemleri. Ankara 2014.

Furat, Ayşe Zişan. “Klasik Dönem Osmanlı Medreselerinde Tedris Usulü”. Osmanlı Medreseleri: Eğitim, Yönetim ve Finans. ed. F. Aydın v.dğr. İstanbul 2018, s. 143-168.

Hesapçıoğlu, Muhsin. Öğretim İlke ve Yöntemleri: Eğitim Programları ve Öğretim. Ankara 2008.

Kaya, Beytullah – Ersoy, Feride. “Geleneksel Sınıflarda Sosyal Bilgiler Dersinde Zaman İçinde Bilim Ünitesinde Aktif Öğrenme Yönteminin Öğrenci Başarısı ve Tutumu Üzerine Etkisi”. Uluslararası Sosyal Bilimler Eğitimi Dergisi. 1/2 (2011), s. 92-103.

Özden, Yüksel. Öğrenme ve Öğretme. Ankara 2005.

Senemoğlu, Nuray. Gelişim, Öğrenme ve Öğretim: Kuramdan Uygulamaya. Ankara 2009.

Wiggings, Grant – McTighe, Jay. Understanding by Desing. New Jersey 1995.

Yıldızlar, Mehmet. Öğretim İlke ve Yöntemleri. Ankara 2013.

Kaynak: https://turkmaarifansiklopedisi.org.tr/ogretim-ilke-ve-yontemleri

Görüş, öneri ve yorumlarınız için tıklayınız.

Bilgi paylaştıkça çoğalır. Okuduğunuz için teşekkür ederiz.

ÖĞRETİM İLKE ve YÖNTEMLERİ

Öğretimin amaçlarının gerçekleştirilmesinde dikkate alınan esas ve usuller.