A

DERS HALKASI

Bir hocanın etrafında halka düzeninde ders işlenmesi.

  • DERS HALKASI
    • İsmail E. ERÜNSAL
    • Web Sitesi: Türk Maarif Ansiklopedisi
    • Son Güncellenme Tarihi: 18.12.2022
    • Erişim Tarihi: 15.09.2025
    • Web Adresi: https://turkmaarifansiklopedisi.org.tr/ders-halkasi
    • ISBN ve DOI Numarası:
    • Bu metni kaynak göstererek kullanabilirsiniz.
    DERS HALKASI
DERS HALKASI

Bir hocanın etrafında halka düzeninde ders işlenmesi.

  • DERS HALKASI
    • İsmail E. ERÜNSAL
    • Web Sitesi: Türk Maarif Ansiklopedisi
    • Son Güncellenme Tarihi: 18.12.2022
    • Erişim Tarihi: 15.09.2025
    • Web Adresi: https://turkmaarifansiklopedisi.org.tr/ders-halkasi
    • ISBN ve DOI Numarası:
    • Bu metni kaynak göstererek kullanabilirsiniz.
    DERS HALKASI

İslam dünyasında IV-X. asra kadar ilim tedris ve tahsilinde en önemli iki yol, belirli mekânlarda yapılan ders halkalarına katılmak veya geniş İslam coğrafyasının çeşitli bölgelerindeki âlimlerinden belirli konulardaki eserleri okumak, okutma/rivayet hakkını elde etmek için "rıhle" yapmak, yani ilmî seferlere çıkmaktı. Her ne kadar medreselerin yaygınlaşmasıyla rıhle önemini kaybetmeye başlamışsa da ders halkaları eskisi kadar yoğun olmamakla beraber Osmanlılar'ın son dönemlerine kadar devam etmiştir.

İslam'ın ilk yıllarında Ebû Hüreyre, İbn Abbas, Abdullah b. Câbir ve Saîd b. Müseyyeb'in Medine'de Mescid-i Nebevî'de, İbn Abbas, Abdullah b. Amr b. Âs, Mücâhid İbn Cebr'in de Mekke'de Mescid-i Haram'da ders halkaları vardı. Medine VIII. asırda en önemli ilim merkezlerinden biriydi. Kaynaklarda Nâfi' Mevlâ İbn Ömer, Ebü'z-Zinâd, Zeyd b. Eslem ve Mâlik b. Enes'in Mescid-i Nebevî'de halkalarının bulunduğundan bahsedilir.

Önce Medine ve Mekke'de başlayan daha sonra da diğer şehirlere yayılan ilmî çalışmalar neticesinde Hz. Peygamber'den gelen belli konulardaki rivayetlerden oluşan sözlü kitaplar cami ve mescitlerdeki ders halkalarında, ilim meclislerinde çeşitli usullerle aktarılmaya başlanılmış, ilk üç asırda (VII-X. asırlar), önceleri derslere devam eden öğrenciler bu rivayetleri ezberleyerek başkalarına aktarmışlar, daha sonra da müelliflerin/hocalarının imla ettikleri konuları yazıya geçirerek kitap haline getirmişlerdir. Halkalar imla yoluyla telif edilen kitapların en önemli nakil mekânıydı. "Fıkıh öğrenmek istiyorum" diyen birine Ebû Hanîfe "Halkaya devam et" demiştir. Medreselerin yaygınlaşmasından sonra ise halkalarda çeşitli ilim dallarında yazılmış kitaplar okutulmaya başlanmıştır.

Daha çok büyük camilerde oluşan ders halkalarının, halka diye adlandırılması öğrencilerin hocanın etrafında oturma şeklinden kaynaklanmaktaydı. Yaygın olmamakla birlikte halkalar zaviye, maksûre, revak, mestabe, mîad, meclisü'l-va'z gibi farklı isimlerle de anılmaktaydı.

İslam dünyasının çeşitli bölgelerinde bulunan camilerde çok sayıda halka bulunmaktaydı. İmam Şâfiî (ö. 820) Bağdat'ı ziyaret ettiğinde, Câmiu'l-Mansûr'da kırk-elli ders halkası mevcuttu. İmam Şâfiî, Mekke'den sonra Bağdat'ta Câmiu'l-Garbî'de bir ders halkası oluşturmuş ve derslerine Kerâbisî (ö. 862), İshak b. Râhûye (ö. 853), İbn Hanbel (ö. 855) gibi âlimler de devam etmiştir. Bağdat'tan sonra gittiği Kahire'de Şâfiî'nin, Amr b. Âs Camii'nde tesis ettiği ders halkasına, 300'den fazla kimsenin katıldığı rivayet edilmektedir. Fâtımî vezirlerinden Ya'kub b. Killis'in Câmiu'l-Ezher'deki halkasına, Şîa fıkhına ait telif ettiği eserinin rivayet hakkını elde etmek için çok sayıda talebe devam etmekteydi. Evlerde de ders halkaları düzenlenebiliyordu. Kaynaklarda evlerinde ders halkaları oluşturan birçok âlimden bahsedilir. Camiler ve evler dışındaki başka bazı mekânlarda da ders halkaları oluşturulabiliyordu. Halifelerin ve devlet adamlarının saray ve konaklarındaki halkalarda genellikle herhangi bir kitap okutulmuyor, ulema aralarında çeşitli konularda mübâhese ve münazara yapıyordu. X. asırdan itibaren medreselerde de ders halkaları görülmeye başlanır.

Ders halkalarına bir müellifin belli bir kitabını okuyup rivayet etmek, başkalarına aktarma hakkını almak için ünlü bilginler de katılmaktaydı. İbn Sa'd'ın naklettiğine göre ünlü müfessirlerden Katâde b. Diâme (ö. 735) Hasan-ı Basrî'nin Basra'daki halkasına on iki yıl devam ettiğini söylemiştir. Yâkut Hamevî, İmam Şâfiî'nin ders halkalarına devam eden birçok âlimden bahseder (1993: VI, 2412). İmam Sîbeveyh (ö. 799) Basra'dan Bağdat'a geldiğinde devam ettiği Kisâî'nin halkasında, Ferrâ ve Hişâm gibi âlimler de bulunuyordu. Emeviye Camii'nde salı ve cuma günleri usûl-i fıkıh okutan Seyfeddin Âmidî'nin ders halkasına dönemin büyük âlimleri de devam etmekteydi. Harîrî'nin Makamât'ının 1328 yılında Kahire'de Akmar Camii'nde okunduğu meclislere başta Ebû Hayyân Tevhîdî olmak üzere dönemin birçok ünlü âlimi katılmıştı. Safedî'nin naklettiğine göre Ebû Hayyân'ın ve bu meclislere katılan âlimlerden on ikisinin elinde Makamât'ın nüshaları bulunmaktaydı.

Özel mekânlarda yapılan meclisler ve mescitlerde yapılmakta olan halkalar genellikle dersi okutan kimsenin adıyla anılmaktaydı: Meclisü'l-Mehâmilî, Meclisü'ş-Şâfiî gibi. Bu meclislerin ve halkaların bazıları, kurucusu olan âlimlerin ölümünden sonra da uzun süre devam etmiş ve hatta bazıları bir medrese halini almıştır. Hatîb Bağdâdî (ö. 1071), Mehâmilî'nin (ö. 942) meclisinin kendi zamanında da devam ettiğini ve bu meclislere katıldığını nakleder (Ahmed, 1987: 325). Şehâbeddin İsmâil Kûsî'nin Şam'daki Emeviye Camii'nde halkası (halakatü'l-Kusiyye), ölümünden sonra önce Zâviyetü'l-Kusiyye, daha sonra da Medresetü'l-Kusiyye olarak adlandırılmıştır. İbn Şeddâd'dan nakledildiğine göre Emeviye Camii'nde halka veya mescitlerden dönüşmüş altı medrese bulunmaktaydı (Mahamid, 2009: 201).

Bir halkada ders okutan kimse öldüğünde çocuklarından veya öğrencilerinden biri dersleri devam ettirmekte ve böylece halka tedrisi süreklilik kazanmaktaydı. Halka sahipleri sağlıklarında da öğrencileri arasından kendilerine bir halife tayin edebilmekteydiler. İmam Şâfiî, ölüm döşeğindeyken talebelerinden Rebî' b. Süleyman'a, "Kalk ve benim halkamı teslim al" demiştir (İbn Hallikân, 1968-72: II, 291). Birkaç halkada ders veren hocaların sağlıklarında bu halkalardan bazılarına öğrencilerinden birini tayin ettikleri görülmekteyse de halkalar genellikle hocaların adıyla anıldığından bu tür bir uygulamanın ne derecede yaygınlaşmış olduğu bilinmemektedir.

Her ne kadar XI. asırdan itibaren medrese sistemi yaygınlaşmaya başlamışsa da öğretim sisteminin en önemli unsuru olan ders halkaları ve ilim meclisleri uzun süre önemini korumuş ve başta mescitler olmak üzere diğer mekânlarda da halkalar varlıklarını sürdürmüş, hatta medreselerde görevli bir kısım hocalar da bu halkalarda ders vermiştir. Bağdat Nizamiye Medresesi müderrislerinden Debûsî'nin (ö. 1089) şehrin muhtelif camilerindeki hadis imla ve fıkıh tedris ettiği halkalarına çok sayıda öğrencisi de iştirak etmekteydi. Nizamiye Medresesi'nin diğer bir hocası Hûcendî'nin (ö. 1090) Câmiu'l-Kasr'da bir hadis halkası vardı.

Bazı vakıflar tarafından camilerdeki halkalarda ders okutan şeyhlere/hocalara bir ücret tahsis edilmiştir. Şam'daki Emeviye Camii'nde halka düzenleyen dört mezhepten hocalara yapılan tahsisler Memlükler dönemine kadar sürmüştür. Selâhaddin Eyyûbî, Abdüllatîf Bağdadî'ye, Emeviye Camii'nde ders okutması için aylık 100 dinar gibi önemli bir para tahsis etmişti. Bağdadî, daha sonra gittiği Kahire ve Kudüs'te de bu ücreti almaya devam etmiştir.

Camilerdeki halkalara rağbette öğrencilerin belli kitapları istedikleri hocadan okumak istemelerinin yanında ilim tahsilinin cami gibi kutsal mekânlarda yapılmasının uygun olacağı duygu ve düşüncesinin de önemli bir payı vardır. Ayrıca halkalardaki hadis öğretiminin yoğunluğu, camileri hem manevi ortamlarından dolayı cazip kılıyor hem de hadis halkalarına katılanların çok sayıda olması camileri geniş mekân olarak da uygun hale getiriyordu. Camilerdeki ders halkaları her ne kadar erkek hocalar tarafından düzenleniyorsa da İslam coğrafyasında bazı dönemlerde kadınların da camilerdeki halkalarda ders verdikleri bilinmektedir.

VII. asrın sonlarından başlayarak mescitlerdeki halkalarda hadis tahsili ve dinî ilimlerin yanında tarihî ve edebî eserlerin de okutulduğunu görüyoruz. Ebû Şâme, Şam'daki Emeviye Camii'nde ve Eşrefiye Türbesi'nde İbn Asâkir'in Târîh-i Dımaşk'ının muhtasarıyla kendi eseri olan Ravzateyn fî Ahbâri'd-Devleteyn'ini okutmuştu. İbn Sa'd'ın naklettiğine göre İbn Abbas (ö. 668), meclislerine şiir, eyyâmü'l-Arap ve ensap dinlemek için gelenlere istedikleri konulardaki rivayetleri nakletmekte ve bir gün fıkıh, bir gün megazi, bir gün şiir ve bir gün de eyyâmü'l-Arap üzerine meclisler düzenlemekteydi. İsmâil Cevâlîkî'nin, Câmiu'l-Kasr'da bir halkası vardı ve her cuma edep okutuyordu. Ebü'l-Kasım Ali Nahvî'nin Vâsıt'taki bir camideki halkasında aşkı konu alan metinlerin bile müzakeresi yapılmakta ve Ali Sehâvî'nin Dımaşk'ta bir camideki halkasına da insanlar edebî konularda rivayetleri dinlemek için gelmekteydiler. İbn Ebû İshak mescitteki ders halkasında şiir okuyup tefsir etmekteydi (İbnü'l-Kıftî, 1986: II, 106).

Harîrî'nin Makamât adlı eserinin nüshalarından biri, bu nüshayı Abdüllatîf Bağdâdî'nin, Halep'teki bir camide okuttuğuna dair 8 Ekim 1229 tarihli bir sema kaydı taşımaktadır. Yâkut Hamevî'nin naklettiğine göre (1993: I, 392) Ebû Zekeriyyâ Yahyâ Lugavî kendisine, Şam'a 1064 yılında gittiğinde Hatîb Bağdâdî'nin büyük halkasına katıldığını ve rivayet iznine sahip olduğu edebî eserleri okuduğunu söylemiştir. Bu tür eserlerin camilerde okutulmasını hoş karşılamayanlar da vardı.

Süyûtî'nin bir naklinden öğrendiğimize göre halkalarda hocaya her türlü soru sorulabilmekteydi. Süyûtî, İbn Tolun Camii'nde bir ders esnasında kendisine Karakuş'un tuhaflıkları konusunda sorulan soruya bu konudaki düzinelerle rivayeti naklederek cevap verdiğini söyler (Frankel, 2014: 28). Cevâlîkî'nin oğlu Ebû Muhammed İsmâil'den nakledildiğine göre, bir gün cuma namazından sonra babası Câmiu'l-Kasr'daki halkasında ders okuturken bir genç gelmiş ve "Okuduğum bir beyti anlayamadım açıklar mısınız?" demiş. Cevâlîkî (ö. 1145), beyti dinledikten sonra, "Senin sorun ilm-i nücumla ilgili, edebiyatla değil" demiş ancak cevap veremediği için de çok utanmıştır. Bu durumu Ebû Muhammed İsmâil "Babam ilm-i nücumla ilgili konuları öğrenmeden bir daha ders halkasına oturmadı" diyerek kaydetmiştir (Yâkūt el-Hamevî, 1993: VI, 2736).

Kaynaklardaki bazı rivayetlerden anlaşıldığına göre halkaların ders okutulması yanında başka işlevleri de vardı. Bunlardan en önemlisi dersi okutan âlime fetva almak için sorular yönetilmesiydi. Genellikle ulemanın katıldığı halkalarda bazı konuların münazara ve müzakeresi de yapılabiliyordu. Ayrıca vaaz için de halkaların oluşturulduğu görülmektedir. Halkaların büyüklüğü okutulan derse göre değişmekteydi. Hadis halkaları, gramer ve fıkıh gibi ilimler okutulan halkalara göre daha büyüktü. Halkanın büyük veya küçük olmasına ders okutan âlimin şöhreti de etki etmekteydi.

Şeyhler/müellifler camilerde günün farklı saatlerinde tertip ettikleri meclislerde farklı dersler okutmaktaydılar. Rebî' b. Süleyman'ın (ö. 884) naklettiğine göre hocası İmam Şâfiî, sabah namazını kıldıktan sonraki halkasında Kur'an dersi veriyor, güneş doğduktan sonra ehl-i hadis geliyor ve hadislerin tefsiri ve mânaları ile ilgili konuları tedris ediyorlardı, güneş yükseldikten sonra müzakere yapılıyor, kuşluk vakti olunca da dağılıyorlar ve daha sonra da Arapça, aruz, nahiv ve şiir okumak isteyenler geliyor, gün ortasına kadar okuyorlardı (Yâkūt el-Hamevî, 1993: VI, 2405). Ders halkalarına uzun bir süre katıldıktan sonra bir kitabın okutma/nakletme izni alınabiliyordu. Ünlü dil bilgini Halîl b. Ahmed (ö. 791) bir kitabın rivayet iznini almak için yıllarca bir ders halkasına katılmıştır (Hatîb el-Bağdadî, 2000: II, 199-200).

Kaynaklar, ders halkalarına katılanların uyması gereken usuller ve davranışlarla ilgili birtakım bilgiler vermekteyse de halkalarda belli bir oturma düzeninin olup olmadığına dair bir kuraldan söz etmezler. Ancak bazı nakillerden anlaşıldığına göre ilimde belli bir seviyeye gelmiş kimselerle kabiliyetli öğrenciler dersi takrir eden âlime daha yakın oturmaktaydılar. Hadis âlimi ve fakih Haccâc b. Ertâd, bir gün Büttî'nin halkasına gitmiş ve ortalarda bir yere oturunca kendisine başa geç denilmiştir (İbn Hallikân, 1968-72: II, 55). Kaynaklarda hocayla bir talebesinin arasındaki münasebeti belirtmek için kullanılan "karrabehû ileyhi" (Öğrencisini kendisine yakınlaştırdı) ifadesi de öğrencinin belli bir seviyeye geldiğini belirtmek için kullanılmaktadır.

Sema kayıtlarındaki ders halkasına katılanların isimlerine ait sıralamanın katılımcıların oturma düzenlerini yansıtabileceğini ve bu kritere uygun olarak bir oturma düzeni oluşturulduğunu belirten Hirschler, incelediği sema kayıtlarından hareketle, ders halkalarında kimin nereye oturacağına dair yazılı kurallar yoksa da uygulamada belli bir düzenin yerleşmiş olduğu sonucuna varır (2012: 47-49).

Halkalarda hangi günlerde ve ne sıklıkta meclisler düzenlendiği konularında da yeterli bilgi yoktur. Ancak resmî bir idarî yapısı olmayan bu sistemde bu tür hususları halka sahibi şeyhlerin/müelliflerin yerine getirdikleri sanılmaktadır. Bazı rivayetlerden anlaşıldığına göre öğrencilerin halkalara devamında bir sınırlama ve bir usul de bulunmamaktaydı.

Halkalarda erken dönemlerde, imla meclisleri eğer geniş mekânlarda yapılıyorsa şeyhin/müellifin söylediklerini katılımcılara duyurmak için söylenenleri tekrarlayan müstemlî denilen görevliler bulunmaktaydı. Mekânın genişliğine göre müstemlîlerin sayısı birden fazla olabilmekteydi. Medreselerin yaygınlaşmasından sonra belli kitapların tedris edildiği ders halkalarında, çeşitli bölgelerde ve dönemlerde halkalarda müşârik, muid, kari gibi bazı görevlerin de bulunduğu görülmektedir.

Modern eğitim sistemlerinin uygulandığı günümüzde İslam ülkelerinde bazı çevrelerle sınırlı da olsa ders halkaları geleneği varlığını sürdürmektedir.

Kaynakça

Ahmed, Münir D. “Muslim Education Prior to the Establishment of Madrasah”. Islamic Studies. 26/4 (1987), s. 321-347.

Atmaca, Esra. Memlûkler Dönemi’nde Halep’te Eğitim-Öğretim Müesseseleri ve Ulemâ. Dr.T, Marmara Üniversitesi, 2014.

Demirci, Hatice. Hicrî İkinci Asırda Yemen’de Hadis. YLT, Marmara Üniversitesi, 2021.

Emiroğlu, Nagihan. “Kadınların Hadis Okuttuğu Mekânlar: el-Câmiu’l-Muzafferî Örneği”. İslâm Araştırmalar Dergisi. sy. 37 (2017), s. 33-70.

Ephrat, Daphna. A Learned Society in a Period of Transition: The Sunni ‘Ulama’ of Eleventh-Century Baghdad. Albany 2000.

Frankel, Yehoshua. Is There a Mamlūk Culture?. Berlin 2014.

George, Alain. “Orality, Writing and the Image in the Maqamat: Arabic Illustrated Books in Context”. Art History. 35/1 (2012), s. 10-37.

Gilliot, Claude. “La Transmission des sciences religieuses”. États, sociétés et cultures du monde musulman médiéval Xe-XVe Siécle. Paris 2000, II, 332.

Hatîb el-Bağdâdî. el-Fakīh ve’l-Mütefakkih. I-II, Riyad 2000.

a.mlf. Târîhu Bağdâd. nşr. B. A. Ma‘rûf. I-XVIII, Beyrut 1422/2001.

Hatîb, Tâhâ Abdülazîz. el-Ezher ve Devrühûfî Neşri’s-Sekāfe. Kahire 2018.

Hilali, Asma. “Coran, hadith et textes intermédiaires. Le genre religieux aux débuts de l’islam”. Mélanges de l’Université Saint-Joseph. 64 (2012), s. 29-44.

Hirschler, Konrad. The Written Word in the Medieval Arabic Land: A Social and Cultural History of Reading Practices. Edinburgh 2012.

İbn Hallikân. Vefeyâtü’l-A‘yân ve Enbâü Ebnâi’z-Zamân. nşr. İ. Abbas. I-VIII, Beyrut 1968-72.

İbnü’l-Kıftî. İnbâhü’r-Ruvât. nşr. M. Ebü’l-Fazl İbrâhim. I-IV, Kahire 1406/1986.

Maden, Ömer Faruk. Hicri II. Asır Ehl-i Hadis Halkaları (Basra Örneği). YLT, Marmara Üniversitesi, 2018.

Mahamid, Hatim. “Mosques as Higher Educational Institutions in Mamluk Syria”. Journal of Islamic Studies. 20/2 (2009), s. 188-212.

Marín, Manuela. “Learning at Mosques in al-Andalus”. Islamic Legal Interpretation, Mufties and Their Fatwas. ed. M. Khalid Masud v.dğr. Harvard 1996, s. 47-54.

Melchert, Christopher. “The Etiquette of Learning in the Early Islamic Study Circle”. Law and Education in Medieval Islam: Studies in Memory of George Makdisi. London 2004, s. 33-44.

Sari, Adem. Hicrî II. Asır Şam Bölgesinde Ehl-i Hadîs Halkaları. YLT, Marmara Üniversitesi, 2021.

Spectorsky, Susan A. “Ahmad b. Hanbal”. Islamic Legal Thought: A Compendium of Muslim Jurists. haz. O Arabi – D. S. Powers – S. A. Spectorsky. Leiden 2013, s. 85-105.

Taşkendî, Abbas Sâlih. Târîhu Halakati’l-İlm fi’l-Haremeyni’ş-Şerîfeyn. Beyrut 2020.

Touati, Houari. “Aux origines de l’enseignement en Islam (VIIe-VIIIe siècles)”. Studia Islamica. 109 (2014), s. 39-61.

Yâkūt el-Hamevî. Mu‘cemü’l-Üdebâ’. nşr. İ. Abbas. I-VII, Beyrut 1414/1993.

Yılmaz, Harun. “Medreselerin Ortaya Çıkışı Camilerdeki İlmi Faaliyetleri Etkiledi mi?: VI./XII. ve VII./XIII. Yüzyıllarda Bir İlim Merkezi Olarak Dımaşk Emeviye Camii”. Uluslararası Cami Sempozyumu (Sosyo-Kültürel Açıdan), Bildiriler Kitabı. haz. F. Karaman. Ankara 2018, II, 33-50.

Yücedağ, Rıdvan Talha. 2/8. Asır Medine Hadis Halkaları. YLT, Marmara Üniversitesi, 2022.

Kaynak: https://turkmaarifansiklopedisi.org.tr/ders-halkasi

Görüş, öneri ve yorumlarınız için tıklayınız.

Bilgi paylaştıkça çoğalır. Okuduğunuz için teşekkür ederiz.

DERS HALKASI

Bir hocanın etrafında halka düzeninde ders işlenmesi.