Şahsın bir bütün olarak gelişmesine odaklı, uzmanlık gerektiren yardım hizmetleri.
Şahsın bir bütün olarak gelişmesine odaklı, uzmanlık gerektiren yardım hizmetleri.
"Yol gösteren, kılavuz olan" anlamındaki Farsça kökenli rehber kelimesi; rah "yol" ve ber/bar "getiren, taşıyan" anlamındaki kelimelerin birleşmesinden oluşmaktadır. İngilizce guidance kelimesinin karşılığı olarak da kullanılmaktadır. Burada önemli olan kişiye akıl vermek, tavsiyelerde bulunmak, bir doğruyu zorla benimsemesini sağlamak değil aksine kişinin kendisiyle ilgili değerlendirmeleri yapabilecek olgunluğa ulaşıp kendi doğrularına göre hayatına yön vermesidir.
Rehberliğin çeşitli tanımları yapılmıştır, ancak bu tanımlarda vurgulanan bazı ortak öğeler vardır. Bütün bu ortak öğelerden hareketle rehberlik, "Bireyin kendisini ve çevresini tanıyarak bütün gelişim alanlarındaki potansiyelini ve özgünlüğünü ortaya çıkarması, sorumluluk sahibi olarak kendine uygun seçimler yapabilmesi, gerektiğinde problemleriyle başa çıkıp çözebilmesi, hayatta varoluşsal amaçlarına ulaşabilmesi için uzman kişilerce bireye verilen psikolojik yardım sürecidir" şeklinde tanımlanabilir.
İnsan hayatın akışı içerisinde sürekli karar almakta, farklı seçenekler arasından kendine en uygun olanını tercih etme durumunda kalmaktadır. Karşılaştığı problemlerle başa çıkmaya, her seferinde bozulan dengesini yeniden kurmaya ve çevresine uyum sağlamaya çalışmaktadır. Günlük hayatta önüne çıkan problemlerin büyük bir kısmını kendi başına çözerken bir kısmında ise başkalarından yardım alma ihtiyacı belirebilmektedir.
Genellikle bir arada kullanılan rehberlik ile psikolojik danışma kavramları farklı iki alanı temsil etmektedir. Psikolojik danışma, rehberlik hizmetleri içinde özel bir alanı ifade eder. Psikolojik danışma bireyin istediği değişiklikleri gerçekleştirmesi için ona yardım etme sürecine odaklanmaktadır. Yaşanan problemin gerçekçi, çevresel, durumsal, bilinç dahilinde, kronikleşmemiş, geçici/kısa süreli, eğitsel ya da meslekî olması sorunu psikolojik danışma kapsamına dahil etmektedir.
Rehberliğin ne olduğunun netleştirilebilmesi için ne olmadığıyla ilgili yanlış anlayışlar şöylece sıralanabilir:
Rehberlik, hizmet alan kişiler için akademik bir ders etkinliği değildir. Rehberlik dersi, çeşitli uygulamaların yapılabilmesi ve sınıf rehber öğretmeninin öğrencilere özel bir zaman ayırabilmesi için konmuş bir saattir.
Rehberlik hizmeti, okuldaki disiplini sağlama görevi olarak görülemez. Öğrenciyle ilgili sağlıklı karar verilebilmesi adına disiplin kuruluna rapor sunma görevi, öğrenciyi yargılayarak gerekli cezanın verilmesi şeklinde algılanamaz.
Rehberlik hizmeti sadece problemli öğrencilere verilmez, bütün öğrencilerin önleyici, geliştirici ve kapsayıcı olan bu hizmetlerden yararlanma hakkı vardır.
Rehberlik hizmetlerinin karşılaşılan bütün sorunları çözme gücü, sihirli değneği yoktur. Gerekli durumlarda okul dışındaki kurum ve uzmanlara sevkedilerek yardım alınır.
Rehberlik hizmeti, öğrencinin nasıl düşünmesi ve davranmasını tavsiye eden, teselli eden, onun adına problemini çözerek onu bir başkasına mecbur bırakan bir yardım süreci değildir. Öğrencinin problemini kendi kendine çözebilmesi adına ona yardım veren bir süreçtir.
Rehberlik, tek yönlü bir ilişki ve yardım değildir. Öğrenciyle iş birliği halinde gerçekleşen karşılıklı bir etkileşim sürecidir.
Rehberlikte kullanılan test ve test dışı bireyi tanıma yöntem ve teknikleri amaç değil bir araçtır. İhtiyaca yönelik uygulanan bu yöntem ve tekniklerin amacı bireyle ilgili bilgi toplayarak bireyin kendini tanımasına yardımcı olmaktır.
Rehberlik, öğrenciyle muhabbet etmek, dertleşmek, arkadaş olmak demek değildir. Öğrenciye yaşadıklarıyla ilgili öngörü kazandırarak problem çözme becerisini geliştirmeyi amaçlar.
Rehberlik, yönetim veya ebeveyn için istenilen bilgilerin edinileceği aracı bir hizmet değildir. Can güvenliği (intihar gibi), suç unsuru (taciz gibi) veya adlî süreçler hariç öğrenciyle ilgili şahsî bilgiler gizlilik ilkesi gereği korunur.
Rehberlik, yönetimin isteklerini ve arzularını öğrenciye dayatmasına, baskı kurmasına yardımcı olmak için manipülasyon yapmak değildir. Öğrencilerin kişiliklerine saygı duyarak mevcut durumun aydınlatılmasını sağlamaya çalışan bir hizmettir.
Rehberlik hizmeti, öğrenciye rağmen zorla yardım alma/etme demek değildir. Öğrenci gönüllü ve istekli olmadığı zaman ya verim alınamayacak veya verim düşük olacaktır.
Eğitim, hayatta bireye gerekli olacak bilgi, beceri, davranış, tutum ve tecrübenin kazanılması sürecidir. Bu süreç ailede başlar ve ölene kadar devam eder. Okul ise birey ve toplum için gerekli olan donanımın uzman kişilerce planlı ve etkili olarak yeni nesile aktarıldığı mekânlardır. Okulun önceliği ve en temel etkinliği eğitim-öğretim faaliyetleridir. Aynı müfredatın homojen öğrenci gruplarına verildiği şeklinde gözükse de okullardaki öğrenciler farklı sosyal, ekonomik ve kültürel çevrelerden, farklı yetenek, ilgi ve değerlere sahip öğrencilerden oluşmaktadır. Öğrenciler arasındaki bu farklılıklar zamanla dikkate alınmış, öğrencilerin bireysel beklentilerini ve ihtiyaçlarını karşılama gerekliliği ön plana çıkmıştır.
Öğrencinin zihinsel gelişimini önceleyerek daha çok öğretmen merkezli bir anlayışla öğrenciye bilgi yükleyen geleneksel eğitim anlayışı bireyin bütüncül gelişimini ve değişen ihtiyaçlarını karşılamada problemler yaşamıştır. Çağdaş eğitim anlayışı ise öğrenciyi merkeze alarak, düşünen, yorumlayan, eleştiren, sorgulayan, problem çözebilen, öğrenmeyi öğrenen, doğuştan potansiyelini gerçekleştirerek kendine ve topluma faydalı olan bireyleri yetiştirmeyi amaçlamıştır. Bu bakış açısındaki değişiklik ise öğretim ve yönetim işlevlerinin yanına bir üçüncüsü olarak "öğrenci kişilik hizmetleri"nin eklenmesini gerekli kılmıştır. Okulda, eğitimin planlı-programlı kısmı olan öğretim ile okulun amaçlarına uygun şekilde öğretimin sürdürülebilmesini sağlayan yönetim çalışmalarının dışında kalan öğrenci kişilik hizmetleri, öğrencilerin gelişimlerini destekleyen ve öğretim süreçlerinden azami derecede yararlanabilmelerini sağlayan yardım hizmetleridir. Öğrenci seçimi ve okula uyum (oryantasyon), sağlık takibi ve konuları, burs ve mali yardım, beslenme ve barınma gibi temel ihtiyaçların karşılanması, kol etkinlikleri (sosyal kulüpler), sosyal etkinlikler, disiplin işleri, öğrencinin kişisel, mesleki, eğitsel ve sosyal alanlarının desteklenmesi gibi etkinliklerini içerir.
Okulda gerçekleştirilen rehberlik hizmetlerinin temel amacı, öğrencinin eğitsel/akademik, mesleki/kariyer ve kişisel/sosyal olmak üzere üç gelişim alanındaki gelişimlerini desteklemek ve yeterliliklerini arttırmaktır. Böylece öğrencinin kendini gerçekleştirmesi sağlanmaya çalışılır. Kendini gerçekleştirme, bireyin potansiyelini ortaya koyması, ne olabiliyorsa onu olabilmesidir. Bu itibarla rehberlik hizmetlerinin yürütülmesinde aşağıdaki ilkeler esas alınmaktadır:
Rehberlik bütün öğrencilere yönelik kapsayıcı bir hizmettir.
İnsan saygıdeğer bir varlıktır.
Rehberlik hizmetlerinden yararlanmada gönüllülük esastır.
Her birey seçme özgürlüğüne sahiptir.
Rehberlik hizmetlerinin yürütülmesi gizlilik esasına dayanmaktadır.
Rehberlik hizmetleri bütün ilgililerin iş birliği ve desteği ile yürütülür.
Rehberlik anlayışı, öğrenciyi merkeze alan bir eğitim sistemini öngörür.
Rehberlik hizmetleri bir plan ve program dahilinde örgütlü bir biçimde yürütülmelidir.
Rehberlik uygulamaları için standart, tek tip bir program uygulanmaz.
Rehberlik hizmetleri, eğitim sisteminin önemli ve ayrılmaz bir öğesidir. Eğitimden ayrı fakat eğitim için yürütülen bir hizmettir. Bireyin gelişimine bütünsel bakıldığında ihtiyaç duyulan bilgi ve becerinin bir bölümü rehberlik hizmetlerinin alanına girmektedir. Bu sebeple okul öncesi dönemden itibaren her sınıf seviyesinde, gelişim dönemlerine uygun biçimde programlanarak düzenlenmelidir.
Batı kökenli bir alan olan rehberlik (guidance) alanının amaçları ve yoğunlaştığı problem alanları incelendiğinde ülkemizdeki tarihsel gelişimini iki ayrı bölümde ele almak mümkündür. İlki, "rehberliğin benimsediği insancıl anlayış ve insana verilen değer"; ikincisi, "akademik bir uygulama alanı olarak rehberlik hizmetleri"dir. İnsancıl anlayış ve insana verilen değer açısından bakıldığında biçimi ve ismi ne olursa olsun kültürümüzde tarihsel derinliği olan uygulamalarla karşılaşılır. Anadolu kültürünün akıl hastalarını "deli" değil "ermiş-veli" olarak tanımlayıp dışlamayan ve sosyal koruma sağlayan anlayışı buna en iyi örnektir. İbn Sînâ'nın akıl hastalıklarını beyindeki işlev bozukluklarıyla açıklaması, Selçuklular'da darülacezeler, mecnun yurtları, ilk defa bağımsız bir akıl hastalıkları hastanesinin açılması (Halife Hârûnürreşîd dönemi, m.792), Türk âlimi olan Ebû Bekir Râzî'nin IX. yüzyılda melankoliyi tanımlaması ve tedavisinde bugün bile kullanılan çeşitli seçenekler sunması, akıl hastaları için Anadolu Selçukluları döneminde açılan ocaklar (hastane köyler), Anadolu Selçukluları ve Osmanlılar döneminde yapılan külliyelerde (Amasya, Kayseri, Kastamonu, İstanbul, Edirne gibi) yer alan bîmarhaneler bu insan anlayışının tezahürleridir. Rehberliğin ülkemizdeki gelişimine ilişkin ikinci bakış açısı, akademik bir alan olarak rehberlik alanının Türk eğitim sistemine girişi ve gelişimidir. Bu da 1947 Marshall yardımıyla başlar. 1939 tarihli bir ilkokul müfredat programında, öğretmenin öğrencilere "kılavuzluk" etmesi gerekliliği işaret edilse de kavramsal anlamıyla Türkiye, "rehberlik" ile 1950'lerin başında Amerika ile yapılan çeşitli kültürel anlaşmaların ardından tanışır.
Yurt dışına lisansüstü eğitim için öğrenciler gönderilir (Hasan Tan, Feriha Baymur gibi), uzmanlar davet edilir. 1953'te Millî Eğitim Bakanlığı Talim ve Terbiye Dairesi'ne bağlı "Test ve Araştırma Bürosu" açılması, 1951-1956 yılları arasında Ankara ve İstanbul'daki bazı okullarda rehberlikle ilgili uygulamalara başlanması, 1953-1954 eğitim öğretim yılından itibaren Gazi Eğitim Enstitüsü'nde "rehberlik" ve "rehberlik teknikleri" derslerinin açılması, 1960 yılında da Orta Doğu Teknik Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Psikoloji Bölümü'nde "danışma psikolojisi" dersinin okutulmaya başlanması, 1965-66 eğitim öğretim yılında Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesi'nde "Eğitim Psikolojisi ve Rehberlik" adıyla ilk lisans programının; 1966-67 eğitim öğretim yılında Hacettepe Üniversitesi Mezuniyet Sonrası Eğitim Fakültesi'nde ilk yüksek lisans programının açılması bu süreçteki önemli gelişmelerdendir. Rehberlik alanında ilk telifli eserler Hasan Tan tarafından kaleme alınmıştır. 1955 yılında Ankara Demirlibahçe İlkokulu'nda Psikolojik Servis Merkezi adıyla Türkiye'de ilk Rehberlik ve Araştırma Merkezi açıldı ve 1968 yılında da Rehberlik ve Araştırma Merkezleri Yönetmeliği yürürlüğe girdi. Yönetmelik son olarak 2020'de güncellenmiştir. 1960'lı yılları takiben Kalkınma Planları ve Millî Eğitim şûralarında rehberlik hizmetlerine ilişkin kararlar alınmıştır. Bugün Türkiye'de Millî Eğitim Bakanlığı'na bağlı bütün eğitim kurumlarında psikolojik danışma ve rehberlik hizmetlerinin yürütülmesi Özel Eğitim ve Rehberlik Hizmetleri Genel Müdürlüğü'nce koordine edilmekte ve yönetilmektedir. 2022-2023 eğitim öğretim yılında ülkemizde yetmiş altı devlet üniversitesi, kırk bir vakıf üniversitesi; Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nde de on dokuz üniversitede lisans düzeyinde rehberlik ve psikolojik danışma alanında eğitim verilmektedir.
Kepçeoğlu, Muharrem. Psikolojik Danışma ve Rehberlik. Ankara 1994.
Kuzgun, Yıldız. Rehberlik ve Psikolojik Danışma. Ankara 1998.
Tan, Hasan. Psikolojik Danışma ve Rehberlik. İstanbul 1995.
a.mlf. Psikolojik Yardım İlişkileri Danışma ve Psikoterapi. Ankara 2004.
a.mlf ve Baloğlu, Mustafa. Psikolojik Danışma ve Rehberlik Teori ve Uygulama. Ankara 2011.
Güven, Mehmet. Türkiye’de Rehberlik ve Psikolojik Danışma Hizmetlerinin Tarihsel Gelişimi. Türkiye’de Rehberlik ve Psikolojik Danışma Hizmetleri (İçinde). Ankara 2020, s.53-62.
YÖK, https://yokatlas.yok.gov.tr/lisans-bolum.php?b=10172 (Erişim Tarihi: 10.10.2022)
Kaynak: https://turkmaarifansiklopedisi.org.tr/rehberlik
Bilgi paylaştıkça çoğalır. Okuduğunuz için teşekkür ederiz.
Şahsın bir bütün olarak gelişmesine odaklı, uzmanlık gerektiren yardım hizmetleri.