Psikolojinin ilke ve teorilerinin eğitimde uygulanmasıyla ilgilenen alan.
Psikolojinin ilke ve teorilerinin eğitimde uygulanmasıyla ilgilenen alan.
Psikoloji, insan ve hayvanların iç ve dış uyaranlara karşı göstermiş oldukları tepkilerin niçin ve nasıl oluştuğunu bilimsel yöntemler kullanarak açıklamaya çalışan bir bilim dalıdır. Psikoloji yıllar geçtikçe çeşitli alt dallara ayrılarak farklı uzmanlık alanları ortaya çıkarmıştır. Bu alt alanlardan biri de eğitim psikolojisidir.
Eğitim, öğrencilerin davranışlarını istenen yönde geliştirebilmek için psikoloji biliminin ortaya koyduğu bulguları da kullanır; eğitim öğretim faaliyetlerinin çocukların biyolojik, psikolojik ve sosyal gelişim özelliklerine uygun biçimde gerçekleştirilmesi için çalışır. Eğitim psikolojisi, eğitim ve psikolojinin kesiştiği noktada konumlanarak eğitim ve öğretim etkinliklerinin özellikle öğretim ve öğrenci boyutu üzerine odaklanır. İçerisinde bulundukları gelişim dönemleri ve gelişim özelliklerine göre öğrencilerin sınıf ortamlarının düzenlenmesi, öğretim yöntemlerinin belirlenmesi, öğrenme faaliyetlerine yönelik olarak isteklerin arttırılması, öğrencilerin yeteneklerinin belirlenmesi, yetenekleri ve yaşam hedeflerine göre yönlendirme yapılması gibi çalışmalar yapar.
Eğitim psikolojisinin beslendiği alanlardan biri olan gelişim psikolojisi doğum öncesinden başlayarak ölüm anına kadar devam eden insan gelişimini konu edinir. Yaşam sürecindeki değişimleri biyolojik, psikolojik ve sosyal yönden inceleyerek açıklamalar yapar. Büyüme ve gelişme sonucunda oluşan davranışsal ve bilişsel değişiklikleri inceler. Eğitim psikolojisi, gelişim psikolojisinin bilgi birikiminden yararlanarak; sadece bedensel ve devinimsel gelişim değil aynı zamanda bilişsel ve kişilik gelişimi gibi bütün gelişim alanlarını inceler. Özellikle öğretmenlerin, öğrencilerinin içerisinde bulunduğu gelişim dönemine ilişkin bilgi sahibi olmasını amaçlar. Öğrencilerin bütün yönleriyle gelişebilmesi için ihtiyaçlarına ve özelliklerine uygun biçimde eğitim almasını sağlar.
Eğitim psikolojisinin bir diğer beslendiği alan olan öğrenme psikolojisi öğrenmenin nasıl gerçekleştiğini araştırır. Öğrenmeyi kolaylaştıran çevresel etkenler ve çeşitli uyaranların incelenmesi öğrenme psikolojisinin konularındandır. Öğretmenler, öğrenmenin temel ilkelerini ve öğrenme psikolojisi alanındaki yeni gelişmeleri takip etmeye ihtiyaç duyarlar. Bu sayede etkili öğretim yöntemleri geliştirilebilir ve öğrenme daha kalıcı, aynı zamanda eğlenceli bir hale getirilebilir. Bu anlamda etkili öğretim programlarının ve sınıf ortamlarının oluşturulması öğrenme psikolojisinin bilgi birikiminden yararlanılarak mümkün olmaktadır.
Eğitim psikolojisi, gelişim ve öğrenme ilkeleriyle bağlantılı olarak bireysel farklılıkları da göz önünde bulundurur. Eğitim süreçleri çoğunlukla öğrencilerin farklı gelişim alanlarındaki benzerlikleri göz önüne alınarak oluşturulduğundan, bireysel farklılıkların dikkate alınması özellikle üstün yetenekli ve özel gereksinimli bireylerin kalabalık içerisinde kaybolmalarının önüne geçilmesi ve aldıkları eğitimin etkili olabilmesi için şarttır. Bu sebeple eğitim psikolojisinin bir diğer çalışma konusunu üstün yetenekli ve özel gereksinimli bireylerin ihtiyaçları ile bireyselleştirilmiş eğitim programlarının geliştirilmesi oluşturmaktadır.
Batıda eğitim psikolojisi alanı gelişim sürecinde beş temel bakış açısından etkilenmiştir. Bunlardan ilki Freud'un çalışmaları sonucu ortaya atılan psikodinamik bakış açısıdır. Kuram dürtüler ve ahlak gelişimi hakkında söyledikleri ile eğitim psikolojisi alanındaki çalışmalara ışık tutmuştur. İkincisi Watson tarafından temelleri atılan, önemli isimleri arasında Pavlov, Watson, Thorndike ve Skinner gibi isimlerin yer aldığı davranışsal yaklaşımlardır. Davranışçılık, gözlemlenebilen davranışların öğrenme süreçlerinde aktif biçimde kullanılmasını hedeflemektedir. İçgüdü, refleksler ve geçici olanlar dışında bütün davranışların öğrenildiğini ve öğrenme ile de değiştirilebileceğini savunan davranışçılık, eğitim alanında oldukça etkilidir. Pekiştireç, pekiştirme tarifeleri, sönme gibi eğitimde kullanılan birçok kavram davranışsal yaklaşımın eseridir. Üçüncüsü hümanistik yaklaşımdır. Yaklaşımın öncüleri Maslow ve Rogers'tr. Bireylerin kendilerini gerçekleştirme potansiyeline sahip olduğunu vurgular. Eğitimde çocuk merkezli bir yaklaşımın benimsenmesi gerektiğini savunur. Hümanist eğitim anlayışında kendini geliştirme sorumluluğu öğrenciye aittir. Eğitimin amacı bireyin kendini gerçekleştirmesine yardım etmektir. Dördüncüsü psikobiyolojik yaklaşımdır. Zekâ, beslenme ve motivasyon gibi kavramları kullanarak öğrenme süreçlerini açıklar. Son olarak bilişsel yaklaşım, öğrencilerin bir kavramı nasıl daha iyi öğrenebilecekleri, nasıl problem çözebilecekleri, eski öğrenmelerin yeni öğrenmeleri nasıl etkileyebileceği ve yeni öğrenmeleri nasıl kolaylaştırabileceği gibi konular üzerinde yoğunlaşmıştır. Bilişsel yaklaşımın öncü ismi Piaget zekâyı çevreye uyum sağlayabilme yeteneği ile öğrenmeyi de bilişsel yapılardaki değişimle açıklamıştır.
Eğitim psikolojisinin kapsam ve uygulamalarını ele aldığı temel kavramlarla ortaya koymak mümkündür. Bunlardan biri yaştır. Zaman kelimesiyle beraber kullanılsa da yaş, sadece nicelik olarak değil kronolojik, biyolojik, psikolojik ve sosyal boyut olmak üzere dört farklı boyutta insan gelişimini betimler. Kronolojik yaş, bireyin doğduğu andan itibaren geçen yılların nicelik olarak ölçülmesini ifade eder. Biyolojik yaş ise kişinin hayatî organlarının çalışma kapasitesiyle ilişkilidir. Kronolojik yaşı aynı olan kişilerin beden sağlığına bağlı olarak biyolojik yaşları birbirinden farklı olabilir. Psikolojik yaş, bireyin sosyal çevresine uyum sağlaması durumuyla ilgilidir. Öğrenme hayatında meydana gelen değişikliklerle başa çıkabilme, duygularını kontrol edebilme, motive olma gibi süreçlere uyum sağlayan kişiler psikolojik olarak genç değerlendirilirken uyum sağlayamayan kişiler psikolojik açıdan daha yaşlı olarak değerlendirilir. Son olarak sosyal yaş, bireyin sosyal yaşamında yerine getirdiği rol ve sorumlulukları kapsar. Mesela evlenmek, anne olmak, baba olmak, çocuk sahibi olmak, torun sahibi olmak gibi sosyal rol beklentileri sosyal yaş kapsamında değerlendirilir.
Büyüme kavramı da eğitim psikolojisinin önemli kavramlarından biridir. Büyüme, organizmada döllenme ile başlayan ve niceliksel olarak meydana gelen kas ve iskelet sisteminin gelişimi, iç organların gelişimi, boy ve kilo artışı gibi niceliksel değişimleri açıklar. Anne karnında, bebeklikte ve çocuklukta büyüme hızı yaşamın diğer dönemlerine göre fazladır. Ergenlikten sonra büyümede yavaşlama meydana gelir. Büyüme yaşam boyu sürer. Mesela burun ve kulak gibi kıkırdak dokularımız yaşlılıkta da büyümeye devam eder.
Olgunlaşma, en genel ifadeyle vücut organlarının kendisinden beklenen işlevleri yerine getirebilmesi olup uyum sağlama, duyguları denetleyebilme, deneyim sahibi olabilme gibi özelliklerle açıklanır. Olgunlaşma zamana bağlı çevre faktörlerinden bağımsız ve kalıtsal donanımla sınırlıdır. Psikomotor becerilerin büyük kısmı olgunlaşma yoluyla ortaya çıkar. Vücut organları belli olgunluğa erişmeden bireylerin beceri kazanması mümkün olamaz. Mesela bireyin bisiklet sürebilmesi için ilgili vücut organlarının, bir çocuğun kalemi tutup yazı yazabilmesi için ince motor kaslarının belli olgunluğa erişmesi gerekir.
Gelişme, yaşam boyu devam eden niteliksel ve niceliksel bütün değişimlerle açıklanır. Mesela bebeklik döneminde gelişimini sağlayabilmek için bebeğin vücudunun nicelik olarak büyümesi, vücut organlarının olgunlaşması, yürüyebilmesi gibi birçok faktörün yerine getirilmesi gerekir.
Öğrenme, bireyin çevre ile etkileşimi sonucunda deneyim yoluyla edinilmiş davranış değişikliğidir. Bir davranışın "öğrenme" olarak nitelenmesi için kalıcı izli olması ve yaşantı sonucu edinilmesi gerekir. Mesela daha önce sıcak çaydanlığa dokunmayan bir çocuk sıcak olduğunu bilmeden dokunduğu zaman eli yanabilir. Eli yandıktan sonra bir daha sıcak çaydanlığa dokunmak istemez.
Zekâ, farklı kuramcılar tarafından içinde bulunulan ortama uyum sağlama, öğrenme, problem çözme ve akıl yürütme becerileri gibi farklı beceriler kullanılarak tanımlanan bir kavramdır. Kalıtsallık baskın olmakla birlikte zekânın gelişiminde çevrenin de etkisi olduğu bilinmektedir. Küçük yaşta maruz kalınan sağlıklı uyaranlar ne kadar çeşitli olursa zekâ gelişimi o kadar olumlu etkilenir. Zekânın türü ve düzeyi öğrenmeyi etkiler. Farklı zekâ türüne sahip bireylerin bilgi işleme süreçlerinde farklılıklar olduğu değerlendirilir.
Hazır bulunuşluk, öğrenme durumunda kalıtsal donanıma bağlı olgunlaşma ile birlikte çevresel faktörlerin etkileşimi bireyin hazır bulunuşluk düzeyini etkiler. Hazır ilgiler, güdülenme düzeyi, psikolojik ve fiziksel sağlık durumu, yetenekler ile daha önce gerçekleşen öğrenme yaşantılarını da kapsar. Mesela bir kişinin meslek edinmeden önce ilgili mesleğin sahibi olabilecek yaşa erişebilmesi, zihinsel açıdan kendisini çalışmaya hazır hissetmesi, mesleğin eğitimini alması, mesleğin gerektirdiği becerileri yerine getirebilmesi onun meslek edinme sürecindeki hazır bulunuşluğu ile açıklanır.
Motivasyon (güdülenme), öğrenmeye dair tutumu etkileyen önemli bir faktördür. İç ve dış motivasyon olmak üzere ikiye ayrılır. İç motivasyon kaynakları kişinin kendi değerleri ve hedefleri doğrultusunda harekete geçmesini sağlayan, içsel itici güçlerdir. Kişinin yaptığı işten doyum sağlaması, değerli hissetmesi, mutlu olması iç motivasyonu arttırır. Dış motivasyon ise ödül veya ceza ile sonuçlanacağı için bir davranışı yapmak üzere harekete geçmektir. Bir öğrencinin iyi notlar almasının geleceğine sunacağı katkıyı düşünerek sınavlarına çalışması iç motivasyona, karne hediyesi alabilmek için çalışması ise dış motivasyona örnektir. Kişiyi yerine göre harekete geçiren bazan iç motivasyonken bazan da bir ödül ya da ceza ile karşılaşmak olabilir. Ancak dış motivasyonun fazla kullanılması, öğrencilerin dıştan denetimli bireylere dönüşmesine yol açabileceğinden uygun görülmemektedir.
Kritik dönem, bireyin çeşitli özellikler için öğrenme becerisinin daha güçlü olduğu gelişim dönemleridir. Kritik dönemlerde sunulan uyaran zenginliği ile öğrenme kişinin içerisinden geçtiği diğer dönemlere göre daha hızlı biçimde gerçekleşir. Kritik dönemdeyken birey, gelişim görevinin gerektirdiği öğrenmelere en açık olduğu zamanda bulunur. Bu dönem kaçırıldığında ise öğrenme daha zor gerçekleşmektedir. Mesela okuma yazma öğrenme sürecini ilkokul yıllarında tamamlayamayan bireylerin ilerleyen yıllarda okuma ve yazma becerisini kazanmalarında daha fazla zorlandıkları gözlemlenebilir.
Eğitim psikolojisi gelişim psikolojisi alt alanı üzerinden insan gelişimine dair bilgiler elde eder ve onları eğitimde uygular. Gelişim süreci yaşam boyu, aşamalı ve birikimli şekilde ilerler. Her dönemin belirli gelişim özellikleri ve gelişim görevleri vardır. Eğitim psikolojisi bunların yetişkinler tarafından kullanılmasına, çocukların sağlıklı biçimde bedensel ve devinimsel gelişimlerini sürdürmesine katkı sunar. Mesela on iki aylık bir bebeğin kendi başına ayakta durabilme becerisini yerine getirebileceğini bilen yetişkinler çocukların bu özelliği kazanabilmesi için onu destekleyip alıştırmalar yaptırabilir. Eğitim psikolojisi, bedensel ve devinimsel gelişim hakkında bilgiler vererek çocukların gelişim dönemi özelliklerine göre yetiştirilmesinde rehberlik işlevi görür. Eğitim psikolojisi insan gelişimini çeşitli başlıklar altında inceler. Bunlardan biri bilişsel gelişimdir.
Bilişsel gelişim bireylerin akıl yürütme, düşünme, hafıza ve dil gelişimini kapsamaktadır. Biliş sözcüğü akıl, bilgi, hafıza, akıl yürütme, unutma, hatırlama, sorun çözme, kavramlar ve düşünce gibi zihinsel süreçleri tanımlar. Bilişsel gelişimle bireylerin yaş gruplarına göre gelişimin nasıl olduğu, hangi becerileri yerine getirebileceği gibi tanımlamalar yapılarak öğrenme yaşantılarının planlanması kolaylaşır. Mesela eğitim psikolojisi ilkokul döneminde bir öğrencinin bilişsel gelişim açısından özelliklerini ortaya koyarak, öğretmenlerin ders planlamasını buna göre yapmasına katkı sağlar.
Diğer gelişim alanı dil gelişimidir. Dil gelişimi süreci de diğer alanlar gibi aşamalı ve birikimli olarak ilerler. Benzer yaş grubunda olan bireyler genel olarak aynı dil gelişim özelliklerini sergiler. Dil gelişimi bilişsel gelişimle beraber ilerleme gösterir. Aynı zamanda fiziksel gelişimin sağlıklı biçimde ilerlemesi dil gelişimine zemin hazırlar. Eğitim psikolojisi alanında dil gelişimi sürecinin açıklanması çocukların döneme özgü dil edinim hazır bulunuşluklarının bilinmesi, eğitim öğrenme süreçlerinin buna göre planlanmasını kolaylaştırır. Mesela ana dili haricinde ikinci bir dil öğrenmek için en uygun yaşın açıklanması ve çocuklara bu yaşlarda dil öğretilmesi öğrenme hızı üzerinde ciddi kolaylaştırıcı etki sağlar.
Eğitim psikolojisinin ilgilendiği en kritik alanlardan biri kişilik gelişimidir. Kişilik bireyi diğer bireylerden ayıran kişiye özgü ve tutarlı olan özellikler bütünüdür. Kişilik gelişimi bireyin doğuştan gelen kalıtımsal, içinde bulunduğu çevreden edindiği, anne-baba ilişkisi ile diğer bireylerle ilişkisinde kazandığı özelliklerle gerçekleşir ve hayat boyu devam eder. Kişilik gelişimini açıklayan kuramlar kalıtımsal ve çevresel etmenleri kişilik gelişiminde farklı önem derecesinde değerlendirerek açıklamaya çalışırlar. Eğitim psikolojisi kişilik gelişimine ilişkin ortaya koyduğu bilgilerle yaşam biçimi, gelecek planlamaları, meslekî gelişim ve danışma ihtiyaçları gibi hususlarda ilgililere destek sunar. Eğitim psikolojisi kapsamında kişilik gelişiminin açıklanması, bireylerin gelişiminde sorumluluk sahibi kişilere yol gösterir. Mesela 0-2 yaş döneminde sağlıklı kişilik gelişimi için gelişim özelliklerinin açıklanması çocuğun bakımını üstlenen kişilere kolaylık sağlar. Dikkat edilmesi gereken hususları bilimsel kuramlar aracılığı ile öğrenerek ve uygulayarak çocuğun sağlıklı kişilik gelişim yaşantılarını destekleyebilirler.
Eğitim psikolojisi ahlak gelişimine ilişkin de incelemeler yapar. Ahlak, doğruyu ve yanlışı ayırabilmeyi sağlayan ilke ve değerlerin bütünüdür. Ahlak gelişimi kişinin doğru ve yanlışı ayırması, yaşadığı toplumun normlarına uygun davranışlar gösterebilmesiyle değerlendirilir. Ödül ve ceza durumundan bağımsız olarak içsel motivasyon ile toplumsal düzeni destekleyen fikirlere sahip olunması ahlak gelişimi açısından önemlidir. Aynı zamanda fikirlerin davranışa dönüştürülerek uygulanabilmesi eş düzeyde önemlidir. Ahlak gelişimi de diğer gelişim alanlarıyla bağlantılı biçimde ilerler. Mesela bilişsel gelişim düzeyi ile ahlak gelişimi yakın ilişki içerisindedir. Bilişsel anlamda doğru ve yanlışı ayırabilecek kapasiteye sahip olmayan bir kişinin ahlakî anlamda doğru ve yanlışın ayırımına varması beklenemez. Eğitim psikolojisi kapsamında bireylerin ahlakî gelişim özelliklerinin açıklanması eğitim öğretim süreçlerinin planlanması açısından çok önemlidir. Bireylerin ahlakî gelişime hazır bulunuşluğuna göre ahlakî gelişiminin desteklenmesi gerekir. Bunun sağlanabilmesinde eğitim psikolojisi kritik rol üstlenir. Mesela ahlakî ilkelerin ve değerlerin öğrencilere kazandırılmasında rol model olmanın önemli bir öğretici etki olduğunun eğitim psikolojisi kapsamında açıklanması, yetişkinlerin çocukların ahlakî gelişimini desteklemelerinde bilinçlenmesini sağlar. Yetişkinler bu sayede çocukların biyolojik, psikolojik ve sosyal gelişimine uygun biçimde ahlakî gelişimlerini destekleme fırsatı bulabilir.
Sonuç olarak eğitim psikolojisi bireylerin eğitim öğretim yaşantılarının gelişim dönemlerine göre ele alınmasında kolaylık sağlar. Doğum öncesinden itibaren başlayarak gelişim serüvenini ayrıntılı olarak açıklar. Gelişim dönemlerine göre yukarıda açıklanan kavramlar hakkında bilimsel yöntemlere dayalı bilgiler vererek öğrenme yaşantılarının organize edilmesinde anne-babalara ve eğitimcilere yol gösterir.
Psikoloji bir bilim olarak modern dönemdeki tanımı ve yapısı ile batı kökenli bilim tasnifindeki yerini XIX. yüzyılın sonlarında alır. Ancak bu durum "psikoloji" kavramı ile tanımlanan içeriğin daha önceki dönemlerde yer almadığı anlamına gelmez. Kökeni insan kadar eski olan bu içerik tüm insanlık aleminde olduğu gibi Türk-İslam tarihinde de belirli bir yere sahiptir. Eğitim psikolojisi literatürde Batı kaynaklı bir bilim alanı gibi görülse de bu alanın ele aldığı konu ve kavramlara bakıldığında Türk eğitim tarihindeki eğitim uygulamalarında birçoğunun yer aldığı fark edilir.
Mesela üzüntüyle baş etme, rüyalar, uyku gibi konulardaki yazıları ile Kindî (801-866); mizaç ve insan tabiatı kökenli bireysel farklılıklar, nörotik ve psikotik rahatsızlıklar hakkındaki eserleri ile Belhî (ö. 934); bilinç, dürtüler, akıl ve düşünme gibi kavramlar hakkındaki eserleri ile Muhâsibî (ö. 857); insan nefsi üzerinden dürtüsel yönelimleri ele alan Râzî (ö. 925) bahsedilebilecek isimlerden bazılarıdır. Eğitim ve psikolojinin eğitimde kullanımı açısından bakıldığında da bireysel farklılıkların insanın eğitimindeki yeri, eğitimin doğumla başlaması gerektiği gibi konulardaki düşünce ve eserleri ile Fârâbî (ö. 950); beden ve ruh sağlığı ilişkisi, uygun anne-baba ve eğitici tutumları, gelişim açısından çocuk oyunları gibi konulardaki eser ve görüşleri ile İbn Sînâ (980-1057) gibi isimler kendini göstermektedir.
Genelde psikolojinin özelde onun bir alt başlığı olarak eğitim psikolojisi Osmanlılar'da Maârif-i Umûmiye Nizamnamesi'yle (1869) özgün eğitim sürecine dahil edilmiştir. Okutulması başlangıçta kabil olmasa da bu nizamname ile açılması öngörülen Dârülfünûn-ı Osmânî'de yer alacak felsefe, edebiyat kolunda ilm-i ahvâl-i nefs (bugünkü adıyla psikoloji) dersine yer verilir. Dârülfünun Nizamnamesi ise edebiyat kolu kapsamında aynı dersin okutulmasına dair hükme yer verir. 1870'te kurulan Dârülfünun'da ders vermek için yetiştirilmek amacıyla Paris'e gönderilen ve dönüşte Dârülfünûn'da müdürlük de yapan Hoca Tahsin (1811-1881) tarafından kaleme alınmış Psikoloji yahut İlm-i Rûh (1873) adlı eser de psikoloji ifadesinin ilk defa kullanılmış olması açısından önem arzeder.
Öte yandan Osmanlı'da Batılı anlamda psikoloji bilimi 1915 yılında Dârülfünun'da Georg Anschütz tarafından psikoloji kürsüsünün kurulmasıyla tarihlenir ki ilk psikoloji kitabının bir "çocuk psikolojisi" kitabı olarak aynı tarihte basılması manidardır. İbrahim Alâeddin Gövsa 1915 yılında Fransa'daki "Binet-Simon zekâ testi"ni Türkçe'ye kazandırmıştır. Aynı testin daha üst versiyonu olan "Stanford-Binet zekâ testi" de 1945 yılında tanınmış sosyal psikoloji uzmanı Muzaffer Şerif (Başoğlu) tarafından uyarlanmıştır. Şekip Tunç, Mümtaz Turhan, Sabri Esat Siyavuşgil, Refia Uğurel Şemin gibi bilim adamlarının gayretleri ve çalışmaları ile eğitim psikolojisi XX. yüzyıl psikolojisinin Türk eğitim sistemine ve uygulamalarına yerleşmesi gerçekleşmiştir.
Atak, Mustafa. “İslam’da Psikoloji Tarihi”. İbn Haldun Çalışmaları Dergisi, 6/1 (2021), s. 71-93
Aydın, Betül. Çocuk ve Ergen Psikolojisi. Ankara 2020.
Aypay, Ayşe. “Ahlak Gelişimi”. Eğitim Psikolojisi. ed. M. E. Deniz. Ankara 2018, s. 165-196.
Bacanlı, Hasan. Gelişim ve Öğrenme. Ankara 2020.
Balcı-Çelik, Seher. “Bedensel ve Devinimsel Gelişim”. Eğitim Psikolojisi. ed. M. E. Deniz. Ankara 2018, s. 57-82.
Cüceloğlu, Doğan. İnsan ve Davranışı. İstanbul 2018.
Deniz, Mehmet Engin. “Eğitim Psikolojisinin İçeriği”. Eğitim Psikolojisi. ed. M. E. Deniz. Ankara 2018, s. 1-26
Erden, Münire – Akman, Yasemin. Eğitim Psikolojisi. Ankara 1995.
Gardner, Howars – Hatch, Thomas. “Educational Implications of the Theory of Multiple Intelligences”. Educational Researcher. 18/8 (1989), s. 4-10.
Kaĝıtçıbaşı, Çiğdem. “Psychology in Turkey”. International Journal of Psychology. 29/6 (1994), s. 729-738.
Kılıç, Mustafa. “Öğrenmenin Doğası”. Eğitim Psikolojisi: Gelişim-Öğrenme-Öğretim. ed. B. Yeşilyaprak. Ankara 2020, s. 165-196
Kılıç, Rüya. “Türkiye’de Modern Psikolojinin Tarihi: ‘İlm-i Ahvâl-i Ruh ‘İlmü’n-Nefs/Ruhiyyat”. Kebikeç. 40 (2015), s. 21-36.
Küçükkaragöz, Hediye. “Bilişsel Gelişim ve Dil Gelişimi”. Eğitim Psikolojisi: Gelişim-Öğrenme-Öğretim. ed. B. Yeşilyaprak. Ankara 2020, s. 83-121.
Oral, Emine Arzu. “Eğitim Psikolojisi ve Özel Gereksinimleri Olan Öğrenciler”. Eğitim Psikolojisi. ed. İ. Yıldırım. Ankara 2019, s. 198-300.
Santrock, John W. Lifespan Development. New York 1997.
Senemoğlu, Nuran. Gelişim Öğrenme ve Öğretim: Kuramdan Uygulamaya. Ankara 2005
Tan, Hasan. Psikolojik Danışma ve Rehberlik. İstanbul 1992.
Ülgen, Gülten. Eğitim Psikolojisi: Kavramlar, İlkeler, Yöntemler, Kuramlar ve Uygulamalar. Ankara 1997.
Yavuzer, Haluk. Çocuk Psikolojisi. İstanbul 1998.
Yazgan-İnanç, Banu – Yerlikaya, Esef Ercüment. Kişilik Kuramları. Ankara 2008.
Kaynak: https://turkmaarifansiklopedisi.org.tr/egitim-psikolojisi
Bilgi paylaştıkça çoğalır. Okuduğunuz için teşekkür ederiz.
Psikolojinin ilke ve teorilerinin eğitimde uygulanmasıyla ilgilenen alan.