A

KARNE

İlköğretim ve ortaöğretimde dönem sonlarında verilen ve öğrencinin başarı derecesini gösteren belge.

  • KARNE
    • Enver BEŞİNCİ
    • Web Sitesi: Türk Maarif Ansiklopedisi
    • Son Güncellenme Tarihi: 18.12.2022
    • Erişim Tarihi: 01.11.2025
    • Web Adresi: https://turkmaarifansiklopedisi.org.tr/karne
    • ISBN ve DOI Numarası:
    • Bu metni kaynak göstererek kullanabilirsiniz.
    KARNE
KARNE

İlköğretim ve ortaöğretimde dönem sonlarında verilen ve öğrencinin başarı derecesini gösteren belge.

  • KARNE
    • Enver BEŞİNCİ
    • Web Sitesi: Türk Maarif Ansiklopedisi
    • Son Güncellenme Tarihi: 18.12.2022
    • Erişim Tarihi: 01.11.2025
    • Web Adresi: https://turkmaarifansiklopedisi.org.tr/karne
    • ISBN ve DOI Numarası:
    • Bu metni kaynak göstererek kullanabilirsiniz.
    KARNE

Fransızca "defter" anlamına gelen carnet kelimesinden dilimize geçmiştir. Türkçe'de eğitimle ilgili anlamı yanında başka anlamlarda da kullanılmaktadır.

Eğitimde kullanılan anlamı ile karne, ilköğretim ve ortaöğretimde her öğretim dönemi sonunda sınıf öğretmeni veya ders öğretmenleri tarafından değerlendirilerek öğrencinin ders başarı derecesini gösteren, bu konuda öğrenciyi ve öğrenci velisini bilgilendiren belgedir. Millî Eğitim Bakanlığı tarafından belirlenen esaslar doğrultusunda okul müdürlüklerince her öğrenci için düzenlenmektedir. Aynı zamanda bu belge öğrencinin yetenek ve kapasitesini, genel davranış kurallarını, çaba, gayret ve performans derecelerini gösterir. Karne notu ve derecesi aynı zamanda, öğrencinin daha ileride yöneleceği alan seçiminde izleyeceği yol için rehberlik eder.

Karne sözcüğü, eğitim alanı dışında daha önceleri sosyal sigorta kurumuna bağlı memur ve işçilerle onların bakmakla yükümlü olduğu kişilere verilen, muayene ve tedavi sonuçlarının işlendiği belgeyi; bir zamanlar, her aile için belirlenen sayıda ekmek almak için verilen vesikayı; kullanılacağı zaman koparılabilen belirli sayıdaki bilet, pul, senet veya çek koçanını ve müteahhitlikte iş yapma yeterlilik belgesini tanımlamak için de kullanılmıştır/kullanılmaktadır.

Batı etkisinin hissedildiği XIX. yüzyıldan sonra kullanılmaya başlanan karne kelimesinin yerini tutmak üzere daha önce farklı kelimeler kullanılmıştır. Kurumsal bir eğitimin tamamlanması sürecinde geçilmesi gereken aşamalardan her birinin aşılma derecesini gösteren bu belgeler, bir üst dereceye devam etmek için seviye belirleme ile ölçme-değerlendirmede yol gösterici özellik taşımaktaydı. Gördüğü eğitimin o düzeyini hangi derecede tamamladığı, dolayısıyla bir üst dereceye devam hakkı kazanıp kazanmadığı bu belge ile belirleniyordu. Söz gelimi üç yıllık rüştiye mekteplerinin (ortaokul) her öğretim dönemi, verilen bu belgelerle ve onlarda belirtilen derecelerle geçildikten sonra, rüştiye şehadetnamesi almaya hak kazanılıyordu. Diploma anlamına gelen şehadetnameden önceki bu derecelendirme belgelerine verilen isimlerden biri de "varaka-yı derecât"tır (bk. Şehadetname).

"Kâğıt, belge, yaprak" gibi anlamlara gelen varak ile "basamak, aşama ve kademe" gibi anlamlar taşıyan derece kelimesinin çoğulu olan derecâttan meydana gelen varaka-yı derecât deyimi derece, aşama ya da kademe belgesi anlamlarında kullanılmıştır. Osmanlı dönemindeki yüksek öğrenim kurumları olan medreselerde, bir öğrencinin icazet almadan önce geçmesi gereken dersleri okuyarak tamamladığını göstermek üzere de bu tür belgeler verilmiştir. Medrese öğrencisinin ancak bu belgeyi gösterdikten sonra üst derse geçmesi şart koşuluyordu. İsmail Hakkı Uzunçarşılı (1965) bu konuda şu açıklayıcı bilgiyi vermektedir: "İlk tedris hayatına giren bir öğrenci muhtasarat denilen dersleri gördükten sonra hâşiye-yi tecrit medresesine devam ederek (…) oradaki derste muvaffak olmasını müteakip o medresenin müderrisinden bir vesika almak suretiyle bir yukarı derecedeki miftah medresesine devam eder ve oradan da kırklı, hariç ve dahil medreseleri derslerini gördükten sonra Sahn-ı Seman'a girerek dânişment olurdu."

XVI. yüzyılın ikinci yarısında (1 Şubat 1576) çıkarılan bir fermanda "medrese talebelerinin düzeninin bozulduğu, hakları olmayanların medrese derecelerini görmeden kısa zamanda dânişment olarak mülazımlık sevdasıyla medrese kanununa aykırı yol aldıkları açıklanarak talebenin yukarıda belirtilen her medrese derecesinde ne kadar süre ile ders göreceği ve hangi dersleri okuyacağı" belirlenmiştir. Böylece "Her bir derecedeki müderris kendi ihtisasına göre bir ders okutur ve talebe aynı derece dahilinde diğer bir müderrise daha giderek orada da başka bir ders okurdu. Kanunda gösterildiği üzere talebe bu tertip üzere birer ay müddetle bir senede hâşiye-yi tecrit medresesine ait dersleri tamamlar ve oradan miftah medresesine geçip orada da her bir dersi iki ayda bitirmek suretiyle bir seneyi doldurduktan sonra kırklı medresesine geçer ve böylece her bir dersi okuduğuna dair müderrisinden vesika almak suretiyle yüksele yüksele Sahn-ı Seman medresesine çıkardı" (Uzunçarşılı, 1965, s. 25).

Eğitimdeki bu aşamaları gösteren varaka-yı derecât belgeleri konusunda oldukça sıkı davranıldığı görülür. Hezarfen Hüseyin Efendi'nin Telhîsü'l-Beyân fî Kavânîn-i Âl-i Osmân adlı eserinde yer alan ifadeler buna örnek olarak gösterilebilir. Burada ilim tahsil edenlerin derslerini sayıca tamamlamadan mülazemete (müderris adaylığı) gelmemeleri ve gelirlerse mülazım sayılmamaları, belirlenen kitapların gereği gibi okunması ve yetenek sahibi olanın elinde müderristen okuduğu dersin ne kadar olduğunu gösteren temessükünün olması ve müderrisin onu temessüksüz kabul etmemesi istenmekte, "Müderrisler, temessüke, okunan kitapları yazsınlar ve yetenek sahiplerini her haftada dört derse devam ettirsinler ve kusur gösterenleri cezalandırsınlar" denilmektedir.

Osmanlı medreselerinde dersler belirli kitaplar üzerinden görüldüğü için, padişah buyruklarında belirlenen kitapların tamamen okunup anlaşıldığını ve o konuda tam bir bilgi sahibi olmadan diğerine geçilmediğini gösteren bu temessük belgelerini de varaka-yı derecât olarak görmek mümkündür. "Ol payede okunan kitapların cümlesinde mahir olduktan sonra ol payede ne kadar zaman olduğuna ve ne miktar kitap okuduğuna müderrisinden temessük alıp bir payeye dahi müteveccih olup anda dahi bu üslup üzere ceht ve sa'y eyleyeler ve her payede okunan kitapları gerekse bir medresede okuyalar gerekse anın misli medresede okuyalar" (Uzunçarşılı, 1965).

Kaynakça

Beşinci, Enver. Osmanlı’dan Günümüze, İcazetten Diplomaya. İstanbul 2018.

a.mlf. İcazetli Hekim Diplomalı Doktor. İstanbul 2024.

Uzunçarşılı, İsmail Hakkı. Osmanlı Devleti’nin İlmiye Teşkilâtı. Ankara 1965.

Kaynak: https://turkmaarifansiklopedisi.org.tr/karne

Görüş, öneri ve yorumlarınız için tıklayınız.

Bilgi paylaştıkça çoğalır. Okuduğunuz için teşekkür ederiz.

KARNE

İlköğretim ve ortaöğretimde dönem sonlarında verilen ve öğrencinin başarı derecesini gösteren belge.