A

KALEM

Yazma ve çizme aracı.

  • KALEM
    • İlim Heyeti
    • Web Sitesi: Türk Maarif Ansiklopedisi
    • Son Güncellenme Tarihi: 18.12.2022
    • Erişim Tarihi: 15.09.2025
    • Web Adresi: https://turkmaarifansiklopedisi.org.tr/kalem
    • ISBN ve DOI Numarası:
    • Bu metni kaynak göstererek kullanabilirsiniz.
    KALEM
KALEM

Yazma ve çizme aracı.

  • KALEM
    • İlim Heyeti
    • Web Sitesi: Türk Maarif Ansiklopedisi
    • Son Güncellenme Tarihi: 18.12.2022
    • Erişim Tarihi: 15.09.2025
    • Web Adresi: https://turkmaarifansiklopedisi.org.tr/kalem
    • ISBN ve DOI Numarası:
    • Bu metni kaynak göstererek kullanabilirsiniz.
    KALEM

İnsanlığın temel bellek aracı olan yazıya kalem eşlik etmiştir. Kalem kelimesinin "kısaltmak, yontmak ve kesmek" gibi anlamlara gelen Arapça kalm kökünden geldiği kabul edilir. Latince'de calamus, Yunanca'da ise calamos da "kamış" anlamına gelir. Kalem benzeri araçlardan önce insanların duygularını ve düşüncelerini toprağa, kuma ve benzeri yüzeylere parmaklarıyla veya çubuk benzeri araçlarla çentikler atarak yaptığı söylenmektedir. Sumerler milattan önce 3000'li yıllarda çivi yazılarını sivri uçlu kamış, fildişi, kuş tüyü, ahşap ya da metal çivilerle yazmışlardır. Mısırlılar da çizgisel ve geometrik hiyeroglif yazılarını papirüs üstüne ucu yontulmuş ve düzleştirilmiş kamışlarla çizmişlerdir.

Romalılar zamanında bir kamış içine mürekkep doldurularak yazı yazılmıştır. Ortaçağ Avrupası'nda rahipler ve yazarlar kurşun alaşımından yapılmış, ucu gümüşle lehimlenmiş çubuklarla yazılar yazmışlardır. Milattan sonra VII. yüzyıldan sonra mürekkep içine farklı kimyasallar (demir tozu, meşe palamudu, reçine vb.) eklenip bir tüp ya da kamış içine doldurulmak suretiyle kalem üretilmiştir. Batı dünyasında daha çok horoz, kartal, baykuş, şahin, hindi gibi hayvanların kanat-tüyü ile yazma söz konusudur ve bu bir sembol/ikon haline gelmiştir. Hayvan kanadının yazı için hazırlanması zor ve kullanımı dikkat gerektirdiğinden yaygınlık kazanmamıştır.

İslam, VII. yüzyıldan itibaren bilginin ve sanatın gelişmesine ve dolaşımına hızlı bir ivme kazandırmıştır. Başta kutsal kitabın yazılması ve neşri, ardından İslamî ilimlerin yaygınlaştırılması için pratik yazı araçları bir ihtiyaç haline gelmiştir. İlerleyen tarihlerde hüsnühat sanatının yaygınlaşması yazı araçlarını geliştirmiştir. Müslümanlar arasında yazı aracı olarak daha çok kamış tercih edilmiştir. Kamışın temini, türleri, kullanıma hazır hale getirilmesi, muhafazası vb. durumlar için oldukça zengin bir literatür vardır. (bk. Kamış Kalem)

XVI. yüzyıldan sonra matbaanın toplum hayatına girmesi, okuma ve yazmanın hızla artması neticesinde yeni yazı araçlarının icadı söz konusu olmuştur. Başta kurşun kalem olmak üzere XIX. yüzyılda mürekkepli kalemler, dolma kalem, tükenmez kalem, daktilo; XX. yüzyılın ortalarından itibaren ise bilgisayar klavyesi, dijital dokunma, göz, işaret ve sözle yazma teknolojileri ortaya çıkmıştır.

Modern zamanın kalemleri büyük ölçüde endüstri devrimi sürecinin keşifler çağında üretilmiştir. Zira bu dönemde yazı araçlarının kolay ve ucuz temin edilmesine yüksek düzeyde ihtiyaç duyulmuştur. Bu talebe ticaret dünyası da fazlasıyla karşılık vermiştir. Her ne kadar prototipleri tarihin en eski dönemlerine kadar gitse de bugünün temel yazı araçları birbiri ardına farklı ülkelerde benzer biçimlerde icat edilmiştir.

Kurşun kalemlerin ortaya çıkışı, XVI. yüzyılda grafit madeninin keşfiyle başlamıştır. Bu tür bir kalemden ilk defa 1565'te İsveçli C. Gesner'in bahsettiği söylenmektedir. İngiltere'nin kuzeyindeki Keswick'te mavi-siyah renkli, parıltılı bir mineralin bulunması önce kurşun madeni zannedilmişti. Kısa bir süre sonra bunun yazmaya çok elverişli başka bir cevher olduğunu İsveç asıllı Alman kimyager C. W. Scheele anlamış (1789) ve ona Yunanca "yazmak" anlamına gelen graphein kelimesinden türetilen grafit ismini vermiştir. 1790'da J. Harfmuth seramik madeni, grafit ve bir miktar kil birleşiminden yeni bir yazma aracı icat etmiştir. Bundan iki sene sonra Viyana'da Noor Hardmuth adında kalem üreten bir işletme kurmuş ve N. J. Conte ile birlikte kilden elde ettiği balçık ile grafit karbonunu karıştırıp etrafına yumuşak ahşap geçirerek kurşun kalemin atasını icat etmiştir. Aynı tarihlerde Fransa, Amerika ve İtalya'da da benzer gelişmeler yaşanmıştır. Fransa'da N. J. Conté, 1795'te kil ve tozdan imal ettiği grafit benzeri madeni karıştırıp tahta çubuklara doldurmuş ve bunların fırında pişirilmesiyle farklı bir tür kurşun kalem icat etmiştir. Bugünün kurşun kalemleri bu iki üründen geliştirilmiştir.

Amerika'da ilk ahşap kurşun kalemin marangoz W. Monroe tarafından keşfedildiğine dair bilgiler vardır. Filozof H. D. Thoreau'nun da iyi bir kalemin nasıl yapılacağına yönelik keşiflerinin olduğu ve Hampshre'de 1821'de grafit kullanarak kalem üreten bir fabrikasının bulunduğu bilinmektedir. Bu tarihlerde Massachusetts'de otomatik kalem üretimi için daire testereler kullanan E. Wood, bu icadına patent almamıştır. Dolayısıyla bu tekniği kullanarak modern zamanın meşhur kalem firmaları ortaya çıkmıştır. XIX. yüzyılın sonlarında kurşun kalem üretimine dair araştırma-geliştirme çalışmaları hızlanmış, ürünler çeşitlenmiş ve on yedi farklı sertlik derecesi standart hale getirilmiştir. Kurşun kalem üretiminde en başta ahşap ve grafit olmak üzere demir, bal mumu, su, zamk, boya, tutkal, kil ve plastik (silgi) kullanılmıştır. 1915'te ilk defa mekanik uçlu kurşun kalemler üretilmiştir.

Kurşun kalemin en büyük avantajı silinebiliyor olmasıdır. Ortalama bir kalemle 45.000 kelimeden fazla yazılabildiği belirtilmektedir. Yazı yazmanın ilk adımı büyük ölçüde kurşun kalemle başlar. Her türlü not, karalama, eskiz, yazı ve çizme pratiğinde kurşun kalem vazgeçilmez bir araçtır. Renkli kalemler daha çok işaretleme ve vurguda tercih edilirken siyah renk yazı içindir. Resim sanatının temeli olan çizim teknikleri için karbondan imal edilen kömür kurşun kalemler elzemdir. Ayrıntı gerektiren çizimler ve resimler için ince uçlu mekanik kurşun çizim kalemlerine ihtiyaç vardır. Bu sahada kullanılmak üzere versatil kurşun kalem olarak bilinen basmalı uçlu kalemler de mevcuttur.

Kurşun kalem üzerinde yer alan "B" ve "H" harfleri sertlik ve siyahlık derecesini gösterir. "B" harfi "black" (siyah), "H" harfi ise "hard" (sert) anlamına gelir. Kalemin muhtevasındaki grafit ve kil oranları değiştirilerek sertlik ve siyahlık derecesi ayarlanır. İz bırakmadan silinen, daha çok yazı ve çizimde kullanılan 2B ve HB kalemler eğitim öğretimde ve sınavlarda idealdir. Ofislerde genelde standart HB kullanılır. Büyük alanlara yazı yazılacaksa katı grafit kurşun kalem gerekir. Öğrenci ve öğretmenler için renkli ve siyah kurşun kalemler tercih edilir. Metal, cam ve fotoğraf kâğıdı kullanılan yazma ve çizme işlerinde gres kurşun kalemler gereklidir.

İcatlar çağında kurşun kaleme farklı yazı araçları eşlik etmiştir. Bunların başında tükenmez kalem gelir. 1808'de Boston'da, P. Williamson tarafından çelik kalemler üretilmeye başlanmıştır. A. T. Cross'un 1878'de geliştirip patentini aldığı stilografik kalem modern zamanların tükenmez kaleminin ilk prototipi sayılmaktadır. Bugün yaygın bir kullanımı olan tükenmez kalem 1938'de Macar L. Biro ve kardeşi G. Biro tarafından geliştirilmiş ve seri üretimi yapılmıştır. Bu kaleme "tükenmez" denilmesinin sebebi, aralıksız 2-3 km. hatta daha fazla çizgi çizebilmesiydi. Biro kardeşler, içi mürekkeple dolu ince bir tüp borunun ucuna minik bir metal bilye-top yerleştirerek kâğıda hafif temasla mürekkebin kontrollü bir şekilde akabileceği bir mekanizma geliştirdiler. Patenti alıp üzerlerine tescilleyen mucitler ürünlerini 1940'lı yılların başında Arjantin'e taşıyıp orada fabrika kurarak yaygınlaştırmışlardır. Aynı tarihlerde Chicagolu girişimci M. Reynolds tükenmez kalemi Amerikan pazarına tanıtmıştır. Büyük talep gören ürünü piyasaya yetiştirebilmek için Biro kardeşler firmalarını bir Fransız şirketine satmıştır. II. Dünya Savaşı'ndan sonra çok sayıda ve türde farklı ülkelerde tükenmez kalem üreticisi ortaya çıkmıştır.

Tükenmez kalemlerle birlikte günümüzde yaygın bir şekilde kullanılan pilot kalem ilk defa 1927'de Japonya'da üretilmiştir. II. Dünya Savaşı sonrasında Japonlar'ın Latin harflerini yaygın bir şekilde kullanmaya zorlanmaları bu icadın yaygınlaşma sebeplerindendir. Pilot kalemler 1960'larda daha da geliştirilmiş, 1980'lerden sonra ise dünya genelinde yaygınlaşmıştır. 1961'de pilot tükenmez kalemler piyasaya sürülmüştür. Sıvı mürekkepli roller uçlu kalemlerin tanıtımı 1976'da yapılmıştır. 1993'te jel mürekkepli roller uçlu pilot kalemler kullanıma girmiştir. Pilot kalemlere asıl özelliğini veren kendine özgü mürekkepleridir.

Yazma araçları arasında dolma kalemin de özel bir yeri vardır. İlk olarak ne zaman ve kim tarafından keşfedildiği tam olarak bilinmese de dolma kalem benzeri yazı araçlarının Antik dönemde Çinliler ve Mısırlılar tarafından kullanıldığına dair bilgiler vardır. İslam yazı tarihinde de kitap yazmaya mahsus mürekkepli kalemlerin varlığından söz edilmektedir. Fâtımî Devleti halifelerinden Muiz-Lidînillah, ellerini ve elbiselerini lekelemeyecek bir kalem talep etmiş ve kendisine mürekkebi bir haznede tutan ve akıtmadan baş aşağı tutulmasına izin veren bir kalem verilmiştir. Benzer şekilde medreselerde kitap yazmaya ve neşretmeye yarayacak mürekkepli kalem türleri kullanıldığına dair anlatılar da vardır.

L. da Vinci'nin de dolma kalem benzeri bir kalemle çizimler yaptığına yönelik anlatımlar vardır. Modern zamanların bilinen en eski dolma kalemini 1702'de Fransız N. Bion tasarlamıştır. 1809'da İngiliz F. Fölsch'ye, bir sene sonra J. Bramah'a ve 1819'da J. Scheffer'a farklı dolma kalem patentleri verilmiştir. 1870'te Kanadalı D.MacKinnon ve AT Cross, Rhode Island'da içi boş, boru şeklinde bir uç ve bir valf olarak işlev gören bir tel ile stilografik kalem tasarlamıştır. 1927'de P. Poenaru da farklı bir patent almıştır. J.J. Parker ise 1932'de vidalı, pistonlu, otomatik dolduruculu dolma kalem tasarlamıştır.

Dolma kalem 1850'lerden sonra yaygınlaşmaya başlamıştır. L.E. Waterman'ın 1884'te icat ettiği kalem ise bugün yaygın biçimde kullanılan dolma kalemlerin ilk örneği olarak kabul edilmektedir. Bu ürün, kalemin kâğıda teması durumunda mürekkebin hazne ile kalem ucundaki damardan düzenli bir şekilde akmasını sağlayan bir mekanizmaya sahiptir. XX. yüzyılda dolma kalem kullanımı bürokraside, diplomaside ve yazarlar arasında hayli yaygın hale gelmiştir. Öte yandan farklı materyallerden lüks tasarımlarla üretilen dolma kalemler bir yazı aracı olmaktan daha çok, statü sembolü, seçkin kültür nesnesi haline de gelmiştir. Dolma kalem koleksiyoneri olmak bir ayrıcalık olarak görülmüştür. Özel günler, tarihler ve kişiye özel üretilen dolma kalem türleri de mevcuttur.

1950'lerden sonra eğitimde araç kullanımının yaygınlaşmasıyla beyaz tahta kalemi (marka kalem), resim ve süsleme için keçeli kalem, boya kalemleri ile dijital dönemde ise dokunmatik kalemlerle silgi, bıçak, vida, lazer ışını vb. özellikler barındıran çok fonksiyonlu kalemler günlük hayat ve eğitim öğretimin temel araçları haline gelmiştir. Dijital dönemde kalem yerine dokunmatik ekranlar ve araçsız yazı teknikleri kullanılmaya başlanmıştır.

Diğer pek çok eşyada olduğu gibi kalemin de kendine özgü bir ticaret ve sanat dünyası vardır. İslam dünyasında kalemin işlenmesi, süslenmesi, muhafazası olağanüstü ayrıntılı ve incelikli bir sanat halinde icra edilmiştir. Atasözlerinde, deyimlerde, türkülerde ve şarkılarda kaleme dair zengin kullanımlar söz konusudur. Türk-İslam kültüründe sırf kalemle ilgili şiirler yazılmıştır. Son zamanlarda kurşun kalemin ucunun oyulmasıyla icra edilen sanatlar bile ortaya çıkmıştır. Kalemin muhafazası için kalemlik, kalemdan ya da kubur denilen oldukça sanatlı-süslü kutucuklar bu alanın zengin mirasları arasındadır.

Kalem hem kitap telifi ve neşri hem de resmî kayıt aracı olduğu için Osmanlı Devleti'nde bürokrasinin de adı olmuştur. Osmanlı'da devleti yöneten ve genel devlet mekanizmasını anlatan üç önemli birimden birinin adı kalemiyedir. Kalemiye memurlarını yetiştirmek üzere XIX. yüzyılda mülkiye ortaya çıkmıştır. Genel yazı, kayıt ve bürokratik işlerin yürütüldüğü yerler olması sebebiyle Tanzimat döneminde devlet dairelerine "kalem" denilmiştir.

Kur'an-ı Kerim'de kalem, "kâinatın başlangıcından kıyamete kadar meydana gelecek bütün varlık ve hadiseleri kaydeden ilahî kayıt" şeklinde derin dinî anlama sahiptir. Allah'ın "kalem"e yemin etmesi, İslam'ın okumayı ve yazmayı teşvik ettiği şeklinde tefsir edilmiştir. Kalem, her şeyi kaydeden kutsal bir alet olarak manevi açıdan müstesna bir mevkiye sahip olmuş, Allah'ın eşyadaki mutlak bilgi ve gayesinin alameti olarak anlaşılmıştır. Bu inanç ve düşünce yeminle başlayan Kalem sûresine isnat edilmektedir. İlk inen âyetlerin birinde şöyle denilmiştir: "Kalemle öğreten, insana bilmediğini bildiren rabbin en büyük kerem sahibidir" (Alak 96/3-5) (Pedersen, 2013: 75).

Kalem ile insanın düşünme ve ruh dünyası arasında yakın bir bağ kurulmuştur. Kalem, yazı, yazar ve karakter arasında sihirli bir ilişkinin varlığından bahsedilir. Edebiyat, sanat ve siyaset dünyasında kalemin simgesel anlamları vardır. Kalem yazarın yazma gücünü ve niteliğini ifade eden bir sembolizm taşır. Kalem barış ve esenliğin metaforu olarak kullanılırken karşısında savaşı ve çatışmayı temsilen kılıç konumlandırılır. Bu hiyerarşide kalem daime üstte yer almıştır.

Kaynakça

Ellyard, David. Kim Neyi Ne Zaman İcat Etti. çev. U. Mutlu. Ankara 2017.

Fischer, Steven Roger. Yazının Tarihi. çev. A. H. Konar. İstanbul 2022.

Graham, Ian – Goldsmith, Mike – Ferris, Julie. Dünyayı Değiştiren Fikirler. çev. Z. Arık Tozar. Ankara 2017.

https://www.fikriyat.com/yazarlar/ugur-derman/2024/03/15/kalem-1 (1-5).

Pedersen, Johannes. İslam Dünyasında Kitabın Tarihi. çev. M. M. Karagözoğlu. İstanbul 2013.

Yavuz, Yusuf Şevki. “Kalem”. DİA. 2001, XXIV, 243-245.

Yazır, Mahmud Bedreddin. Medeniyet Âleminde Yazı ve İslâm Medeniyetinde Kalem Güzeli. haz. H. Gündüz – F. Taşkale. I-II, Ankara 2023.

Kaynak: https://turkmaarifansiklopedisi.org.tr/kalem

Görüş, öneri ve yorumlarınız için tıklayınız.

Bilgi paylaştıkça çoğalır. Okuduğunuz için teşekkür ederiz.

KALEM

Yazma ve çizme aracı.