A

"TÜRKİYE MAARİF TARİHİ"(1939-1943)

Osman Nuri Ergin’in Türk maarif ve kültür tarihine dair kapsamlı eseri.

  • "TÜRKİYE MAARİF TARİHİ"
    • Azmi ÖZCAN
    • Web Sitesi: Türk Maarif Ansiklopedisi
    • Son Güncellenme Tarihi: 18.12.2022
    • Erişim Tarihi: 20.09.2025
    • Web Adresi: https://turkmaarifansiklopedisi.org.tr/turkiye-maarif-tarihi
    • ISBN ve DOI Numarası:
    • Bu metni kaynak göstererek kullanabilirsiniz.
    "TÜRKİYE MAARİF TARİHİ"
"TÜRKİYE MAARİF TARİHİ" (1939-1943)

Osman Nuri Ergin’in Türk maarif ve kültür tarihine dair kapsamlı eseri.

  • "TÜRKİYE MAARİF TARİHİ"
    • Azmi ÖZCAN
    • Web Sitesi: Türk Maarif Ansiklopedisi
    • Son Güncellenme Tarihi: 18.12.2022
    • Erişim Tarihi: 20.09.2025
    • Web Adresi: https://turkmaarifansiklopedisi.org.tr/turkiye-maarif-tarihi
    • ISBN ve DOI Numarası:
    • Bu metni kaynak göstererek kullanabilirsiniz.
    "TÜRKİYE MAARİF TARİHİ"

Türk eğitim tarihinin özellikle modernleşme dönemi (Tanzimat sonrası) üzerine İstanbul Belediye Mektupçusu Osman Nuri Ergin (1883-1961) tarafından hazırlanmış en kapsamlı çalışmadır. 1933 yılında Cumhuriyet'in onuncu yıl kutlamaları sırasında Cumhuriyet ve İstanbul Mahallî İdaresi çalışmasını yayımlayan Ergin, bu sırada Dahiliye Vekâleti'nin talebi üzerine İstanbul Vilâyeti İdare Coğrafyası başlıklı eserini hazırlamış ayrıca İstanbul Mektepleri ve İrfan Müesseseleri başlığı ile geniş bir araştırma daha yapmıştır. Yayımlamadığı bu son çalışmayı eğitimci-bürokrat Hıfzırrahman Raşit'in (Öymen) teklifiyle müstakil ve geniş bir eğitim tarihine dönüştürmek üzere çalışmalara başlamıştır. Böylece 1939 yılından itibaren ciltler halinde yayımlanmaya başlayan ve 1943'te tamamlanan Türkiye Maarif Tarihi'nin ikinci baskısı 1977'de yapılmıştır.

Türkiye Maarif Tarihi, sadece eğitim kurumları ve olguları tarihi değildir; bilim, sanat, kültür ve siyaset tarihini de içine alan zengin bir muhtevaya sahiptir. Bu bakımdan eğitim tarihi yanında diğer sahalarda da çokça kullanılan bir kaynaktır. Bu vasfını hâlâ devam ettirmektedir. Beş ciltten oluşan eser toplam 2228 sayfadır. Siyasî tarihin temel tasniflerine uygun şekilde "Klasik Dönem, Tanzimat, II. Abdülhamid, II. Meşrutiyet, Cumhuriyet" bölümlerine ayrılan eserin başındaki "devrin izahı" kısmı kendi başına ayrıca dikkat çekicidir. Eserde bazıları sekiz on sayfayı bulan haşiyeler, istirdat kabilinden verilen geniş bilgiler eserin tamamına yayılmıştır. Çoğu hususi gözlem ve tecrübeye dayanan ya da nadir rastlanacak bilgilerden meydana gelen bu ayrıntılar büyük bir zenginlik oluşturmaktadır. Mesela "atabey, tersane, lala tabirleri, Gülhane Meydanı, Enderun'da rehineler, kös dinlemek, kumbaranın ve sahnın mânası, yeniçeri gülbangi, halife kim, kalfa kim, eşref saati nedir, hafta tatili hikâyesi, Macarca Türkçe yakınlığı" gibi izahlar I ve II. ciltte doksan üç, III ve IV. ciltte yirmi sekiz, V. ciltte de otuz üç haşiye şeklinde yer almıştır. Eserin sonunda, mektep (296 okul adı sıralanmıştır) ve şahıs adlarına göre iki fihrist verilmiş ayrıca haşiyeler listelenmiştir.

Türkiye Maarif Tarihi'nin dönemlendirmesi ve döneme özgü bilgi ve birikimi kavramsallaştırması bir zihniyeti göstermesi bakımından ilginçtir. Ergin'in "Bu eseri gördüğüm gibi değil düşündüğüm gibi yazdım" (Ergin, 1977: I, s. XII) ifadesi eserin tarih yazım paradigması hakkında en açık ve içten hükümdür. "Araplaşma ve Skolastik Tedris Devri" başlığını taşıyan I. cildin ilk yarısında Osmanlı klasik dönemi eğitim, öğretim ve meslek müesseseleri anlatılmıştır. Burada, saray mektepleri, askerî mektepler, askerî sanat mektepleri, memur mektepleri, halk mektepleri (sıbyan ve medreseler), meslek ve ihtisas medreseleri ile meslek ve ihtisas mekteplerine yer verilmiştir. Genel ilim ve terbiye müesseseleri başlığı altında "mescitler, camiler, namazgâhlar, zaviyeler, tekkeler ve dergâhlar, kütüphaneler, rasathaneler, fetvahane, Mecelle Cemiyeti, huzur dersleri, ilim meclisleri vd." temel nitelikleri bakımından anlatılmış ve indî değerlendirmelerde bulunulmuştur. En dikkat çeken husus Ergin'in klasik eğitim kurumu medreselere karşı son derece olumsuz ve sert bir tavır takınmış olmasıdır. Buna karşın, tekke ve zaviyeler için aynı düzeyde olumsuz değildir. Bu kurumlara karşı yer yer Türklük, ana dili, kimlik, milliyet gibi kavramlar üzerinden değerlendirme yapması bir tür teleoloji ve anakronizm olarak değerlendirilmiştir.

"Garplılaşma ve Yenilik Devri" başlığını taşıyan eserin II. cildinde, I. Abdülhamid döneminden (1775) itibaren başlayan askerî ve sivil "mektepleşme" süreci anlatılmıştır. Bu kısımdan itibaren tasnif şekli "ilk, orta, lise, yükseköğretim, meslekî okullar, sivil okullar ve azınlık (azlık) yabancı okullar" şeklinde ilerlemiştir. Nizâm-ı Cedit'le başlayan ve II. Mahmud döneminde devam eden askerî mühendishaneler, ilk rüştiyeler gibi yeni mekteplerin açıldığı yıllar "kurtuluş seneleri" olarak görülmüştür. 400 sayfa tutan "Tanzîmât-ı Hayriye Yahut Gelişme ve Genişleme Seneleri" başlığı eserin en geniş kısımlarından biridir. Burada Tanzimat döneminde açılan ilk, orta ve lise tahsili veren askerî, sivil, meslek ve ihtisas mektepleri ayrı başlıklar halinde herhangi bir intizam ve standart gözetilmeden anlatılmıştır. Aynı şekilde "Yüksek Tahsil Meslek ve İhtisas Mektepleri" başlığı altında "Ebe Mektebi, Dârülfünun, Ziraat Mektebi, Orman Mektebi, Mekteb-i Mülkiye, Telgraf Mektebi, Lisan Mektebi, Eczacı Mektebi, Kaptan ve Çarkçı Mektebi, Dârülmuallimât, Müze Mektebi vb." onlarca Tanzimat eğitim kurumu hakkında farklı hacimlerde bilgiler verilmiştir. Yine bu kısımda ilk defa "Azınlık ve Yabancı Mektepleri ve Müesseseleri" başlığı altında Ermeni, Rum, yahudi ve yabancıların açtıkları okullar ve farklı eğitim, kültür müesseseleri anlatılmıştır (bk. Azınlık Mektepleri).

Türkiye Maarif Tarihi'nin III. cildinde, "Birinci Meşrutiyet yahut Yayılma ve İlerleme Seneleri" başlığı ile II. Abdülhamid dönemi geniş bir şekilde ele alınmıştır. Dönemin eğitim kurumları aynı tasnif üzere sıralanmış, önde gelen mektepler hakkında geniş bilgiler, yorumlar ve gözlemler ard arda verilmiştir. Ergin, II. Abdülhamid devrinin genel izahını yaparken sayısal gelişmeler ve yeni açılan mektepler gibi müspet gördüğü gelişmelere iki sayfa yer ayırmış, devrin en başta sansür olmak üzere, idarî, adlî, malî sıkıntılar, müfredat meselesi, ilmî durgunluk gibi menfî gördüğü yönlerinden otuz sekiz sayfa bahsetmiştir. II. Meşrutiyet dönemi ise "Bocalama ve Duraklama Seneleri" şeklinde tanımlanmıştır. Devrin izahı yapılırken, dönemin önde gelen eğitim tartışmalarına, yeni açılan mektep ve müesseselere ve kavramsal yeniliklere değinilmiştir.

Eserin V. cildi "Değişme ve Yükselme Seneleri yahut İnkılap Devri" başlığı altında 1920-1940 yılları arasına ayrılmıştır. Atatürk inkılapları için yirmi iki ayrı başlıkta, yapılanların doğruluğu, iyiliği ve Türk milleti için ne kadar elzem olduğu sıklıkla vurgulanmıştır. "Talim ve Terbiyede İnkılap" başlığında, "dinî terbiye ve dinî ahlakın terkiyle millî terbiye ve millî ahlakın kabulü" üzerinde durulmuştur. Tevhîd-i Tedrisat ile medrese ve mektebin birleştirildiğine değindikten sonra dilde, harfte, muallimlikte, ders programında, beden terbiyesinde, hukukta, sanatta, tarihte, kıyafette ve kadın konusunda yapılan inkılaplar âdeta bir meşruiyet sağlama psikolojisiyle izah edilmiştir. Din derslerinin kaldırılması, Arapça ve Farsça'nın müfredattan çıkarılması, ezanın ve ibadetin Türkçeleştirilmesi gibi hususlar Ergin tarafından müspet karşılanan gelişmelerdir. Dönem eğitiminin ideolojik ve düşünsel tarafı yanında somut gelişmeleri, yeni açılan okullar, öğrenci ve öğretmen sayıları, kültür ve sanat merkezleri, meslekî ve ihtisas müessesleri de pek çok ayrıntıyı içerecek şekilde anlatılmıştır.

Türkiye Maarif Tarihi, anlattığı konulardan büyük kısmına yazarının da şahit olduğu bir dönemi kapsaması, erişilmesi güç çok sayıda belge, konuşma, görüşme ve anekdota yer vermesi bakımından kıymetli bir ansiklopedik eserdir. Kurumlar, kişiler ve olgular karşısında Osman Ergin'in sert eleştiriler ve rahat yorumlar yaptığı, şahsî görüşlere sıklıkla yer verdiği, aceleci genellemeler ve değerlendirmelerde bulunduğu dile getirilmiştir. Bunların yanında, dönemin şartları gereği eksik ve hatalı bilgilerin de eserde azımsanmayacak ölçüde olduğu söylenebilir. Son derece karmaşık ve derin kökleri olan Türk maarif hayatının özellikle son iki yüzyıldaki gelişmeleri hakkında büyük bir boşluğu dolduran bu ilk kapsamlı eser, sonradan gelen araştırmacılar için temel referans olmasının yanında, anlattığı kişi, olay ve konulara yönelik ön yargıların, kemikleşen ifadelerin, eksik ya da yanlış algıların da önde gelen kaynaklarından biri haline gelmiştir.

Kaynakça

Ergin, Osman [Nuri]. Türkiye Maarif Tarihi. I-V, İstanbul 1977.

İmamoğlu, Abdullah Taha. “Osman Nuri Ergin: Cumhuriyet Döneminin ilk Şehir Tarihçisi”. Türkiye Araştırmaları Literatür Dergisi. 3/6 (2005), s. 553-569.

Kara, İsmail. “Bir Zihniyetin Temsilcisi Olarak Osman Nuri Ergin”. Tarih ve Toplum. sy. 211 (2001), s. 16-20.

Kenan, Seyfi. “Türkiye Maarif Tarihi”. DİA. 2012, XLI, 596-597.

Özcan, Azmi. “Mecelle-i Umûr-ı Belediyye”. DİA. 2003. XXVIII, 235-236.

Sayar, Ahmed Güner. “Ergin, Osman Nuri”. DİA. 1995, XI, 297-298.

Ünver, A. Süheyl. “Osman Ergin, Çalışma Hayatı ve Eserleri: 1883-1961”. Belleten. 26/101 (1962), s. 163-179.

Kaynak: https://turkmaarifansiklopedisi.org.tr/turkiye-maarif-tarihi

Görüş, öneri ve yorumlarınız için tıklayınız.

Bilgi paylaştıkça çoğalır. Okuduğunuz için teşekkür ederiz.

"TÜRKİYE MAARİF TARİHİ" (1939-1943)

Osman Nuri Ergin’in Türk maarif ve kültür tarihine dair kapsamlı eseri.