A

NİZÂM-ı CEDİT

Sultan III. Selim dönemindeki kapsamlı yeniden yapılanma.

  • NİZÂM-ı CEDİT
    • Seyfettin ERŞAHİN
    • Web Sitesi: Türk Maarif Ansiklopedisi
    • Son Güncellenme Tarihi: 18.12.2022
    • Erişim Tarihi: 20.09.2025
    • Web Adresi: https://turkmaarifansiklopedisi.org.tr/nizam-i-cedit
    • ISBN ve DOI Numarası:
    • Bu metni kaynak göstererek kullanabilirsiniz.
    NİZÂM-ı CEDİT
NİZÂM-ı CEDİT

Sultan III. Selim dönemindeki kapsamlı yeniden yapılanma.

  • NİZÂM-ı CEDİT
    • Seyfettin ERŞAHİN
    • Web Sitesi: Türk Maarif Ansiklopedisi
    • Son Güncellenme Tarihi: 18.12.2022
    • Erişim Tarihi: 20.09.2025
    • Web Adresi: https://turkmaarifansiklopedisi.org.tr/nizam-i-cedit
    • ISBN ve DOI Numarası:
    • Bu metni kaynak göstererek kullanabilirsiniz.
    NİZÂM-ı CEDİT

Yeni bir nizam vermek anlamındaki Nizâm-ı Cedit, Sultan III. Selim'in (1789-1807) başta ordu olmak üzere her alanda devrin bürokrat ve aydınlarının layihalarını da dikkate alarak yapmak istediği ıslahat projesidir. Projenin amacı da "din ü devleti" korumak ve ebed müddet sürdürmek olarak belirtilmiştir. Nizâm-ı Cedit çerçevesinde askerî teknik eğitim, ordunun Avrupaî anlayışla yeniden yapılandırılması ve yeni eğitim verilmesi için oluşturulan veya var olanları yeni anlayışa göre güncellemeyi hedefliyordu. Ancak içeride ve dışarıdaki gelişmeler yanında Nizâm-ı Cedit reformundan rahatsız olup eski düzenin devamını isteyen kesimlerin direnciyle karşılaşan bu girişim bir darbe ile sonlandırıldı ve bânisi III. Selim tahttan indirilip öldürüldü.

Osmanlı donanmasının Ruslar tarafından Çeşme'de yakılması üzerine (1770) coğrafya ilmini, hendese ve gemi inşasını bilen nitelikli insan yetiştirmek ve yeni bir donanma yapmak için tersane kurmaya karar verildi. Bu karar üzerine I. Abdülhamid zamanında açılan Mühendishâne-yi Bahrî-yi Hümâyun (1775), Nizâm-ı Cedit çerçevesinde 1781 ve 1784 yıllarında ıslah edildi. Bu süreçte müfredat yenilendi ve eğitim kadrosuna Fransa'dan getirtilen mühendisler de katıldı.

Bu tecrübe yaklaşık on yıl sonra açılacak olan kara harp okuluna örnek oldu ve alt yapı oluşturdu. 1795 yılında açılan Mühendishâne-yi Berrî-yi Hümâyun da Nizâm-ı Cedit'in en iddialı kurumlarındandı. Hatt-ı hümâyunlarda belirtildiği şekliyle, ihtiyaç halinde başka ülkelerden mühendis getirtmek yerine "Devlet-i Aliyye'de bir mühendishane" açılması fikri benimsendi. Bunun için de zengin bir kütüphane ile bunun alt katında bir matbaa kurularak ihtiyaç duyulan mühendisler burada yetiştirilecekti.

Dört sınıflı olan Mühendishâne-yi Berrî'nin ders müfredatı zamanla gelişti. Müfredata ve kadroya dinî bilgiler ve imamlar da dahil edildi. Bunun sebebi Avrupa usulünde askerî modernleşmenin devlete ve topluma kimliğini veren din/İslam ile ters düşmemesi ya da böyle bir algıya yol açmamasıydı. Bu cümleden olarak Nizâm-ı Cedit birliklerinde askerlerin dinî talimleriyle ibadete dair taleplerinin karşılanması için yeni imamlar da istihdam edildi.

Meslekî teknik eğitimin âdeta bütünleyicisi mahiyetinde 1806'da Tersâne-yi Âmire içinde tıp ve cerrahlık alanında Tıbhâne-yi Âmire de denen Mekteb-i Tıbbiye açıldı. Mekteb-i Tıbbiye mezunlarının hem askeriye hem de sivil halka hizmet vermesi planlandı. Mekteb-i Tıbbiye'ye talebe alımında "himayeli güruhu"na kapı aralanmaması ve mezunların dört yıl mecburi hizmet vermeleri kararlaştırıldı. Böylece deniz ve kara ordusu için mühendisler ile sağlık hizmetleri için tabip yetiştirmek üzere yeni usulde ilk mektep örnekleri verildi.

Öte yandan dönemin ıslahat risalelerinde medrese eğitiminin yetersizliği vurgulanmakta ve çözümler sunulmaktaydı. Ömer Fâik Efendi'nin Nizâmü'l-Atîk adlı risalesinde belirttiğine göre ilme yönelişte ve eğitimde ciddi sorunlar yaşanmaktadır. İstanbul medreseleri âdeta boş kalmıştır ve mezun vermemektedir. Selatin camilerinde verilen dersler nicelik ve nitelik olarak ilk mektep düzeyindedir. Bunun çaresi de müderrislerin ve talebenin eğitim öğretim şartlarının iyileştirilmesi ve kamuoyunun ilme teşvik edilmesidir. Bir diğer reform layihası yazarı Behiç Efendi'nin kanaatince de ülkenin neredeyse tamamında dinî ilimlerin tahsili durma noktasına gelmiş, camiler-mescitler cemaatsiz, medreseler talebesiz kalmıştır. Adliye, adaletten ve haklıya hakkını teslim etmekten uzaktır.

Padişah III. Selim'e sunulan layihalarda çoğunlukla ifade ettiğine göre ilmiye bürokrasisinde kadılık, müderrislik ve medreselerin ıslahı zaruriydi. Buradan hareketle III. Selim devrinde neşredilen ilmiye ıslahat kanunlarında öteden beri mevcut problemlere işaret edilerek aksaklıkların önlenmesi emredildi. Bu fermanlarda yer aldığı gibi en temel problem mezunların istihdam edilememesi, atamalarda iltimas ve rüşvetin varlığı, taşrada ayanların bu atamalara müdahalesi ve kadıların mülkî idarecilerle zaman zaman birtakım usulsüzlüklere karışmasıydı. Bunlara bir çare olması bakımından III. Selim, kadıların tayin ve terfilerini yeniden belli bir düzene koydu. Özellikle Tatarcık Abdullah'ın layihasında ifade edildiği üzere medreselerin ıslahı kadılık sisteminden çok daha acildi. Mühendishanelerin açılışı Batı tarzı yeni eğitim usulü iken medreselerde ve kadılık sisteminde yapılan düzenlemeler geleneksel usulde aksaklıkların düzeltilmesi şeklinde idi. Dolayısıyla III. Selim'in ilmiye ıslahat programı ve tatbikatı geleneksel yerli idi.

Sivil bürokraside istihdam edilen hâcegân ve kâtipler de (kalemiye-memurlar-bürokrasi) Behiç Bey'in tespitlerine göre hem nicelik hem de nitelik bakımından ihtiyaçlara cevap vermekten uzaktı. Bunların kamuda istihdamında sınav ve görev tanımlarının yapılarak uzmanlaşmaya gidilmesi gerekmekteydi. Bunun için de memurların "Bâbıâli yakınlarında Arapça ve Farsça bilen hocalar nezaretinde açılacak bir okulda hizmet içi eğitime alınması, özellikle ilm-i inşâ (kompozisyon), te'lîf-i kelâm ve tebyiz (beyaza geçirme, son metni oluşturma) ve meslek dersleri yanında zamanı tanımaları için Arapça, Farsça, Türk edebiyatı ve tarihi, Avrupa tarihi, coğrafya ve siyaset bilimi alanlarda dersler verilmesi" teklif edilmiştir.

Bu arada bir de devletler arası ilişkiler ve dünyadaki gelişmeleri yetkin şekilde izlemeye ve ıslahat için gerekli eserlerin tercüme yoluyla teminine imkân sağlayacak bir yabancı dil okulu düşünülmüştü. Behiç Efendi, ayrıca her dilde müslüman tercümanlara olan ihtiyaçtan hareketle dil okulu mahiyetinde müstakil büyük bir bina yapılmasını önerdi. Bu bakımdan Nizâm-ı Cedit programı çerçevesinde yabancı dilin öneminin dile getirilmesi de eğitim anlayışında bir yeniliktir. Bu öneri 1821 yılında Sultan II. Mahmud zamanında Tercüme Odası adıyla hayata geçirilebildi.

Nizâm-ı Cedit kapsamında, halkı yeni nizam doğrultusunda eğitmek veya yönlendirmek için daha ziyade din görevlileri aracılığı ile yapılan dinî irşat, bir çeşit yaygın eğitim faaliyeti idi. Behiç Efendi layihasında bu hususla ilgili medreselerde yeni bilgilerle donanmış sınav heyetinin önünde başarılı olmuş en az bir müftü ve bir şeyhin her bir vilayette görevlendirilmesi, bunların da seçecekleri din görevlilerinin irşat faaliyetlerine başlaması öngörülür. Bu görevlilerin ilmî ve dinî konulara odaklanmaları ve siyasî konulara girmemeleri önerilmiştir.

Avrupa kaynaklarına/kitaplarına ve böylece Avrupa düşüncesine ulaşma aracı olarak görülen Fransızca, başlangıçta askerî okullarda okutuldu. Bunun için de Fransız hocalar ve Fransızca kitaplar temin edildi. 200 öğrencisi olan bu kurumlara savaş sanatı ve askerlik yanında matematik ve fizik gibi bilim dallarında 400 ciltlik kütüphane açıldı. Osmanlı, Avrupa'da açtığı daimi elçiliklerde çalışacak görevlilerine dil öğrenimini mecbur tuttu. Bu arada Avrupa'dan düşünce aktarımında, doğrudan o ülkelere öğrenci göndermek yerine diplomat raporları ve sefaretnameleri yanında bazı kitapların tercümesi projesi başlatıldı. Batılı kaynakların Türkçe'ye çevirisine Avrupa'dan getirilen askerî öğretmenler/subaylar da katkıda bulundu. Hatta III. Selim, memurlar tarafından çevirilerin okunup aralarında mütalaasının yapılmasını içeren fermanlar yayımladı. Sonunda Avrupa'ya dair bu literatür toplumun belli kesimlerinde düşünce ve duygu değişimlerine de kapı araladı.

Müslümanlar başlangıçtan itibaren, "talim" ve "tedris" yoluyla ilim öğreten kurumlara mescit, mektep/küttap, beyt, dâr ve medrese dediler. Geometri/hendeseden hareketle mühendishanelerin kurulması ise eğitimde yeni bir aşamadır. Bununla daha ziyade teknik eğitim veya Avrupaî teknik eğitim amaçlandı. Artık âlim yanında bir diğer eğitimli kişi de "mühendis"tir. Buna bir de tıp eklenecek, "tıbbiye" ve "tabip" de yeni entelektüel hayata katılacaktır. "Hekim" geleneği temsil ederken "tabip" yeniyi veya yeniliği, dahası Avrupaîliğin temsilcisi olarak algılanmış veya böyle bir misyon yüklenmiştir. Bu arada bir de "fen" ve "mütefennin" terimleri kullanıma girmiştir. III. Selim'in Nizâm-ı Cedit reformları tam olarak hayata geçirilemese ve sekteye uğrasa da II. Mahmud reformları için hem teoride hem de pratikte büyük bir tecrübe oldu.

Kaynakça

Beşikçi, Mehmet. “Askeri Modernleşme, Askeri Disiplin ve Din: Düzenli Kitle Orduları Çağında Osmanlı Ordusu’nda Tabur İmamları”. Akademik İncelemeler Dergisi. 11 (2016/1), s. 1-33.

Beydilli, Kemal. “Küçük Kaynarca’dan Tanzimat’a Islâhat Düşünceleri”. İlmî Araştırmalar. 8 (1999), s. 25-64.

a.mlf. “Nizâm-ı Cedîd”. DİA. 2007, XXXIII, 175-178.

Beydilli, Kemal – Şahin, İlhan. Mahmud Râif Efendi ve Nizâm-ı Cedîd’e Dâir Eseri. Ankara 2001.

Kenan, Seyfi. “III. Selim Dönemi Eğitim Anlayışında Arayışlar”. Nizâm-ı Kādîm’den Nizâm-ı Cedîd’e III. Selim ve Dönemi. ed. S. Kenan. İstanbul 2010, s. 129-163.

Koca Sekbanbaşı Risâlesi. haz. A. Uçman. İstanbul 1974.

Koç, Yunus – Yeşil, Fatih. Nizâm-ı Cedîd Kanunları (1791-1800). Ankara 2012.

Özcan, Besim. “Sultan III. Selim Devri Islahat Hareketleri (Nizâm-ı Cedîd)”. Türkler. ed. H. C. Güzel v.dğr. Ankara 2002, XII, 671-683.

Toderini, Giambattista. Türklerin Yazılı Kültürü. çev. A. Berktay. İstanbul 2018.

Yeşil, Fatih. “Nizâm-ı Cedîd Ordusunda Tâlim ve Terbiye 1790-1807”. Tarih Dergisi. 52 (2010/2), s. 27-85.

Yurdakul, İlhami. “III. Selim’in İlmiye Islahatı Programı ve Tatbikatı”. Nizâm-ı Kādîm’den Nizâm-ı Cedîd’e III. Selim ve Dönemi. ed. S. Kenan. İstanbul 2010, s. 105-127.

Kaynak: https://turkmaarifansiklopedisi.org.tr/nizam-i-cedit

Görüş, öneri ve yorumlarınız için tıklayınız.

Bilgi paylaştıkça çoğalır. Okuduğunuz için teşekkür ederiz.

NİZÂM-ı CEDİT

Sultan III. Selim dönemindeki kapsamlı yeniden yapılanma.