A

HİMÂYE-yi ETFAL CEMİYETİ(1921-1935)

Savaş mağduru çocuk ve annelerin barınma, sağlık ve eğitim ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla tesis edilen kurum.

  • HİMÂYE-yi ETFAL CEMİYETİ
    • Taner BİLGİN
    • Web Sitesi: Türk Maarif Ansiklopedisi
    • Son Güncellenme Tarihi: 18.12.2022
    • Erişim Tarihi: 19.09.2025
    • Web Adresi: https://turkmaarifansiklopedisi.org.tr/himaye-yi-etfal-cemiyeti
    • ISBN ve DOI Numarası:
    • Bu metni kaynak göstererek kullanabilirsiniz.
    HİMÂYE-yi ETFAL CEMİYETİ
HİMÂYE-yi ETFAL CEMİYETİ (1921-1935)

Savaş mağduru çocuk ve annelerin barınma, sağlık ve eğitim ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla tesis edilen kurum.

  • HİMÂYE-yi ETFAL CEMİYETİ
    • Taner BİLGİN
    • Web Sitesi: Türk Maarif Ansiklopedisi
    • Son Güncellenme Tarihi: 18.12.2022
    • Erişim Tarihi: 19.09.2025
    • Web Adresi: https://turkmaarifansiklopedisi.org.tr/himaye-yi-etfal-cemiyeti
    • ISBN ve DOI Numarası:
    • Bu metni kaynak göstererek kullanabilirsiniz.
    HİMÂYE-yi ETFAL CEMİYETİ

Himayeye muhtaç çocuklarla ilgili ilk resmî kurumsal faaliyet Midhat Paşa'nın öncülüğünde kurulan ıslahhanelerdir (bk. Islahhane). Bunu II. Meşrutiyet döneminde açılan dârüleytamlar izlemiştir. Yıllarca süren savaşlarda cephede şehit düşen askerlerin, cephe gerisindeki halkın ve özellikle Balkan coğrafyasından kafilelerle göçe maruz bırakılan binlerce insanın ortada kalan evlatları devletin ve şahısların teşebbüsleriyle tesis edilen kurumlarda himaye altına alınmıştır (bk. Dârüleytam).

Himâye-yi Etfal Cemiyeti için ilk adım, Balkan savaşlarının feci sonuçlarıyla en fazla hemhal olan şehirlerden Kırklareli'nde 1913 yılında Mehmet Fuat Umay'ın belediye tabipliği sırasında Balkan şehirlerinden muhacir gelen öksüz ve yetim çocukların ihtiyaçlarını karşılamak üzere mahallî ölçekte bir cemiyet kurmasıyla atılmıştır. I. Dünya Savaşı ile birlikte kimsesiz çocuk sayısının artması daha etkili çözümler bulmayı zorunlu kılınca 1909 tarihli Cemiyetler Kanunu'na binaen 1917'de İstanbul Himâye-yi Etfal Cemiyeti resmen kurulmuş, başkanlığına İsmail Canbulat Bey getirilmiştir. Cemiyet daha sonra altmış yedi maddelik Himâye-yi Etfal Cemiyeti Nizamnâme-yi Esâsîsi'ni hazırlamış, 17 Ocak 1921 tarihinde padişah iradesiyle kamu yararına çalışan bir kurum olarak tasdik edilmiştir. Kurucu üyeler şu isimlerden oluşmuştur: Dahiliye Müsteşarı İsmail Canbolat, eski Atina Sefiri Muhtar Bey, Mahkeme-yi Temyiz Azası Servet Bey, Sıhhiye Müdür Vekili Adnan Bey, İstanbul Mebusu Haralambidi, İzmir Mebusu Nesim Mazelyah, Dîvân-ı Muhâsebat'tan Osman Tevfik Bey, İstanbul Sıhhiye Müdürü Râsim Ferid Bey, Vükelâ-yı Deâvî'den Celal Derviş Bey, Polis Müdürü Reşad Bey, tüccardan Kemal Derviş, Dârülfünun Müderrisi ve Gazeteci Ahmed Emin Bey.

İstanbul'da Beyoğlu, Haliç, Beşiktaş, Bakırköy, Yeniköy, Üsküdar, Kadıköy, Büyükada; taşrada İzmit, Samsun, Kırkkilise, Babaeski, Erzurum, Musul, Eskişehir, Konya, Kastamonu ve Bolu'da şubeler açan Himâye-yi Etfal Cemiyeti 1925 yılında bunlara Amerika Birleşik Devletleri, Avusturya, Mısır ve Kıbrıs şubelerini ekleyecektir.

Mondros Mütarekesi'ne giden süreçte çalışmalarına zor şartlarda devam etse de 1917'de İstanbul Firuzağa'da 100 kişilik bir çocuk misafirhanesi açmıştır. 1917-1922 yılları arasında burada 2027 çocuk barındırılmıştır. Evlatlık olarak verilenlerin ayda bir defa misafirhanede toplanarak durumları tahkik edilmiş, sürekli kalanlar gündüzlü mekteplere gönderilmiştir. Maddi faaliyetlere kabiliyeti olanlar cemiyetin hizmetlerinde rol verilerek hayata alıştırılmışlardır. Bulaşıcı hastalıkların kol gezdiği, ölümlerin arttığı ve ilaç fiyatlarının yükseldiği bu dönemde cemiyet, çocukların ve annelerinin ücretsiz muayene ve tedavisi için Şehzadebaşı, Kadıköy ve Bakırköy'de muayenehaneler açmıştır.

Misafirhanedeki erkek çocukların günden güne artmasıyla, bedenen kabiliyeti olanlara uygulamalı ziraat eğitimi vermek için 1921'de Türk Çalıştırma Derneği'nin iş birliğiyle Kalender Kasrı'nda bahçıvanlık ve bostan işleri yapmak üzere bir ziraat mektebi kurmuştur. Böylece Mütareke döneminde polislerin sokaklardan topladığı veya muhacir gelen çocuklar misafirhaneye alınmakta, yaşı ilerleyenler Kalender'deki mektebe gönderilmekteydi. 1922 yılında misafirhanenin Kalender'deki binalara nakledilmesiyle iki müesseseye Kalender Dârüleytamı adı verilmiştir. 1917-1928 yılları arasında misafirhanede barınan ve eğitilen çocuk sayısı 2332 olmuştur. Bunlardan 510'u aileler yanına, 296'sı ticarî müessese, banka, matbaa ve fabrikalara yerleştirilirken 89'u yatılı, 321'i gündüzlü mekteplere kaydedilmiştir. Beş altı sene müessesede barındırılıp terbiye edilen ama sonradan ebeveynleri ortaya çıkan çocuk sayısı 891'dir.

Himâye-yi Etfal Cemiyeti'nin İstanbul ve taşra şubeleri kimsesiz çocukları iskân ettirecek misafirhaneler, hasta ve fakir çocukları parasız tedavi edecek muayenehaneler, ahlaksızlığa ve suça sevkedilenlere ıslahhaneler, çalışmaya mecbur kadınların çocuklarına bakımevleri tesis etmek; çocukların sıhhati, talim ve terbiyesini gerçekleştirmek; hukukî durumları hakkında tahkikatta bulunmak; problem ve ihtiyaçları neşriyat yoluyla halka ulaştırmak gibi vazifeleri farklı alt birimleri gerekli kılmıştır. Bunun için hukuk, neşriyat ve sıhhiye encümenleri teşkil edilmiştir. Hukuk Encümeni çocuk suçlarına, sıbyan muhakeme ve ceza usullerine ilişkin ilmî araştırmalar yaparak raporlar hazırlamış, bunlardan bazıları cemiyet mensubu mebuslar tarafından Meclis-i Mebusan'a kanun teklifi olarak sunulmuştur.

Sıhhiye Encümeni ise çocukların himayesine daha ebeveynlerin evlilik aşamasında sağlık şartlarının teminiyle başlamış, bu doğrultuda hamilelik ve doğum konusunda neşriyat yapmış, konferanslar düzenlemiştir. Ebelik mesleğini bilimsel hale getirmeyi, çocuk bakımı hakkında dersler ve konferanslar verilmesini, hasta çocuklara muayenehane, tedavihane ve sanatoryumlar tesisini, okullarda sağlık şartlarının ikmalini gündemine almıştır. Ayrıca memede ve emzikte olan çocuklara sağlıklı ve besleyici halis süt tedariki de çalışmaları arasındaydı. Vezneciler'de bir dispanser açan Sıhhiye Encümeni, 1922 yılı raporunda misafirhanedeki otuz beş çocuğun kulak burun boğaz ameliyatını yaptırdıklarını, veremli üç çocuğun Etfal Hastanesi'nde tedavi gördüğünü, numune mekteplerinde okuyan 200'den fazla halk çocuğuna tifo ve çiçek aşısı yapıldığını kaydetmiştir. 1934'te satın alınan ultraviyole cihazıyla seksen sekiz çocuğa bu tedavi uygulanmıştır. O yıl zarfında müracaat eden 3000 çocuktan 2108'i parasız tedavi edilmiştir.

Cemiyetin başlattığı ilk çalışmalardan biri de Süt Damlaları bakımevleridir. Savaş döneminde çocuk ve hastalara sağlıklı süt tedarikinin ne kadar büyük bir mesele olduğu, cemiyetin bir yayınında şöyle ifade edilmiştir: "Umumi harp belası memleketi yakıp kavurduğu vakit zavallı yavrular içecek süt değil yiyecek ekmek bile bulamıyorlardı. Çocuk kıranının başlıca sebebi süttür. Bugün Himâye-yi Etfal Cemiyeti'nin vücuda getirdiği Süt Damlası Evi sayesinde her yıl yüzlerce yavrunun ölümden kurtulduğunu görüyoruz" (Şeker, 2015: 166-167). Oranın tabiplerinden Safiye Ali Küçük Çocuklar Muayenehanesi ve Süt Damlası adlı bir eser yazmıştır (1921).

Fransız Kızılhaçı'nın Beyazıt Laleli'deki Seyyid Hasan Paşa Medresesi binasında açtığı Küçük Çocuklar Muayenehanesi-Süt Damlası adlı çocuk bakımevi 1924 yılında Himâye-yi Etfal Cemiyeti'ne bağlanmış ve Besim Ömer Paşa'nın sorumluluğuna verilmiştir. Maarif Vekâleti medreseyi cemiyete bırakınca burası büyük bir çocuk muayene salonu, kemik hastası çocuklara suni güneş ve "ultraviyole" uygulama mahalli, ziyaretçi hasta bakıcıların ikametgâhı, çocuk müzesi ve laboratuvar olarak düzenlenmiştir. 1934 yılında ayda ortalama 2724 çocuğa mikropsuz, şekerli süt verilmiş, hizmet alan çocuk sayısı yıl içinde 32.694'e ulaşmıştır.

16 Ocak 1925 tarihinde cemiyetin İstanbul merkezinde kurulan Anneler Birliği özellikle bayramlarda olmak üzere fakir çocuk ve bebeklere çamaşır, kundak, yatak, çocuk sepeti gibi eşya dağıtmıştır. Kuruluş amacı, çocuk büyütme fenninin genel halka yayılması amacıyla konferanslar vermek, çocuk sıhhatine dair sinema filmleri göstermek, uygun mahallerde çocuk muayenehaneleri açmak, çocuklarla ilgili sıhhî, fennî ve felsefî bilgileri içeren bir takvim hazırlamak, memedeki çocukların sağlıklarına dair neşriyatta bulunmak ve gerektiğinde yeni kanun maddeleri düzenlemektir.

İstanbul merkezinin 1944'te Beyazıt, Kasımpaşa, Galata, Şişli ve Çarşıkapı'da birer gebe ve kadın hastalıkları polikliniği; Kadıköy, Yalova ve Ortaköy'de sekiz çocuk dispanseri; Kadıköy, Beyazıt, Beşiktaş, Şişli ve Kasımpaşa'da beş Süt Damlası Evi; Beyazıt, Eminönü, Galata, Kasımpaşa'da dört gündüz bakımevi; Eminönü ve Galata'da iki yıkama yurdu; İstanbul, Kasımpaşa ve Şişli'de üç diş dispanserinin yanı sıra Bakırköy Doğumevi, Erenköy'de dikiş ve örme evi, Eminönü'nde aşevi ve çocuk kütüphanesi, Alemdar'da "Dr. İhsan Sami", Büyükdere'de "Sarıyer" adlı çocuk bahçeleri bulunuyordu.

Mütareke yıllarındaki işgaller sonrası İstanbul ile Ankara hükümetleri arasındaki gerginlikler yüzünden cemiyetin çalışmaları sekteye uğramış, bunun üzerine Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) hükümeti 30 Haziran 1921 tarihinde Ankara Himâye-yi Etfal Cemiyeti'ni kurmuştur. Cemiyetin himayesini Mustafa Kemal Paşa bizzat üstlenmiştir. 1921'de çıkarılan bir kanunla "23 Nisan" günü Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin ilk açılış bayramı ilan edilmiş, lakin ilk defa çocuklarla birlikte anılmaya başlanması Himâye-yi Etfal Cemiyeti'nin bu bayramı fırsat bilerek rozet satma vb. yardım toplama faaliyetleriyle olmuştur. 1923 yılında İstanbul'daki merkezle birleştikten sonra Türkiye Himâye-yi Etfal Cemiyeti olan adı 1935'te Türkiye Çocuk Esirgeme Kurumu olarak değiştirilmiştir.

Cemiyet nizamnamesinde amacı şehit, harp malulleri ve harp felaketzedelerinin çocuklarıyla ilgilenmek şeklinde ilan edilmiş, önceliği şehitlerin ve harp mağdurlarının çocukları için dârüleytamlar açmak, mevcutları ıslah etmek olmuştur. Ayrıca çocuklara eza edilmemesi konusunun ve onların bakımının annelere anlatılması, veremli çocuklar için hastane tesisi, hasta ve fakir olanların tedavisi, serseri ve dilenci çocukların kurtarılması, çocuk hakları gibi birçok meseleye çözüm aranmıştır.

Ankara merkezi 1921-1939 yılları arasında Keçiören, Kırklareli, Afyon, Erzurum, Rize ve Niğde'de çocuk yuvaları kurmuştur. 1925'te elli yatak kapasitesiyle açılan Keçiören Yuvası'nda köylerde süt çağındayken ana babası ölen çocuklar barındırılarak meslek sahibi edilmişlerdir. Ankara ve civarından başvurular fazla olsa da 1938'de 140 müracaattan 94'ü, ertesi sene 210 müracaattan 57'si kabul edilebilmiştir. Bunun üzerine yeni binalar eklenmiş, bunlar da yetersiz kalınca meme ve mama çağındaki çocuklara mahsus 200 yataklı "Umay" adlı bir pavyon inşa edilmiştir. Müdür, muavin ve başhemşire idaresindeki yuvada on çocuk bakıcısı, yirmi sütnine, on altı mürebbiye, birkaç müstahdem görev yapmıştır. Erkek çocuklar beş, kızlar yedi yaşına kadar alınmıştır. Ayrıca yoksul asker çocukları da barındırılmıştır. İlkokul çağına gelenler Keçiören İlkokulu'na gönderilmekte, daha sonra kabiliyetlerine göre bir sanat okuluna veya zanaatkâra çırak verilmekteydi. Bazıları ise yatılı parasız veya özel yatılı lise imtihanlarına yönlendirilmekteydi. 407 çocuğun barındırıldığı 1963 yılında binalar tamir edilmiş, mutfak ve erzak ambarı ayrı binaya taşınmış; hemşire, personel ve öğrenci yemekhanesi için müstakil bir salon yapılmış, burası ayrıca sinema ve temsillere uygun düzenlenmiştir. Bahçesinin bir kısmı sebze ekimine ve tavukluğa ayrılırken bir de yüzme havuzu eklenmiştir. Türkiye'de ilk defa kızamık aşısı 1966'da bu yuvada uygulanmıştır. Bu çalışmalarda Çocuk Sevenler Derneği, Kız Teknik Yüksek Öğretmen Okulu ve Atatürk Kız Enstitüsü öğrencilerinin yardımları olmuştur.

Keçiören'de 1929'da yetmiş beş öğrenci kapasitesiyle açılan Çocuk Bakıcı Hemşire Okulu 1946'ya kadar 248 mezun vermiş, mezunları ev ve yuvalarda istihdam edilmiştir. Başlangıçta iki yıl olan müfredatı 1945'te üç seneye çıkartılmıştır. Kurumdan öğrencilere burs tahsis edilmiş, yuvalarda staj yaptırılmıştır. Aynı kurumda 1929'da fenne uygun çocuk bakımını yaymak amacıyla açılan ve ortaokul öğrencilerini alan yirmi öğrenci kapasiteli Çocuk Bakıcı Mektebi'nin mevcudu 1940'ta elliye ulaşmış, kuruluşundan o yıla kadar yetmiş altı genç kız yetiştirilmiştir.

Türkiye Himâye-yi Etfal Cemiyeti 1933 yılında Türkiye çapında iki ana kucağı, sekiz gündüz bakımevi, yirmi dört muayenehane, dokuz süt damlası, yirmi sekiz aşhane, bir doğumevi, on bir şefkat yurdu, üç yetim evi, altı banyo, yirmi iki çocuk bahçesi, altı sinema, bir okuma odası ve bir çocuk bakıcı mektebi olmak üzere 122 müesseseye sahipti. 1940 yılında diş muayenehanesi, yüzme ve kum havuzu, dispanser, sinema, sıhhat müzesi, okuma evleri eklenerek bu sayı 284'e çıkartılmıştır. 1946 verilerine göre 447 kuruluşu, 194 bina ve arazisi bulunan Çocuk Esirgeme Kurumu'nun sokak çocuklarına yönelik İstanbul merkezi ile birlikte Beyoğlu, Kadıköy, Fatih, Üsküdar ve Fener'de barındırma evleri ve iş yurtları tesisi hazırlıkları başlamıştır. Müdür Umay'ın 1941 yılında on beş yaşın altındaki çocukların sinema, tiyatro, bar ve dans salonlarına gitmemeleri hakkında hazırladığı kanun teklifi Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde kabul edilerek bu tür işletmelere çocuk girişlerinde çeşitli cezalar konmuştur.

Cemiyetin başlangıçta sabit geliri olmadığından üye aidatları, hayır sever kurum ve şahısların bağışları ve uhdesindeki bazı gayrimenkullerin gelirleri yanında düzenlediği balo, sergi, konferans, müsamere, çiçek ve rozet dağıtımı, piyango ve yarışmalardan elde ettiği gelirlerle ayakta durmuştur. Fakat 1940'lardan sonra hükümet bütçesinden ve bazı resmî kuruluşlardan pay ayrılmış, gelir kalemleri çoğaltılmıştır.

1956 yılında üniversitelerin desteği ile Çocuk ve Aile Rehberlik Komitesi kurulmuş, "Yaz Çocuk Kulüpleri" uygulaması başlatılmıştır. O dönemde ihdas edilen Çocuk ve Aile Rehberlik Komitesi Ankara'nın değişik okullarında bu kulüpleri hayata geçirmiştir. Bunları yürütecek elemanları yetiştirmek amacıyla Atatürk Kız Enstitüsü'nde birçok öğretmenin katılımıyla "Çocuk Kulüpleri Semineri" yapılmıştır. Ertesi yıl Maarif ve Sıhhat vekâletleri ve üniversite temsilcileriyle Ankara'da Çocuk Sağlığı İlmî ve İstişarî Konseyi kurulmuş, on iki yaş altı çocukların ruhen ve bedenen korunması, sağlık eğitimi, medikososyal meseleleri buraya tevdi edilmiştir. Çocuk Esirgeme Kurumu 1963'e kadar ülkedeki çocuk kitaplıklarına 300 kitap bağışlamış, haftalık bir çocuk mecmuası çıkartmış, çocuk bakımıyla ilgili sağlık broşürleri yayımlamıştır.

Çocuk Esirgeme Kurumu 1966'daki Varto-Hınıs depreminde 377 çocuğu himayesine alarak ailesini kaybedenleri yetiştirme yurtlarına, Çocuk Dostları Derneği'ne, Ankara Körler Okulu'na ve çeşitli illerdeki yuvalara yerleştirmiş, aynı hizmetleri 1970 Kütahya depremindeki 245 çocuğa da ulaştırmıştır. 1970'te Zeytinburnu Eğitim Merkezi'nde Millî Eğitim Bakanlığı iş birliği ile on aylık "Okul Öncesi Çocuk Eğitimi Uzmanı Kursu", ellinci kuruluş yıl dönümünde (1971) Ankara Atatürk Çocuk Yuvası sahasında Özel Hemşire Koleji açmıştır.

1965 yılındaki bir protokolle Türkiye'ye gelen Amerikan Barış Gönüllüleri'nden bir grup Türkiye Çocuk Esirgeme Kurumu yuvalarında çalışmaya ve ülkelerine raporlar göndermeye başlamışlardır. Ancak 1970'teki 25. genel kurulda İstanbul delegesi Necati Ustaoğlu'nun, bunların kuruma alınmaması teklifiyle 1972'den itibaren tasfiye edilmişlerdir.

Çocuk Esirgeme Kurumu'nun feshine giden süreç bazı yapısal değişim ve açılımlarla başlamıştır. 1957 tarih 6972 sayılı Korunmaya Muhtaç Çocuklar Hakkında Kanun ile ilk defa bu çocuklar devletin sorumluluk alanında tanımlanarak 0-12 yaş aralığındakilerin yükümlülüğü Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığı'na, 13-18 yaş aralığındakilerinki Millî Eğitim Bakanlığı'na verilmiştir. Bu yasa ile her şehirde kurulan koruma birlikleri korunmaya muhtaç çocukların tespit ve bakımından sorumlu tutulmuştur. Sosyal hizmetlerin geliştirilmesi, bu alanda araştırmalar yapılması için 1959 yılında 7355 sayılı kanunla bakanlığa bağlı Sosyal Hizmetler Enstitüsü ile Sosyal Hizmetler Akademisi kurulmuştur. Böylece Türkiye'de çocuk himayesi alanında profesyonel sosyal hizmet uzmanları yetiştirilmeye başlanmıştır. 1961 tarih ve 35 sayılı kanunla Çocuk Esirgeme Kurumu İdare Heyeti'nin Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığı'nca atanarak yürütülmesi kabul edilmiştir. 1981'de 51 sayılı Millî Güvenlik Kurulu kararıyla genel merkez, il merkezleri ve bütün şubeleri feshedilerek devletleştirilmiştir. 1983 tarih ve 2828 sayılı yasa ile birden fazla kuruluş tarafından yürütülen sosyal hizmet faaliyetleri tek çatı altında toplanmış, ilk defa çocuğun "kendi ailesinin yanında kalarak koruma altına alınması" usulü ve maddi yönden desteğe ihtiyaç duyan ailelere (ekonomik katkı, rehberlik, yönlendirme) temini gibi yeni bir yardım türü uygulamaya konmuştur. Bu doğrultuda 1986'da Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Fonu oluşturulmuş ve aynı isimle bir de vakıf kurulmuştur. 2004'te bu fonun kullanımı Sosyal Yardımlaşma Genel Müdürlüğü'ne açılmıştır. Muhtaç çocukların himayesinde bundan sonra yerel yönetimlere daha fazla sorumluluk verilmiştir. Suç fâili ve şiddet mağduru çocuklar için 2007'de altı adet kimsesizler yurdu açılmıştır. 2011 yılında Sosyal Hizmetler Çocuk Esirgeme Kurumu'nun görevleri Aile ve Toplum Hizmetleri Genel Müdürlüğü ile Çocuk Hizmetleri Genel Müdürlüğü'ne devredilmiştir. Çocuk-aile bağını koparmamak adına aile yardımları (doğum yardımı, öksüz, yetim ve asker çocuğu yardımı), aile odaklı hizmetler (koruyucu aile ve evlat edindirme) ve kurum-bakım hizmetleri (çocuk evleri siteleri, çocuk evleri, destek merkezleri, kreş ve gündüz bakım evleri) başlıklarında hizmet ve yöntemler devreye sokulmuştur. Günümüzde bu yapıda devam eden himaye faaliyetleri çeşitli eğitim programları, rehabilitasyon etkinlikleri, küçükleri zararlı faaliyet ve ortamlardan korumaya yönelik çalışmalarla da desteklenmektedir. 

Kaynakça

Akın, Veysi. Bir Devrin Adamı: Doktor Fuad Umay (1885-1963). Ankara 2000.

Aysal, Necdet. “Korunmaya Muhtaç Çocuklar Sorunu: Ankara Himaye-i Etfal Cemiyeti”. Geçmişten Günümüze Şehir ve Çocuk. ed. O. Köse. Samsun 2016, II, 819-835.

Çavuşoğlu, Turgay. Sosyal Hizmetlerin Yakın Tarihinden Sayfalar: Türkiye Çocuk Esirgeme Kurumu Yaprakları 1917-1983. Ankara 2005.

Delialioğlu, Mahmut. Himaye-i Etfal Cemiyeti ve Eğitim Boyutu. YLT, Gazi Üniversitesi, 2009.

Güneş, Günver. “Cumhuriyet’in İlk Yıllarında Ödemiş’in Kimsesiz ve Yoksul Çocukları: Ödemiş Himaye-i Etfal Cemiyeti’nin Faaliyetleri”. Kebikeç. sy. 19 (2005), s. 141-156.

Namal, Yücel. “Türkiye Himâye-i Etfâl Cemiyeti Çorum Şubesi (1924-1930)”. Karadeniz Araştırmaları. 18/72 (2021), s. 937-962.

Sarıkaya, Makbule. Türkiye Himaye-i Etfal Cemiyeti (1921-1935). Ankara 2011.

Şeker, Kevser. Osmanlı’dan Cumhuriyet’e Çocukların Korunması ve Çocuk Esirgeme Kurumu (1917-1981). YLT, İstanbul Üniversitesi, 2015.

T.C. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı 2022 Yılı Faaliyet Raporu.

Kaynak: https://turkmaarifansiklopedisi.org.tr/himaye-yi-etfal-cemiyeti

Görüş, öneri ve yorumlarınız için tıklayınız.

Bilgi paylaştıkça çoğalır. Okuduğunuz için teşekkür ederiz.

HİMÂYE-yi ETFAL CEMİYETİ (1921-1935)

Savaş mağduru çocuk ve annelerin barınma, sağlık ve eğitim ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla tesis edilen kurum.