A

HAFIZ

Kur’an-ı Kerim’in tamamını ezberlemiş kişi.

  • HAFIZ
    • Osman ŞAHİN
    • Web Sitesi: Türk Maarif Ansiklopedisi
    • Son Güncellenme Tarihi: 18.12.2022
    • Erişim Tarihi: 19.09.2025
    • Web Adresi: https://turkmaarifansiklopedisi.org.tr/hafiz
    • ISBN ve DOI Numarası:
    • Bu metni kaynak göstererek kullanabilirsiniz.
    HAFIZ
HAFIZ

Kur’an-ı Kerim’in tamamını ezberlemiş kişi.

  • HAFIZ
    • Osman ŞAHİN
    • Web Sitesi: Türk Maarif Ansiklopedisi
    • Son Güncellenme Tarihi: 18.12.2022
    • Erişim Tarihi: 19.09.2025
    • Web Adresi: https://turkmaarifansiklopedisi.org.tr/hafiz
    • ISBN ve DOI Numarası:
    • Bu metni kaynak göstererek kullanabilirsiniz.
    HAFIZ

Hafız kelimesi lügatta "bilgi, mal, sır gibi değerli bir varlığı korumak, zihinde tutmak" anlamlarına gelen hfz kökünden türemiştir. Kavram olarak ise özelde Kur'an'ı ezberleyen kişi anlamına gelmekle birlikte çok sayıda hadis ezberleyen kimseler için de "hadis hafızı" şeklinde kullanılmıştır. Çoğulu hafaza ve huffazdır. Kelime Kur'an'da "koruyucu" anlamında Allah, melekler için de kullanılmıştır (bk. Yûsuf 12/64; Târık 86/4; İnfitâr 82/10). Kelimenin hafîz  şekli de başta Allah'ın ismi olmak üzere Kur'an'da sıkça geçmektedir (bk. Hûd 11/57; Sebe 34/21; Kaf 50/4). İlk dönemlerde Kur'an'ı ezberleyenler için ayrıca câmiu'l-Kur'an, hâmilü'l-Kur'an, sâhibü'l-Kur'an, ehlü'l-Kur'an ve kurra kelimeleri de kullanılmıştır.

Kur'an'ın nâzil olduğu dönemde mevcut sözlü kültürün etkisiyle Araplar arasında yazıdan çok ezber yaygındı. Buna bağlı olarak Kur'an-ı Kerim, nâzil olduğu andan itibaren hem ezberlendi hem de o günün şartları ölçüsünde vahiy kâtipleri tarafından yazıya geçirildi.

Hz. Peygamber Kur'an âyetlerinin ezberlenmesine büyük değer vermiş ve gayret sarfetmiştir. Gelen âyetleri namazda tilavet ettiği, kıraatini uzun tuttuğu bilinmektedir. Her ramazanda o ana kadar inen âyetleri Cebrâil ile birlikte karşılıklı mukabele ederlerdi. Vefat edeceği yıl ise bu karşılıklı okuma işlemi iki defa yapılmıştır. Kur'an tarihinde buna arz, son yapılan arza da arza-yı âhire (son okuma) denilmiştir. Kur'an okuma kültürümüzde bu usul, mukabele okuma geleneği olarak yerini almış ve günümüze kadar sürdürülegelmiştir.

Ashabını da Kur'an ezberlemeye teşvik eden Hz. Peygamber Kur'an'dan hiçbir şey ezberlemeyenleri, "Kalbinde Kur'an'dan herhangi bir şey olmayan kimse harap bir eve benzer" şeklinde uyararak (Tirmizî, "Fezâilü'l-Kur'ân", 18); "Kur'an'ı ezberleyenlerin ve onun hakkını vererek okuyanların çok değerli meleklerle beraber olacağını" belirtmiştir (Tirmizî, "Fezâilü'l-Kur'ân", 13). Kur'an'ı çok miktarda ezberleyenleri başta imamet görevi olmak üzere birçok görevde önceleyerek ashabını, Kur'an ezberlemeye teşvik etmiştir. Evlenmek için maddi gücü olmayanlara bildikleri sûreleri eşlerine öğretmek şartıyla onların nikâhlarını kıymış ve bunu mehir olarak saymıştır. Uhud Savaşı'nda şehit düşen sahâbîleri ikili üçlü defnederken en çok Kur'an bilenleri kabirde en öne koydurtmuştur.

Hz. Peygamber döneminde bütün sahâbîler farklı derecelerde Kur'an'ı ezberleme gayreti içinde olmuşlardır. Sahâbîlerin Kur'an'ı genellikle onar âyetlik bölümler halinde ezberledikleri ve ezberledikleri âyetlerin anlamını ve o âyetlerdeki emirleri ve yasakları öğrenmeden diğer âyetlere geçmedikleri kaydedilmiştir.

Hz. Peygamber'in vefatından sonra Kur'an'ın ezberlenmesine ilgi daha da artmıştır. Hz. Ömer döneminde Kur'an'ı ezberleyenlere maaş bağlanmış, daha sonra mânalarını ve hükümlerini öğrenmeye ilgi azalır endişesi ile bu maaş kesilmiştir.

İslam eğitim tarihi açısından hafızlığa verilen önem, bu alanda kurumsallaşmayı da beraberinde getirmiştir. Buna göre Asrı saadet'te ve sonraki ilk dönemlerde Kur'an'ın ezberlenmesi başta Mescid-i Nebevî olmak üzere mescit ve camilerde yapılmakta idi. Sonraki dönemlerde hafızlık çalışmaları kurumsal olarak cami ve mescitlerin yanında bir de sıbyan mektepleri, dârülhuffaz, dârülkurra, ribat ve türbelerde sürdürülmüştür.

Osmanlı'da hafızlık eğitimi sıbyan mektebi sonrası dârülkur'an ve alt seviye dârülkurralarda sürdürülmüş ve bunun için çok sayıda dârülkurra inşa edilmiştir. Cumhuriyet'in ilanıyla birlikte Tevhîd-i Tedrisat Kanunu çıkartılıp medreseler kapatılınca bu çerçevede hafızlık yaptıran dârülkurralar da kapatılmış oldu. Kapatılan medreselerin yirmi dokuz tanesi İmam ve Hatip Mektebi'ne dönüştürüldü. İmam ve Hatip mekteplerinin programlarında Kur'an-ı Kerim dersine yer verilmekle birlikte hafızlık eğitiminin nerede ve nasıl yapılacağına dair bir düzenleme gerçekleştirilmemiş, bu eğitim kurum dışı ve bilhassa cami hocalarının takdirleriyle verilmeye çalışılmıştır. Bu durumun düzenlenmesine yönelik olarak 1925 yılı bütçe görüşmelerinde, Antalya Mebusu Rasih Efendi ve arkadaşlarının verdiği takrirde hafız yetiştirilmesi için Evkaf Müdüriyet-i Umûmiyesi bütçesine ödenek tahsis edilmesi istenmiştir. Söz konusu talebe karşılık, dârülhuffaz adı altında Kur'an öğretimi ve hafız yetiştirmek üzere on yerde kurum açılması için Diyanet İşleri Reisliği'nin bütçesine 4800 lira ödenek tahsis edilmiştir. Karar Tevhîd-i Tedrisat Kanunu'na uygun olup olmaması üzerinden tartışmaya yol açmakla birlikte, Bursa, Konya ve Kastamonu'da dârülhuffazların açılması girişiminde bulunulmuştur. Maarif Vekâleti'nin itiraz ettiği bu kurumlar için 1926'da kapatma kararı alınmıştır. İmam ve Hatip mekteplerinin dârülhuffazların varlığına ihtiyaç bırakmadığı kanaati ile uygulamaya konulduğu anlaşılan karara rağmen hıfz muallimliği yani hafızlık öğretmenliği kadrolarının muhafaza edildiği görülmektedir. 1928'deki harf inkılabının sonrasında 1929-1930 eğitim öğretim yılı itibariyle din görevlisi yetiştirecek kurumların kapanmış olması, 1932'den itibaren hıfz dershanelerinin açılmasını bir ihtiyaç haline getirmiş ve mevcut hıfz muallimleri gözetiminde bu dershaneler resmî olarak eğitim vermeye başlamışlardır.

Hıfz dershanelerinin artan din görevlisi ihtiyacını karşılayamamasına ve siyasî gelişmelere paralel olarak 1950'den itibaren Kur'an kurslarında gelişmeler söz konusu olmuştur. Bu çerçevede, gayriresmî olarak faaliyet gösteren kursların bir problem alanı olarak tespit edilmesine binaen, Kur'an kurslarının hem din görevlisi yetiştirme işlevi açısından daha düzenli hale getirilmesi hem de yaygın din eğitimi kurumları haline dönüştürülmesine yönelik tartışmaların yapıldığı ve 1963 yılında Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından bu yönde karar alındığı görülmektedir. Ancak kararın uygulamaya konulması 1965 yılında kabul edilmiş, 2 Temmuz 1965 tarih ve 12038 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan 633 sayılı Diyanet İşleri Başkanlığı Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun ve 17 Ekim 1971 tarihli ve 13989 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan Diyanet İşleri Başkanlığı Kur'an Kursları Yönetmeliği'nin hazırlanmasıyla hayata geçirilebilmiştir. Özellikle 1965 yılında yürürlüğe giren 633 sayılı kanunla Kur'an kurslarının hızla geliştiği; 1990'da hazırlanan yönetmelikle daha da geliştirilen uygulama kapsamında, kurslarda isteyenlere hafızlık yaptırılmasına yönelik (27. madde) imkân da tanındığı görülmektedir.

2014-2015 eğitim öğretim yılı itibariyle hayata geçirilen "Örgün Eğitimle Birlikte Hafızlık Projesi" kapsamında hafızlık eğitimi örgün eğitimde de yer almaya başlamıştır. İlk olarak Ankara ili Pursaklar ilçesi Medine İmam-Hatip Ortaokulu'nda başlatılan uygulamaya, Konya, Düzce ve Kayseri illerindeki uygulamalarla yaygınlık kazandırılmaya başlanmıştır. Uygulamanın dayanağını 1739 sayılı Millî Eğitim Temel Kanunu, 633 sayılı Diyanet İşleri Başkanlığı Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun, Millî Eğitim Bakanlığı Özel Program ve Proje Uygulayan Eğitim Kurumları Yönetmeliği, Millî Eğitim Bakanlığı Okul Öncesi ve İlköğretim Kurumları Yönetmeliği, Diyanet İşleri Başkanlığı Kur'an Eğitim ve Öğretimine Yönelik Kurslar ile Öğrenci Yurt ve Pansiyonları Yönetmeliği, Millî Eğitim Bakanlığı 2023 Eğitim Vizyonu, Millî Eğitim Bakanlığı Din Öğretimi Genel Müdürlüğü Anadolu İmam-Hatip Liseleri ve İmam-Hatip Ortaokulları Vizyon Belgesi oluşturmaktadır. Program kapsamında ilk hafızlar 2018 yılında sekizinci sınıftan mezun olmuştur. Aynı yıl için programa kayıtlı öğrenci sayısı ise 1000 olarak tespit edilmiştir.

Türkiye'de Diyanet İşleri Başkanlığı bünyesinde kuruluşundan itibaren artarak devam eden hafızlık hizmeti Diyanet İşleri Başkanlığı haricinde bazı özel kuruluşlar ve münferit hafızlık yaptıranlar tarafından da verilmektedir. Gerek resmî kurslarda hafızlığını bitirenler gerekse özel olarak hafızlık yapanlar Diyanet İşleri Başkanlığı'nca yılda birkaç defa açılan sınavlara girerek başarılı oldukları takdirde "hafızlık belgesi" almaya hak kazanırlar. 2022 yılı itibariyle Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından yapılan hafızlık tespit sınavlarında başarılı olup belge almaya hak kazanan hafızların sayısı 200.000'e ulaşmıştır.

Hafızlığa başlama yaşı olarak her çocuk için ayrı düşünmek gerekirse de erken yaşlar tercih edilmektedir. Erken yaşlarda yapılan hafızlığın ileri yaşlara göre daha kolay ve kalıcı olacağı düşünülmüştür. Nitekim Osmanlı geleneğinde yaşı dört yıl dört ay on gün olan çocuklar bed-i besmele töreni ile Kur'an okumaya adım atarlardı. Kur'an okumayı yüzünden öğrendikten ve okuyuş biraz daha işlek hale geldikten sonra çocuk hafızlığa başlatılırdı. Sekiz yıllık zorunlu eğitimden önce ilkokulu bitiren öğrenci okula ara verip bir Kur'an kursuna giderek bir-iki veya en geç üç yılda hafızlığını tamamlayıp tekrar okula devam etmekte idi. Zorunlu eğitime geçtikten sonra bazı aileler beşinci sınıfta bir yıl sınıf dondurarak, bitirilemediği takdirde bir yıl da sınıfta kalarak iki yılda Kur'an kurslarında hafızlığı bitirip tekrar okula kaldığı yerden devam etmek şeklindeki bir tercihe yönelmektedirler. Bazı aileler de zorunlu eğitim sonrası geliştirilen okulla birlikte hafızlık yapma projesine yönelerek çocuklarını hafız proje okullarına göndermektedirler.

Türkiye'de 28 Şubat olarak bilinen dönemde çeşitli sıkıntılar yaşayan hafızlık müessesesi son yıllardaki çalışmalar ve düzenlemelerle yeniden ivme kazanmıştır. Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından 2010 yılından bu yana geliştirilen programlar, belletmen ve psikolojik danışman istihdamı, hafızlık takip sistemi ve takip komisyonları vasıtasıyla da daha sistemli ve düzenli hafızlık yapılır hale gelmiştir. Diyanet İşleri Başkanlığı'nca memuriyet sınavlarında hafızlara tanınan kadro sayısının arttırılması ve hafızların öncelenmesi de kurumun hafızlık müessesini güçlendirme ve desteklemesi doğrultusundaki önemli bir adımı olarak dikkat çekmektedir.

Hafızlık eğitimi için geçmişten günümüze çeşitli yöntemlerin geliştirildiği ve uygulandığı görülmektedir. Bu doğrultuda Kur'an'ın başından itibaren sırayla veya karışık olarak sûreleri ezberletme, sayfa sırasıyla ezberletme, cüzler halinde ezberletme gibi usullerin takip edildiği görülmektedir. Ancak en yaygın olanı, cüzün son sayfasından başlayıp her cüzden birer sayfa ve sayfanın başından itibaren âyet âyet yaptırılan ezberdir. Niteliği itibariyle hafızlık eğitiminin başarılı sonuçlanması için dikkat edilmesi gereken hususların bazıları şunlardır:

Eğitime başlamadan önceki hazırlık aşamasında öğrencinin yüzüne okuma becerisinin iyice geliştirilmesi, öğrenci hıfza başlamadan önce bir sayfayı iki-üç dakikada hatasız yüzüne okuyabilecek düzeye gelmesi önemlidir. Tecvit bilgisi ile harflerin mahreç ve sıfatlarının da hıfza başlamadan önce uygulamalı olarak öğrenciye öğretilmesi gerekir.

Öğrenci ezber yaparken "hezreme" (çok hızlı okuma) okuyuşundan uzak tutulmalı, harflerin mahreç ve sıfatları ile tecvit kaidelerine riayet ederek ezber yapmasına dikkat edilmelidir. Ezber yapmadan önce ya hocasına veya ezberlemiş birine o sayfayı birkaç defa okumalıdır. İmkân dahilinde görsel ve işitsel materyallerden de yararlanarak sesi ve okuyuşu kulağına hoş gelen, düzgün okuyan bir okuyucudan öğrenci dinleme yapmalıdır. Bir bilene dinletilmesi yanlış ezberlemenin önüne geçerken, güzel tilavet eden bir karinin sesinden dinlemek de öğrencinin kendi okuyuş tavrının gelişmesine katkı sağlar.

İlk defa ezberlenecek sayfa bölümlere ayrılmalı ve her bölüm âyet veya satır ölçüsü dikkate alınarak ezberlenmelidir. Ezberlenen her parça birleştirilerek sayfanın tamamı ezberlenmeli ve bütün halinde tekrar edilmelidir. Türkiye'de her cüzün son sayfasından başlayarak bir hatim (dönüş) yapılması ve tekrar başa dönülüp bir önceki turda ezberlenmiş sayfaların yeniden gözden geçirilerek hocaya birlikte dinletilmesi genel bir uygulamadır. Bu şekilde aynı sistemle yirmi dönüşle bütün Kur'an ezberlenmiş olur. Her öğrenci ezber kabiliyetine göre sayfa ezberi yapmalıdır. Zorlamadan ve usandırmadan sakınılmalı, dönüşü uzatarak daha önce ezberlenen sayfaların unutulmasına sebebiyet verilmemelidir. Hoca öğrenciyi dinlerken bütün dikkatini vermeli takıldığı veya yanlış okuduğu yerleri işaretlemeli ve tekrar o sayfayı okuduğunda aynı yerleri kontrol etmelidir. Bu şekilde yirmi dönüş tamamlandıktan sonra haslama yapılarak hafızlık güçlendirilmelidir.

Hafızlık tamamlandıktan sonra münferit veya toplu olarak reîsülkurra veya vekilinin riyasetinde seçkin hafızların tilavetleri ve cemaatin katılımıyla hafızlık icazet merasimi icra edilir. Bu merasimde icazet alacak hafızlar kısa sûreleri okurlar. Reîsülkurra veya vekili dua eder ve hafızlık icazet belgeleri kendilerine takdim edilir.

Son yıllarda bazı illerde İmam-Hatip Ortaokulu ve İmam-Hatip liselerinde hafızlık yaptıran programlara ek olarak, hafızlığını bitirmiş olanlar için tahsis edilen ve öğrencilerinin tamamının hafız olduğu programlar da açılmıştır.

Kaynakça

Ahmed b. Hanbel. el-Müsned. nşr. S. M. C. Attâr. C. IV, Beyrut 1991.

Baltacı, Cahid. XV-XVI. Asırlarda Osmanlı Medreseleri. İstanbul 1976.

Bozkurt, Nebi. “Hâfız”. DİA. 1997, XV, 74-78.

Cebeci, Suat. Din Eğitimi Bilimi ve Türkiye’de Din Eğitimi. Ankara 1996.

a.mlf. – Ünsal, Bilal. “Hafızlık Eğitimi ve Sorunları”. Değerler Eğitimi Dergisi. 4/11 (2006), s. 27-52.

Din Öğretimi Genel Müdürlüğü. Millî Eğitim Bakanlığı Örgün Eğitimle Birlikte Hafızlık Projesi, Uygulama Usul ve Esasları. Ankara 2018. Erişim adresi: https://dogm.meb.gov.tr/pdf/Orgun_Egitimle_Birlikte_Hafizlik.pdf(Erişim tarihi: 31.12.2022).

İbn Manzûr. Lisânü’l-Arab. C. VII, Beyrut t.y.

Kurtubî, Muhammed b. Ahmed. el-Câmi‘li-Ahkâmi’l-Kur’ân. nşr. A. A. et-Türkî v.dğr. Beyrut 1427/2006, I-XXIV, tür.yer.

Özyılmaz, Ömer. Osmanlı Medreselerinin Eğitim Programları. Ankara 2002.

Zengin, Zeki Salih. “Cumhuriyet Döneminde Türkiye’de Kur’an Kurslarının Kurulması ve Gelişimi”. Çukurova Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi. 11/2 (2011), s. 1-24.

Kaynak: https://turkmaarifansiklopedisi.org.tr/hafiz

Görüş, öneri ve yorumlarınız için tıklayınız.

Bilgi paylaştıkça çoğalır. Okuduğunuz için teşekkür ederiz.

HAFIZ

Kur’an-ı Kerim’in tamamını ezberlemiş kişi.