Sınır boylarında ve stratejik mevkilerde özellikle askerî amaçlar için kullanılan yapılar.
Sınır boylarında ve stratejik mevkilerde özellikle askerî amaçlar için kullanılan yapılar.
Ribât, Arapça'da rabt kelimesinden gelip "bağ, râbıta (bağlamak), sağlam bina, tekke, menzil, konak, kasır ve kervansaray gibi gelip geçenlerin konakladığı müstahkem bina" anlamlarını taşımaktadır. Kelimenin etimolojik anlamı, İslam dünyasında ribat kavramı karşılığı olarak kullanılan "irtibat" teriminin ribat veya kervansaray yapılarından daha geniş bir kullanıma sahip olduğu, düzenleme, kontrol etme, sağlam yürekli olma, önemli yerde nöbet tutma ve vazifeye sarılma anlamlarını da içermektedir. Ribatlar, etrafı mazgallı duvarlarla çevrili, belli mesafelerde gözetleme kuleleri, ortasında geniş bir açık avlusu ve onu çevreleyen konaklama odaları, mescit, dervişlere ait bir dergâh, erzakın depolandığı ambarlar, hayvanların barınacağı ahırlar, su ihtiyacını karşılayacak sarnıçlar ve muhafızların kaldığı karargâh ünitelerinden oluşuyordu.
Küçük kale veya kasır şeklinde olan ribatlar, aynı zamanda dinî mahiyete de sahiptirler. Selçuklu ve Osmanlı dönemlerinde kervansaray ve han yapılarının seyahatnameler, kitabe ve vakfiye gibi kaynaklarda ribat ile eş anlamlı olarak kullanıldığı görülmektedir.
İslam medeniyetinde ribat yapıları ilk olarak Emevîler döneminde Cezayir, Tunus ve Fas gibi Afrika'nın Mağrip ülkelerinde VIII ve IX. yüzyılda sahip oldukları bölgeyi veya coğrafyayı düşmana karşı korumak amacıyla stratejik öneme sahip mevkilerde, yol güzergâhlarının kesiştiği noktalarda mücahitlerin veya muhafızların barınması için inşa edilmiş yapılar olarak karşımıza çıkmaktadır. Aynı zamanda burada Arap aşiretlerinin sığındıkları bu müstahkem yapılara da ribat denilmektedir. Fas'ta ribat etrafında zamanla oluşan yerleşim yerine de (Rabat) Ribat ismi verilen şehir mevcuttur. Türkistan'da, bugünkü Özbekistan sınırları içerisinde Semerkant-Buhara yolu üzerinde Kermîne civarında en erken tarihli ribat, Şemsülmülk Nâsır tarafından miladi 1078-1079 yılında inşa edilen Ribât-i Mâlik'tir (Ribât-ı Melik). Yapı dikdörtgen planlı 86x84 metre ölçülerinde olup tam orta eksende beden duvarla bölünmüş iki ana bölümden oluşmaktadır. Güneydoğusunda yer alan minarenin aynı zamanda gözetleme kulesi olarak da kullanıldığı belirtilmektedir. Belirli zamanlarda burada kaldığı söylenen Şemsülmülk'ün ribat yapısının güneyinde ikinci ana bölümünde mescit, hamam, hankah ve saray odalarına yer verilmiştir.
Büyük Selçuklu dönemine ait önemli ribat örneklerinden biri de, Merv-Nîşâbur yol güzergâhı üzerinde (114-1115) yılında Merv Valisi Ebû Tâhir b. Sa'd tarafından inşa edilen Ribât-ı Şerif Kervansarayı'dır. Tuğla malzemeden inşa edilmiş olan Ribât-ı Şerif yapısı, dikdörtgen planlı, iki bölümlü, iki avlulu ve dört eyvanlı bir plana sahiptir. Ribât-ı Şerif Kervansarayı, tuğla ve alçı süslemelerinin yanında hat sanatının da kullanıldığı zengin bir süslemeye sahiptir.
Türkistan coğrafyasında Karahanlı, Gazneli ve Büyük Selçuklu dönemlerine ait önemli ribat yapıları arasında Türkmenistan'da Merv-Hârizm yolu üzerinde Suran Kervansarayı (XI. yüzyıl) ve Merv-Âmül yolu güzergâhında Dâye Hatun Kervansarayı yapı örnekleri vardır. Kırgızistan sınırları içinde At-Başı şehir merkezine 80 km. mesafede Kara Koyum nehri kenarında Fergana Çin yolu güzergâhında XV. yüzyıla ait taş ribat yapısı bulunmaktadır. Kazakistan'da Akır Taş, Beldeuli Kervansarayı (XIV. yüzyıl) ve Koskudık Kervansarayı (XIV. yüzyıl) yapı örneklerini de bunlar arasında sayabiliriz.
Ortaçağ Arap İslam dünyasına ait bir terim olan ribat, Anadolu Selçuklu döneminde üstlendikleri farklı fonksiyonlar sebebiyle hankah, zaviye, buk'a, tekke, kervansaray ve hatta han yapıları için de ribat kelimesinin kullanıldığı bilinen bir husustur. Anadolu Selçuklu dönemine ait ribat veya kervansaray örneklerinden en önemli ve erken tarihli yapılardan biri Alara Han'dır. Alanya-Antalya yol güzergâhı üzerinde, Karakaya köyü yakınında bulunan Alara Han, Sultan Alâeddin Keykubad b. Keyhüsrev tarafından 1231-1232 yıllarında inşa edilmiştir. Dikdörtgen bir plana sahip olan yapı, 37.80x49.80 ölçülerindedir. İç avluya açılan 4.14 m. genişliğinde ve 1.10 m. derinliğinde oluşan bu ara bölümün her iki yanında ikişer oda bulunmaktadır. Açık avlunun her iki yanında servis odaları yerleştirilmiştir.
Türkiye'de, Anadolu Selçukluları'na ait kervansaray ve han yapıları arasında II. Kılıcarslan'a ait Alay Han (1156-1192), I. İzzeddin Keykâvus'a ait Evdir Han (1210-1219), I. Alâeddin Keykubad'a ait Sultan Han ve Alara Han (1219-1236), Gıyâseddin Keyhüsrev'e ait İncir Han, Kırkgöz Han ve Eğridir Han gibi önemli yapıları sayabiliriz.
Emevî ve Abbâsî dönemlerinde askerî amaçlı ortaya çıkan ribatlar, Büyük İpek yolu ticaretinin gelişmesiyle yol güzergâhları üzerinde belirli mesafelerde kervanların barınacağı kervansaray yapılarına dönüşmüştür. Çin'den başlayıp Batı'da Roma'ya kadar devam eden Büyük İpek yolu ticaret güzergâhı üzerinde önemli bağlantı noktalarında inşa edilen bu yapılar büyük bir öneme sahiptir. Böylece sadece ticaretin gelişimi değil, aynı zamanda bir eğitim ve kültür köprüsü olma görevini de üstlenmişlerdi.
Ribatlar diğer fonksiyonlarına ilaveten bir eğitim mekânı olarak da işlev görmüşlerdir. Bu tür yapılarda tabiatı gereği bulunmak durumunda olan askerî eğitimin yanı sıra âlimlerin ribatlara yönelmeleri, geçici ya da sürekli olarak buralarda kalmaları ribatların medrese gibi işlev görmelerini sağlamış, buralara gelen talebeler için gerekli ortamların oluşturulmasında etkili olmuştur. Ribatlarda talebelerin kullanımına sunulmuş kütüphaneler de yer almıştır.
XIV. yüzyıldan sonra, deniz yolu ticaretinin ortaya çıkmasıyla ribat, kervansaray ve han yapıları aslî fonksiyonunu giderek kaybetmiştir. Uzun süre atıl durumda kalan bu yapılar, XVI. yüzyıldan sonra bir kısmı menzil hanlarına bir kısmı da dervişlerin sığındığı veya barındığı zaviyelere dönüşmüştür.
Arapoğlu, Murat. İslam Mimarisinde Ribatlar. Dr.T, Yıldız Teknik Üniversitesi 2020.
Arseven, Celâl Esad. “Ribat”. Sanat Ansiklopedisi. 1952, IV, 1673-1674.
Çetinkaya, Bülent. Ortaçağ İslâm Dünyasında Ribât (VII-XIII. Asırlar Arası). YLT, Sakarya Üniversitesi 2003.
Nilsen, Vladimir Anatolyeviç. Monumentalnaya Arhitektura Buharskogo Oazisa XI-XII Vek (Buhara Vadisinde Anıtsal Mimari Yapılar). Taşkent 1956.
Pektaş, Kadir. “Sûse Ribâtı”. DİA. 2009, XXXVII, 573-574.
Pugaçenkova, Galina Anatolevna. Puti Razvitiya Arhitekturı Yujnogo Turkmenistana Porı Rabovladeniya i Feodalizma. Moskva: Akademiya Nauk SSSR, 1958.
Sönmez, Selami. “Ortaçağ Türk ve İslam Dünyasında Kervansaraylar (Hanlar-Ribatlar)”. Atatürk Üniversitesi Kâzım Karabekir Eğitim Fakültesi Dergisi. sy. 15 (2007), s. 270-296.
Yiğit, İsmail. “Ribât”. DİA. 2008, XXXV, 76-79.
Kaynak: https://turkmaarifansiklopedisi.org.tr/ribat
Bilgi paylaştıkça çoğalır. Okuduğunuz için teşekkür ederiz.
Sınır boylarında ve stratejik mevkilerde özellikle askerî amaçlar için kullanılan yapılar.