A

TEVHÎD-i TEDRİSAT KANUNU(1924)

Öğretim birliği yasası.

  • TEVHÎD-i TEDRİSAT KANUNU
    • Hasan ÜNDER
    • Web Sitesi: Türk Maarif Ansiklopedisi
    • Son Güncellenme Tarihi: 18.12.2022
    • Erişim Tarihi: 31.10.2025
    • Web Adresi: https://turkmaarifansiklopedisi.org.tr/tevhid-i-tedrisat-kanunu
    • ISBN ve DOI Numarası:
    • Bu metni kaynak göstererek kullanabilirsiniz.
    TEVHÎD-i TEDRİSAT KANUNU
TEVHÎD-i TEDRİSAT KANUNU (1924)

Öğretim birliği yasası.

  • TEVHÎD-i TEDRİSAT KANUNU
    • Hasan ÜNDER
    • Web Sitesi: Türk Maarif Ansiklopedisi
    • Son Güncellenme Tarihi: 18.12.2022
    • Erişim Tarihi: 31.10.2025
    • Web Adresi: https://turkmaarifansiklopedisi.org.tr/tevhid-i-tedrisat-kanunu
    • ISBN ve DOI Numarası:
    • Bu metni kaynak göstererek kullanabilirsiniz.
    TEVHÎD-i TEDRİSAT KANUNU

Tevhîd-i Tedrisat Kanunu 3 Mart 1924 tarihinde hilafetin, Şer'iye ve Evkaf Vekâleti'nin ve Erkân-ı Harbiye-yi Umûmiye Vekâleti'nin ilgasına dair kanunlarla birlikte çıkarılmıştır.

Yasanın amacı, gerekçesinde "Bir devletin irfan ve maârif-i umûmiye siyasetinde milletin, fikir ve hissi itibariyle vahdetini temin etmek için tevhîd-i tedrisat en doğru, en ilmî ve en asrî (çağdaş) ve her yerde fevâid ve muhâssenâtı görülmüş bir umdedir" şeklinde belirtilmiştir. İlave olarak, Tanzimat döneminde tevhîd-i tedrisata başlanmak istendiği fakat başarısız olunduğu, tersine ikilik bile ortaya çıktığı, bu ikiliğin eğitim ve öğretim birliği açısından birçok zarara yol açtığı belirtilmiştir. Gerekçede, "Bir millet efradı ancak bir terbiye ile yetişir, bir memlekette görebilirki türlü terbiye ile iki türlü insan yetişir. Bu ise vahdet-i his ve fikir ve tesanüt gayelerini külliyen muhildir" denilerek kanun teklifinin kabulü halinde "bilumum irfan müessesâtının merci-yi yegânesi" (tek yetkilisi) haline gelecek olan Maarif Vekâleti'nin bütün okullarda eğitimi (irfâniyatı) "vahdet-i his ve fikir dairesinde ilerletmek" için "müspet ve müttehit" bir eğitim politikası uygulayacağı belirtilmiştir.

Yasa, Maarif Vekâleti'ne duygu ve düşünce birliğini, dolayısıyla dayanışmayı sağlaması için bazı yetkiler vererek yapılacakları şöyle sıralamıştır: Madde 1. Bütün bilim ve öğretim kurumları Maarif Vekâleti'ne bağlanacaktır. Madde 2. (İlga edilen) Şer'iye ve Evkaf Vekâleti'ne bağlı bütün medreseler ve mektepler Maarif Vekâleti'ne devredilecektir. Madde 3-4. Dârülfünun'da bir İlahiyat Fakültesi ve imamlık ve hatiplik hizmetlerini yapacak elemanları yetiştirmek için mektepler açılacaktır. Madde 5. Millî Savunma Bakanlığı'na bağlı askerî rüştiyeler ve idâdîler ile Sağlık Bakanlığı'na bağlı yetimhaneler de Maarif Vekâleti'ne bağlanacaktır.

"Tevhîd-i tedrisat"ın halletmeye çalıştığı duygu düşünce ikiliği sorunu, Osmanlı Devleti'nin XVIII. yüzyılın ortalarında, Batılılaşma yönünde önce askerî daha sonra sivil alanda Batı tarzında "mektepler" açılmasıyla başlar ve 1924'e kadar devam eder. XVIII. yüzyıldan önce ise fiilî bir tevhîd-i tedrisat vardır. Zira İslamî dünya görüşünün şekillendirdiği eğitim ile büyük ölçüde bir duygu ve düşünce birliği sağlamıştır. Avrupa'da Rönesans'tan itibaren doğup gelişen, Aydınlanma döneminde hakimiyet kuran ve Fransız devrimiyle kamusal yaşamın referansı olan, merkezinde modern bilimin yer aldığı rasyonel-seküler dünya görüşüdür. Ancak Batılılaşma sürecinde mektep-medrese ikiliği ortaya çıkmış, bunun sonucunda iki tür eğitim kurumu ve aldıkları eğitimden dolayı dünyaya iki farklı açıdan bakan "iki tür insan" yetişmeye başlamıştır.

İkilik sorunu daha evvel İttihat ve Terakkî Fırkası'nın 1916 yılında yapılan kongresinde ve 1923'te I. Hey'et-i İlmiye'de ele alınmıştır. Birincisinde tedrisatın birleştirilmesi, idarî birlik olarak düşünülmüştür. Alınan karara göre ilköğretim ya da genel eğitim, Maarif Nezareti'nin yetkisinde olduğu için, Evkaf Nezareti, bir nezaret olarak ilkokul açmamalıdır ve özel vakıflara ait olanlar hariç daha önce açmış olduğu ilköğretim kurumlarını Maarif'e devretmelidir. İkincisinde de tevhîd-i tedrisattan anlaşılan, yine genel eğitimde Maarif Vekâleti'nin idarî tekeli olmakla birlikte bu tekel 1924 tarihli yasanın öngördüğü kadar köklü değildir.

Yasa maddeleri, gerekçede ima edilen tarihsel ve düşünsel arka plandan ayrı olarak sadece lafzıyla değerlendirilirse, yasanın ilk hali, genel veya meslekî bütün eğitim yönetiminin birleştirilmesine amir olarak görülebilir. Yasa Cumhuriyet Halk Partisi grubunda ve Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde görüşülürken diğer bakanlıklara bağlı meslek okullarının Maarif Vekâleti'ne bağlanması konusu çok eleştirilmesine rağmen bundan vazgeçilmiştir. Böylece yasa çıktıktan sonra bütün bilim ve öğretim kurumları, Şer'iye ve Evkaf Vekâleti, özel vakıflar veya diğer bakanlıklara bağlı bütün medrese ve mektepler, Maarif Vekâleti'ne bağlanmıştır. Dârülfünun'da bir İlahiyat Fakültesi açılmış, yirmi dokuz Dârülhilafe Medresesi İmam-Hatip Mektebi'ne dönüştürülmüştür.

Yasanın uygulanmasında kişisel etkiler de söz konusudur. Mesela Uluğ'a (1973: 86-87) göre 3 Mart 1924 tarihinden önce vakıflara, dolayısıyla Şer'iye ve Evkaf Vekâleti'ne bağlı olan Kur'an kurslarını (dârülkurralar ve dârülhuffazlar), Maarif Vekili Vasıf Bey (Çınar) Maarif Vekâleti'ne bağlamak istemişse de Atatürk'ün onayı ile onları Diyanet İşleri Başkanlığı'na bağlamak isteyen Rifat Börekçi'nin dediği olmuştur. Jaeschke'ye (1973: 57) göre Börekçi, daha sonra bunların sayısını da arttırmıştır.

"1925 yılında yasada yapılan değişiklikle, "Askerî liseler bütçe ve kadrolarıyla Müdâfaa-yı Milliye Vekâleti'ne devrolunmuştur." Maarif Vekili Mustafa Necati'nin 20 Mart 1926 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi'ndeki açıklamasına göre "Maarif Vekâleti bilumum meslek erbabını, bilumum terbiye ve tedris vaziyetini idare edecek vaziyette olmadığı için... meslek mektebi işini de ait oldukları vekâletlere terketmiştir" (TBMM Zabıt Ceridesi, Devre II, C. 23, İçtima Senesi III, s. 269). Diğer vekaletlerle ilgili okullar konusunda 789 sayılı ve 22 Mart 1922 tarihli Maarif Teşkilatına Dair Kanun'la, Maarif Vekâleti okulların açılmasına ruhsat vermek ve diğer vekâletler tarafından açılan okulların derecelerini tayin ile programların yapımı hususunda mutabık kalmıştır.

Yasanın kabul edilişinden hemen sekiz gün sonra 479 ilmiye medresesi kapatıldığı için, yasanın medreselerin kapatılmasını gerektirdiği algısı doğmuştur. Oysa bu medreselerin kapatılması yasa gereği değil kapatılma emrini veren Bakan Vasıf Bey'in açıklamasına göre bu kurumların eğitim öğretim için, (ı) Muallimleri, kadrosu, muayyen sınıfları ve programlarının olmaması; (ıı) bulundukları binalarının sağlıksız olması; (ııı) sınıflarının ibtidâî (ilkokul) derecesinde olması; (ıv) bunların taksimatı ve talebenin sınıflara göre mevcudu hakkında resmî bilgi olmaması ve (v) bir kontrole de tâbi tutulmuş olmaması gibi eksiklikleri sebebiyledir (Vasıf, 13 Mart 1924).

Yasanın gerekçesinde, amacın mevcut zihniyet ikiliğini ortadan kaldırmak olduğu belirtilmiş, fakat millet efradı arasında dayanışmayı sağlayacak ortak düşüncelerin ve duyguların, hangi fikirler etrafında sağlanacağı konusu açık bırakılmıştır.

Esasen henüz Şer'iye ve Evkaf Vekâleti'nin kaldırılması ve medreselerin kapatılması gibi ifade edilmiş bir düşünce yok iken Mustafa Kemal 3 Şubat 1923 tarihinde, "Milletimizin, memleketimizin dârülirfanları bir olmalıdır. Bütün memleket evladı kadın ve erkek aynı surette oradan çıkmalıdır" diyerek ardından da 1 Mart 1923'te meclisi açış konuşmasında, temel eğitim düzeyinde Şer'iye ve Evkaf Vekâleti ile Maarif Vekâleti'nin eğitim öğretimde birliği sağlamak için "tevhîd-i fikir ve mesai eylemesi"ni isteyerek daha uzlaştırmacı bir tavır öngörmüştü.

Ancak 1924'e gelindiğinde uzlaştırma yerine eğitimin millî ve laik içerikli olmasına karar verilerek medreseler aleyhine mektepleri genelleştirme yolu tercih edilmiştir. Nitekim Maarif Vekili Vasıf Bey 479 kadar ilmiye medresesi bu düşünceyle kapatılmış, genel eğitimde de mektep ve mektebin temsil ettiği dünya görüşü tercih edilmiştir.

Genel olarak Tevhîd-i Tedrisat Kanunu, tarih ve düşünsel arka plan itibariyle eğitimde laik, millî ve bilimsel bakış açısının hakimiyetinin ilanıdır. Falih Rıfkı Atay'a göre kanun "Lâyisizm ile birlikte bütün devrimlerin temel taşıdır", "kurtuluşumuzun temeli"dir. İhsan Sungu'ya göre, "Türkiye'yi modern laik bir devlet haline getiren büyük inkılapların en önemli safhalarından biridir." Hasan Âli Yücel'e göre "Tek elden eğitim ve laik öğretimin ilk kanunî belgesidir." Ancak laiklikle bu şekillerde ilişkilendirilmesine rağmen yasanın laiklikle hatta belirtildiği gibi verilecek ortak eğitimin içeriği ile ilişkisi açık değildir. Çünkü yasanın lafzı eğitimin laikleşmesi ve içeriğinin bilimsel, modern, millî veya dinî olması hususunda bir hüküm belirtmez.

Bununla birlikte yasa hem dinî eğitimi (din öğretimini değil), genel eğitimin dışına çıkarıp meslekî eğitim kategorisine alarak, genel eğitimin dinî olmayacağını ima etmiş hem de genel eğitimi, o günkü şartlarda, ulemanın denetimi dışına çıkarmıştır.

Bu itibarla tarihsel bağlamda yorumlandığında, Şer'iye ve Evkaf Vekâleti ve medreseler dinî dünya görüşünün, Maarif Vekâleti ve mektepler de laik dünya görüşünün temsilcisi olarak değerlendirilmiştir. Bu durumdan eğitim kurumlarının Maarif Vekâleti'ne devri, eğitimin içeriği ile ilgili bir tercihi de göstermektedir. Kurucular, laikliği ve milliyetçiliği tercih ettikleri ve onları daha sonra bir anayasa ilkesi haline getirdikleri için, yasanın verdiği yetkileri ve diğer yetkilerini eğitimi laikleştirmeden ve millîleştirmeden yana kullanmışlardır. Dolayısıyla yasanın laiklikle ilişkisi, siyasal sistemin laikliğine bağlıdır.

Kaynakça

Akçura, Yusuf. “Medreselerin Islahı”. Sırât-ı Müstakîm. 4/79 (1328/1910), s. 5-8.

Demirel, Yücel – Konur, Osman Zeki (ed.). CHP Grup Toplantısı Tutanakları (1923-1924). İstanbul 2002.

Jaeschke, Gotthard. Yeni Türkiye’de İslâmlık. çev. H. Örs. Ankara 1972.

a.mlf. “Yeni Türkiye’de Kur’ân-ı Kerîm Kursları”. çev. N. Arsen. İslâm Tetkikleri Enstitüsü Dergisi. 5/1-4 (1973), s. 47-63.

Tunaya, Tarık Zafer. Türkiye’de Siyasal Partiler. C. I, İstanbul 1988.

Uluğ, Naşit Hakkı. Üç Büyük Devrim: Eğitimin Birleştirilmesi, Şapka ve Giyimin Değiştirilmesi, Türk Harflerinin Kabulü. İstanbul 1973.

Ünder, Hasan. “Birinci Heyeti İlmiye’de Tevhidi Tedrisat Tartışması”. Tarih ve Toplum. 31/186 (1999), s. 17-22.

Vasıf (Çınar). “Maarif Vekili Vasıf Bey Efendi’nin Beyanatı”. Hakimiyet-i Milliye. 13 Mart 1924 [R. 1340].

Yücel, Hasan Âli. İyi Vatandaş İyi İnsan. İstanbul 1971.

Kaynak: https://turkmaarifansiklopedisi.org.tr/tevhid-i-tedrisat-kanunu

Görüş, öneri ve yorumlarınız için tıklayınız.

Bilgi paylaştıkça çoğalır. Okuduğunuz için teşekkür ederiz.

TEVHÎD-i TEDRİSAT KANUNU (1924)

Öğretim birliği yasası.