 
Beşerî bilimlerde eğitim öğretim yapmak üzere Ankara’da kurulan fakülte.
Beşerî bilimlerde eğitim öğretim yapmak üzere Ankara’da kurulan fakülte.
Türkiye Cumhuriyeti'nin kültürel temellerinin güçlendirilmesi amacıyla 1931 yılında Türk Tarih Kurumu, bir sene sonra da Türk Dil Kurumu kurulmuş, ardından Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi'nin (DTCF) kurulması kararlaştırılmıştır. Fakültenin kurulmasındaki temel amaç Türk tarihini, kültürünü ve dilini bütün veçheleriyle ortaya çıkarmak ve bu maksatla Türk ilim adamlarını yetiştirmektir. Halil İnalcık, Atatürk'ün "Türk tarih tezi"ni hayata geçirmek ve onu bilimsel yollardan desteklemek için Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi'ni kurduğunu ileri sürmüştür. Genç Türkiye Cumhuriyeti, Osmanlı Devleti'nden devraldığı mirası ve kurumları, yapılan reform ve devrimlerle yeni devlet düzeni içerisinde yeniden oluşturmak için ilmî ve fikrî alt yapıyı hazırlamaya girişmiştir. Türk tarih tezi bu açıdan önemli görülmüştür (bk. Türk Tarih Tezi). Bu tez, Türkler'in insanlık tarihi içerisinde ve kadim medeniyetlerin bir parçası olarak var olduğunu esas almaktaydı. Bu maksatla 1930 yılında Türk Ocakları Hars Heyeti tarafından Türk Tarihinin Ana Hatları adlı eser yayımlanmıştır. 100 adet basılan eser, tarih tezini tartışmaya açtığı gibi Türk tarihine olan ilgiyi de arttırmış ve yeni araştırmaların yapılmasına vesile olmuştur. Millî duyguları motive eden bu tez tartışmalar ışığında, ilmî gerçeklerin araştırılması ve geliştirilmesi hususunda etkili olmuştur.
1935 Mart ayında Atatürk, Ankara'da bir "Tarih ve Coğrafya Fakültesi" açılması gerektiğini Kültür Bakanlığı'na (Eğitim Bakanlığı) iletmiştir. Bakan Saffet Arıkan 14 Haziran 1935 tarihinde meclis genel kuruluna bir tasarı sunmuş ve oy birliği ile fakültenin kurulması mecliste kabul edilmiştir. Tasarıya göre fakültenin kurulmasındaki amaç "Türk kültürünü bilgi metodu ile işleyecek tetkik ve araştırma, orta tahsil müesseselerine ulusal dil ve tarihin ilmî ve en yeni telakkîlerine göre hazırlanmış muallim yetiştirmek ve bugünkü muallimlerin bu yönden bilgilerini tamamlamak" şeklinde belirtilmiştir.
Afet İnan'a göre Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi'nin kuruluş kararı, bir anda alınmış bir karar değildir. Aksine planlı programlı bir eğitim reformunun somut bir ürünüdür. Henüz Cumhuriyet'in ilk yıllarında pek çok genç Avrupa'ya lisans ve lisansüstü eğitime gönderilmiş, Batılı önemli bilim adamları Türkiye'ye davet edilmiştir. Temmuz 1933 tarihinde kapatılan Dârülfünun yerini İstanbul Üniversitesi'ne bırakmış ve kabul edilen üniversite reformu ile başşehir Ankara'da yeni bir Cumhuriyet üniversitesinin temelini oluşturacak olan Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi'nin kuruluş hazırlıkları başlatılmıştır. Nitekim hem İstanbul Üniversitesi ve Edebiyat Fakültesi'nin tecrübeleri hem yurt dışında tahsilini tamamlayan genç Türk ilim adamları hem de çoğunluğunu Hitler'den kaçan Alman bilim adamlarının oluşturduğu Batılı bilim adamları fakültenin kuruluşunda büyük pay sahibi olmuştur.
14 Haziran 1935 tarih ve 2795 sayılı Türkiye Büyük Millet Meclisi kararı ile Kültür Bakanlığı'na bağlı kurulan fakültenin ilk resmî adı "Dil, Tarih, Coğrafya Fakültesi (DTCF)" şeklinde kayıtlara geçmiştir. DTCF'nin ilk dekanlığına yeni zamanlar tarih profesörü Ali Muzaffer (Göker) atanmıştır. Türk Tarih Kurumu Başkanı Hasan Cemil Çambel de dekan vekili olarak görev almıştır. Böylece fakültenin Türk Tarih Kurumu ile fizikî olarak da yakın olması istenmiştir. Nitekim 1967'de kendi binasına taşınıncaya kadar Türk Tarih Kurumu DTCF Tarih Bölümü'nde hizmet vermiştir. Atatürk'ün öncülük ettiği Türk tarih tezini destekleyecek ilgili bölümler ilk defa bu fakültede açılmış ve büyük çoğunluğu Almanya'dan gelen bilim adamlarının oluşturduğu uzmanlar Türkiye'ye ve DTCF'ye getirilmiştir. Halil İnalcık'a göre, "Tarih tezinin öngördüğü medeniyet öğelerini okutacak mütehassıslar" arasında Mezopotamya ve Sumeroloji uzmanı B. Landsberger, Hititoloji'den H. Güterbock, Hindoloji için W. Ruben, Latin ve Grek dilleri uzmanı G. Rohde, Sinoloji'den A. von Gabain ve W. Eberhard, Hungaroloji'de L. Rasony gibi isimler vardır.
Bugün Küçük Tiyatro'nun yer aldığı Gençlik Parkı'nın karşısındaki Mimar Kemaleddin'in eserlerinden Vakıf Apartmanı'nda faaliyete geçen fakülte, 1 Kasım 1935 tarihinde eğitim öğretime başlayacaktı. Ancak resmî açılışı 9 Ocak 1936'da yapılabilmiştir. Tarihî Türk Ocağı binasında düzenlenen açılış törenine Atatürk de katılmış, Maarif Vekili Saffet Arıkan'ın açılış nutkunun ardından "Tarihe Giriş" konusunda ilk açılış dersini Afet İnan vermiştir. İlk anda fakülteye yedisi kız, kırk kişi "leylî", diğerleri gündüzlü toplam 112 öğrenci kaydolmuştur. Çok geçmeden bu sayı 200'ü aşmıştır. İlk öğrenciler ve dolayısıyla ilk mezunlar arasında, Muazzez İlmiye Çığ, Emin Bilgiç, Halil Bozkurt (İnalcık), Tayyip Gökbilgin, Kemal Balkan ve Osman Turan gibi alanında ün yapmış isimler vardır. Mustafa Kemal özellikle Çanakkale Savaşı, I. Dünya Harbi ve Kurtuluş Savaşı'nda şehit düşenlerin ailelerinden veya yakınlarından başarılı olanların talebe ve hoca yapılmasına ihtimam göstermiştir.
Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi'nin kuruluşunda başlangıçta kadrolu olarak, isimleri yukarıda zikredilen altısı yabancı sekiz profesör ve beş doçent görev almıştır. Kısa bir süre zarfında fakültedeki profesör sayısı yirmi yediyi bulmuştur. Bunların on üçü Türk, on dördü ise yabancıdır. Türk profesörlerin çoğu aynı zamanda milletvekilidir. Türkiye Büyük Millet Meclisi kararıyla profesör unvanı olan milletvekilleri "konferans" şeklinde yürütülen ders verme karşılığında ücretli olarak fakültede görevlendirilmiştir. Coğrafya, arkeoloji ve dil bölümlerinin aksine fakültenin temel bölümü olan tarih alanında kadrolu veya ücretli olsun sadece Türk bilim adamlarının görev alması dikkat çekmiştir. Dört tarih profesörü aynı zamanda milletvekilidir. Bu kişiler; Kars Milletvekili M. Fuat Köprülü, Sivas Milletvekili Şemsettin Günaltay, Manisa Milletvekili Yusuf Hikmet Bayur ve Konya Milletvekili Muzaffer Göker'dir.
Dekan Muzaffer Göker dışında fakültenin atanan ilk kadrolu Türk profesörü antropoloji bölümünü kuran Şevket Aziz Kansu'dur. Mustafa Kemal tarafından 1928-1929'da özellikle sosyal bilimlerin çeşitli alanlarında eğitim almaları için yurt dışına gönderilen gençlerden, yüksek öğrenimini tamamlayanlar Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi'nin ilk kadrosunu oluşturmuştur. Almanya'da tarih eğitimi alan Bekir Sıtkı Baykal doçent adayı olarak 1935'te tarih bölümüne atanmıştır. Yine yurt dışında doktorasını tamamlayanlardan Melahat Özgü Alman dilinde, İ. Danyal Bediz coğrafya bölümünde, Hamit Dereli Latin dili ve Saffet Korkut İngiliz dilinde öğretim üyeliği yapmıştır. Afet İnan, fakültenin kuruluşunda önemli rol oynamasına rağmen kendi talebiyle doktorasını bitirene kadar vazife almamıştır. Doktorasını verenler önce "ilmî yardımcı" ve ardından "doçent" unvanını almıştır. Fakültenin ilk lisans öğrencileri 1939-40 eğitim öğretim yılında eğitimlerini tamamlamış ve 1940-43 yılları arasında edebiyat doktoru olarak bölümün ilmî yardımcıları olmuşlardır. Mesela tarih bölümünde Osman Turan, Mehmet Altay Köymen, Neşet Çağatay, Halil İnalcık, Firuzan Kınal ve Selahattin Çetintürk ilk ilmî yardımcılardır. Türk hocalar içerisinde en bilineni M. Fuat Köprülü'dür. Köprülü'nün, fakültenin ilk kadrolarının yetişmesinde büyük emeği vardır.
Fakülte kısa sürede sayısı 700'ü geçen talebelerin en rağbet ettikleri yer olmuştur. 1939-1940 eğitim öğretim yılında toplam 219 talebe fakülteden mezun olmuştur. Hint tarihi, eski zamanlar, orta zamanlar, yeni ve yakın zamanlar tarih zümrelerinden mezun olanların sayısı altmış dokuzu bulmuştur. Coğrafya, Türk dili ve edebiyatı gibi ana bölümlere, arkeoloji ve antropolojiye rağbet de oldukça fazladır. Fransız dili, Alman dili, İngiliz dili gibi çağdaş Batı dillerinin yanı sıra Yunanca, Latince, klasik filoloji gibi dil bölümleri, Sumeroloji, Hititoloji, Sinoloji, Hindoloji, Hungaroloji gibi zümreler de ilk mezunlarını vermiş ve yeni öğrencilere kapılarını açmıştır. Bu bölümlerin ardından Arap dili, Fars dili ve felsefe bölümleri de faaliyete geçmiştir. Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi'nin ihtiyaçlarını karşılayacak misyonuna layık yeni bir binanın inşası 1936'dan itibaren gündeme alınmıştır. Yeni Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi binasının projesi İstanbul Üniversitesi Güzel Sanatlar Akademisi'ndeki yabancı uzmanlara verilmiş, birkaç tasarım beğenilmeyince, Alman mimar Bruno Taut fakültenin mimari programıyla görevlendirilmiştir. Atatürk Bulvarı'na cepheli 10 dönümlük arazinin tahsis edildiği fakülte arsası için Bruno Taut'un hazırladığı mimari proje Şubat 1937 tarihinde Nâifa Vekâleti ve Mustafa Kemal'in onayını almış ve 1938 Nisan ayında başlatılan inşaat yaklaşık iki yıl içerisinde tamamlanmıştır. Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi'nin yeni binası Ankara'nın ve Cumhuriyet'in en görkemli ve özgün mimari yapılarından biri olmuştur. Evkaf Apartmanı'ndan yeni binaya taşınma işlemi Şubat 1940'ta başlamış ve 4 Kasım 1940 tarihinde yeni eğitim öğretim yılı açılış töreni devlet erkânının da katılımıyla burada düzenlenmiştir.
Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi, II. Dünya Savaşı'ndan olumsuz etkilenmiştir. Öğrenci sayısı düşmüş, yabancı öğretim üyelerinden bazıları başka ülkelere gitmiştir. 1945'ten sonra kuruluşundan itibaren bağlı olduğu Millî Eğitim Bakanlığı'ndan ayrılan DTCF, 14 Haziran 1946'da oluşturulan Ankara Üniversitesi bünyesindeki yerini almıştır. Yeni üniversiteler kanunu ile üniversitelerin yanı sıra bağlı fakülteler de kanun hükümlerine göre bilim ve yönetim özerkliğine sahip olan tüzel kişilikler olarak tanımlanmıştır. Kanuna dayanılarak 22 Haziran 1946 tarihinde profesör ve doçentlerin katıldığı seçim sonucunda DTCF'nin dekanı olan Şevket Aziz Kansu, Ankara Üniversitesi'nin ilk rektörü seçilmiştir.
Çok partili süreçte ortaya çıkan siyasal gelişmeler ister istemez üniversitelere de yansımıştır. Özellikle sosyal bilimler odaklı eğitim öğretimin yapıldığı DTCF, siyasal süreçlerin etkisini en fazla yaşayan ve hisseden fakültelerden biri olmuştur. 1944 ve 1948 olayları, 1960 darbesi, 1971 muhtırası ve 1980 ihtilali gibi süreçlerde akademisyenlerin bazıları fakülteden uzaklaştırılmış, akademik süreçlerde aksamalar olmuştur. Öğrenciler arasındaki ideolojik çekişmeler ve kavgalar sebebiyle Türkiye'nin en köklü ve gelişmiş bilim yuvalarından biri olan DTCF adı, toplumun bazı kesimlerince olumsuz bir imajla anılmıştır. 2022 yılı itibariyle Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi on dokuz bölüm altında yetmiş anabilim ve iki ana sanat dalıyla eğitim öğretime devam eden, yüzlerce öğretim görevlisi ve 10.000'e yaklaşan lisans ve lisansüstü öğrencisiyle, tarihsel misyonunu özgün adıyla sürdüren Türkiye'nin yegâne sosyal/beşerî bilimler fakültesidir.
Çadırcı, Musa – Süslü, Azmi. Ankara Üniversitesi Gelişim Tarihi. Ankara 1982.
Erbaş, Hayriye. Bir Cumhuriyet Çınarı: Sözlü Tanıklarla Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi’nin 75 Yılı. İstanbul 2016.
İnalcık, Halil. “Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi’nin Kuruluşu ve İlk Yılları”. Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi 66. Kuruluş Yıldönümü Anı Kitabı. haz. K. Giray – H. Kaderoğlu. Ankara 2003, s. 199-202.
İnan, Afet. “Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi’nin Kuruluş Hazırlıkları ve Açılışı, 9 Ocak 1936”. Cumhuriyetin 50. Yıldönümü Anma Kitabı. Ankara 1974, s. 1- 52.
Koç, Bekir. “Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi’nin Kuruluş Süreci, İlk Mezunları ve Halil İnalcık”. OTAM. 40 (2016), s. 26-43.
Süslü, Azmi. Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesinin 50 Yıllık Tarihi. Ankara 1986.
Turan, Şerafettin. “Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesinin Türkiye’nin Bilim, Eğitim ve Kültür Yaşamındaki Yeri”. Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi 66. Kuruluş Yıldönümü Anı Kitabı. haz. K. Giray – H. Kaderoğlu. Ankara 2003, s. 203-234.
Kaynak: https://turkmaarifansiklopedisi.org.tr/dil-ve-tarih-cografya-fakultesi-dtcf
Bilgi paylaştıkça çoğalır. Okuduğunuz için teşekkür ederiz.
Beşerî bilimlerde eğitim öğretim yapmak üzere Ankara’da kurulan fakülte.
 
                        
                        
                     
                    