Hanedan mensubu erkek çocuklara verilen eğitim.
Hanedan mensubu erkek çocuklara verilen eğitim.
Türk-İslam tarihinde hanedanın erkek çocukları olan şehzadelerin eğitimine özel bir önem verilirdi. XIII. yüzyıldan itibaren Türk devletlerinde şehzadelerin eğitimini takip eden "atabeg" isminin yerine Farsça'nın etkisiyle "lala" da kullanılmaya başlandı (bk. Lala). Anadolu Selçukluları ve Beylikler devrinde de şehzadeler, atabeg veya lalaların nezaretinde idarî tecrübe kazanmaları için taşrada bir merkeze vali olarak atanırdı. Osmanlı'da da bu gelenek devam etti.
Osmanlı şehzadelerinin eğitimine beşikteyken başlanırdı. "Dâye" denilen bir sütanne bulunur, hizmetine cariyeler verilir, sütten kesilme döneminde Enderun'daki Has Oda'dan üç kişi lala tayin edilirdi (bk. Enderun).
İlim tahsiline başlamaları mutantan merasimlerle olurdu. Sıbyan mekteplerine başlayınca yapılan "bedi besmele cemiyeti" veya "âmin alayı" denilen törenlerin bir benzeri şehzadeler için de tertip edilirdi. Şeyhülislam, kazaskerler, nakîbüleşraf ile diğer devlet ricali hazır bulunurdu (bk. Bed-i Besmele). Bu merasimin en canlı tasvirlerinden biri 8 Kasım 1721 tarihinde yapılan Şehzade Mustafa (1757-1774), ağabeyi Şehzade Mehmed ve kardeşi Şehzade Bayezid'in merasimiyle ilgilidir.
İncili Köşk'e daha evvel gelmiş olan Sultan III. Ahmed'in izniyle şehzadeler ve davetliler içeri alınmıştır. Şehzadeler, padişahın sağında ve solunda yerlerine oturmuş, şeyhülislam ve diğer davetliler ise onların karşısında ayakta durmuşlardır. Nakîbüleşraf Zeynelâbidin Efendi'nin duasının ardından sadrazam, Şehzade Mehmed'i kucağına alarak şeyhülislamın karşısına oturtmuştur. Besmele çeken şehzade, silahtar ağanın önüne koyduğu rahledeki elif cüzünden birkaç harfi okuyarak ilk dersini tamamlamıştır. Babasının işareti üzerine şeyhülislamın ve babasının elini öptükten sonra sadrazam tarafından eski yerine oturtulmuştur. Sadrazam, şehzadeyi kucağına alıp kaldırdığında meclisteki davetlilerin bir saygı ifadesi olarak ayağa kalkmaları görsel bir şölen olmuştur. Sırasıyla diğer şehzadeler için de aynı merasim yapılmıştır. Şeyhülislamın duasıyla merasim son bulmuştur. Davetlilere kürk, şehzadelere ise kese içinde birer Kur'an-ı Kerim hediye edilmiştir. Şehzade Mustafa'ya daha sonra tâlik hattı meşki için devrin büyük hat üstadı Ekşizâde Veliyyüddin Efendi tayin edilmiştir. Padişahlık döneminde bu şahıs şeyhülislam olacaktır.
Bed-i besmele merasimi XIX. yüzyılda farklı mekânlarda ve daha geniş boyutlarda icra edilir oldu.
Osmanlı şehzadeleri genel sıbyan mektebi eğitimine benzer bir usulle eğitimlerini tamamlardı. Padişah imamları aynı zamanda şehzade hocaları olurdu. Bed-i besmele merasimi ve akabinde devam eden sıbyan mektebi seviyesindeki temel eğitimden sonra Osmanlı hanedanı mensupları devrin şöhretli hocalarından özel dersler alırdı. 1499 tarihli bir şehzâdegân hocası, şehzadelerin Şerh-i Akaid okuduklarını ve Sultan II. Bayezid'e, "bundan sonra ne okumak emrederlerse" o kitapların okutulacağını nezaketen arzetti. Ardından padişahın tertip üzere okumalarını emrettiği Şahnâme, Tevârîh-i Taberî, Fütûhu'ş-Şâm, Hüsrev ü Şirin, Cemşîd ü Hurşîd ve İskendernâme adlı kitaplar ile Farsça divanlar satın alınmasını istedi.
Şehzadelerin okuduğu Şerh-i Akaid kitabı, İslam dininin iman esaslarına dair konuların işlendiği Necmeddin Nesefî'nin (ö. 1142) Akâidü'n-Nesefî adlı risalenin Sa'deddin Teftâzânî (ö. 1390) şerhidir. Firdevsî'nin (ö. 1020) Şehnâme'si Fars edebiyatının büyük eserlerinden biri kabul edilmektedir. Ebû Ca'fer Taberî (ö. 923) tarafından yazılan Taberî Tarihi peygamberleri konu almaktadır. Fütûhu'ş-Şâm, Şam'ın fethini ve dört halife devrini işlemektedir. Hüsrev ü Şîrîn ile Cemşîd ü Hurşîd ise Fars ve Türk edebiyatının meşhur iki aşk hikâyesidir. Ahmedî'nin XIV. yüzyılda Türkçe yazdığı İskendernâme Büyük İskender'in hayatını anlatan bir dünya tarihidir. Böylece Osmanlı geleneksel eğitim sisteminde şehzadeler, sıbyan mektebi sonrasında dinî, edebî ve idarî düşünce dünyalarını zenginleştirecek çok yönlü bir eğitim süreci geçirmiş olurlardı.
Klasik dönemde şehzadeler maiyetlerinde lala, hoca, valide sultan, hizmetkâr ve kumandanlarla beraber bir sancağa gönderilir, oranın valisi sıfatıyla her alanda idarî ve askerî uygulamalar yaparak tahta geçmeden önce tecrübe kazanırdı. Buna "sancağa çıkma" denilirdi. Şehzade sancağı olarak seçilen şehirler, önceki beyliklerin idarî merkezleri veya önemli tarih, kültür ve ticaret şehirleri olurdu. Amasya, Aydın, Balıkesir, Konya, Manisa, Isparta, Antalya, Sivas, Kastamonu, Trabzon, Kütahya ve Kefe en bilindik sancak merkezleriydi. Şehzadeler, idaresini üstlendikleri sancağın bütün işlerini tanzim ederdi.
Sancağa çıkan şehzadenin yanında kapı halkı denen kalabalık bir idarî ve hizmetli grubu bulunurdu. Kanûnî Sultan Süleyman'ın oğlu Şehzade Mehmed'in 1542 tarihli kapı halkının üç aylık ve bir yıllık gider defterindeki toplam hizmetli sayısı 552 kişiydi. Cemaat şeklinde ayrılan bu hizmetlilerden ilk sırada otuz bir neferden oluşan ve "cemâat-i ağâyân" denilen ağalar grubu vardı. Bu grubun birinci sırasında yer alan şehzade hocası Mevlânâ Saîdî'ye en yüksek ücret olan 50 akçe, grubun ortalarında yer alan şehzade imamı Mevlânâ Muhyiddin'e 15 akçe ve grubun son sırasında bulunan iki şehzade müezzinine de 10'ar akçe tahsis edilmişti. Tahtın veliahdı olarak görülen ve Manisa'da bulunan Şehzade Mehmed 1543 yılında vefat edince yerine Saruhan'da sancak beyi olan Şehzade Selim gönderildi.
Zamanla sancağa çıkma usullerinde değişikliğe gidildi. II. Selim sadece büyük şehzadenin sancağa gönderilmesi kuralını getirdi. III. Mehmed ise bunu, büyük şehzadenin bir sancağı vekaleten idaresi şeklinde değiştirdi. Sultan İbrâhim'in tahttan el çektirilmesi üzerine vekâlet uygulaması da son buldu. Sultan I. Ahmed'in vefatının ardından şehzadeler için yeni bir eğitim anlayışı ve uygulaması olarak Kafes usulü tatbik edilmeye başlandı. Bu usulde şehzadelerin, babaları hayattayken daha rahat yaşadıkları ve daha iyi bir eğitim aldıkları ileri sürülmektedir. Onların padişah babalarıyla birlikte çeşitli gezi ve etkinliklere katılmaları bu cümledendir.
Padişah olamayan şehzadeler Harem'in bitişiğinde ve şimşir ağaçlarıyla çevrili olan, bu sebeple "şimşirlik" veya "kafes" denilen on iki daireli bahçeli bir bölümde gözetim altında ikamet ederlerdi. Sadece muayede (bayram tebrik merasimi) vesilesiyle huzura çıkarlardı. Bu şehzadelerin eğitimleri hizmetlerine verilen yaklaşık on cariye ve Enderun ağaları tarafından gerçekleştirilirdi.
Öte yandan Osmanlı şehzadeleri kabiliyetlerine göre mutlaka kuyumculuk, tornacılık, ağaç oymacılık, yay imali, nakkaşlık gibi zanaatlarla veya bir sanatla uğraşmak zorundaydı. Bu çerçevede Hafız Osman ve Veliyyüddin Efendi'nin talebesi Sultan III. Ahmed, Şeyh Hamdullah'ın talebesi Sultan II. Bayezid, Mustafa Râkım Efendi'nin talebesi Sultan II. Mahmud, Hafız Osman ve Hocazâde Mehmed Enverî'nin talebesi Sultan II. Mustafa, Tokatlı Ahmed Efendi'nin talebesi Sultan II. Süleyman, Mehmed Tâhir Efendi, Kazasker Mustafa İzzet Efendi ve Mehmed Rüşdü Efendi'nin talebesi Sultan Abdülmecid gibi padişahlar şehzadeliklerinden itibaren hat sanatında ilerleyerek eserler vermiş, bu sanatta söz sahibi olmuşlardır. Sultan II. Bayezid, Sultan IV. Murad, Sultan I. Mahmud, Sultan III. Selim, Sultan II. Mahmud, Sultan Abdülaziz, Sultan V. Murad ve Sultan Vahdeddin musikişinas padişahlardır. Sultan II. Abdülhamid ise marangozdur ve nadide eşyalar imal etmiştir. Halife Abdülmecid ise ressamdır.
Şehzadeler tasavvuf ve edebiyat erbabıyla da yoğun ilişki içerisinde olmuşlardır. Fâtih Sultan Mehmed (Avnî), Sultan II. Bayezid (Adlî), Yavuz Sultan Selim (Selîmî), Kanûnî Sultan Süleyman (Muhibbî), Sultan I. Ahmed (Bahtî), Sultan II. Selim, Sultan III. Mehmed (Adnî), Sultan II. Mahmud (Adlî) ve Sultan II. Osman (Fârisî) şiirde ciddi ilerleme kaydetmişlerdir. Sayılanlardan ilk beşinin divanları vardır.
XIX. yüzyılda memleket sathında benimsenen modern eğitim şehzade eğitiminde de kendini göstermiştir. II. Abdülhamid devrinde Yıldız Sarayı'nda açılan Şehzadegân Mektebi hanedanın diğer üyeleri ile zadegân ve devlet ricalinin çocuklarına da açıktı (bk. Şehzadegân Mektebi)
II. Abdülhamid'in kendi çocukları öğrenim çağına geldiğinde bu uygulama da sonlandırıldı. Padişah her çocuğu için tek katlı köşkler yaptırdı ve muallimler burada eğitim verdi. Bu köşklerde şehzadeler maiyet olarak kaydedilen iki üç akranıyla birlikte ders görürdü. Bunlar askerî mekteplere devam etmez, kaydedildikleri süvari veya bahriye mekteplerinin üniformasını giyerlerdi. Bir süre sonra bu uygulama da kaldırılarak şehzadelerin münferiden eğitim almaları usulüne dönüldü.
Her şehzadenin aldığı dersler ve kaydettikleri ilerleme ayrı ayrı padişaha arzedilmekteydi. Şehzade Mehmed Burhâneddin Efendi Kur'an-ı Kerim, tâlîm-i kıraat ve imla, ilmihal, hüsnühat dersleri görmüş ve imtihanlarda başarılı olmuştu. Şehzadenin gösterdiği ilerlemenin bir kanıtı olarak el yazısı örnekleri padişaha takdim edilmişti.
Şehzade İbrâhim Tevfik Efendi'nin imtihan neticesi de rapor edildi. Onun karnesinde Mecmûu'l-âdâb, sarf-ı Arabî, Pend-i Attâr, Dürr-i Yektâ, usûl-i inşâ, hesâb-ı mükemmel, hendese, târîh-i İslam, coğrafya ve Fransızca dersleri vardı ve İbrâhim Tevfik Efendi derslerinde başarılı olmuştu. Karnesinde bir ders hariç diğer hepsinin tam nottan aşağı olması muallimlerin serbestçe not verebildiklerini göstermesi bakımından ilginçtir.
Şehzade Ahmed Efendi'nin karne notları da ortanın biraz üstündeydi. Kur'an-ı Kerim 31/45; ilmihal 31/45; imlâ-yı Osmânî 45/30; târîh-i İslam 35/45; hesap 33/45; tâ'lîm-i Fârisî 40/45, coğrafya 35/45; Fransızca 32/45 idi. Diğer şehzadelere nazaran notları biraz düşüktü.
Mehmed Selim Efendi'nin de ders notları şöyleydi: Mecmûu'l-âdâb 45/45=aliyü'l-âlâ; nahv-ı Arabî 43/45=aliyü'l-âlâ; Pend-i Attâr 42/45=âlâ; usûl-i inşâ 45/45=aliyü'l-âlâ; hesâb-ı mükemmel 45/43=aliyü'l-âlâ; hendese 45/42=âlâ; felekiyât 45/45=aliyü'l-âlâ; Fransızca 41/45=âlâ. Bu da şehzadelerin sınıf geçme usulüne uygun bir müfredata göre yetiştirildiklerini göstermektedir.
II. Meşrutiyet devrinde, hususan II. Abdülhamid'in hal'inden sonra şehzadeler daha serbest bir ortamda yetişti. Şehzadegân Mektebi kapatıldı ve şehzadeler de diğer çocuklar gibi kamu mekteplerinde okumaya başladı. Harbiye'de okuyarak zâbit çıkan şehzadeler olduğu gibi son halife Abdülmecid'in oğlu Ömer Faruk Efendi gibi Viyana'ya gönderilerek Trezyanom (Theresianum) Mektebi'nde bir süre eğitim alanlar da vardı.
Bu dönemde şehzadelerin eğitim usullerine dair tartışmalar devam etti. 1913 yılında "Hânedân-ı Saltanat Azasının Hal ve Mevkileri ile Vezâifini Tayin Eden Nizamname" başlıklı bir düzenleme yapıldı. Nizamnamenin altıncı faslındaki 28 ile 38. maddeler şehzadelerin eğitimini izah ediyordu. Bu düzenlemeye göre şehzadelerin ibtidâî, idâdî ve âlî tahsilleri ile ahlakî tahsillerine özen gösterilecekti. Bunun için hususi bir idâdî mektebi tesis olunacaktı. Yedi yaşına gelen şehzade ibtidâî tahsiline başlayacaktı. İdâdî mektebinde dinî ve ahlakî ahkâmın esasları ile ulum ve fünuna giriş yapılarak Türkçe, Arapça ve bir ecnebi lisan mükemmel derecede öğretilecekti. Bu kısmı başarıyla geçen şehzade, hazîne-yi hâssa tarafından tahsis edilen hususi dairede idâdî tahsili görecekti. Bu aşamayı tamamlayan ve şehadetname alan şehzadeler Mekteb-i Harbiye ve Mekteb-i Bahriye'de yatılı olarak tahsile devam edecek, ardından bağlı oldukları alay ve gemilerde iki yıl fiilî görev alacaklardı. Buradaki teorik ve pratik uygulamadan sonra Harbiye Mektebi'nde askerliğe dair derslerle memleketin hukukî, siyasî, iktisadî ve idaresine dair hazırlanacak program kapsamında iki sene yüksek tahsil göreceklerdi. Bu düzenlemenin hayata geçirilmesi için çalışma ve hazırlıklar yapıldıysa da buna devletin ve hanedanın ömrü yetmedi.
BOA. TSMA.E. nr. 968-35; YPRK. SGE. nr. 5/104; 5/104-1; 5/104-2; 5/104-3; 5/104-4; 5/104-5; 5/104-6; 5/104-6-2; 5/104-6-3.
Akyıldız, Ali. Saray Harem ve Mahrem. İstanbul 2019.
a.mlf. Nazime: Aydın ve Dindar Bir Sultan. İstanbul 2020.
a.mlf. Yusuf İzzeddin: İkbal İdbar İntihar. İstanbul 2023.
Ergin, Osman [Nuri]. Türkiye Maarif Tarihi. İstanbul 1977, III-IV, 1049-1079.
Görür, Cem. Sultan III. Mustafa: Ailesi, Günlük Hayatı, Dini ve İlmi İlgileri. Dr.T, Bilecik Şeyh Edebali Üniversitesi, 2020.
Kırpık, Cevdet. Osmanlı’da Şehzade Eğitimi. İstanbul 2016.
Lütfi Efendi. Vak‘anüvîs Ahmed Lütfi Efendi Tarihi. İstanbul 1999, III, 163; IV, 850.
Taş, Kenan Ziya. Osmanlılarda Lalalık Kurumu. Ankara 2017.
Uçan, Lâle. Son Halife Abdülmecid Efendi’nin Hayatı: Şehzadelik, Veliahtlık ve Halifelik Yılları. Dr.T, İstanbul Üniversitesi, 2019.
Yurdakul, İlhami. Şeyhülislam Arzları ve Padişah İradeleri (1845-1878). İstanbul 2017.
a.mlf. İktidarın Ruhu: Osmanlı’dan Cumhuriyet’e Kişizade İmtiyazları (Beşik Uleması, Siyaseten Katl, Müsadere). İstanbul 2022.
Kaynak: https://turkmaarifansiklopedisi.org.tr/sehzade-egitimi
Bilgi paylaştıkça çoğalır. Okuduğunuz için teşekkür ederiz.