A

MÜKÂFAT

Eğitim öğretimde teşvik ve takdir için verilen ödül.

  • MÜKÂFAT
    • Abdülaziz YILMAZ
    • Web Sitesi: Türk Maarif Ansiklopedisi
    • Son Güncellenme Tarihi: 18.12.2022
    • Erişim Tarihi: 31.12.2025
    • Web Adresi: https://turkmaarifansiklopedisi.org.tr/mukafat
    • ISBN ve DOI Numarası:
    • Bu metni kaynak göstererek kullanabilirsiniz.
    MÜKÂFAT
MÜKÂFAT

Eğitim öğretimde teşvik ve takdir için verilen ödül.

  • MÜKÂFAT
    • Abdülaziz YILMAZ
    • Web Sitesi: Türk Maarif Ansiklopedisi
    • Son Güncellenme Tarihi: 18.12.2022
    • Erişim Tarihi: 31.12.2025
    • Web Adresi: https://turkmaarifansiklopedisi.org.tr/mukafat
    • ISBN ve DOI Numarası:
    • Bu metni kaynak göstererek kullanabilirsiniz.
    MÜKÂFAT

a) Kavram: Mükâfat, "bedel verme ve karşılığını ödeme, güzel bir davranışa ya da başarıya karşı verilen ödül" gibi anlamlara gelir. Eğitimde "iyi bir çalışma, gösterilen üstün bir performans ya da başarılı öğrenci, öğretmen veya yöneticilere verilen armağan"ı ifade eder. Mükâfat kelimesine benzer bir diğer ifade de taltiftir. Arapça'da "lütfetme, lütuf yapma, cömertlik yapma" anlamına gelen kelime "iyilik ederek gönül alma, birini nişan, madalya, aylık artırma vb. şeylerle ödüllendirme, nazik ve merhametli davranmak, gönlü hoş etme" mânalarına gelir. Mükâfat, ödül ve taltif, çocuğun, talebenin ya da eğitimcinin/memurun makbul/istenen bir eylemini, taktir ve tebrik etmek, öğrenme düzeyini daha ileri noktaya taşımak amacıyla başvurulan bir uygulamadır. Mükâfatın sık verilmesi ya da yaygınlaştırılması ve sıradanlaşması durumunda ondan beklenen neticenin ortaya çıkmayacağı eğitim bilimciler tarafından sıklıkla dile getirilmektedir. Davranış bilimcilere göre ödülün teşvik ve motivasyon işlevlerinin yerine getirebilmesi için yer, zaman, sıklık ve bireysel nitelikler dikkate alınmalıdır.

Mükâfat ve taltifin Türkçe'de karşılığı "ödül" Moğolca ögtel "verilen şey" kökünden gelen ög-te (verilmek) fiilinden türetilmiştir. Ödül kelimesi Tanzimat dönemi sözlüklerinde kullanılmaya başlanmış, 1876 yılında yayımlanan Lugat-ı Osmâniye'de yer almış, Türk Dil Kurumu sözlüğüne ise 1955'ten sonra girmiştir.

Kur'an-ı Kerim'de mükâfat kelimesi ecr, ceza ve bu köklerden türeyen şekliyle 160 âyette geçmektedir. Hz. Peygamber'in sünnetinde mükâfat anlayışının önemli bir yeri vardır.

Mükâfatın manevi ve maddi türlerinden söz edilebilir. Manevi mükâfat, talebenin "aferin, bravo, helal olsun, tebrik ederim, harikasın, şahanesin" gibi sözlü ifadelerle desteklenmesidir. Maddi mükâfat ise, çocuk ya da talebenin davranış ya da öğrenme durumunu tebrik, takdir ve yüceltme için verilen hediyelerdir. Maddi mükâfat kendi içinde şahsî kıymeti, kullanım ve saklama değeri bulunan ve maddi karşılığı ve pratik faydası olan nesneler şeklinde ikiye ayrılır. Maddi karşılığı ve faydası olmayıp, şahsî kullanım ve muhafaza değeri olan mükâfat ve ödüller belge, plaket, nişan, şilt, broş, bröve, rozet vb. estetik değeri ve simgesel anlamları olan nesnelerdir. Maddi karşılığı olan ödüller ise, para, altın, kıyafet, kalem, kitap ya da günlük hayatta işe yarayacak başka varlıklardır. Manevi ve maddi ödül uygulaması, eğitim öğretim süreçlerinin bütün zaman ve mekânlarında farklı pratiklerle kendini göstermiştir. Kültür ve inançlara göre ödül biçimleri de değişebilmektedir.

Modern kamusal eğitim, kendine özgü yeni değerler, ölçüler ve ritüeller ortaya koymuştur. Bunların en başında ödüllendirme ve cezalandırma mekanizmalarındaki yenilikler gelir. Herkesi içine alan kamusal zorunlu eğitimde, öğrenmeyi teşvik ve iyi davranışların örnek olarak gösterilmesi için maddi karşılığı olmayan manevi ödüller resmiyet kazanmıştır. Okul idaresi tarafından hazırlanan ödül belgeleri, tanımlanmış davranış biçimleri ve öğrenim düzeyleri için derecelere ayrılan ödül/mükâfat belgeleri öğrencilere verilmeye başlanmıştır.

Osmanlı Devleti'nde de Tanzimat döneminden itibaren bu anlamda mekteplerde ödüllerin ve cezaların resmî ve somut karşılığı olarak yeni belgeler düzenlenmiştir. Talebelere hangi hallerde hangi öğretim derecesinde ve hangi not düzeyinde ne tür ödül belgesinin verileceği okul yönetmeliklerinde açık şekilde belirtilmiştir. Bu dönemde çok farklı okul türü ve işletim sistemi olduğu için, her kurum kendine göre ödüller ihdas edebilmiştir. Buna karşın, Osmanlı eğitim sisteminin geneline şamil olacak şekilde, talebelere verilen ödül türleri şöyledir: Aferin, tahsin, imtiyaz, levha-yı iftihar, mükâfat, zikr-i cemil. Bu ödüllerin talebelere hangi davranış karşısında, kim tarafından, hangi gün verileceği de yönetmeliklerde ayrıntılarıyla yer almıştır. Ödüller çoğu kere, haftanın son günü (perşembe), bütün talebelerin toplandığı bir ortamda, müdürün ödül alan talebelerin adını yüksek sesle okuyup, onları kürsüye ya da meclisin önüne çağırmasıyla verilmiştir (bk. Mükâfat Belgeleri). Mektepler, kamusal itibarlarını göstermek için gösterişli ödül törenleri de tertip etmişler, bazı kere yüksek düzeyli devlet adamları, Maarif Nezareti bürokratları, askerler ya da saray erkânından yetkililer ödül merasimine katılabilmiştir. Osmanlı Devleti'nin prestijli askerî ve mülkî mekteplerinden bazılarının ödül törenlerine padişah ya bizzat katılmış ya da temsilci göndererek katılmış. Talebelere ödülleri verilmiştir. Bazı kere de mektebin en başarılı talebeleri diplomalarını ya da ödüllerini almak üzere saraya davet edilmişlerdir.

Osmanlı Devleti'nin son döneminde daha çok memurları ödüllendirmek için verilen en üst düzeyli ödüllerden biri olan nişanlara, 1910'da eğitim bilim ve sanat alanında çalışanların üstün başarılarını taltif için "maarif nişanı" da dahil edilmiştir. Beratıyla birlikte verilen bu nişanın farklı dereceleri vardır.

Mükâfat/ödül belgeleri, sıradan bir kâğıt üzerine geometrik desenlerin yerleştirilmesiyle rik'a, sülüs, divanî yazılardan oluşturulmuş bir kompozisyon olabileceği gibi, bazıları da devrin meşhur hattatlarına sipariş edilmiş gösterişli istif metinlerle telif edilmiş, tezyini yüksek tasarımlardan müteşekkil belgeler olabilmiştir. Cumhuriyet dönemine gelindiğinde Osmanlı eğitim pratikleri ve ritüelleri terkedilmiş bunun yerine yeni ödül ve cezalandırma uygulamaları gelmiştir. Başarı ve iyi davranışlar karşısında maddi ödül pratikleri (kalem, kitap, altın vb.) büyük ölçüde devam etmiş ancak, resmî belge türü ödüllendirmelerde teşekkür, takdir, onur, başarı belgesi ve üstün başarı belgesi gibi türler üretilmiştir. Bu belgeler, öğrencinin bir dönem içindeki ders notlarının belli toplamına karşılık gelecek şekilde düzenlenmiştir. Üstün başarı ise, ulusal ya da uluslararası akademik, spor ve sanat sahalarında gösterilen başarılara karşılık gelmek üzere eğitim bürokrasisinin en üst makamlarınca düzenlenmiş belgelerdir. Özel öğretim kurumlarında haftanın, ayın, dönemin en başarılısı, en iyisi vb. şekillerde ödüllerin ihdas edildiği de görülmektedir.

Kaynakça

Abdullah Vehbi. Usûl-i İbtidâî Yahut Muallimlere Rehnümâ. İstanbul 1315.

Ay, Mehmet Emin. Din Eğitiminde Mükâfat ve Ceza. İstanbul 1994.

Beşinci, Enver. www.icazettendiplomaya.com

Denker, Arif Cemil – Davran, Bülent. Almanca-Türkçe Büyük Lügat. İstanbul 1947.

Gündüz, Mustafa. Ansiklopedik Türk Eğitim Tarihi Sözlüğü. Ankara 2022.

a.mlf. “Son Dönem Osmanlı Eğitim Sisteminde Disiplin ve Cezalandırma (1847-1920)”. Doğu Batı. sy. 53 (2010), s. 127-158.

Musa Kâzım. Rehber-i Tedris ve Terbiye. İstanbul 1310.

Salnâme-i Maârif-i Umûmiye. İstanbul 1317.

Selim Sâbit. Rehnümâ-yı Muallimîn. İstanbul 1299.

Kaynak: https://turkmaarifansiklopedisi.org.tr/mukafat

Görüş, öneri ve yorumlarınız için tıklayınız.

  • MÜKÂFAT
    • Enver BEŞİNCİ
    • Web Sitesi: Türk Maarif Ansiklopedisi
    • Son Güncellenme Tarihi: 18.12.2022
    • Erişim Tarihi: 31.12.2025
    • Web Adresi: https://turkmaarifansiklopedisi.org.tr/mukafat
    • ISBN ve DOI Numarası:
    • Bu metni kaynak göstererek kullanabilirsiniz.
    MÜKÂFAT
MÜKÂFAT

Eğitim öğretimde teşvik ve takdir için verilen ödül.

  • MÜKÂFAT
    • Enver BEŞİNCİ
    • Web Sitesi: Türk Maarif Ansiklopedisi
    • Son Güncellenme Tarihi: 18.12.2022
    • Erişim Tarihi: 31.12.2025
    • Web Adresi: https://turkmaarifansiklopedisi.org.tr/mukafat
    • ISBN ve DOI Numarası:
    • Bu metni kaynak göstererek kullanabilirsiniz.
    MÜKÂFAT

b) Mükâfat Belgeleri: Formel ve informel her türlü eğitim sürecinde mümkün olan mükâfatın bir belge şeklinde verilmesi kurumsal eğitim ortamları için geçerlidir. Ancak uygulama daha çok modern döneme tesadüf eder. Osmanlı geleneksel eğitim kurumları olan medrese, tekke, zaviye ve sıbyan mektebinde belge şeklinde bir mükâfat verilmesi söz konusu değildir. Tanzimat döneminde yeni mekteplerin açılmasıyla eğitim öğretimin her aşamasında belgelendirme söz konusu olmuş, okula kayıt, derslerin notlandırılması, okuldan ayrılma, mezuniyet vb. hususlar yanında mükafat belgeleri de kayıt altına alınmıştır.

1870'lere gelindiğinde yeni mekteplerde "evrâk-ı takdîriye" tabiri kullanılmaya başlanmıştır. Bu tarihte yayımlanan Umum Mekâtib-i Rüşdiye Dâhilî Nizamnamesi'nde talebelerin "eşitlik üzere olduklarına, kabiliyet ve güzel davranışlarına göre ise derecelendirilebileceklerine" (md. 29) değinilmiştir. Nizamnamenin ilerleyen maddelerinde güzel davranış sergileyen, disiplin kurallarına uyan, başkalarına örnek hal ve hareketi olanlara ne tür mükâfat verileceği sıralanmıştır. Buna göre "bir ay boyunca dersini layıkıyla yapan ve güzel ahlakı teslim edilen talebenin birinci mevkide bulunması" uygun görülmüştür (md. 62). Bu halini üç ay boyunca devam ettirenlere birinci muallim tarafından tahsinname verilmesi istenmiştir (md. 63). Aynı hal ve davranışları altı ay boyunca devam ettiren talebeye ise yine "tahsinname verildikten sonra sınıfının birinci mevkiine oturtulup güzel hali sınıfındaki öğrencilere muallimi tarafından açıklanması ve isminin sınıfta asılı hususi levhaya celî hat ile yazılması" gerektiği belirtilmiştir (md. 64).

Güzel davranışı olan ve dersini iyi yapan talebeye belge dışında da mükâfatlar verilmesi öngörülmüştür. Bunların başında bir üst sınıfa geçirmek, nitelikli kumaştan yapılmış elbise, üniforma giydirmek, gümüş veya tunç madalyalar takmak, yazı takımı ya da benzer eğitim araç gereçleri hediye etmek ve altın, gümüş vb. paralar vermek gelmektedir. Sultan II. Abdülhamid döneminde Mekteb-i Sultânî, Mekteb-i Mülkiye, Mekteb-i Tıbbiye ve diğer bazı önde gelen askerî mektebin başarılı talebeleri, mükâfat olarak saraya davet edilmiş kendilerine altın saat, kalem, Kur'an-ı Kerim hediye edilmiştir.

XIX. yüzyılın sonlarında Osmanlı mekteplerinde mükâfatların en yaygını, sınıfta, yıl boyunca devam eden uygulamalardır. Öğrenim derecesinin yüksekliği ve iyi hali ödüllendirmek için "aferin, tahsin, imtiyaz, takdir, taltif, mükâfat ve zikr-i cemil" şeklinde adlandırılan belgelerin verilmesi bir gelenek haline gelmiştir. Bunların dışında bazı mekteplerde nadiren de olsa taltif, mükâfat ve takdir adlarıyla belgelerin verildiği olmuştur. Taltif, on tahsin değerinde olup imtiyaza benziyordu. Takdir, bazı imtihanlarda birinci olanlara veriliyordu. Mükâfat ise, Dârüşşafaka gibi hususi mekteplerde verilen tahsin ayarında ve üç aferin değerinde bir belgeydi.

Aferin, mektebe devam edip derslerine gayretle çalışan, uslu ve terbiyeli olan öğrencilere verilirdi. Belgede bazan, "… Efendi'ye Fransızca dersinde gösterdiği sa'y ü gayretine mükâfeten verilmiştir" şeklinde orta uzunlukta, bazan, "… Efendi'ye tarih dersinden verilmiştir" gibi kısa ifadeler yer alırdı. "Bâlâda ismi muharrer efendinin Kur'an-ı Kerim dersindeki mesâi-yi vâkıası şâyeste-yi âferin ü takdir bulunmağla bu varaka-yı taltifiye mümâ-ileyhe verildi" gibi uzun cümlelerle yazıldığı da olurdu. Mektep müdürü, müdür yardımcısı veya öğretmen tarafından imzalanan aferin, en alt seviyedeki mükâfattı.

"Beğeni" anlamı taşıyan tahsin veya tahsinname, çeşitli derslerde gösterdiği gayret, devamlılık, hal ve hareketindeki düzgünlük dolayısıyla talebeye verilen belgeydi. Tahsilde arkadaşlarından üstün olan ve yıl içindeki imtihanlarda ikinci olan öğrencilere verilirdi. Tahsin belgesi, okullara göre değeri değişmekle birlikte dört, beş, hatta yedi aferin değerine sahip bir mükâfattı.

"Ayrıcalık ve üstünlük" anlamına gelen imtiyaz, yıl içinde yapılan sınavlarda birinci olan öğrencilere verilen bir belgeydi. Beş imtiyaz alan bir öğrenciye aynı zamanda bir de kitap hediye edilirdi. Mesela bir imtiyaz varakasında "… Hıfzıssıhha ikinci tahrirî (yazılı) imtihanında birinciliği ihraz eylemesine mükâfaten îtâ olunmuştur" yer almaktadır. Bazı imtiyaz belgelerinde ise öğrencinin birinciliği kenar notu olarak belirtilmiştir.

"Güzel anılma" anlamındaki zikr-i cemil, öğrenciye kazandığı mükâfat dolayısıyla değil, mükâfata teşvik amacıyla verilirdi. Belgenin zaman zaman çeşitli imtihanlarda kazanılan başarılar vesilesiyle de verildiği olurdu. Söz gelimi bir zikr-i cemil belgesinde "… imtihân-ı umumide ihraz ettiği ikinciliğine mükâfaten îtâ kılınmıştır" ifadeleri yer almıştır.

Mükâfat iftihar levhasına iki defa isimleri yazılanlara ve herhangi bir imtihanda birincilik kazananlara verilen bir belgeydi. Doğrudan mektebin adı yazılarak "Mekâtib-i ibtidâiyeye mahsustur" yazılı belgede "… Mektebi ihtiyat sene şâkirdânından 168 numaralı Makbule Hanım'a birinci derecede işbu mükâfat varakası îtâ kılındı" gibi ifadeler yer alırdı.

Osmanlı son döneminde yabancı okullarda da benzer uygulamalar söz konusudur: Mesela Fransızca eğitim veren okullarda "iyi" (bon point), "pekiyi" (tres bien), "mükemmel-mükâfat" (perfait-prix) ve "onur" (mention d'honneur) şeklinde ödül belgeleri verilmiştir.

Mektepte talebenin gerek güzel davranışları gerekse derslerdeki başarısı sebebiyle ödüllendirilmesi Cumhuriyet döneminde de devam etmiştir. Bütün derslerde başarılı olan, özürsüz devamsızlık süresi beş günü geçmeyen, dönem puanlarının ağırlıklı ortalaması 70,00'ten aşağı olmayan ve davranış puanı 100 olan öğrencilerden, not ortalaması 70,00-84,99 arasındakilere teşekkür belgesi, 85,00 ve daha yukarı olanlara takdir belgesi verilmektedir. Ortaöğrenim süresince en az üç öğretim yılının bütün döneminde takdir belgesi alanlara üstün başarı belgesi verilmektedir. Ayrıca üstün başarı belgesi almaya hak kazanan öğrencilere okulun iftihar listesinde yer verilmesi de uygulamalar arasındadır. Ayrıca velilere hitaben yazılan mektup/belge ile öğretmen kurullarınca millî ve insanî bakımdan ahlak ve faziletçe üstün olanlarla derslerinde başarılı ve okula devam eksiği olmayanlara iftihar belgesi verilmektedir.

Kaynakça

Altın, Hamza. “Osmanlı Pedagoglarında Disiplin, Ödül ve Ceza Fikirlerine Dair Örnekler”. Atatürk Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü Dergisi. sy. 57 (2016), s. 1869-1884.

Beşinci, Enver. Osmanlıdan Günümüze İcâzetten Diplomaya. İstanbul 2019.

Demirel, Muammer. “Osmanlı Modern Mekteplerinde Mükâfat”. Türk Tarih Eğitimi Dergisi. 2/1 (2013), s. 62-75.

Doğanay, Fatma Kaya. Tanzimât’tan Cumhuriyet’e Rüşdiye Mektepleri. Dr.T, Atatürk Üniversitesi, 2011.

Şanal, Mustafa. “Süleyman Paşazâde Sami Bey’in Okulda Ödül ve Ceza Vermeye İlişkin Görüşleri”. Erciyes Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi. sy. 12 (2002), s. 115-126.

Kaynak: https://turkmaarifansiklopedisi.org.tr/mukafat

Görüş, öneri ve yorumlarınız için tıklayınız.

Bilgi paylaştıkça çoğalır. Okuduğunuz için teşekkür ederiz.

MÜKÂFAT

Eğitim öğretimde teşvik ve takdir için verilen ödül.