A

MEDYA OKURYAZARLIĞI

Medya kullanımına yönelik bilgi ve beceriler bütünü.

  • MEDYA OKURYAZARLIĞI
    • Hediyetullah AYDENİZ
    • Web Sitesi: Türk Maarif Ansiklopedisi
    • Son Güncellenme Tarihi: 18.12.2022
    • Erişim Tarihi: 12.09.2025
    • Web Adresi: https://turkmaarifansiklopedisi.org.tr/medya-okuryazarligi
    • ISBN ve DOI Numarası:
    • Bu metni kaynak göstererek kullanabilirsiniz.
    MEDYA OKURYAZARLIĞI
MEDYA OKURYAZARLIĞI

Medya kullanımına yönelik bilgi ve beceriler bütünü.

  • MEDYA OKURYAZARLIĞI
    • Hediyetullah AYDENİZ
    • Web Sitesi: Türk Maarif Ansiklopedisi
    • Son Güncellenme Tarihi: 18.12.2022
    • Erişim Tarihi: 12.09.2025
    • Web Adresi: https://turkmaarifansiklopedisi.org.tr/medya-okuryazarligi
    • ISBN ve DOI Numarası:
    • Bu metni kaynak göstererek kullanabilirsiniz.
    MEDYA OKURYAZARLIĞI

Geleneksel haliyle okuryazarlık, daha çok alfabenin öğrenilmesiyle anlam taşıyan cümleler kurma ve yazılmış olanları okuma ve anlama becerisi olarak tanımlanmaktadır. Yazının yanında ses ve görüntünün (fotoğraf ve video) birlikte kullanılarak karmaşık içerik üretiminin yapıldığı, iknayı ve davranış değişikliğini odağına alan reklam ve propaganda gibi kendine has bir medya dilini ve kültürünü tanımak, analiz etmek, değerlendirmek ve gerektiğinde yeniden üretmek için yeni bir okuryazarlık becerisine sahip olma ihtiyacı ortaya çıkmıştır. Bu ihtiyacı karşılamak üzere geliştirilen medya okuryazarlığı eğitimi, XX. yüzyılın ortalarından bu yana medyayı da dikkate alarak okuma yazma eğitiminin yeni koşullara uygun geliştirilmiş halini düzenlemek ve bu eğitimi vermek amacıyla ortaya çıkmış bir bilgi ve beceri alanıdır. Bu çerçevede kavram olarak metin, yazılı olanın ötesinde sözel, işitsel ve görsel formlardaki mesajları da kapsayacak bir anlam çerçevesine sahip olmuştur.

Medya okuryazarlığı kavramının anlam çerçevesinin netleştirilmesi için ilişkili iki kavramın tanımlanmasına ihtiyaç vardır. Bunlardan birincisi, medya okuryazarlığı ile sıklıkla karıştırılan "medya eğitimi" kavramıdır. Türkiye'deki alan literatürü ve yerleşik hale gelen kullanımı ile medya eğitimi, medya ve iletişim profesyonellerinin yetiştirildiği yükseköğretim kurumlarındaki teorik ve uygulamalı eğitim olarak tanımlanmakta ve kullanılmaktadır. Onun için Türkçe'deki kullanım açısından medya eğitimini medya okuryazarlığından ayıran ana unsur, medya profesyonellerinin yetiştirilmesine ilişkin verilen eğitimin adı olmasıdır. Medya okuryazarlığı ile ayrıştırılması ve karıştırılmaması gereken ikinci kavram ise medya çalışmalarıdır. Medya çalışmaları ise bir kitle iletişim süreci olarak medyanın sektörel ve kurumsal işleyişi ile medyanın bireysel ve toplumsal etkilerinin araştırılmasına ilişkin bilimsel çalışmaları ifade eder.

Medyanın ortaya çıkışında Türkiye tecrübesi, medya okuryazarlığı kavramını ve bu yöndeki çalışmaların bağlamını yakalamaya imkân verebilecek niteliktedir. Türkiye'de gazetenin konumlandırılması, Kahire'de yayımlanan ilk gazete olan Vekayi-i Mısriye'nin 1828 tarihli ilk sayısının mukaddimesinde yer alan "akıl sahiplerinin gönül aynalarını aydınlatan" (nûr-âver-i mir'ât-ı kulûb-ı uli'l-elbâb) bir araç olarak zamanın ruhunu kavramak (mizâc-ı vakte vâkıf olma) ve olan biteni hakkı ile bilmek (keyfiyet-i hâle ârif olma) terkiplerinde görülebilir. 1831'de İstanbul'da çıkan ilk Türkçe gazete olan Takvîm-i Vekâyi'de ise bu yeni aracın, "fenn-i celil" olarak nitelendirilen tarih ilminin yeni bir formu ve imkânı olarak konumlandırıldığı görülmektedir. Burada asıl tartışılan, güncel ve doğru bilginin üretilmesi ve paylaşılmasıdır. Günümüz Türkçesi ile "güvenilir kaynak, güvenilir olma, doğru anlatım, güçlü delil, yayının güncelliği, olayın gerçek sebepleri, cehaleti ortadan kaldırmak, olay ve haberlerin araştırılması, medenî milletler, yayın ve açıklamaya aracılık etmek, düşünceye aracılık" gibi bu ilk gazetelerde yer alan kavram ve terkipler, medyaya yüklenilen anlam, medyadan beklenti ile medyanın görevlerini ve sorumluluklarını ortaya koymaktadır. 1840 yılındaki ilk yarı resmî ve sonrasındaki ilk özel gazetelerde de ifadesini bulan bilgili, eğitimli, sanayisi ve ticaretiyle düzen ve refaha erişmiş Avrupa ve medenî milletler gibi olma arayışı, bu arayışların devleti çöküşten kurtaracağı ve bu çerçevede de matbuatın önemli bir eğitim (maarif kuvveti ile zihni açılmış milel-i mütemeddine) gelişme aracı ve göstergesi olarak görülmektedir. Türkiye'nin modernleşme çabalarının bir başarıya, gelişmeye, büyümeye, güçlenmeye ve siyasal-toplumsal varlığını güçlü bir düzenle sürdürmeye imkân verecek çabalarda gazete, zamanın ruhunu kavrama ve olup biteni hakkıyla bilme, mektep ve maarif/eğitim kavram ve terkipleriyle konumlandırılarak varoluşsal bir araç olarak görülmüştür.

Eğitimin kitleselleştirilmesinin önünü açması itibariyle önemsenen basın/matbuat, bir maarif aracı olarak imparatorluğu, düştüğü yerden kaldırabilecek kapsayıcı kurumsal dönüşüm politikalarının bir parçası olarak düşünülmüştür. Maarifin amaçlarından biri de bilmenin kendisine verilen önemdir. Bilmek mukaddimelerde "devlet, millet ve nizâm-ı memleket"in ne olduğunu ve kendi nefsini, "idâre-yi umûr-ı beytiyesini" bilmek olarak açıklanmaktadır. İnsanın kendisinden nizâm-ı memlekete kadar geniş kapsamlı bilmeyi sağlayacak olan gazete yeni ve büyük bir yükü de bu ilkeyle yüklenmektedir. Bilmek aynı zamanda okuru "zûlam-ı cehalet"ten (cehalet zulümleri) kurtaracak bir hamleyi de içermektedir. Gazete, okulun üstlendiği misyona benzer bir rol üstlenmekte hatta modernleşme üssü olarak görülen okulla aynileşmektedir. Cerîde-i Havâdis mukaddimesinde yer alan "tahsîl-i hüner ve marifet" ifadesi gazeteye bakışı sarih bir biçimde göstermektedir. Gazetelerin okur için önceliği modern anlamda gazete tipiyle mukayese ettiğimizde biraz farklılaşmaktadır. Okurun, mukaddimelerde tahsil ettiği marifetle "izâle-yi cehl edecek derecede" yetkinliğe taşınması hedeflenmektedir. Gazete, okuru bilgilendirmek ve haberdar etmek yerine eğitmeyi, bu anlamıyla cehaletten kurtaracak "bilgilendirme"yi hedeflemektedir.

Gazete ile başlayan bu anlayışın devamı olarak XX. yüzyılda radyonun ve televizyonun da "mektep, okul, üniversite" ile anılması birer eğitim kurumu olarak görülmeye devam ettiğini ortaya koymaktadır. Bu çerçevede 1960'lardan itibaren Türkiye'nin beşer yıllık kalkınma planlarıyla yönetilmesi sürecinde medya ve iletişim, kalkınma planlarında toplumsal ve kültürel gelişmenin araçlarından biri olarak konumlandırılmaktadır. Medya ve iletişim çalışmaları kapsamındaki ilk doktora tezlerinden biri de Yetişkin Eğitiminde Televizyonun Yeri ve Önemi (1975) başlığını taşımaktadır. Hatta 1979 yılında Eskişehir İktisadi ve Ticari İlimler Akademisi'nde, daha sonra İletişim Bilimleri Fakültesi adını alacak olan Televizyon ile Öğretim Eğitim Fakültesi de kurulmuştur.

Türk medya tarihinin ilk yayınlarının metinlerinde ve bu alandaki ilk akademik çalışmada Türkiye'nin modernleşme sürecinde medyaya biçilen rol, iki yüzyıldır yaşanılan sorunların kaynağının bilme, kavrama ve anlama olduğundan hareketle medyaya ve medya profesyonellerine de bu çerçevede bir görev ve sorumluluk yüklendiği söylenebilir. Ancak medyanın bu beklentileri karşılamaktan uzak olmanın ötesinde riskleri, tehlikeleri ve zararları olduğuna ilişkin tartışmalar da olagelmiştir. Yeni iletişim teknolojilerinin medya sektöründe kullanılması ve medyanın yazılı, sözlü ve görüntülü yayıncılık faaliyetlerinin önünde mekânın bir engel olmaktan çıkmasıyla kontrol edilemeyen bir eğitim ve kültürel alan olarak istenmeyen ve olumsuz görülen etkilerinin azaltılması yönünde çalışmalar başlatılmıştır. Bu çerçevede 1980'lerin başında uydu teknolojilerinin sınır ötesi yayıncılığa imkân vermesiyle ortaya çıkan yeni duruma karşılık televizyonun çocuklar üzerindeki etkisini azaltmak için Türkiye'de çocuk televizyonunun gündeme gelmesi, bu çalışmaların en somut göstergesidir.

Hem dünyada hem Türkiye'de dijitalleşmenin de katkısıyla enformasyon üretimi, dağıtımı ve kullanımı alanlarının yaşadığı dönüşümle yeniden yapılanan medyanın kazandığı etki gücüne karşın, bireyin hem örgün hem yaygın boyutuyla nitelikli medya okuryazarlığı eğitimin merkezî konularından biri haline getirilmiştir. Bu bağlamda eğitimin okul sisteminin dijital çağa uyarlanarak yeniden yapılandırılması ve öğretmen ile eğitim materyallerinin kalitesinin arttırılması önem kazanmıştır. Okullaşma, dijitalleşme ile tedricî eğitimin geleceği tartışılırken yeni okuryazarlık arayışları ve tartışmaları kapsamında kapsayıcı bir kavram olarak medya okuryazarlığının yanında alt okuryazarlık türleri olarak da dijital okuryazarlık, sosyal medya okuryazarlığı, görsel okuryazarlık kavramları da giderek öne çıkmaktadır. Yaygın eğitim kapsamında ise dijital ebeveynlik kavramı ile hayat boyu öğrenmenin aile düzeyindeki ayağı üzerinde durulmaktadır. Çocukları, geleceğin dünyasının bireyleri olarak donanımlı kılmak, bu donanımı verecek yetişkinlerin (öğretmen ve ebeveyn) bilgi ve becerilerle donanımlı hale getirilmesi, eleştirel düşünme becerilerinin kazandırılması ve bunları mümkün kılabilecek bir bilgi ve becerinin bütün olarak medya okuryazarlığının yaygınlaştırılması hem örgün hem de yaygın eğitim çalışmalarının odağında yer almaktadır. Uluslararası boyutta Birleşmiş Milletler'de UNESCO bünyesinde 1970'lerden itibaren, Türkiye'de ise 2007'de örgün eğitimde 2009'da da aile eğitim odaklı yaygın eğitimde medya okuryazarlığı faaliyetleri yürütülmekte ve yaygınlaştırılmaya çalışılmaktadır.

Türkiye'de medya okuryazarlığı eğitimi, Millî Eğitim Bakanlığı (MEB) ve Radyo Televizyon Üst Kurulu'nun (RTÜK) iş birliğinde hazırlanan "ilköğretim seçmeli medya okuryazarlığı" dersi öğretim programı, 2006 yılında Talim ve Terbiye Kurulu kararı ile seçmeli ders olarak kabul edilerek yürürlüğe konulmuştur. İlk pilot uygulama 2006-2007 eğitim öğretim yılında Adana, Ankara, Erzurum, İstanbul ve İzmir illerinde ilköğretim okullarının 7. sınıflarında, seçmeli ders saatlerinin bir saatinde uygulamaya konulmuştur. 17 Eylül 2007 tarih ve 155 sayılı kurul kararı ile ilgili medya okuryazarlığı dersinin, sosyal bilgiler öğretmenleri tarafından ve öncelikle sınıf öğretmeni olarak görev yapan Basın Yayın yüksekokulları/İletişim fakültelerinden mezun olanlar tarafından verilmesi istenmiştir. 2013 yılında güncellenen karar ile medya okuryazarlığı dersini, Basın Yayın yüksekokulları/İletişim fakültelerinden mezun olup sınıf öğretmeni olarak görev yapanlar ile Gazetecilik, Radyo-Televizyon, Halkla İlişkiler ve Organizasyon hizmetleri alan öğretmenlerle sosyal bilgiler, Türkçe ve bilişim teknolojileri öğretmenleri tarafından okutulacağı belirlenmiştir. Aynı yıl Talim ve Terbiye Kurulu'nda ortaokul ve İmam-Hatip Ortaokulu "Medya Okuryazarlığı Dersi Öğretim Programı" kabul edilmiş ve 11 Eylül 2006 tarihli ve 354 sayılı kurul kararı ile kabul edilen "İlköğretim Seçmeli Medya Okuryazarlığı Dersi Öğretim Programı"nın 2014-2015 eğitim öğretim yılından itibaren uygulamadan kaldırılmasına karar verilmiştir. Ders programı ve materyalinde 2018 yılında da değişikliğe gidilmiş "Ortaokul ve İmam-Hatip Ortaokulu Medya Okuryazarlığı Dersi (7 ve 8. Sınıflar) Öğretim Programı"nın 2018-2019 eğitim öğretim yılından itibaren uygulanması kararı verilmiştir. Müstakil seçmeli ders olarak okutulmasının yanında medya okuryazarlığı, sosyal bilgiler ve Türkçe derslerinde de bir alt konu olarak yer almaktadır. Ancak dersin ülke genelinde açılması ve öğretilmesinin yaygın olmadığını, bunun yerine bilişim teknolojileri ve yazılım ile teknoloji tasarım derslerinin daha çok açıldığını belirtmek gerekir.

Ders programlarında ve eğitim materyallerinde gazete, radyo, televizyon ve dijital dünyanın tanınması, kavranması ve bilinçli kullanımına ilişkin bir amaç ve kazanımlar bütünü yer almaktadır. Özellikle dijitalleşmenin getirdiği yeni haklar ve sorumluluklar, hukukî ve etik ihlaller ile fiziksel, ruhsal ve sosyal düzeyde çocuklarda oluşabilecek olumsuz sonuçların önlenmesine yönelik bir vurgu ve odaklanma bulunmaktadır. Bundan dolayı medya okuryazarlığı açısından metinlerde daha çok koruyucu bir yaklaşım içkindir.

Yükseköğretim aşamasında da medya okuryazarlığı İletişim fakültelerinde seçmeli ders ve Eğitim fakültelerinin bazı bölümlerinde de zorunlu ders olarak okutulmaktadır. Eğitim ve iletişim bilimlerinin kesişiminde yer alan medya okuryazarlığı üzerine bu iki alanda daha çok lisans düzeyinde eğitim verilmekte konuyla ilgili araştırmalar yapılmakta, bilgi üretilmektedir.

Yaygın eğitim kapsamında ise Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı tarafından hazırlanıp yürürlüğe konulan "Aile Eğitim Programı" kapsamında medya okuryazarlığı eğitimi verilmektedir.

Türkiye'deki medya okuryazarlığı eğitimi kapsamında zikredilebilecek bir başka çalışma da gençlere yönelik Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu'nun (BTK) yürüttüğü farkındalık ve eğitim faaliyetleridir. Bu çalışmaların odağında da medya kültürü ve kültür endüstrisi karşısında bireyin okuryazarlık niteliğinin arttırılması ile kanaat oluşumu, karar verme ve eyleme geçme sürecini, teyit edilmiş güncel enformasyona dayandırmayı mümkün kılabilecek bir enformasyon ekosisteminin oluşturulması yer almaktadır.

Kaynakça

Altun, Adnan. “UNESCO’nun Medya Okuryazarlığı Eğitimi Faaliyetlerine Toplu Bir Bakış (1977-2009)”. Millî Eğitim. sy. 191 (2011), s. 86-107,

Aydeniz, Hediyetullah. Medyayı Tanımak. Ankara 2012.

a.mlf. Bilinçli Medya Kullanımı. Ankara 2012.

Bordac. Sarah Evelyn. “Introduction to Media Literacy History”. Journal of Media Literacy Education. 6/2 (2015), s. 1-2.De Abreu, Belinha S. – Mihailidis, Paul (ed.). Media Literacy Education in Action: Theoretical and Pedagogical Perspectives. New York 2013.

Fedorov, Alexander. Media Literacy Education. Moscow 2015.

Friesem, Yonty v.dğr. “Media Now: A Historical Review of a Media Literacy Curriculum”. Journal of Media Literacy Education. 6/2 (2014), s. 35-55.

Jolls, Tessa – Wilson, Carolyn. “The Core Concepts: Fundamental to Media Literacy Yesterday, Today and Tomorrow”. a.e. 6/2 (2014), s. 68-78.

Moody, Kate. “John Culkin, SJ: The Man Who Invented Media Literacy: 1928-1993”. Center for Media Literacy. https://www.medialit.org/reading-room/john-culkin-sj-man-who-invented-media-literacy-1928-1993 (Erişim tarihi: 05.08.2023).

Potter, W. James. Media Literac. Los Angeles 2016.

Tigga, Ranjit, Rise, Decline, and Re-Emergence of Media Literacy Education in United States: 1960-2000. Dr.T, Marquette University, 2009.

UNESCO. The-Grünwald-Declaration-on-Media-Education. https://milobs.pt/wp-content/uploads/2018/06/The-Grünwald-Declaration-on-Media-Education.pdf (Erişim tarihi: 05.08.2023).

Kaynak: https://turkmaarifansiklopedisi.org.tr/medya-okuryazarligi

Görüş, öneri ve yorumlarınız için tıklayınız.

Bilgi paylaştıkça çoğalır. Okuduğunuz için teşekkür ederiz.

MEDYA OKURYAZARLIĞI

Medya kullanımına yönelik bilgi ve beceriler bütünü.