A

KARABEKİR, KÂZIM(1882-1948)

Millî Mücadele komutanlarından, eğitimci, siyasetçi.

  • KARABEKİR, KÂZIM
    • Nuri KÖSTÜKLÜ
    • Web Sitesi: Türk Maarif Ansiklopedisi
    • Son Güncellenme Tarihi: 18.12.2022
    • Erişim Tarihi: 20.09.2025
    • Web Adresi: https://turkmaarifansiklopedisi.org.tr/karabekir-kazim
    • ISBN ve DOI Numarası:
    • Bu metni kaynak göstererek kullanabilirsiniz.
    KARABEKİR, KÂZIM
KARABEKİR, KÂZIM (1882-1948)

Millî Mücadele komutanlarından, eğitimci, siyasetçi.

  • KARABEKİR, KÂZIM
    • Nuri KÖSTÜKLÜ
    • Web Sitesi: Türk Maarif Ansiklopedisi
    • Son Güncellenme Tarihi: 18.12.2022
    • Erişim Tarihi: 20.09.2025
    • Web Adresi: https://turkmaarifansiklopedisi.org.tr/karabekir-kazim
    • ISBN ve DOI Numarası:
    • Bu metni kaynak göstererek kullanabilirsiniz.
    KARABEKİR, KÂZIM

İstanbul Küçükmustafapaşa'da doğdu. Aslen eski adı Gafriyat olan ve günümüzde Karaman iline bağlı Kâzımkarabekir ilçesindendir. 6 Aralık 1902 tarihinde piyade teğmen rütbesiyle orduya katılmış, Balkan savaşları ve I. Dünya Savaşı'nın değişik cephelerinde başarılı görevler icra etmiştir. Mondros Mütarekesi sonrasında merkezi Erzurum'da bulunan 15. Kolordu kumandanlığına atandı. Erzurum ve Sivas kongrelerinin hazırlanmasında önemli hizmetleri oldu. Kars, Ardahan ve Batum'un kurtarılmasındaki başarısından dolayı ferikliğe (korgeneral) yükseltildi.

İstiklal Savaşı sırasında, aynı zamanda Edirne milletvekiliydi. Zaferden sonra, Birinci Ordu müfettişliğine atandı, ikinci devre seçimlerinde İstanbul milletvekili olarak mecliste bulundu, takip eden gelişmeler içinde arkadaşlarıyla Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası'nı kurdu. 27 Kasım 1924 tarihinde bu partinin başkanlığına seçildi. Daha sonra İzmir suikastı ile suçlanmış olsa da yapılan yargılama sonunda kendisi ve arkadaşları suçsuz görülerek beraat ettiler. 5 Ağustos 1946'da Türkiye Büyük Millet Meclisi başkanlığına seçilen Karabekir, 26 Ocak 1948'de altmış altı yaşında geçirdiği kalp krizi sonucu vefat etti.

Yakın Türk tarihinde daha ziyade askerî ve siyasî bir şahsiyet olarak hatırlansa da ihmal edilemeyecek bir yönü de eğitimci kişiliğidir. Onun eğitim ve kültür sahasında yaptığı hizmetler Türk eğitim tarihinde iz bırakacak keyfiyettedir.

Doğu'da kolordu kumandanı olarak bulunduğu sürede savaş ve Ermeni terörü sonucu yetim, öksüz ve bakımsız kalmış binlerce çocuğun eğitimiyle ilgilenmiş, bu amaçla kendine has okullar, kurslar açmış ve çeşitli sosyal ve kültürel faaliyetler düzenlenmiştir. Bizzat uygulamaya koyduğu bu eğitim faaliyetlerinin yanı sıra, pek çok eğitim problemine ışık tutan fikir ve düşünceler ileri sürmüştür. Onun Millî Mücadele yıllarındaki uygulamaları, Cumhuriyet'in eğitim politikalarının belirlendiği ilk yıllarda Maarif Vekâleti'nin bütçe görüşmelerinde yaptığı konuşmaları, değişik basın organlarına yaptığı açıklamalarıyla eğitim alanına giren bazı kitaplarındaki değerlendirmeler eğitimci kişiliğini ortaya koyar niteliktedir.

Halk eğitiminin yanı sıra, eğitim imkânı sağladığı çocuk sayısı 4000'i erkek ve 2000'i kız olmak üzere 6000'in üzerindedir. Bu çocukların büyük bölümü ilgili yerin kaymakamının da içinde bulunduğu bir komisyon tarafından tespit edilmiştir. Karabekir bir kolordu komutanının yetkisi içinde bu çocuklar için, Erzurum, Kars ve Sarıkamış'ta okullar açmıştır.

İlk açtığı okul sanayi mektebidir. 1 Temmuz 1919'da resmî açılışı yapılan mektebin temel amacı, kimsesiz, yetim ve bakıma muhtaç durumda olan çocuklara okuma yazma ve temel kültür eğitiminin yanı sıra meslek kazandırmaktı. Okul terzilik, kunduracılık, saraçlık ve marangozluk şubelerinden oluşuyordu. Üretim içerisinde eğitim yapılan bu okulda, çarık, çorap, fotin, yemeni, çamaşır, saraciye vb. ürünler o dönemde ordunun ihtiyacını karşılamakta kullanıldı. Zamanın şartlarına göre oldukça donanımlı bir eğitim kurumu görünümünde olan bu okul öğrencilerinin deri imalatında bilgi ve becerilerini arttırmak için, Bakü'ye gönderilmeleri yönünde çalışmaların olduğu bilinmektedir. Okulun Kasım 1919'da 285 olan öğrenci sayısı, 1923'te 500'e ulaşmıştır. Buradan sanatkâr olarak mezun olanlar, ihtiyaca göre kolordu kadrosunda istihdam ediliyor veya isteyenler dışarıda iş buluyorlardı. Karabekir'in kendi ifadesine göre, diğer eğitim kurumları gibi 1923'ten sonra sanayi mektebi de eski fonksiyonunu kaybederek kapanmıştır.

Kâzım Karabekir sanayi mektebi öğrencilerinin sayılarının gittikçe artmasıyla içlerinden zeki olanları daha muntazam ve ileriye dönük eğitim vermek ve ileride subay olmalarını sağlamak maksadıyla ayrı bir eğitim kurumu çatısı altında toplamayı uygun gördü ve 1 Ekim 1919 tarihinde Leylî Eytam İbtidâî Mektebi adıyla yeni bir eğitim kurumu açtı. Bu askerî derslerin ağırlıklı olduğu okulda, spor faaliyetlerine, tiyatro çalışmalarına ve millî tarih eğitimine önem verilmiştir. Okul beş sınıflı duruma geldikten sonra askerî idâdîye çevrilmiştir.

Kâzım Karabekir okul öncesi eğitime de önem vermiş, sanayi mektebi ve Leylî Eytam İbtidâî Mektebi'ne gidemeyecek kadar küçük yaştaki çocuklar için Erzurum'da 8 Ocak 1920 tarihinde bir ana mektebi açmıştır.

Erzurum'da açtığı bir diğer eğitim kurumu ise "iş ocağı"dır. Otomobil mektebi olarak da adlandırılan ve bir "çırak okulu" niteliğinde olan bu okulda; tesviyecilik, kuyumculuk, tornacılık, marangozluk, demircilik, dökümcülük, motorculuk bölümleri vardı.

Kâzım Karabekir, Kars ve Sarıkamış'ın kurtarılışını müteakip buralarda da eğitim kurumları açmıştır. Nitekim hatıralarında, Doğu'nun sıhhiye memuruna olan ihtiyacını karşılamak üzere, Sıhhiye Umum Müdürlüğü'nün Küçük Sıhhiye Mektebi programı dahilinde fakir ve şehit çocuklarının öğrenim gördüğü bir mektep açtığını ve bu durumu 23 Mayıs 1920'de Millî Müdafaa Vekâleti ve Umûr-ı Sıhhiye ve Muâvenet-i İctimâiye Vekâleti'ne arzettiğini yazmaktadır. Yazışmalara göre, önce Erzurum'da açıldığı tahmin edilen Sarıkamış Küçük Sıhhiye Mektebi'nin, esasen Sarıkamış'ın işgalden kurtarılmasını takiben Sarıkamış Hastanesi'nde planlı bir eğitim öğretime başladığı anlaşılmaktadır. 1 Mayıs 1921 tarihinde birinci devre öğretimin sonunda otuz öğrenci diploma almış ve bu mezunlar Erzurum vilayeti emrinde "küçük sıhhiye memuru" unvanı ile ilçelere memur tayin edilmişlerdir. Savaş yıllarında, bu mezunların bölgenin sağlık ihtiyacına önemli katkıları olmuştur. Okula ve öğrencilere ait fotoğraflardan anlaşıldığı üzere, teorik ve uygulamalı eğitimlerini Sarıkamış Hastanesi'nde yapan öğrenciler, o döneme göre ileri sayılabilecek laboratuvar ve diğer teknik imkânlara sahip olup, küçük çapta cerrahî müdahaleler yapacak durumdaydılar. Sarıkamış Küçük Sıhhiye Mektebi yaklaşık üç yıllık bir eğitim öğretimin sonunda gelişen şartlar çerçevesinde kapanmıştır.

Karabekir'in açtığı önemli eğitim kurumlarından biri de Sarıkamış Askerî İdâdîsi'dir. Yukarıda bahsedilen Leylî Eytam İbtidâî Mektebi belli bir eğitim düzeyine ulaşınca, askerî idâdî haline getirilmesi uygun görüldü. Önce Kars'ta eğitim veren askerî idâdî, daha sonra Sarıkamış'a taşınmış ve Sarıkamış Askerî İdâdîsi olarak eğitimine devam etmiştir. Askerî eğitimin yanı sıra programlarda kültür dersleri de yer alıyordu. Beden terbiyesi içerisinde, atış talimleri, dağcılık, paten, eskrim sporları yapılıyordu. Okulun, bando muzıka takımı ile keman, flüt ve piyanodan oluşan bir müzik grubu bulunmaktaydı. Yine sosyal faaliyetlerden olarak tiyatro çalışmalarına da önem veriliyordu. Karabekir 1922 yılının ikinci yarısından itibaren bu okul öğrencilerinden yetmiş dört kişilik bir grubu, ülke gezisine çıkarmış, bu öğrenciler gittikleri şehirlerde sergiledikleri temsillerle takdir görmüşlerdir. İsmet İnönü, Kâzım Karabekir'e yazdığı bir mektupta, "Kardeşim, senin mekteplerinin ve senin şehit evlatlarının menakıbını işiterek müftehir ve mağrur oluyorum. Fotoğraflar işittiğimden daha iyi ve daha fevkalade şeyler yaptığını gösteriyor. İçimizde senden daha müspet daha payidar ve ebedî iş yapanımız var mıdır? Gürbüz, akıllı ve tahsilli çocuklar âtîmiz için kuvvetli bir mesnet olacaktır" (Karabekir, 1960, s.1125) sözleriyle Karabekir'in eğitimci yönüne dikkat çekmiştir. Devrin anlayışına göre ileri seviyede eğitim yapan bu okulun, İstiklal Savaşı sonunda yeniden açılan Bursa Askerî İdâdîsi'nin esasını teşkil etmiş olması ve "İstiklal Savaşı başlarında ne İstanbul'da ne de Anadolu'da ortaokul ve lise derecesinde askerî okulun bulunmadığı" bir dönemde açılmış olması, bu okula ayrı bir özellik vermektedir.

Karabekir'in Sarıkamış'ta açtığı bir diğer eğitim kurumu, Sarıkamış Ana Mektebi'dir. 28 Kasım 1921 tarihinde açılışı yapılan okulda çocuklar çok yönlü olarak eğitiliyordu. Bu maksatla, çocuklara uygun değişik uygulama masaları oluşturulmuştu. Bir taraftan söz konusu masalarda çocuğu hayatta başarılı kılacak pratik kazandırılırken, diğer taraftan müzik ve eğitici oyunlarla beden ve ruh terbiyesine yönelik eğitim de veriliyordu. Öğretim araç gereçleri bakımından da bu okulun dönemine göre oldukça iyi imkânlara sahip olduğu söylenebilir. Bu maksatla Tiflis'ten, boya, testere, tutkal, resimler, oyuncaklar vb. araç gereç siparişi verilmiş ve getirtilmiştir. Sarıkamış Ana Mektebi, dönemin "anaokulu" anlayışından çok farklı olup, gelişmiş ülkelerdeki kurumları ve bilimi esas alan, eğitimin amacı, programı, yöntemi ve araç gereçler bakımından yeni esaslar getiren bir eğitim kurumu özelliğindeydi.

Karabekir Paşa yalnız okul açmakla kalmamış, öte yandan açtığı kurslar, düzenlediği bayram etkinlikleri ve çeşitli sosyal faaliyetlerle bir taraftan yetim Türk çocuklarını hayata kazandırırken, bir taraftan da Doğu Anadolu'da Türk kültürünü işlemiş ve Millî Mücadele gibi fevkalade bir dönemde halkı millî duygularla donatmaya çalışmıştır. Açılan kurslar arasında şimendifer, tayyare, dişçilik, elektrikçilik, matbaacılık, ebe, foto-sinema, sıhhiye, ziraat, biçki-dikiş kursları sayılabilir.

Asker olmasına rağmen, devletin ancak irfan ordusuyla yükselebileceğini düşündüren Karabekir, ayrıca çeşitli vesilelerle ilgili makamlara eğitim konusunda yapıcı tenkitlerde bulunmuş, karşılaşılan problemlere yönelik bazı çözüm yolları da tavsiye etmiştir. Maarif Vekâleti bütçe görüşmelerinde, bazı gazetelere verdiği demeçlerde ve eğitimle ilgili bazı eserlerinde; okul öncesi eğitimi, ilköğretim, ortaöğretim, yükseköğretim, halk eğitimi, öğretmen yetiştirme ve öğretmen problemleri, Köy enstitüleri vb. eğitimin pek çok alanında görüş ve öneriler ortaya koymuştur.

Karabekir'in eğitim düşüncesinin çeşitli kaynaklardan oluştuğu görülmektedir. Nitekim Çocuk Davamız adlı eserinde, bu kaynakların başında ilk önce ailesini belirtir. Diğer taraftan, 1907'de İstanbul Harbiye Mektebi muallim muavinliğine tayin edilmesi, onun eğitim alanındaki kavramlara aşinalık kazanmasında etkili olmuştur. Kars ve Gümrü'yü işgalden kurtardıktan sonra buralarda Ermeni çocuklarının eğitimiyle ilgilenen Amerikan pedagoglarıyla ve bunların eğitim sistemiyle teması olmuştur.

Bütün bu gelişmelerin yanında, eğitim alanında yazılmış yerli ve yabancı kitapların da Karabekir'in eğitim düşüncesinin oluşmasında etkili olduğu görülmektedir. 1922'de ve daha sonraki yıllarda Hâkimiyet-i Milliye gazetesinde yayımlanan görüşlerinden ve yer yer katılmış olduğu konferanslardan onun, özellikle Amerikan, Fransız ve Alman eğitimcilerinin eserlerini tetkik ettiği anlaşılmaktadır.

Eğitimle ilgili görüşlerinde ve uygulamalarında idealizm, millî çevre ve duygusal yönün varlığı, onun, milliyetçi bir eğitim sistemi ortaya koyan Alman filozofu J. G. Fichte ve eğitimde duyguya önem veren aynı okul mensuplarından Pestalozzi ve Ziya Gökalp'in fikirlerinden de etkilendiğini, pedagog Smith'in eserlerini okuduğunu göstermektedir.

Atatürk'ün de "Karabekir Paşa, maarif dil ve tarih konularıyla uğraşmış bir arkadaşımızdır" sözleriyle eğitimci kişiliğine işaret ettiği Kâzım Karabekir'in, 15. Kolordu kumandanı olarak Doğu Anadolu'da bulunduğu yıllardaki eğitim uygulamalarıyla çeşitli vesilelerle dile getirdiği görüşleri ve meclisteki konuşmaları analiz edildiğinde şu temel fikirleri taşıdığı rahatlıkla söylenebilir: Evrensel değerlere açık olmakla birlikte, eğitimin temel karakteri millî olmalı ve bilime dayanmalıdır. Eğitim denilince beden, ruh ve fikir terbiyesi birlikte anlaşılmalıdır. Eğitimde pratiğe önem verilmelidir. İlk ve ortaöğretimin amacı, yalnızca yükseköğretime aday hazırlamak değil ağırlıklı olarak "hayata hazırlamak", "iş adamı" yetiştirmek olmalı, dönemin ihtiyacına göre, meslekî ve teknik eğitime daha fazla yer verilmelidir. Yükseköğretim için Anadolu'nun belli şehirlerinde kendisinin "üssü'l-hareke" olarak isimlendirdiği ilim merkezlerinde "yerleşke" tipi üniversiteler kurulmalıdır. Örgün eğitimin yanı sıra, halk eğitimine de gereken önem verilmeli, müzeler, sinema-filmler, kütüphaneler, kahvehaneler gibi halkın toplu bulunduğu yerler, birer halk eğitimi kurumu olarak değerlendirilmelidir. Halk eğitimine yönelik olarak ihtiyaç duyulan alanlarda kurslar açılmalıdır. "Dil", eğitimin en önemli unsuru olup "Türk dili" konusunda gereken hassasiyet gösterilmeli, konuşma dilinde "İstanbul Türkçesi" esas alınmalıdır. "Öğretmen" yetiştirme ve istihdam politikasına önem verilmelidir. Eğitim öğretimde temel metot, anaokulu ve kısmen ilköğretimde hissin, ortaöğretimde ve yükseköğretimde muhakeme ve mukayese melekesinin geliştirilmesi esasına dayanmalıdır. Eğitimin her kademesinde spor ve musiki ihmal edilmemelidir. Eğitimde devrin şartlarına göre, bilgi teknolojisinden âzami ölçüde faydalanılmalıdır.

Kaynakça

ATASE Arşivi. K: 1869, D: 6, F: 16, 18, 18-2, 32; K:1869, D: 5, F: 43, 135, 172; K: 1869, D: 3, F: 2; İstiklal Harbi Güney ve Doğu Cephesi Merkez Ordusu Albüm: 4.

BCA. 272.12/39.39.3 (Belge1-6).

Fındıkoğlu, Z. Fahri. “Kâzım Karabekir Paşa ve Köy Enstitüleri”. İş Mecmuası. 16 (1948), s. 18-22. 

Karabekir, Kâzım. İstiklal Harbimiz. İstanbul 1960.

a.mlf. Çocuk Davamız (Önce beş nüsha olarak daktilo edilmiş olup, bir nüshası Ankara Millî Kütüphane 1968 BD 344’te kayıtlıdır. Daha sonra Öğütlerim ile birlikte 2 cilt halinde yayınlanmıştır). İstanbul, 1995.

a.mlf. Öğütlerim. Erzurum 1336 (2. bs., Bakü, 3. bs., Trabzon 1337; Çocuklara Öğütlerim adıyla Faruk Özerengin tarafından hazırlanmış ve yeniden basılmıştır. İstanbul, 1995).

a.mlf. Şarkılı İbret. Trabzon 1338 (2. bs., İstanbul 1340).

a.mlf. Talim ve Terbiye Hakkında Ana Hatlar. Ankara 1340.

Kırzıoğlu, M. Fahrettin. Kâzım Karabekir. Ankara, 1991.

Köstüklü, Nuri. “Kâzım Karabekir Paşanın Dil Konusundaki Görüşleri”. Türk Yurdu. sy. 8 (1987a), s. 43-46.

a.mlf. “Kâzım Karabekir’in Yüksek Öğretim Konusundaki Görüşleri”. Selçuk Üniversitesi Ata Dergisi. sy. 2 (1987b).

a.mlf. “Kâzım Karabekir ve Okulöncesi Eğitim”. Selçuk Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi Dergisi. sy. 3 (1989), s. 65-74.

a.mlf. Kâzım Karabekir ve Eğitim. Konya, 2013.

“Maârifte Kâzım Karabekir Paşa”. Hâkimiyet-i Milliye. 11,12,13,14,15 Aralık 1922. 

Kaynak: https://turkmaarifansiklopedisi.org.tr/karabekir-kazim

Görüş, öneri ve yorumlarınız için tıklayınız.

Bilgi paylaştıkça çoğalır. Okuduğunuz için teşekkür ederiz.

KARABEKİR, KÂZIM (1882-1948)

Millî Mücadele komutanlarından, eğitimci, siyasetçi.