Edebî eserleri tasniflendirme.
Edebî eserleri tasniflendirme.
Edebî eserler genel olarak nesir ve nazım şeklinde iki ana gruba ayrılır. Türkçe dersi öğretim programında edebî metinler; bilgilendirici, öyküleyici ve şiir kategorisi içerisinde yer almaktadır. Türk dili ve edebiyatı dersinde ise öyküleyici (anlatmaya bağlı) edebî metinler (masal/fabl, destan, mesnevi, hikâye, roman vb.), bilgilendirici (öğretici) metinler (deneme, söylev/nutuk vb.), şiir ve tiyatro olarak tasnif edilmiştir.
Millî Eğitim Bakanlığı tarafından hazırlanmış olan 2019 ilköğretim ve 2024 ortaokul Türkçe öğretim programları yapıları itibariyle tematik odaklı düşünülmüş; okuma ve yazma kazanımları metin içi, metin dışı ve metinler arası anlam oluşturacak biçimde düzenlenmiş, üretim atölyeleri etkinlikleri içinde de edebî metin türlerine yer verilmiştir. 2024 müfredat programında edebî türlerden öyküleyici metinlerle şiirlere ortaokulda bütün sınıf seviyelerinde yer verilirken bilgilendirici metinlerden anı, gezi yazısı ve biyografik türler (portre/öz geçmiş/biyografi/otobiyografi) bütün sınıflarda; deneme, söyleşiye ise yedi ve sekizinci sınıf seviyelerinde yer verilmiştir ve bu metinlerin seçiminde belli kriterler esas alınmıştır (MEB, 2024: 8-28).
Edebiyat ve Türkçe derslerinde kullanılmakta olan bu metinler, derslerin amaçlarını gerçekleştirmeye yönelik birer araç vazifesi görmektedir. Bu amaçlar gerçekleştirilirken metinlerin kullanımının yanında türün özellikleri de kavratılmaya çalışılır. Edebî eserlerin vermek istediği mesajlar dinî, tarihî, bireysel, kültürel ve sosyal konularda olabilmektedir. Yine barındırdığı içerik ve biçime göre metinler farklılaşmaktadır.
Yazın türleri denildiğinde ilk akla gelen türlerden biri öyküdür. Öykü ya da hikâye kurgusal bir zeminde gerçek ya da gerçeğe yakın bir olayı, durumu aktaran düz yazı türündeki anlatıdır. Okul öncesinden başlayarak ileri eğitim evrelerine kadar öykü türü eğitim aracı olarak kullanılmaktadır. Çocuklar yaşadıklarını hikâyeleştirmekte ve hikâyeleştirilen anlatıları dikkatle dinlemektedir. Okullarda anlama ve anlatma becerileri geliştirilirken bu becerilere dair alışkanlık kazandırmak için öykülerden yararlanılmaktadır. Ayrıca öyküler öğrencilerin bilişsel ve sosyal becerilerini de geliştirmektedir.
Türk öyküsünün geçmişinde zengin bir anlatı geleneğiyle karşılaşılmaktadır. Dede Korkut Hikâyeleri öykü türünün ilk örneği sayılabilecek anlatılardır (bk. Dede Korkut). Modern anlamda Nâbizâde Nâzım'ın 1890 yılında yazdığı Karabibik adlı eseri eski anlatı türünden öykücülüğe geçişi temsil eden uzun bir öyküdür. Sâmipaşazâde Sezâi'nin Küçük Şeyler (1891) adlı eseri Batılı anlamda öykü denebilecek kısa tür öykünün edebiyatımızdaki ilk örneği kabul edilmektedir. Halit Ziya Uşaklıgil, Hüseyin Cahit Yalçın, Ahmet Hikmet Müftüoğlu ve Hüseyin Rahmi Gürpınar gibi isimler modern öykücülüğün gelişiminde ilk aşamayı temsil ederler. Türk edebiyatında kısa öykünün usta isimlerinden biri olan Ömer Seyfettin yeni bir öykü dilini Türk yazınına sunar. Ağdasız, yalın bir halk diliyle yazan Ömer Seyfettin, bu alanda bir dönüm noktasıdır (bk. Ömer Seyfettin). Anadolu gerçekliğini sade ve arı bir Türkçe ile dile getiren, Türkçe'nin ustalarından Refik Halit Karay da Türk öykücülüğünün önemli isimlerindendir. Memleket Hikâyeleri ve Gurbet Hikâyeleri âdeta bir zirve kabul edilir. Cumhuriyet devri öykücüleri arasında Sadri Ertem, Osman Cemal Kaygılı, Sabahattin Ali ve Memduh Şevket Esendal gibi isimler öne çıkar. Sait Faik Abasıyanık ise çağdaş Türk öykücülüğünün en önemli isimlerindendir. Sait Faik kısa öykü türünü yeniden kurmuştur. Türk öykücülüğünde öne çıkan diğer yazarlar ise Haldun Taner, Aziz Nesin, Ziya Osman Saba, Fahri Celalettin Göktulga, Ercüment Ekrem, Nezihe Meriç, Onat Kutlar, Ferit Edgü, Selim İleri, Rasim Özdenören, Sevinç Çokum ve Mustafa Kutlu gibi isimlerdir.
Öyküleyici metinler içerisinde yer alan masallar, geçmişten günümüze çocuk eğitiminde kullanılan önemli bir edebî türdür. Kahramanlarının pek çoğunun olağanüstü özellikler taşıdığı, kendine ait üslubu olan masallar, sözlü geleneğe bağlı eğitici edebî türlerden biridir. Masallarda yer alan tekerleme, mâni, bilmece, atasözü, deyimler ve çok anlamlılık gibi dilsel özellikler çocuğun dilsel becerilerine okul öncesinden itibaren katkı sağlar. Sonraki süreçlerde özellikle ilkokul ve ortaokulda dört temel dil becerisinin geliştirilmesi için Türkçe ders kitaplarında ve derslerinde masallardan öğretim aracı olarak yararlanılmaktadır. Masallar aracılığıyla kültürel aktarım sağlanır ve çocuğun hayal dünyası zenginleştirilir. Ruhsal gelişimin yanında bilişsel gelişimi de destekleyerek çocuğun hayalden gerçek zemine geçmesinde köprü vazifesi görür. Türk edebiyatında Naki Tezel'in Türk Masalları, Pertev Naili Boratav'ın Zaman Zaman İçinde, Eflatun Cem Güney'in Evvel Zaman İçinde, Ignacz Kunos'un Türk Masalları adlı eserleri önemli derlemeler olarak öne çıkar. Tahir Alangu'nun Billur Köşk Masalları ile Keloğlan Masalları bir dönem 100 Temel Eser içerisinde de önerilen ortaokullarda yardımcı kaynak olarak kullanılan önemli eserlerdir.
Fabllar da bilhassa ilkokul ve ortaokul düzeyinde eğitim malzemesi olarak kullanılmaktadır. Fabllarda insan dışı varlıklar ve daha çok hayvanlar aracılığı ile kıssadan hisse usulüyle çocuklara nasıl davranılması gerektiği aktarılır. Mevlânâ'nın Mesnevî'den seçmeler içeren eserler ile Beydabâ'nın Kelile ve Dimne adlı eserleri bir dönem Millî Eğitim Bakanlığı tarafından 100 Temel Eser arasına alınmış olup Türkçe ders kitaplarında da yer verilen fabl türünde içeriklere sahip ilk akla gelen eserlerdir.
Eğitimde etkin bir öğretme aracı olarak kullanılan tiyatro, temel dil becerilerine hitap eden, konuşma ve eylemi canlı tutan bir edebî türdür. Tanzimat'la birlikte gelişen modern tiyatro metinleri dram ve komedi gibi alt türleri içeren, sahnelenmek için yazılmış edebî metinlerdir. Geleneksel Türk tiyatrosu denildiğinde köy seyirlik oyunları, meddahlık, Karagöz ve Hacivat, orta oyunu akla gelir. Halkı etkilemek ve eğitmek amacı taşıyan tiyatro oyunları, Cumhuriyet devri ile birlikte okullarda da eğitsel bir araç olarak kullanılmıştır. Tiyatro merak duygusunu celbeden yapısı gereği öğrencilerin aktif biçimde derse katılımına ve kendilerini geliştirmesine imkân sağlamaktadır. Dil gelişimini, sosyal gelişimi doğrudan etkileyen tiyatro, yapılandırmacı eğitim anlayışına uygun yapıdadır.
Türk eğitim sahasında tiyatro metinlerine bakıldığında Baha Dürder ve Haydar Ediskun'un çocuklara ve gençlere yönelik yazdıkları seçme piyeslerden oluşan kitaplar, Cumhuriyet döneminde yardımcı ders materyalleri olarak öne çıkar. Goethe'nin Faust adlı tiyatro metni 100 Temel Eser listesinde liselerde okuma kitabı olarak tavsiye edilen eserler arasında yer almaktadır. Namık Kemal, Musahipzade Celal, Necip Fazıl Kısakürek, Haldun Taner, Turgut Özakman, Güngör Dilmen, Ahmet Turan Oflazoğlu, Orhan Asena gibi isimler Türk tiyatro yazınının önemli isimleridir.
Öğretici ve düşünsel edebî türler içinde sınıflandırılan deneme, eğitimde faydalanılan yazın türlerinden biridir. Yazarın kişisel görüş ve düşüncelerini kanıtlama kaygısı gütmeksizin kendini serbestçe ifade edebildiği, samimi bir üslubu barındıran, konu sınırlaması olmayan yazın türüne deneme denir. Türün özelliği gereği denemede ustalık isteyen bir dil becerisinin bulunması, geniş bir dünya görüşü ve soyut düşünmenin yazıda görünür hale gelmesi, bu tür metinlerin konu bakımından sınırsızlığı, zengin kelime hazinesine sahip oluşu denemeyi eğitimde kullanışlı hale getirmektedir.
Batı'da XVI. yüzyılda Montaigne ile bağımsız bir tür olarak ortaya çıkan deneme modern Türk edebiyatında Ahmet Haşim, Ahmet Hamdi Tanpınar, Nurullah Ataç, Cemil Meriç, Suut Kemal Yetkin, Memet Fuat ve Sezai Karakoç gibi isimlerle gelişmiştir. Cevdet Kudret'in eğitim üzerine görüşlerini içeren Benim Oğlum Bina Okur adlı eseri, bu alanda dikkat çekici eserlerdendir. Bir dönem 100 Temel Eser içerisinde yer alan Şevket Rado'nun Eşref Saat kitabı okullarda öğrencilere tavsiye edilen ve deneme türü denince Türk edebiyatında akla ilk gelen eserlerden biridir.
Biyografik ve otobiyografik metinler de eğitimde kullanılan edebî türlerdendir. Bu metinlerden biyografi belirli bir alanda ün sahibi olan kişilerin tarafsız bir biçimde kaleme alınıp hayatının bir bütün olarak aktarıldığı; otobiyografi ise kişinin kendi hayatını anlattığı yazın türüdür. Eski edebiyatta tezkireler biyografik metin özelliği taşıyan bir tür olarak karşımıza çıkmaktadır. Bilhassa şairlerin hayatlarına ve eserlerinden örneklere tezkirelerde yer verilmektedir. Türk Edebiyatında ilk tezkire örneği, XV. yüzyılda Ali Şîr Nevâyî'ye ait olan Mecâlisü'n-Nefâyis adlı eserdir (bk. Ali Şîr Nevâyî). Modern Türk edebiyatında ise Şevket Süreyya Aydemir'in Suyu Arayan Adam, Abidin Dino'nun Kısa Hayat Öyküm adlı eserleri otobiyografi türünde; Oğuz Atay'ın Bir Bilim Adamının Romanı: Mustafa İnan adlı eseri ile Beşir Ayvazoğlu'nun Yahya Kemal, Tevfik Fikret, Ahmet Haşim, Erol Güngör, Nurullah Ataç, Peyami Safa gibi önemli isimler üzerine yazmış olduğu biyografiler bu alanda yazılmış önemli eserlerdir.
Biyografik metinlerin öğrencilerin dilsel, zihinsel, bireysel ve sosyal gelişiminde katkıları olmakla birlikte biyografisi yazılan kişiler de öğrencilere rol model olma bağlamında önemli bir yere sahiptir. Özellikle gelişim dönemi itibariyle dördüncü ve beşinci sınıf seviyesindeki çocuklar sorgulama ve araştırma evresinin başlangıcındadır. O sebeple bu çocukların çeşitli alanlarda başarıya ulaşmış isimlerin hayatlarına dair merakları bu dönemde oluşmakta ve onları rol model olarak benimsemektedirler. Biyografik metinler ders kitaplarında daha çok millî hafızada yer tutan önemli isimleri öğrencilere aktarmak amacıyla ana metin olarak kullanılmaktadır. Yardımcı metin olarak ise biyografik metinlerden noktalama işaretlerinin kavratılmasında ders kitaplarında öğretim malzemesi olarak yararlanılmaktadır.
Türk kültürü ve belleğinde çok köklü bir geleneğe sahip olan anı ya da diğer adıyla hatırat, bireysel ve tarihsel değer açısından önemli edebî türlerden biridir. Hatıratta kişi kendi hayatını anlatırken, yaşadığı dönemde olanları ve duyduklarını da edebî bir dille aktarır. Bu açıdan hem kişisel hem de tarihsel bir vesika işlevi görür.
Anı türüne Türkçe ders kitaplarında ikinci sınıftan itibaren yer verilmektedir. Altıncı sınıf okuma becerisinde yer alan "Metin türlerini ayırt eder" kazanımı altında anı türünün de öğretilmesi ve bilgi verilmesine dair vurgu yapılmaktadır. Yedinci sınıfta ise yazma becerisine yönelik "kısa metinler yazar" kazanımıyla anı yazmaya teşvik edilmektedir (MEB, 2019: 46). Hatıratların kullanımı öğrencilerde eleştirel düşünme, problem çözme, empati gibi becerileri geliştirmekle birlikte değer açısından da millî ve manevi değerleri kazandırmakta, öğrencilerin derslere karşı ilgisini ve akademik başarısını arttırmaktadır.
Türkler'in hafızasında yer eden ilk hatıra izleri VIII. yüzyıl Orhon yazıtlarında Bilge Kağan, Kültigin ve Vezir Tonyukuk'un dilinden yazılanlarda ortaya çıkar. Bâbür Şah'ın yazdığı Bâbürnâme' ise bu alanda bir zirvedir (bk. Bâbür). Batılı ve edebî anlamda ilk anı örnekleri Tanzimat ve Servet-i Fünûn dönemlerinde edebiyatımıza girmiştir. Millî edebiyat dönemi sonrasında da anı türünde çokça eser verilmiştir. Türk edebiyatında 100 Temel Eser içerisinde de yer alan Falih Rıfkı Atay'ın Zeytindağı ve Çankaya isimli eserlerinin yanında Yakup Kadri Karaosmanoğlu'nun Gençlik ve Edebiyat Hatıraları, Anamın Kitabı, Zoraki Diplomat; Halit Fahri Ozansoy'un Edebiyatçılar Geçiyor; Hüseyin Cahit Yalçın'ın Edebî Hatıralar; Halit Ziya'nın Kırk Yıl, Saray ve Ötesi ile çocuk edebiyatı sahasında Muallim Nâci'nin Ömer'in Çocukluğu; Ahmet Rasim'in Falaka adlı eserleri ilk akla gelen örneklerdir.
Eğitimde sıkça kullanılan yazın türlerinden biri de gezi yazılarıdır. Seyahatname olarak da adlandırılan gezi yazıları, yazarın gezip gördüğü yerleri betimleyici anlatımdan yararlanarak kişisel ve edebî bir üslupla anlattığı yazı türüdür. Türk edebiyatında en bilinen örneği Evliya Çelebi'nin Seyahatnâme'sidir (bk. Evliya Çelebi). Modern Türk edebiyatında ise Ahmet Haşim'in Frankfurt Seyahatnamesi, Ahmed Midhat Efendi'nin Avrupa'da Bir Cevalan'ı, Reşat Nuri Güntekin'in Anadolu Notları akla ilk gelen gezi yazısı örnekleridir. Batı'da Marco Polo, Gerard de Nerval, Pierre Loti gibi isimlerin seyahatnameleri ile Doğu'da İbn Battûta ve İbn Fadlân'ın seyahatnameleri türün öne çıkan eserleridir.
Yapı bakımından diğer türlerden ayrılan yönüyle şiir, edebî türlerin en önemlilerindendir. Şiir, mısralar halinde yazılan ahenkli ve ölçülü bir yazın türdür. Şiir zengin bir düşünme ve hayal gücünün ürünü olan, tarih boyunca okuyanı ve dinleyeni etkileyen en kadim türdür.
Çok eskiden beri Türk belleğinde güçlü bir yeri olan şairler, toplumdaki rehber konumunun farkında olarak topluma ait değer, gelenek ve görenekleri şiirleriyle anlatmışlardır. Şairlerin yazdıkları halk şiirinin önemli örneklerinden olan nasihatnameler, ders verici nitelikte olan şiirlere örnektir (bk. Nasihatname). Âşık Ömer, Karacaoğlan ve Gevherî'nin şiirlerinde dinî, bireysel ve toplumsal eğitim unsurları yer almaktadır. Divan edebiyatı sahasında eser veren şairler de eğitime dair görüşlerini şiirleriyle dile getirmişlerdir. Türk edebiyatının önemli isimlerinden ve didaktik şiir türünün en mühim temsilcilerinden olan Nâbî (1642-1712), oğluna öğüt vermek maksadıyla Hayriye adlı manzum eserini 1707 yılında kaleme almıştır. Eser, toplumun büyük kesiminde kabul görmüş olup Cumhuriyet devrine kadar okunmuş ve ezberlenmiştir. Eserde yer alan öğütler günlük hayatın pek çok alanını kapsamakta ve çocuklara yön göstermektedir. 1791'de Sünbülzâde Vehbi (1719-1809) tarafından kaleme alınan Lutfiye adlı eser de Nâbî'nin Hayriye eseri örnek alınarak yazılmıştır (bk. Nâbî).
Türkçe ve Türk dili ve edebiyatı derslerinde şiir, öğretim materyali olarak başvurulan ve ders kitaplarında en çok yer verilen edebî türlerin başında gelmektedir. İlköğretimin ikinci kademesinde Ziya Osman Saba, Âşık Veysel Şatıroğlu, Cahit Külebi, Arif Nihat Asya, Karacaoğlan gibi isimlerin şiirlerine çokça yer verilmektedir. Şiirlerin zengin dilsel özellikleri, bilişsel becerilere katkısı, hayal gücünü geliştirmesi sebebiyle etki alanının güçlü olması eğitimde kullanışlı bir edebî tür olmasını sağlamaktadır.
Önemli edebî türlerden biri olan roman da diğer türler gibi eğitimde kullanılan mühim bir araçtır. Roman, öyküye göre uzun, yaşanmış ya da yaşanabilecekleri bir olay örgüsü içerisinde anlatan, karakter sayısı ve olay çeşitliliğinin fazla olduğu genellikle düz yazı biçiminde oluşturulan türdür (bk. Roman). Romanlardan alınan bazı bölümler kısaltılarak ders kitaplarında yer almaktadır. Türkçe derslerinde romanların kullanımına dördüncü sınıftan itibaren yer verilmektedir. Ayrıca çizgi romanlar birinci sınıf seviyesinden itibaren Türkçe derslerinde özellikle görsel okuma ve anlama bağlamında kullanılmaktadır.
Ağırman, Feyzullah – Demirel, Şener. “Türkçe Dersi Öğretim Programlarında (1924-2019) Tiyatro Metinleri”. Çukurova Üniversitesi Türkoloji Araştırmaları Dergisi. 8/1 (2023), s. 390-406.
Akkaya, Nevin. “Âşık Tarzı Şiir Geleneğinde Halk Eğitimi”. Dokuz Eylül Üniversitesi Buca Eğitim Fakültesi Dergisi. 27 (2010), s. 88-100.
Akyüz, Yahya. Türk Eğitim Tarihi: M.Ö. 1000-M.S. 2021. Ankara 2021.
Aytaş, Gıyasettin. “Edebî Türlerden Yararlanma”. Millî Eğitim. 34/169 (2006), s. 261-276.
Dürder, Baha – Ediskun, Haydar. Çocuklara ve Çocuklar İçin Seçme Piyesler. İstanbul 1990.
Gedik, Seda. “Masalların Eğitimsel İşlevi”. Journal of Social Sciences and Education. 3/1 (2020), s. 356-367.
Gümüş. Semih. “Öykücülüğümüzün Kısa Tarihi”. https://oggito.com/icerikler/oykuculugumuzun-kisa-tarihi/561 (Erişim tarihi: 18.05.2024).
Hazım, Sümeyye. Ortaöğretim Türk Dili ve Edebiyatı Ders Kitaplarında Yer Alan Hikâye ve Roman Metinlerinin Değerler Açısından İncelenmesi. YLT, Gazi Üniversitesi, 2019.
Hece (Türk Öykücülüğü Özel Sayısı). sy. 46-47 (2000).
Kavcar, Cahit. Edebiyat ve Eğitim. Ankara 2017.
Kemiksiz, Ömer. “Yazar ve Metin Tercihleri Bakımından Türkçe Ders Kitapları”. Tarih Okulu Dergisi. sy. 33 (2018), s. 945-967.
MEB. Ortaokul Türkçe Dersi Öğretim Programı. Ankara 2024.
MEB. Türk Dili ve Edebiyatı Dersi Öğretim Programı. Ankara 2018.
MEB. Türkçe Dersi Öğretim Programı. Ankara 2019.
Parla, Jale. Don Kişot’tan Bugüne Roman. İstanbul 2018.
Sunay, Caner. Ortaöğretim İnkılâp Tarihi ve Atatürkçülük Derslerinde Anıların Kullanımına İlişkin Öğretmen Görüşlerinin Değerlendirilmesi. YLT, Atatürk Üniversitesi, 2018.
Yalçın, Alemdar – Aytaş, Gıyasettin. Çocuk Edebiyatı. Ankara 2002.
Zeyrek, Selin. “Dil Öğretimi Çerçevesinde Yabancı Dil Olarak Türkçe Öğretimi Özelinde Tiyatro ve Drama”. Journal of Interdisciplinary Education: Theory and Practice. 2/2 (2020), s. 88-101.
Kaynak: https://turkmaarifansiklopedisi.org.tr/edebi-turler
Bilgi paylaştıkça çoğalır. Okuduğunuz için teşekkür ederiz.