Türk bilgesi, ozanı ve hikâye anlatıcısı.
Türk bilgesi, ozanı ve hikâye anlatıcısı.
Hayatıyla ilgili bilgiler kaynaklarda birbirinden farklıdır. Ancak bütün kaynaklar onun Türkler'in bozkır kültürü dönemlerinde bilgisi, birikimi, âdet ve gelenekleri ile töresine hâkim olan, yol gösterici, yüce bir Oğuz büyüğü olduğunda birleşir. Dede Korkut Kitabı'nda ise besmeleden sonra "Resul aleyhisselam zamanına yakın Bayat boyundan Korkut Ata derler bir er ortaya çıktı. Oğuz'un o kişi tam bilicisi idi. Ne derse olurdu. Gaipten türlü haber söylerdi. Hak Taâlâ onun gönlüne ilham ederdi" ifadeleri yer almaktadır. Kitabın başından sonuna kadar Dede Korkut'un tasviri halkın atası, bilgin, kabilenin reisi, güçlü halk ozanı ve bilge olarak tekrarlanır.
Ebülgazi Bahadır Han'ın Şecere-i Terâkime'sinde ve Saltuknâme'de Dede Korkut, Kayı boyundan gösterilirken Reşîdüddin'in Câmiu't-Tevârîh adlı eserinde Bayat boyundan olduğu kaydedilmiştir. Yine bu sonuncusuna göre Dede Korkut, onuncu Oğuz hükümdarı Kayı İnal Han'ın başdanışmanıydı. Hacı Bektaş Velî Vilâyetnâmesi'nde Korkut Ata olarak adı geçer ve kendisinden Bayındır Han ve onun beylerbeyi Kazan ile birlikte bahsedilir. Bu kişilerin ölümüyle de Oğuzlar'ın dağıldığı belirtilir. Bahrü'l-Ensâb'da ise Bayındır Han'ın Dış Oğuz-İç Oğuz beylerini saydığı ve bu beylerin şeyhinin ise Dede Korkut olduğu yazılıdır. Kitâb-ı Dedem Korkud alâ Lisân-ı Tâife-i Oğuzân adlı eserin giriş bölümünün dört farklı yerinde "ata" adıyla anılırken aynı eserin farklı yerlerinde "dede" ismiyle dile getirilir. Bazı halk rivayetlerinde ise onun bir dev kızından dünyaya geldiği, boyunun 60 arşın olduğu, bir asır yaşadığı ve Siriderya nehrinin sol yakasında kurulmuş bir Kazak obasında yaşayıp öldükten sonra nehrin sağ kıyısına gömüldüğü anlatılır.
Oğuz Türkleri'nin hayatını destansı bir şekilde anlatan Dede Korkut Kitabı on iki hikâyeden oluşmaktadır. 2017 yılına kadar Dede Korkut'un yalnızca Dresden ve Vatikan yazmalarının varlığı biliniyordu. Ancak son yıllarda Ankara yazması (2017), Günbed yazması (2019) ve Bursa yazması (2022) olmak üzere üç nüshası daha bulundu. Böylece varlığı bilinen yazma sayısı beşe çıktı.
Oğuzlar'ın IX-XI. yüzyıllardaki yaşayış ve toplumları hakkında bilgiler içeren hikâyelerin ilk örnekleri XV-XVI. yüzyılda yazıya geçirilmiştir. Hikâyelerin mekânı Orta Asya, Kazakistan, Azerbaycan, Kafkas dağları, Karadeniz kıyıları ve Doğu Anadolu coğrafyasıdır. Yazıya geçirilen bölge şimdiki Erzurum, Bayburt ve Kars yöresidir. Bu bölgede o devirde Oğuz Türkleri tarafından kurulmuş olan Akkoyunlular hüküm sürmekteydi. Hikâyelerin dili bu yörede konuşulan Türkçe ile örtüşmektedir. Bazı kaynaklarda bu ağız özelliği Âzerî şivesi veya lehçesi diye anılmaktadır. Ancak bu yörede konuşulan Türkçe zaten Âzerî Türkçesi ile oldukça benzerlik göstermektedir. Nitekim Evliya Çelebi de Erzurum ağzının Âzerî Türkçesi'ne benzediğini vurgulamaktadır.
Dede Korkut hikâyeleri bazı kaynaklarda destan olarak anılmaktadır. Ancak bu metinleri, bazı özellikleriyle halk hikâyesi kabul edenler de çoktur. Hikâye metinlerinde sade, kısa ve yalın ifadelerin tercih edildiği, esere samimi ve içten bir üslubun hâkim olduğu görülmektedir.
Dede Korkut hikâyeleri sahip oldukları dil ve anlatım özellikleri ile Türkçe'nin eşi bulunmaz bir şaheseridir. Milletin ağzında süzüle süzüle gelen bu dil âdeta atasözleri ve vecizeler dizisi haline gelmiştir. Bu yüzden oldukça canlı, açık, kesin ve gösterişlidir. Yine metinlerdeki benzetme ve deyimler halkın ortak kullandığı anlatımı zenginleştirip güzelleştiren anonim söz varlıklarıdır. Hikâyelerdeki cümlelerin kısalığı konuşma üslubunun bir tezahürüdür. Metinlerdeki nazım nesir karışık düzen geleneksel halk hikâyelerindeki bir özelliktir. Bu tür metinlerde nesirle anlatılan bölümler de şiire doğru yaklaşmaktadır. Böylece okunması ve dinlenmesi hem kolay hem de zevkli bir hale gelmektedir.
Dede Korkut hikâyelerinin içeriğinde Oğuz Türkleri ve bunların çeşitli boylarının hayatlarından kesitler yer almaktadır. Yer yer Göktanrı inancından izler bulunan hikâyelerde henüz Türk boylarının Müslümanlığı yeni benimsediği dönemlerin anlatıldığı anlaşılmaktadır. Bu hikâyelerde Oğuz Türkleri'nin o döneme ait aile ve insan ilişkileri, insan ve hayvan ilişkileri, insan ve tabiat ilişkileri, yaşanan mühim olaylar, halkın âdet, gelenek ve görenekleri gibi toplum hayatının pek çok yönünü görmek mümkündür.
Dede Korkut Kitabı'nda, kaynağı Hunlar'a kadar çıkan Türk devlet teşkilatından izler vardır. Oğuzlar ve genel olarak Türkmenler'in sıkı sıkıya uydukları teşrifat kuralları yürürlüktedir. Eserde savaşlar en büyük yeri tutar. Toplumda mevki olarak en yüksek yer kadına aittir. Destanlarda şehvetin izine rastlanmaz. Yer yer kadın-erkek ilişkisinde mahrem yönler anlatılsa da tabiilik ve gerçeklik sınırlarının dışına çıkılmaz. Anne, baba ve çocuktan kurulu Türk ailesinde anne, baba ve çocuk arasındaki münasebetlerde şefkat, gevşemez bağlılık, şeref ve namus anlayışı ile sadakat geçerlidir. Oğuz beylerinin tamamı tek eşlidir. Doğan çocuklara asıl adları gösterdikleri yararlık ve kahramanlıklardan ötürü Korkut Ata tarafından verilir. Ölümlerden dolayı yasa girenler hem davranışları hem de kıyafetleriyle bunu belli ederler.
Türk çocuklarının ruh ve zihin yapısını sağlam tutacak kudret ve karaktere sahip olan Dede Korkut Kitabı her evde bulunması gereken bir eserdir. Onu hazmederek okuyan bir bireyin emniyetle, kolay kolay yolunu şaşırmayacağı söylenebilir. Eser bu yönüyle geçmişi açıklayan, gelecek için örnek olacak insan tipleri sunan bir töre kitabıdır.
Kendi adıyla anılan hikâyelerde Dede Korkut, bir rehber/yol gösterici olarak eğitimci kişiliğini göstermektedir. Bir öğretmen veya eğitimcide aranan örnek olma özelliğiyle onun, kimi zaman yiğitlik, verdiği sözde durma, cesaret, sadakat, ana-babaya ve büyüğe saygı, iffet, vefa, töreye riayet, iyi model olma gibi iyi ve doğruyu kimi zaman da kibir, ihanet, yalan, uyku-gaflet, bencillik, haset-kin, iftira, ahlaksızlık, dedikodu-kov gibi kötü ve çirkini göstererek olmaması gerekenleri somut bir hale getirmesi son derece önemlidir. Yine Dede Korkut Kitabı'nın daha başında (mukaddime) eğitimde hem ailenin önemine değinilir hem de çocuk ve gençlerin millet ve devletine sadık olarak yetiştirilmesi istenir. Burada ifade edilen "Kız anadan görmeyince öğüt almaz, oğul atadan görmeyince sofra çekmez. Oğul babanın yerine yetişenidir, iki gözünün biridir. Devletli oğul olsa ocağının korudur. Oğul da neylesin baba ölüp mal kalmasa. Baba malından ne fayda başta devlet olmasa. Devletsiz şerrinden Allah saklasın hanım sizi" şeklindeki tespitler eğitimde ebeveynlerin rolü ve toplumun/devletin üstün yararını gözetme bakımından çok önemlidir.
Sahip olduğu özellikler ile Dede Korkut'un Türkler'in ideal öğretmeni olduğu dile getirilmiş, bu görüşün kaynağı olarak şu özellikleri tespit edilmiştir:
Bilgili, akıl yürütme becerisine sahip, devletini ve milletini seven, ileri görüşlü (ferasetli), manevi yönü kuvvetli (hikmet sahibi), zeki, tecrübeli, çözüm ve sonuç odaklı (iş bitirici), fedakâr, tatlı dilli ve neşeli, kriz/stres yönetimini bilen, saygıdeğer, erdemin ve hünerin önemine inanan, ihtiyatlı (tedbirli), yumuşak huylu (hilim sahibi), affedici (bağışlayıcı, hoşgörülü), risk alabilen (cesur), ara bulucu, bireyler ve toplumlar arası ilişkilerde uzman, simgelerden anlam çıkarabilen, haddini bilen, çağrılmadığı yere gitmeyen, dünyanın geçici olduğunu bilen, millî ve manevi değerlere sahip bir kişi.
Arı, Bülent. “Dede Korkut Kitabına Eğitim ve Çocuk Eğitimi Açısından Bir Bakış”. Mustafa Kemal Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi. 18/47 (2021), s. 56-68.
Duymaz, Ali. Dede Korkut Kitabı’nda Alplerin Eğitim ve Geçiş Törenleri. Ankara 2000.
Ergin, Muharrem. Dede Korkut Kitabı. İstanbul 1998.
Gökyay, Orhan Şaik. Dedem Korkudun Kitabı. İstanbul 2007.
a.mlf. “Dede Korkut”. DİA. 1994, IX, 77-80.
Kahya, Hayrullah. “İdeal Öğretmen Arayışları Kapsamında Bir Rol Model: Dede Korkut”. İdeal Öğretmen. ed. A. F. Arıcı – M. Başaran – Y. Günaydın. Ankara 2022, s. 1-14.
Karasar, Şahin. “Dede Korkut: Türk Soylu Halklarda Bir Ortak Değer”. Dede Korkut ve Geçmişten Geleceğe Türk Destanları Uluslararası Sempozyumu, Bildiriler Kitabı. ed. Y. Yeşil. Ankara 2011, 315-321.
Kaya, Turhan. Trabzon’un Dede Korkut Coğrafyasında Yeri ve Kanturalı Destanı Üzerine Düşünceler. Trabzon 2010.
Özçelik, Sadettin. “2022 Yılının Bahar Müjdesi: Dede Korkut’un Bursa Yazması”. Türk Dili. sy. 844 (2022), s. 16-29.
Kaynak: https://turkmaarifansiklopedisi.org.tr/dede-korkut
Bilgi paylaştıkça çoğalır. Okuduğunuz için teşekkür ederiz.
Türk bilgesi, ozanı ve hikâye anlatıcısı.