A

SÜNBÜLZÂDE VEHBÎ(ö. 1809)

Divan şairi, müderris, kadı.

  • SÜNBÜLZÂDE VEHBÎ
    • Ahmet YAYLA
    • Web Sitesi: Türk Maarif Ansiklopedisi
    • Son Güncellenme Tarihi: 18.12.2022
    • Erişim Tarihi: 11.09.2025
    • Web Adresi: https://turkmaarifansiklopedisi.org.tr/sunbulzade-vehbi
    • ISBN ve DOI Numarası:
    • Bu metni kaynak göstererek kullanabilirsiniz.
    SÜNBÜLZÂDE VEHBÎ
SÜNBÜLZÂDE VEHBÎ (ö. 1809)

Divan şairi, müderris, kadı.

  • SÜNBÜLZÂDE VEHBÎ
    • Ahmet YAYLA
    • Web Sitesi: Türk Maarif Ansiklopedisi
    • Son Güncellenme Tarihi: 18.12.2022
    • Erişim Tarihi: 11.09.2025
    • Web Adresi: https://turkmaarifansiklopedisi.org.tr/sunbulzade-vehbi
    • ISBN ve DOI Numarası:
    • Bu metni kaynak göstererek kullanabilirsiniz.
    SÜNBÜLZÂDE VEHBÎ

Maraş'ta dünyaya geldi. Maraş'ın Sünbülzâdeler lakabıyla bilinen bir ulema ailesindendir. Dedesi Maraş müftülüğü yapmış Mehmed Efendi'dir. Babası Reşid Efendi şairdir. Çocukluk ve gençlik yıllarını Maraş'ta geçirdiği; Maraş ulemasından dersler alarak medrese tahsilini tamamladığı; icazetini aldıktan sonra İstanbul'a geldiği ve devlette önemli kademelere yükseldiği bilinmektedir. Devlette memuriyete müderrislikle başlayan Sümbülzâde Vehbî sırasıyla Yaş, Bükreş, Eflak, Boğdan ve Siroz şehirlerinde kadılık görevlerinde bulundu. İnşaya olan yeteneği anlaşılınca kendisine devletin resmî yazışmalarını düzenleme görevi verildi, daha sonra hâcegânlık (malî işler) sınıfına atandı. İleri derecede Farsça bildiği için, Kerim Han ile yapılacak görüşmelere katılmak üzere 1775 yılında I. Abdülhamid tarafından İran'a elçi olarak gönderildi ve görevi süresince Kerim Han ile dostane bir ilişki kurdu. Dönemin Bağdat valisi Ömer Paşa ile arası açılınca paşa tarafından devletin menfaatlerine aykırı davrandığı, İran'da gayri ahlakî bir hayat yaşadığı suçlamasıyla padişaha şikâyet edildi. Yakın dostlarından hakkında idam fermanı çıkarıldığını öğrenince gizlice İstanbul'a döndü. Padişaha yazdığı "Tannâne" kasidesi sayesinde affedildi. Yedi yıl sonra kendisine kaside sunduğu Sadrazam Halil Hamîd Paşa'nın yardımıyla tekrar kadılık görevine döndü. Uzunca bir süre medreselerde ders kitabı olarak okutulacak Tuhfe-i Vehbî isimli Farsça-Türkçe sözlüğünü paşanın iki çocuğuna ithaf etti. Rodos kadılığı yaparken Şâhin Giray Han'ın yakalanıp idam edilmesinde önemli rol oynadığı için yeniden sarayda imtiyazlı bir konuma geldiği gibi büyük kadılıklardan sayılan Silistre kadı vekili görevine atandı. Avusturya seferi sırasında ordunun kadı vekilliğine getirilerek ordu ile birlikte Edirne, Sofya ve Niş bölgelerinde dolaştıktan sonra da Eski Zağra kadılığına atandı. Zağra kadılığı görevi sırasında kethüdası şair Sürûrî'nin bu olayı bir yolsuzluğa dayandırarak yazdığı hiciv neticesinde 1790 yılında görevinden alındı. Daha sonra III. Selim'e sunduğu divan, padişah tarafından çok beğenilince itibar kazanarak en parlak dönemleri olan Manisa, Siroz, Manastır ile Bolu kadılıkları görevlerinde bulundu. Bu görevlerinden sonra İstanbul'a döndü. Seksen yaşlarında nikris (eklem romatizması) hastalığına yakalandı. 1809 yılında vefat eden Sünbülzâde Vehbî'nin mezarının Edirnekapı dışında olduğu ancak yerinin bilinmediği hususunda kaynaklar hemfikirdir.

Divan edebiyatının her türünde eser vermiştir. Bu eserleri Dîvân, Lutfiye, Tuhfe-i Vehbî, Nuhbe-i Vehbî, Şevk-engîz ve Münşeât'tır. III. Selim'e ithaf ettiği divanı altı bölümden oluşur ve Türk edebiyatının en hacimli divanlarından sayılır.

Oğlu Lutfullah için, hayatta nasıl bir yol tutması gerektiğini göstermek amacıyla, kaleme aldığı Lutfiye 1181 beyitten oluşan bir nasihat kitabıdır. Oğlu Lutfullah'ın şahsında dönemin gençliğini ahlakî bağlamda eğitmek için yazılmış, yazıldığı dönemde medreselerde, rüştiyelerde ahlak ve davranış kitabı olarak okutulmuş, öğütlerle dolu olan bu eser, Türk eğitim tarihi açısından önemli bir eser olarak kabul görmektedir "Çocuk ve genç eğitimlerine yönelik eserlerin Osmanlı kültürü kapsamındaki son örneklerinden olan Lutfiye, öylesine rağbet görmüştür ki yazma, basma nüshaları XIX. yüzyıl sonuna kadar sürekli çoğaltılmıştır."

Tuhfe-i Vehbî adlı eserini İran seyahatinin ardından Sadrazam Halil Hamîd Paşa'nın iki oğlu için kaleme almıştır. Eser, elli sekiz kıtadan oluşan Farsça-Türkçe bir sözlüktür. Daha önce hazırlanan sözlüklerde bulunmayan kelime ve ifadelere yer vermesi, kelimelerin kolayca hatırda tutulacak tarzda sıralanıp kafiyelendirmesindeki başarısı sebebiyle çok tutulmuş, bu sebeple uzunca bir süre medreselerde ve rüştiyelerde ders kitabı olarak okutulmuştur. Bundan dolayı Türk eğitim tarihi açısından önemli bir eser olarak kabul edilmektedir. İlk basımı Vehbî hayatta iken (1798/1799) yapılan eserin otuza yakın baskısı bulunmaktadır.

1799 yılında yazılan ve III. Selim'e sunulan Nuhbe-i Vehbî, Arapça-Türkçe manzum bir sözlüktür. Tuhfe'den iki misli hacimli olan ve 1948 beyitten oluşan bu sözlükte geçen kelimeler az bilinen sözcüklerdir. Vehbî, hayattayken birçok defa basılan, eser Cumhuriyet dönemine kadar dil öğretiminde okullarda okutulmuştur.

779 beyitten oluşan Şevk-engîz mesnevisi mizahî ve ahlakî bir eserdir. İstanbul'da 1869 yılında basılmıştır. Vehbî'nin ifade ettiğine göre, büyük bir kısmı bir yangında kül olan Münşeât adlı eserinin bazı parçaları yazma mecmualarda ve Letâif-i İnşâ ve Azîziye gibi müntehabat kitaplarında bulunabilmektedir.

Türk eğitim tarihi açısından bakıldığında XVIII. yüzyılın önemli şairlerinden olan, sultânüşşuara (şairler sultanı) unvanına sahip, devlet kademelerinde aldığı görevlerin yanında saraya yakınlığı ile bilinen Sünbülzâde Vehbî, zengin bir kültür dünyasına sahip önemli bir şairdir. Hayatı ve eserleri incelendiğinde dönemin toplum yapısı, kültürü, inançları, günlük yaşantısı, örf ve âdetleri hakkında birçok bilgi ve önemli veriye ulaşılabilir.

Özellikle sözlükleri Cumhuriyet yıllarına kadar Osmanlı mekteplerinde Farsça ve Arapça öğretimi üzerine okutulan temel ders kitaplarından olmuştur. Diğer önemli bir eseri olan Lutfiye-i Vehbî ise ahlak ve davranış kitabı olarak uzun yıllar etkili olmuştur. Bu eserinde de "Vehbî eğitime büyük önem vermiş, hangi ilimlerin tahsil edileceği, nelerin gereksiz olduğu konusu üzerinde önemle durmuştur." keza bireysel çocuk eğitiminin temel becerilerinden olan inanç edinimi ve kültürel öğelere değinen Vehbî, bunlardan erken yaşlarda dikkate alınması gerekenleri bu eserinde zikretmiştir. Dört-on iki yaş dönemi için öngörülen bilgi, beceri ve davranışlarla yasakları ve zararlı bilgileri ayrıntılayan Lutfiye-i Vehbî, bu itibarla çocuk eğitimi tarihimiz için önemli bir kaynaktır.

Kaynakça

Akün, Ömer Faruk. “Sünbülzâde Vehbî”. İA. 1970, XI, 238-242.

Akyüz, Yahya. Türk Eğitim Tarihi: M. Ö. 1000-M. S. 2021. Ankara 2021.

Beyzâdeoğlu, Süreyya Ali. Sünbülzâde Vehbî. İstanbul 2000.

a.mlf. “Kahramanmaraş’ın Sultanü’şşuarası Sünbülzâde Vehbî ve Lutfiyyesi”. I. Kahramanmaraş Sempozyumu, 6-8 Mayıs 2004, Kahramanmaraş. İstanbul 2005, I, 99-118.

Bilgin, A. Azmi. “Lutfiyye”. DİA. 2003, XXVII, 236-237.

Erbay, Nazire. “Hayriyye-i Nâbi, Lutfiyye ve Telemak Aynı Yüzyılların Farklı Kültürlerinden Çocuklara Ortak Nasihatler”. Atatürk Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü Dergisi. 51 (2014), s. 171-185.

Gibb, E.J. Wilkinson. Osmanlı Şiir Tarihi. çev. A. Çavuşoğlu. Ankara 1999, I-II, III-V.

Görkaş, İrfan “Sünbülzade Vehbi’de Poetik-Pendname Olarak Çocuk Ahlâkı”. Sünbülzâde Vehbî Kitabı. ed. L. Alıcı v. dğr. Kahramanmaraş t.y., I, 132-150.

Gürgendereli, Müberra. “Sünbülzâde Vehbî”. Türk Edebiyatı İsimler Sözlüğü. İstanbul 2014, http://teis.yesevi.edu.tr/madde-detay/sunbulzade-vehbi-mehmed-efendi (Erişim tarihi: 25.01.2023).

Kara, Mehtap. Sünbülzâde Vehbî Divânı’nda Maddî Kültür Unsurları ve Toplumsal Hayat. YLT, İstanbul Kültür Üniversitesi, 2015.

Kuru, Selim Sırrı. “Sünbülzâde Vehbî”. DİA. 2010, XXXVIII, 140-141.

Sakaoğlu, Necdet. “Lütfiye-i Vehbi’de (18. yy.) Çocuk Eğitimiyle İlgili Görüşler”. Çocuk Kültürü: 1. Ulusal Çocuk Kültürü Kongresi 6-8 Kasım 1996. haz. B. Onur. Ankara 1997, s. 71-96.

Söylemez, Hatice. “Değerler Eğitimi’nde Kullanılabilecek Bir Materyal Olarak Maraş’lı Sünbülzâde Vehbî’nin ‘Lütfiyye’ Adlı Eserinin Değerlendirilmesi”. Uluslararası Osmanlı Döneminde Maraş Sempozyumu 4-6 Ekim 2012, Kahramanmaraş. ed. C. Kabakcı – S. Yakar. Kahramanmaraş 2013, II, 125-137.

Sünbülzâde Vehbî. Lutfiyye. haz. S. A. Beyzâdeoğlu. İstanbul 1994.

a.mlf. Dîvân. haz. A. Yenikale. Kahramanmaraş 2011. 

Yurtseven, Necmettin. Türk Edebiyatında Arapça-Türkçe Lûgatler ve Sünbülzâde Vehbî’nin Nuhbe’si. Dr.T, Ankara Üniversitesi, 2003.

Kaynak: https://turkmaarifansiklopedisi.org.tr/sunbulzade-vehbi

Görüş, öneri ve yorumlarınız için tıklayınız.

Bilgi paylaştıkça çoğalır. Okuduğunuz için teşekkür ederiz.

SÜNBÜLZÂDE VEHBÎ (ö. 1809)

Divan şairi, müderris, kadı.