Eğitimci, ders kitabı yazarı.
Eğitimci, ders kitabı yazarı.
Osmanlı modernleşme dönemine eğitim zaviyesinden önemli katkı verenlerden biridir. Edirne'nin Vize kasabasında doğdu. İstanbul'da önce Gazanfer Ağa Medresesi'ne, ardından Fatih Medresesi'ne devam etti. 1851'de Dârülmuallimîn'e kaydoldu ve okulun ilk mezunları arasında yer aldı (1854). 1855 yılında Paris'te öğrenim görmekte olan Türk gençlerini eğitmek, buradaki Osmanlı hıristiyan tebaasına Türkçe öğretmek ve dönüşünde Dârülfünûn-ı Osmânî'de hocalık yapmak üzere Hoca Tahsin Efendi ile birlikte Paris'e gönderildi. Burada kaldığı altı yıllık sürede Mekteb-i Osmânî'de ve diğer bazı okullarda Osmanlı Türkçesi'ni öğretti; bu sırada öğrenimini de sürdürerek Fransızca, hesap, cebir, hendese, müsellesât, cerr-i eskâl, heyet ve hikmet-i tabîiye derslerinden sertifika aldı.
1861 yılında İstanbul'a dönünce öncelikle Maarif Nezareti'nin izniyle Süleymaniye civarında Numune Mektebi adında özel bir ibtidâî mektep açtı ve burada Avrupa'da edindiği tecrübelerden de hareketle "usûl-i cedîde" adı verilen yeni okuma yazma usulüyle öğretim yapmaya başladı. Okuluna sıra, kara tahta ve haritalar koydurması sebebiyle eleştirildi ve Maarif nazırı tarafından mesleği ile yakından ilgisi olmayan bir yere tayin edildi. 1868 yılında Galatasaray Mekteb-i Sultânîsi ikinci müdürlüğüne getirilince yeniden Osmanlı eğitim sistemi üzerinde etkili olmaya başladı. Bir yıl sonra kabul edilen Maârif-i Umûmiye Nizamnamesi gereğince kurulan Meclis-i Kebîr-i Maârif üyeliğine getirildi ve aynı zamanda Dârülfünun'da edebiyat dersi hocalığına atandı. 1872'de Meclis-i Kebîr'in başkanı oldu ama iki sene sonra yeniden üyeliğe indirildi. 1879'da Mekâtib-i Rüşdiye İdaresi müdürlüğüne getirildi. Hizmetlerinden ve başarılarından ötürü ikinci dereceden Mecîdî nişanıyla taltif edildi ve yeniden Meclis-i Kebîr-i Maârif üyeliğine atandı (1884). İki sene sonra ders kitaplarının denetimini yapan Encümen-i Teftîş ve Muâyene başkanı oldu. Başkanlığa getirildiği sene ibtidâî mektepler için yazdığı Muhtasar Târîh-i Osmânî adlı kitabında Sultan Abdülaziz'in ölümüyle ilgili ifadeleri sebebiyle görevinden alındı (3 Ocak 1888) ve 9 Nisan 1890'da emekli edildi. İstanbul Dârülmuallimîni'nin ibtidâiye kısmında usûl-i tedrîs, terbiye-yi beşer; rüştiye kısmında kavâid, kitâbet-i gayr-i resmiye; âliye kısmında ilm-i ahvâl-i rûh ve ahlak dersleri verdi. Son günlerinde sıkıntı çeken ve ciddi işitme rahatsızlığı olan Selim Sâbit, 5 Ocak 1911 tarihinde vefat etti ve Eyüpsultan'daki Kâşgarî Dergâhı yakınına defnedildi.
Türk eğitim tarihinde usûl-i cedit hareketinin başlatıcılarından biri olmasıyla tanındı. Ayrıca 1870'te yazdığı Rehnümâ-yı Muallimîn adlı eseri eğitim öğretim yöntemleri yenileşme tarihinde bir ilktir. Burada öğretim yöntemleri üç kısma ayrılmıştır: Usûl-i infirâdiye (bireysel öğretim usulü), usûl-i içtimâiye (toplu-toplumsal öğretim yöntemi) ve usûl-i mütekabile (karşılıklı-akran öğretimi).
Tanzimat döneminde ilköğretimde başlatılan yenileşme hareketinin öncüleri arasında yeralan Selim Sâbit Efendi, okuma yazma öğretiminde "usûl-i cedit" olarak bilinen öğrenme yönteminin de öncüsüdür. Sıbyan mekteplerinde okuma öğretiminin amacı Kur'an'ı yüzünden okumaktı. Alfabe öğretiminde Türkçe'deki "p, ç, j, n (nazal n)" yoktu. Harfler harekelere göre hecelenirdi. Mesela elif üstün: e, elif esre: i, elif ötre: ü gibi… Bazı öğretmenler harfleri daha çabuk öğretebilmek için bunları eşya veya hayvanlara benzeterek okuturdu. Mesela "elif" mertek gibi, "be" tekne gibi, "te" ona benzer, "cim" karnı yarık vb. Bu uzun hecelemeden sonra harfler birbirine birleştirilerek Kur'an öğretilmeye çalışılırdı. Usûl-i teheccî denilen bu yöntemle harflerin ve hecelerin öğretilmesi vakit alırdı. Selim Sâbit Efendi bunun yerine harf ve heceleri ses yöntemiyle öğreten "usûl-i savtî" sistemini getirdi. Bu yöntemde önce harflerin sesleri öğretilir (e, b, t, s, c, d) sesler birleştirilerek günlük hayatta kullanılan basit kelimelerden heceler türetilir, sonra heceler birleştirilerek kelimeler doğrudan okutulurdu. O, ilk okuma ve yazma öğretimi ile ilgili kuramsal bilgileri Rehnümâ-yı Muallimîn'de verirken bunun pratik örneklerini Elifbâ-yı Osmânî adlı eserinde gösterdi.
Yazdığı Elifbâ Risâlesi (1863), usûl-i cedit ders kitapları arasında önemli bir yere sahiptir. Risale, sıbyan mekteplerinde özellikle de Batılı tarzda yeni açılan ibtidâî mekteplerde okuma yazma öğretimi için, Maarif Nezareti tarafından tercih edilmiştir. Eserde, harflerin "üçer-beşer" levhalara yazılması ve bu yazılan harflerin şekillerinin ve adlarının muallim tarafından talebelere telaffuz ettirilmesi istenmiştir. Selim Sâbit'e göre, harfler sesleriyle telaffuz edilecektir. Harflerin ve harekelerin bu tarzda öğretiminin ardından okuma ve yazmanın birlikte yürütüleceği vurgulanmıştır.
Okuma yazma öğretimi dışında tarih ve coğrafya derslerine yönelik yazdığı ders kitapları da önemlidir. Muhtasar Târîh-i Osmânî (İstanbul 1291, 1295, 1299, 1301, 1305) eserinde Osmanlı Devleti'nin kuruluşu hakkında bilgiler vermiştir. Muhtasar Hesab Risâlesi (İstanbul 1290, 1295, 1299, 1304, 1310) başlıklı kitabı sıbyan mektebinde basit matematik konularını içinde bulundurmaktadır. Muhtasar Coğrafya Risâlesi (İstanbul 1293, 1297, 1301, 1302) yine ilköğretim düzeyinde coğrafya hakkında genel bilgiler vermektedir. Muhtasar Sarf-ı Osmânî (İstanbul 1290, 1295, 1306, 1317) ve Nahv-ı Osmânî (İstanbul 1298, 1301) Türkçe öğretiminin gramer kurallarıyla ilgilidir. Arapça temelli gramer öğretiminin Türkçe'ye nasıl uyarlanacağına yönelik olan eser, genel dil bilgisi (fiil çekimi, harf, cümle, isim, fiil, mübteda, haber, mef'ûl çeşitleri, isim ve sıfat tamlamaları) konularını içermektedir. Miyârü'l-Kelâm (İstanbul 1287, 1289, 1300, 1302, 1303, 1309), yine dil bilgisi ile ilgili olup belagat bilgisinden ve kısmen de nahiv bilgisinden bahsetmektedir. Tahvîl-i Mikyâs Levhaları (İstanbul 1287-1288) ölçü birimlerini dönüştürme ile ilgili eseridir.
Rehnümâ-yı Muallimîn her ne kadar sıbyan mektebi muallimleri için telif edilmiş eğitim öğretim yöntem ve teknikleri kitabı gibi görünse de eğitim sürecinin bütün aşamaları için geçerli içeriklere sahiptir. Tahvîl-i Mikyâs Levhaları adlı eseri de ölçü birimleriyle ilgilidir. Eskiden kullanılan arşın, endâze, murabba, âşar vb. ağırlık ve uzunluk ölçü birimlerini modern ölçü birimlerine çevirmeye yarayan tablo ve çizelgeler bulunmaktadır. Hamidiye Kütüphanesi'nde Mahfuz Kütüb-i Mevcûdenin Defteridir [Hamidiye Kütüphanesi'nde Bulunan Kitapların Katalogudur] başlıklı eserinde Sultan II. Abdülhamid'in hususi kütüphanesindeki kitapların bibliyografik bilgisi verilmiştir. İlm-i Hesâb Risâlesi, sıbyan mektepleri için yazılmış matematik kitabının Kazan Türkçesi'ne tercüme edilmiş halidir. Yengi Elifbâ-yı Türkî başlıklı eseri de Elifbâ-yı Osmânî (İstanbul 1292, 1301, 1303, 1330, 1340) adlı eserin Tatarca'ya tercüme edilmiş suretidir.
Selim Sâbit Rehnümâ-yı Muallimîn'de muallimlerin öncelikle Türkçe'yi güzel konuşmalarını istemiş, ardından her muallimin mutlaka ahlak ve fazilet sahibi kimseler olmasının önemine değinmiş, eğitim sürecinde hatır, gönül, iltimas, kayırma gibi kötü huylardan arınmak gerektiğini dile getirmiştir.
Dikkate değer yönlerinden biri de tarih ve coğrafya derslerinin öğretimi ve bunların önemine dairdir. Talebesi Muallim Cevdet'e göre, Osmanlı son dönemi çocukları 1880'li yıllardan itibaren yaklaşık otuz yıl Selim Sâbit Efendi'nin ders kitaplarıyla büyümüştür. Muallimlere, bir dersin temel bilgileri yanında bir de bu bilgilerin öğretim ilke ve yöntemlerinin olduğu fikrini veren Selim Sâbit'tir. Rüştiyelerde, harita ve sıra gibi araç ve gerecin kullanılmasında ve yaygınlaşmasında emeği geçmiştir.
Türk eğitim tarihinde iz bırakan hizmetlerinin başında Paris'te açılan Mekteb-i Osmânî'ye gözlemci olarak gönderilmesi yer alır. Ardından da sıbyan mekteplerine usûl-i cedit üzere okuma yazma öğretmek amacıyla ders kitabı yazmış olması gelir. Rehnümâ-yı Muallimîn adlı eserinde öğretmenlere genel öğretim yöntem ve teknikleri göstermesi yanında okulda disiplin ve öğretmen-öğrenci ilişkilerinin modern yöntemlerini de göstermiştir. Selim Sâbit'in Meclis-i Kebîr-i Maârif ve diğer bürokratik makamlardaki görevleri de hayli önemlidir. Özellikle ilköğretim ve ortaöğretimde tarih öğretiminin başlamasında nasıl bir yolun takip edileceği büyük ölçüde onun telkinleriyle şekillenmiştir.
Selim Sâbit Efendi'nin eğitim görüşleri ve hizmetleri hakkında farklı düzeylerde araştırmalar yapılmıştır. Buna karşın, onun bürokrasideki hizmetleri, ilkokullar için yazdığı eserlerinin etkisi ve özellikle Meclis-i Kebîr-i Maârif'teki faaliyetleri derinlikli olarak incelenmiş değildir.
Ata, Bahri. “Selim Sâbit Efendi’nin Okul Tarihi İnşası”. Türk Eğitim Bilimleri Dergisi. 7/2 (2009), s. 377-392.
BOA. Sicilli Ahval Defteri, nr.1 Osman Nuri Ergin, Türkiye Maarif Tarihi, İstanbul. 1977.
Dağdelen, Selçuk. Selim Sabit Efendi’nin “Nahv-i Osmânî” Adlı Eserinin İncelenmesi. YLT, Kilis 7 Aralık Üniversitesi, 2013.
Gündüz, Mustafa. Maâriften Eğitime: Tanzimat’tan Cumhuriyet’e Eğitim Düşüncesinde Dönüşüm. Ankara 2015.
Kilisli Muallim Rifat. “Mektep Hatıraları”. Muallimler Mecmuası. sy. 30 (1925), s. 1338-1358.
Muallim Cevdet [İnançalp]. “Darülmuallimîn’in 70. Sene-i Devriyesi Münasebetiyle Verilen Konferans”. Tedrisat Mecmuası. 30/6 (1918), s. 175-200.
Öztürk, Cemil. “Selim Sâbit Efendi”. DİA. 2009, XXXVI, 429-430.
Temizyürek, Fahri. Selim Sâbit Efendi ve Usûl-i Cedîd Hareketi İçerisindeki Yeri. Dr.T, Gazi Üniversitesi, 1999.
Kaynak: https://turkmaarifansiklopedisi.org.tr/selim-sabit-efendi
Bilgi paylaştıkça çoğalır. Okuduğunuz için teşekkür ederiz.
Eğitimci, ders kitabı yazarı.