A

RİHLE

İlim yolculuğu.

  • RİHLE
    • Nurettin GEMİCİ
    • Web Sitesi: Türk Maarif Ansiklopedisi
    • Son Güncellenme Tarihi: 18.12.2022
    • Erişim Tarihi: 23.10.2025
    • Web Adresi: https://turkmaarifansiklopedisi.org.tr/rihle
    • ISBN ve DOI Numarası:
    • Bu metni kaynak göstererek kullanabilirsiniz.
    RİHLE
RİHLE

İlim yolculuğu.

  • RİHLE
    • Nurettin GEMİCİ
    • Web Sitesi: Türk Maarif Ansiklopedisi
    • Son Güncellenme Tarihi: 18.12.2022
    • Erişim Tarihi: 23.10.2025
    • Web Adresi: https://turkmaarifansiklopedisi.org.tr/rihle
    • ISBN ve DOI Numarası:
    • Bu metni kaynak göstererek kullanabilirsiniz.
    RİHLE

Yaygın mânada Hz. Peygamber'in söz, fiil ve onaylarını kapsayan hadis öğrenimini ve hadisleri bir başkasına aktaran/rivayet eden kimselerden hadis dinlemek ve onları yakından tanımak amacıyla çıkılan yolculukları ifade eder. Genel mânada ilim dallarının hepsine teşmil edilebilir. Sözlükte "yola çıkmak, binekle gitmek" anlamlarına gelen rahl kökünden türemiştir. er-Rihle fî talebi'l-hadîs; "hadis derlemek için yapılan yolculuk" anlamındadır. Bu yolculuğa çıkan kimseye râhil, bu maksatla çok yolculuk yapanlara rahhâle, ruhle, cevvâle, tavvâfü'l-ekalîm denir. İslam ilim tarihinde adına rihle denilen bilimsel yolculuklar İslam bilim tarihinin sürekliliği çerçevesinde ve bilgi transferi açısından önemli bir yer tutmaktadır. İlk başlarda dinî ilimlere hasredilen rihle denilen yolculuklar zamanla bütün ilimleri de kapsamış sistematik hale gelmiştir (bk. Hadis Eğitimi).

Rihle ilim yolunda ilerlemek isteyen hadis derleyicisinin öğrenim hayatında en önemli yere sahiptir. Meşhur hadis derleyicilerinin neredeyse tamamı kendisinden önceki hadis derlemelerinde var olan hadisleri bizzat ilk ağızdan ve yerinde dinlemek ve onları aktarmak için yetkilendirilmek amacıyla farklı şehirlere sefere çıkmıştır.

İlim yolculuğu geçmiş yüzyıllarda ulaşım ve iletişim imkânları itibariyle pek çok fedakârlığa katlanmayı gerekli kılmakta idi. Bütün dünyayı ilim öğrenme sahası olarak görmenin bir örneği olarak İslam coğrafyasındaki erken dönemde karşılaşılan bu eğitim hareketliği sayesinde ilmî, sosyal, kültürel ve ekonomik alanlarda ciddi bir birikim elde edilmiştir.

Rihle uygulamasının ortaya çıkışı Hz. Peygamber devrine dayanır. Mekke dışından gelip İslam'ı seçen ilk müslümanlar öğrendikleri Kur'an'ı, İslam esaslarına dair bilgileri başkalarına anlatmak ve tanıtmak amacıyla kabilelerine dönerler ve ara ara Hz. Peygamber'in yanına gelmek suretiyle yeni gelen vahiy ve diğer emirleri alıp kendi halklarına anlatırlardı. Yine sahabenin Hz. Peygamber'den işittikleri hadisleri kontrol ve ilk defa duydukları nakillerden haberdar olma arzuları rihle denilen ilim yolculuklarını başlatmıştır. Her yıl gerçekleşen hac ibadeti esnasında hadisçilerden hadis öğrenmek veya derlemek şeklinde başlayan bu süreç tâbiîn neslinde daha da yaygınlaşmıştır.

En ilgi çekici rihle yolculukları arasında Câbir b. Abdullah ve Ebû Eyyûb Ensârî'nin (ö. 670) yolculuklarını sayabiliriz. Câbir b. Abdullah'ın bir ay uzaklıktaki Abdullah b. Üneys'ten sadece bir hadisi öğrenme isteğiyle yola çıkması ve tanınmış sahâbîlerden Ebû Eyyûb Ensârî'nin Allah resulünden kendisinin de işittiği bir hadisin doğruluğundan emin olmak için Mısır'da bulunan Ukbe b. Âmir'in yanına gitmesi ve cevabının aldıktan sonra oyalanmaksızın derhal Medine'ye geri dönüşü birer uç örnektir.

Hadisleri metne aktarma usulünün yaygınlaşmasına kadar rihlelere devam edilmiş ve bu ilmî faaliyet XI. asrın başında sona ermiştir. XI. asırdan itibaren İslamî ilimlerin Ezher ve Nizamiye gibi medreselerde okutulması ve XII. asırda yaygınlaşan dârülhadislerde de hadis öğretimine başlanmasıyla bu âdet ortadan kalkmıştır.

Bu yolculuklarda birincil hedef bilinmeyen, az bilinen veya tamamen ilk defa nakledilen hadislere ulaşmak, çok az bilinen rivayetleri/nakilleri kaydetmek, hadis rivayetinde kabul gören râvi zincirlerinin kusursuz olanına sahip olmak, zayıf veya kusurlu hadislerin de aslını inceleyerek en doğru aktarımlarını elde etmektir. Keza erken dönemde rihle vesilesiyle Hz. Peygamber'den hadis işitmiş sahabe ile buluşarak konuyu yeniden tahkik etmek ve hadis diye tanımlanan bu sözün, eylemin veya bir eylemi tasvip eden takririn nasıl ve ne şekilde ortaya çıktığını öğrenmek ve hadisi nakledenler hakkında bilgi edinerek rivayet şartlarını taşıyıp taşımadıklarını tespit etmek de söz konusudur.

Rihleye çıkanlar sadece bir hocadan/âlimden hadis almak ve tek bir nakille yetinmeyerek, farklı beldelerdeki muhaddislerle görüşerek mümkün olduğunca bütün hadis rivayetlerini derlemek maksadıyla daha yoğun rihleler gerçekleştirmişlerdir.

Rihleler doğudan batıya batıdan da doğuya olarak yapılagelmiştir. İslam dünyasının doğusundan batısına veya tersine yapılan rihleleri dört ana rotada toplamak mümkündür. Bunlardan ilki Endülüs'ten yola çıkıp Kuzey Afrika'daki önemli iki ilim merkezinden kabul edilen Kayrevan ve Mısır'ı içine alan ve tersine de izlenebilen rotadır. İkinci rota ise Kayrevan/Tunus, Kahire-İskenderiye/Mısır güzergâhını takip edip Haremeyn'e yani Hicaz bölgesine ulaşan bir hattır. Bu hattı kullananlar doğal olarak Mekke'de hac farizasını yerine getirip Medine'yi de ziyaret ederlerdi. Daha sonra aynı güzergâhla geri dönülürdü.

Üçüncü rotada rihle yolcuları Mekke-Medine havzasına kadar geldikten sonra yola devam edip Bağdat, Kûfe, Basra ve diğer Irak şehirlerini de gezip Bilâdüşşam'a geliyorlardı. Bölgedeki Şam, Halep ve diğer şehirlerdeki hadisleri derledikten sonra geldikleri rotayı takip ederek Endülüs'e dönüyorlardı.

Dördüncü rota olarak rihle seferine çıkanların en uzun hattı Endülüs'ten Horasan'a kadar karşılıklı İslam dünyasını batıdan doğuya veya tersine dolaştıkları hattır. Yukarıda üçüncü güzergâhta adı geçen Hicaz, Irak ve Bilâdüşşam havzasından daha ötelere geçilen bu rotada zaman ve zemin elverirse Yemen veya Horasan'a kadar gidilmekteydi. Bu dört rihle güzergâhından Kuzey Afrika, Yemen ve Horasan bölgelerine yapılan yolculuklar sınırlı sayıdadır. Mekke-Medine'ye yani Hicaz'a ve Irak-Bilâdüşşam havzasına gerçekleşen rihleler ise çoğunluktadır.

Rihlenin ne kadar süreceği konusu kişiden kişiye değişen bir olgu olarak karşımıza çıkmaktadır. Özellikle Endülüs'ten doğuya doğru yapılan seferlerde bu sürenin yirmi beş yıla kadar uzayabileceğine dair veriler mevcuttur. Yahyâ b. Mâlik b. Âiz (ö. 956-985-98) ve Muhammed b. İbrâhim b. Hayyûn on beş sene kadar rihle yapmıştır. En azı üç yıl kadar süren rihlelerin yanı sıra tekrar beldesine dönmeyen rihleciler de vardır. Hem süre bakımından hem de hadis derlenen kişiler hakkında da farklı sayılar mevcuttur. Endülüs'ten yola çıkan ilim yolcuları çoğunlukla hayatlarında bir sefer rihle yapabilmişlerdir. Rihleye çıkma yaşı ağırlıklı olarak yirmi yaş üstü olarak görülse de otuz yaş ve üstü sayıca daha azdır. Rihle yolculuğuna çıkanların çoğunluğu son tahlilde kendi beldelerine geri dönmekle birlikte gittikleri yerlerde yerleşip kalanlara da rastlanmaktadır.

Rihle yolculuğuna çıkışın en önemli sebeplerinden biri de haccetmek ve ilim tahsil etmektir. Özellikle İslam dünyasının doğusunda Mâverâünnehir, batısında Endülüs'ten yola çıkan ilim yolcularının hedefleri hem ilim öğrenmek hem de mümkünse yollarını Hicaz'a düşürerek hac ibadetini gerçekleştirmekti.

Rihleye çıkmada çoğu zaman gönüllülük esas olmakla birlikte bazan mücbir bir sebepten dolayı yapıldığı hallere de rastlanmıştır. Mesela savaşlar, karışıklıklar ve ayaklanmalar sebebiyle bazı âlimler bulundukları yerden zorunlu olarak ayrılmışlardır. Ayrıca üstlenilen resmî bir görev de rihle yapmaya imkân vermektedir.

Eğitim öğretimin kurumsallaşmadığı erken dönemlerde rihle yoluyla gerçekleşen ilim aktarma faaliyetleri özellikle hadisler bağlamında sahih, doğru ve geçerli rivayetleri ortaya çıkarmıştır. Rihle faaliyetleri her anlamda İslam dünyasını ilimde birleştirmiş ve farklı yerler arasında eğitim öğretim alanında ortak yaklaşımlara ve birikimlere kapı açmıştır. Yine ilim dili Arapça'nın yaygınlaşmasında ve kalıcı olmasında bu ilmî seyahatlerin birleştirici rolü büyüktür. İslam eğitim öğretim faaliyetlerinin yanı sıra manevi eğitim diyebileceğimiz tasavvufî terbiyenin de bu yolculuklara zemin hazırladığı söylenebilir.

Rihle yoluna girenlerin bazılarını kendilerinden hadis rivayet ettikleri kimseler sahip oldukları ahlak ve şahsiyetleriyle etkilemiştir. Böyle kimseleri bizzat görerek onlardan ilim tahsil etmek arzusu da ağır bastığından ilmî seferler yaygınlık kazanmıştır. Buradaki özverili çalışmalar sayesinde müslümanlar Kur'an-ı Kerim'den sonra ikinci önemli kaynakları olan hadislerin derlenmesi ve belli kriterlere tâbi tutularak tenkit süzgecinden geçirilmesini bu çalışmalara borçludur. Bu tedvin faaliyeti sırasında rivayetlerin alındığı râvilerle ilgili biyografik eserler de meydana getirilmiştir. Rical kitapları olarak tanımlanan bu eserler sayesinde aktarılan nakillerin, hadislerin sağlamlığı da bilinebilmektedir.

Rihle yapan kimselerin bu rivayetleri nakletmeden önce yolculuk şartları diyebileceğimiz bazı şartları yerine getirmesi gerekmektedir.

- İbadetlerine dikkat etmek, Allah'ı sürekli anmak, cömert ve sabırlı olmak.

- Öncelikle beldesinde ulaşabildiği âlimlerden ilim tahsil etmek ve nakillerde bulunmak.

- Rivayet derleyeceği hocalarının sayısından çok nakil senetlerinin en iyi olmasını hedeflemek ve âlî senetle gelmeyen rivayetlerin peşine düşmemek.

- Mümkünse cumadan bir gün önce yola çıkmak.

- Aldığı rivayetlerde seçici olmak.

- Rivayetin niceliğinin değil niteliğinin önemli olduğunu unutmamak.

- Evliliği öncelememek.

- Kendisine iyi bir yol arkadaşı seçmek.

Rihle sırasında kişi, yollarda fazla vakit harcamamalı, amacına ulaştıktan sonra hemen geri dönüp rivayetleri tasnif etmeli ve öğretmeye vakit ayırmalıdır. Diğer İslamî ilimlerde de rihle yapılmakla birlikte bunların hiçbiri hadis ilminde olduğu kadar geniş bir alanı kapsamamıştır.

Rihle konusunda en erken yapılmış bir çalışma olarak Hatîb Bağdâdî'nin er-Rihletalebi'l-hadîs başlıklı eserini görmekteyiz. Adı geçen kitapta sahabeden başlayarak rihle yapmış bütün isimlerle ilgili bilgilerin yanı sıra rihleden en iyi biçimde yararlanmaya dair bilgiler de yer almaktadır.

İslam tarihinde rihle hakkında çeşitli eserler kaleme alınmış olup bunlardan en bilineni Hatîb Bağdâdî'nin yazdığı er-Rihle fî talebi'l-hâdîs (Beyrut 1975) adlı kitaptır. Günümüzde de bu konuda çeşitli çalışmalar yapılmış, tezler hazırlanmıştır.

Kaynakça

Açıkel, Yusuf. Hadis Toplamak İçin Yapılan Seyahatler (Rihle). YLT, Ankara Üniversitesi, 1992,

Çoban, Fatma Büşra. Endülüslü Muhaddislerin Rihleleri (Hicrî İlk Dört Asır). YLT, İstanbul Üniversitesi, 2019.

Günerhan, Uğur. İslam Eğitim Tarihinde Bir Metot Olarak Rihle. YLT, Bolu Abant İzzet Baysal Üniversitesi, 2020.

Hatiboğlu, İbrahim. “Rihle”. DİA. 2008, XXXV, 106-108.

Sâlih, Subhî. Hadîs İlimleri ve Hadîs Istılahları. çev. M. Y. Kandemir. İstanbul 1997, s. 35-45.

Sezgin, Fuat. Buhârî’nin Kaynakları Hakkında Araştırmalar. Ankara 2007, s. 75-77.

Kaynak: https://turkmaarifansiklopedisi.org.tr/rihle

Görüş, öneri ve yorumlarınız için tıklayınız.

Bilgi paylaştıkça çoğalır. Okuduğunuz için teşekkür ederiz.

RİHLE

İlim yolculuğu.