A

MÜNİF, MEHMED TÂHİR(1828-1910)

Maarif nazırı, şair, mütercim, gazeteci.

  • MÜNİF, MEHMED TÂHİR
    • Ali BUDAK
    • Web Sitesi: Türk Maarif Ansiklopedisi
    • Son Güncellenme Tarihi: 18.12.2022
    • Erişim Tarihi: 01.11.2025
    • Web Adresi: https://turkmaarifansiklopedisi.org.tr/munif-mehmed-tahir
    • ISBN ve DOI Numarası:
    • Bu metni kaynak göstererek kullanabilirsiniz.
    MÜNİF, MEHMED TÂHİR
MÜNİF, MEHMED TÂHİR (1828-1910)

Maarif nazırı, şair, mütercim, gazeteci.

  • MÜNİF, MEHMED TÂHİR
    • Ali BUDAK
    • Web Sitesi: Türk Maarif Ansiklopedisi
    • Son Güncellenme Tarihi: 18.12.2022
    • Erişim Tarihi: 01.11.2025
    • Web Adresi: https://turkmaarifansiklopedisi.org.tr/munif-mehmed-tahir
    • ISBN ve DOI Numarası:
    • Bu metni kaynak göstererek kullanabilirsiniz.
    MÜNİF, MEHMED TÂHİR

a) Hayatı: Asıl adı Mehmed Tâhir olmakla birlikte yazılarında kullandığı Münif adıyla tanındı. Antep'te doğdu. Şehrin ulemasından Hoca Abdünnâfi Efendi'nin oğludur. Antep'te Nuruosmaniye Medresesi'nde başladığı tahsilini babasının vazifesi dolayısıyla gittikleri Kahire'de Kasr-ı Âlî Medresesi'nde sürdürdü, burada Arapça ve Farsça'sını geliştirirken Fransızca'yı da öğrendi. Mısır bu yıllarda kültürel bir dönüşüm yaşamakta, İstanbul'da III. Selim'in başlattığı, ancak gerçekleştiremediği reformları Mehmed Ali Paşa Mısır'da bir bir hayata geçirmektedir. Böylece Avrupa kültürüyle erken karşılaşan Mehmed Tâhir Şam'a giderek Emeviye Medresesi'nde yüksek tahsilini tamamladı ve bir süre Şam Eyaleti Meclis-i Kebîr Kalemi'nde çalıştı. Eylül 1852'de İstanbul'a geldi. Ocak 1853'te Arapça ve Farsça mütercimi sıfatıyla Bâbıâli Tercüme Odası'na girdi. 1854 ortasında Gelibolu Asâkir-i Muâyene Komisyonu başkâtipliğine, bir yıl sonra Berlin Sefareti ikinci kâtipliğine, ardından başkâtipliğine getirildi. Berlin Üniversitesi'nde felsefe, tabii hukuk, uluslararası hukuk ve ekonomi gibi dersleri takip etti. 1857 yılında yurda Aydınlama devri filozofları Voltaire, Fenelon ve Fontenelle'den yapılmış tercümelerin müsveddeleriyle döndü. Gelişinin üzerinden iki ay geçmişken Eylül 1857'de Hersek sancağı başkâtipliğine atandı. Sonrasında uzun devlet hayatı, Zabtiye Nezareti müsteşarlığı, Dîvân-ı Temyiz reisliği, Meclis-i Kebîr-i Maarif reisliği, Tahran sefirliği, Ticaret nazırlığı ve Maarif nazırlığı gibi yüksek makamlarla devam etti. Bu arada Mart 1880'de vezir oldu ve "paşa" unvanını kazandı. Münif Paşa 6 Şubat 1910 tarihinde Erenköy'deki köşkünde vefat etti.

II. Abdülhamid döneminin eğitim atılımlarında birinci derecede pay sahibidir. İki yıl Meclis-i Kebîr-i Maârif reisliği, on yıla yakın da Maarif nazırlığı yaptı. Uzun yılların hayali olan Dârülfünun, Meclis-i Kebîr-i Maârif reisi sıfatıyla onun da bir konuşma yaptığı törenle açıldı (20 Şubat 1870). Kaymakam ve nahiye müdürü yetiştirmek üzere 1859'da kurulan ancak yetersiz kalan Mülkiye Mektebi'nin, yeni bir bina, yeni bir idare ve yeni bir programla ilk sivil yüksek okul olarak açılması, onun ilk Maarif nazırlığında gerçekleşti. Yeniköy'de bir sıbyan mektebinin kurulmasıyla İranlı öğrencilere İstanbul'da tahsil imkânı sağlanması yine bu dönemin (Şubat 1877-Kasım 1877) faaliyetlerindendir. Paşa ikinci nazırlığında (18 Nisan 1878-12 Eylül 1880) daha etkilidir. Mülkiye Mektebi'nden sonra Mekteb-i Hukuk da onun zamanında açıldı. Aynı zamanda Adliye Nazırı Ahmed Cevdet Paşa, Hasan Fehmi Paşa, Mehmed Emin ve Vahan efendilerle birlikte bu mektepte bazı dersler verdi. Bu nazırlığında Mecmûa-yı Fünûn'u çıkardığı yıllarda tartışmaya açtığı; "Osmanlı alfabesinde harflerin yanlış okunmasını önleyici bazı değişiklikler yapılması" konusunu da özel bir komisyon kurarak tekrar gündeme taşıdı. Ayrıca Maarif'e bağlı vakıf kütüphanelerindeki kitapların tespiti, tasnifi ve kayıt altına alınması için çalışmalar başlattı, genel kütüphanelerin yönetimiyle ilgili ilk resmî talimatnameyi hazırladı ve yayımladı. Yine bu dönemde, Mekteb-i Sultânî'deki Turuk-ı Maâbir Mektebi yeniden açıldı, Mekteb-i Tıbbiye-yi Mülkiye'nin idarî işleri Tıbbıye-yi Askeriye'den alınarak Maârif-i Umûmiye Nezareti'ne bağlandı. Avrupa kız mektepleri nizamnamelerine uygun bir programla İstanbul'da idâdî seviyesinde bir kız mektebi de açıldı. Bâbıâli caddesinde kiralanmış bir konakta 3 Mart 1880 tarihinde öğretime başlayan kız mektebinden sonra reform niteliğinde bir başka icraat ise, rüştiye mekteplerinde Fransızca öğretimine karar verilmesi ve öğretmen ataması yapılmasıdır. Müze-yi Hümâyun da onun zamanında açıldı. Aşiret Mektebi Hümâyunu'nun da ilk defa Münif Paşa tarafından teklif edildiğine dair bilgiler mevcuttur.

Münif Paşa'nın üçüncü Maarif nazırlığında (25 Eylül 1885-4 Eylül 1891) ilmî, edebî ve sınaî istatistiklerin tanzimi için çalışmalar yapıldı, Maarif hissesi olarak âşârdan yüzde yarım, emlak vergisinden yüzde beş pay alınması kararlaştırıldı. Bu dönemde taşra ibtidâî mekteplerine de fazlasıyla ağırlık verildi ve birçok yeni okul açıldı. Ayrıca vilayetlerdeki mekteb-i idâdîlerin sayıları da arttırıldı. Yine Meclis-i Maârif de onun zamanında Maarif Nezareti Merkez Teşkilatı'nda tekrar yerini aldı. Mülkiye Baytar Mektebi'nin dört sene olan öğrenim süresinin, iki senesinin Tıbbiye-yi Mülkiye'de, iki senesinin de Halkalı Ziraat Mektebi'nde tamamlanması ve daha önce yalnız Türkçe veya yalnız Fransızca'dan diploma alan Mekteb-i Sultânî öğrencilerine hem Fransızca hem Türkçe'den imtihan şartı koşularak diploma verilmesi de onun üçüncü Maarif nazırlığı etkinlikleri arasındadır.

Çok yönlü bir kişilik sergileyen Münif Paşa, Berlin'de tanıdığı Aydınlanma devri filozoflarının bazı diyaloglarının tercümelerinden oluşturduğu Muhâverât-ı Hikemiye'yi 1859 yılında yayımladı. Batı dillerinden yapılmış ilk tercüme özelliği taşıyan eser Tanzimat devri yazarları için âdeta bir yol haritası vazifesi gördü. Cerîde-i Havâdis'in muharrirliğini yaparken 1860 yılından itibaren Rûznâme-i Cerîde-i Havâdis'le ilk günlük gazeteciliği ve popüler kültür yayıncılığını da o başlattı. Münif Paşa aynı zamanda bir sivil toplum önderidir. Osmanlı'nın ilk bilim örgütlenmesi Cem'iyet-i İlmiye-yi Osmâniye'nin kurulmasına ve ilk bilim dergisi Mecmûa-yı Fünûn'un çıkarılmasına ön ayak oldu. Yıllarca yazarlığını yaptığı ve yönettiği Mecmûa-yı Fünûn'da yayımlanan onlarca makalesi hem devrinde hem sonrasında büyük ilgi gördü. Bunlardan, Aristo'ya kadar İlkçağ filozoflarını on altı sayıda anlattığı "Târîh-i Hükemâ-yı Yunan", Batı kaynaklarından istifade edilerek yazılmış ilk Yunan felsefesi tarihi sayılmakta, çocuk eğitimini konu edindiği "Ehemmiyet-i Terbiye-yi Sıbyân" ise modern pedagojiye dair ilk deneme olarak değerlendirilmektedir. Türk dilinin Arap harfleriyle yazımı konusundaki güçlükleri tartıştığı "Islâh-ı Resm-i Hatta Dair Bazı Tasavvurat" başlıklı makalesiyle de Cumhuriyet döneminde harf devrimiyle sonuçlanacak tartışmaları başlatmıştır.

Münif Paşa'nın dikkat çeken hususi yönlerinden biri de vülger düzeyde nazari eğitimciliğidir. Yayıncılığı, Meclis-i Kebîr-i Maârif üyeliği ve Maarif nazırlığı dönemindeki faaliyetleri eğitimin teorik, bürokratik ve pratik yönlerine matuf olmuştur. Alfabe ıslahı yanında erken çocukluk eğitiminin nitelikleri, bilim ve felsefe verilerinin vülgarize edilerek halka ulaştırılması, maarif dünyasında yapılacak ıslahatlara yönelik çözüm önerileri dikkati çekici gayretleridir. Münif Paşa, Maârif-i Umûmiye Nizamnamesi'nde de vücut bulan seküler-laik eğitim sisteminin kavramsal boyuttan, pratik sahaya inmesinde yayıncılık ve eğitim bürokrasisi yönüyle katkı vermiştir. Diğer Tanzimat aydınlarının çoğunda olduğu gibi Münif Paşa da süreli yayınları eğitimi yaygınlaştırmanın araçları olarak görmüş, Mecmua-yı Fünûn'u bu yolda araçsallaştırmıştır.

Münif Paşa'nın eğitim, bilim ve siyaset dünyasındaki yeri hakkında gerek mukayeseli gerekse müstakil ya da belli bir konu üzerine düşünceleri bağlamında makale, yüksek lisans ve doktora tezi düzeyinde birçok çalışma yapılmıştır. Buna karşın, Münif Paşa'nın Osmanlı son dönem modern bilim, eğitim ve felsefe dünyasına katkıları ve etkileri hakkında hâlâ araştırılması gereken hususlar söz konusudur.

Kaynakça

Budak, Ali. Batılılaşma Sürecinde Çok Yönlü Bir Osmanlı Aydını: Münif Paşa. İstanbul 2012.

Bursalı Mehmed Tahir. “Münif Muhammed Paşa”. Osmanlı Müellifleri. İstanbul 1972, II, 240-242.

Doğan, İsmail. “Münif Mehmed Paşa”. DİA. 2006, XXXII, 9-12.

İhsanoğlu, Ekmeleddin. “Cemiyet-i İlmiye-i Osmaniye’nin Kuruluş ve Faaliyetleri”. Osmanlı İlmî ve Meslekî Cemiyetleri. İstanbul 1987, s. 197-220.

Malûmât Mecmuası. nr. 37, 11 Mayıs 1312/23 Mayıs 1896, s. 799.

Mehmed Süreyya. Sicill-i Osmânî. IV, İstanbul: Matba-yı Amire 1311/1893.

Salnâme-i Devlet-i Aliyye-i Osmâniye. Dersaâdet 1309/1891.

Salnâme-i Maârif. İstanbul: Matbaa-i Amire 1318/1900.

Kaynak: https://turkmaarifansiklopedisi.org.tr/munif-mehmed-tahir

Görüş, öneri ve yorumlarınız için tıklayınız.

  • MÜNİF, MEHMED TÂHİR
    • Fatma Samime İNCEOĞLU
    • Web Sitesi: Türk Maarif Ansiklopedisi
    • Son Güncellenme Tarihi: 18.12.2022
    • Erişim Tarihi: 01.11.2025
    • Web Adresi: https://turkmaarifansiklopedisi.org.tr/munif-mehmed-tahir
    • ISBN ve DOI Numarası:
    • Bu metni kaynak göstererek kullanabilirsiniz.
    MÜNİF, MEHMED TÂHİR
MÜNİF, MEHMED TÂHİR (1828-1910)

Maarif nazırı, şair, mütercim, gazeteci.

  • MÜNİF, MEHMED TÂHİR
    • Fatma Samime İNCEOĞLU
    • Web Sitesi: Türk Maarif Ansiklopedisi
    • Son Güncellenme Tarihi: 18.12.2022
    • Erişim Tarihi: 01.11.2025
    • Web Adresi: https://turkmaarifansiklopedisi.org.tr/munif-mehmed-tahir
    • ISBN ve DOI Numarası:
    • Bu metni kaynak göstererek kullanabilirsiniz.
    MÜNİF, MEHMED TÂHİR

b) "Ehemmiyet-i Terbiye-yi Sıbyan": Türkçe'de "modern pedagojiye ilişkin ilk yazı" kabul edilen bu makale (bk. Münif Paşa) "Ulum ve Maarife ve Ticaret ve Sanayie Dair" başlığı altında "maarifin intişarı" amacıyla yayımlamakta olduğu Mecmûa-yı Fünûn'un beşinci sayısında yer almıştır (bk. Mecmûa-yı Fünûn).

"Ehemmiyet-i Terbiye-yi Sıbyan", Münif Paşa'nın eğitim görüşünün ana hatlarını içeren bir yazıdır. Yazıya ilmin önemini kavramak için gerekli asgari şartlardan bahsederek başlayan paşa, metinde, eğitimin gerekliliğine, amacına ve yöntemine değinmiş, bu hususta ailelere ve devlete düşen görevlere yer vermiştir.

Münif Paşa'ya göre "maarif" ülkenin kalkınması ve ilerlemesi için elzemdir. Metindeki ilk cümleleriyle, âdeta zihinleri eğitimin öneminin kavranmasına hazırlamayı amaç edinmiş gibidir. Paşa, Osmanlı topraklarında "âsâr-ı medeniyetin gereği gibi ilerlemesi" ve halk arasında servet ve saadetin artmasına engel bazı sebeplerin varlığına dikkat çekerek, vatanın menfaatlerine vakıf olanlar dışında, halkın çoğunun, söz konusu sebeplerin neler olduğundan, bunların devamı halinde kamu yararı adına ne derece zararlı ve vahim sonuçlar doğuracağından gafil ve "Biz atamızdan böyle gördük" (s. 177) kavliyle âmil olduklarına işaret etmiştir.

İlmi, ebeveynlerin çocuklarının gelecekleri için yapacakları manevi bir yatırım olarak değerlendiren paşaya göre, akıl sahibi olanlar evlat ve torunlarının maddi ihtiyaçlarını gözettikleri gibi güzel ahlak ve ilim sahibi olmalarına da önem verirler. Çocuk hangi mesleği seçerse seçsin öncelikle kendi dilinde kolaylıkla okuyup yazmalı, alışverişini kalem ile hesap edecek kadar kitabet sanatını öğrenmeli, sonrasında seçtiği mesleğe uygun ilim ve fünunu tahsil etmelidir. Buna riayet edilmedikçe hiçbir meslek ve sanatta ustalık (kesb-i maharet) mümkün değildir.

Münif Paşa ilim, sanat ve kalkınma arasındaki güçlü ilişkiye de vurgu yapmıştır. Ona göre dülgerlik, işçilik, fırıncılık gibi en basit görünen sanatlar (zenaatlar, meslekler) dahi ilmî kaidelere dayanır. Sanatın (zanaat), bu ilmî kaideleri bilmeksizin, yalnızca ustalardan öğrenildiği şekliyle icra edilmesi bu sahada ilerlemenin ve ıslahın önündeki en büyük engeldir. Osmanlı topraklarında sanayinin ilerlememesinin sebebi de budur. Pek çok sanat için gerekli olan kimya, fizik, matematik, resim, mekanik gibi ilimler öğrenilmedikçe sanayinin içinde bulunduğu kötü durumdan kurtulması mümkün değildir.

Çocukların geleceğe hazırlamasını manevi bir görev telakki eden Münif Paşa bunun yöntemini, eğitimi yalnız memuriyet için değil gerçek anlamda talim ve terbiye zihniyetiyle ele almakta görmüştür. İnsanın yaşam şartları hep aynı kalmayıp ilerlediğinden çocuklar ebeveynlerinin zamanından farklı bir zamanda yaşayacakları için babalar çocuklarını kendi yetiştikleri şekilde değil çocuklarının yaşayacakları zamana göre yetiştirmelidir. Çocukların yaşayacakları çağın gereklerine göre yetiştirilmesi vurgusu modern pedagojinin öncelikli telkinlerinden biridir.

İnsanların çoğunun çocuk eğitiminin öneminin bilincinde olmadığından, maarifin gelişmesine lüzum görmediklerinden yakınan Münif Paşa, ardından mevcut eğitim sisteminin yetersizliklerini ele almıştır. Ona göre mevcut eğitim usulleri çocukların zihinlerine uygun değildir. Sarf, nahiv, mantık ve meânî gibi çocukların "öğrendim", öğretmenlerin "öğrettim" diyerek memnun olduğu hususlar, çocukların gerçek mânasını kavrayamadığı, ne maksatla okuduğunu bilmediği yalnız papağan gibi taklit ettiği kaidelerden ibarettir.

Çocukların eğitiminde, her türlü fedakârlığa hazır olmaları gerekirken sünnet, doğum, evlilik gibi sebeplerle çokça harcama yapan ailelerin eğitime gelince parasız veya az masrafla olmasını beklemelerini de eleştiren paşa, "dünya ve ahirette sermâye-yi saâdet" (s. 182) olacak bu önemli vazifenin gereği gibi yapılması için ailelerin hiçbir masraftan kaçınmamaları gerektiğini söylemiştir.

Eğitimde dayağın bir terbiye metodu olmasını eleştirmiş, bunun yerine, caydırıcı cezalarla çocukların terbiye edilebileceğini dile getirmiştir. Dayakla terbiye edilen çocuklar hayatları boyunca bunun menfi izlerini taşıyacaklarıdır. Halbuki daha etkili usuller vardır; yerini değiştirmek, uygun şekilde uyarmak, arkadaşları okuldan çıkarken onu biraz alıkoymak veya okuduğu dersi birçok defa yazdırmak gibi (s. 184-185). Münif Paşa'nın bu görüşleri Nisan 1847 Talimatı'ndaki ilkelerin tekrarı niteliğindedir (bk. Nisan 1847 Talimatı).

Münif Paşa'nın bu makalesi, bir Tanzimat aydının zihninde, Osmanlı'nın modernleşme tecrübesinde oynadığı merkezî rolü ve bu çerçevede eğitim düşüncesindeki değişimi göstermesi bakımından önemlidir. Makaleyi mühim kılan bir diğer husus, ulum, fünun, maarif, sanat gibi kavramlara yüklenen modern çerçevedir. Bu, modernleşme sürecinde ilim anlayışındaki sekülerleşmenin bir tezahürü olarak da okunabilir. Makale Münif Paşa üzerine yapılan pek çok araştırmanın temel konularından biri olmuştur.

Kaynakça

Akın, Adem. “Münif Efendi’nin ‘Ehemmiyet-i Terbiye-yi Sıbyan’ Adlı Makalesi Hakkında Bir Çalışma”. ERDEM. 5/14 (1989), s. 517-548.

Ali Fuat. “Münif Paşa”. Türk Tarih Encümeni Mecmuası. 1/4 (1930), s. 1-16.

İnceoğlu, F. Samime. “Münif Paşa: İntişar-ı Ulûm u Maarife Adanmış Bir Ömür”. Türkiye Araştırmaları Literatür Dergisi. 6/12 (2008), s. 629-652.

Münif. “Ehemmiyet-i Terbiye-i Sıbyan”. Mecmûa-i Fünûn. 1/5 (1862), s. 176-185.

Tanpınar, Ahmet Hamdi. XIX. Asır Türk Edebiyatı Tarihi. İstanbul 2006.

Kaynak: https://turkmaarifansiklopedisi.org.tr/munif-mehmed-tahir

Görüş, öneri ve yorumlarınız için tıklayınız.

Bilgi paylaştıkça çoğalır. Okuduğunuz için teşekkür ederiz.

MÜNİF, MEHMED TÂHİR (1828-1910)

Maarif nazırı, şair, mütercim, gazeteci.

Madde Planı

Bölüme Git

    a) Hayatı

    b) “Ehemmiyet-i Terbiye-yi Sıbyan”