A

BELH

Afganistan’ın kuzeyinde bulunan tarihî bir şehir.

  • BELH
    • Muhammed Bilal ÇELİK
    • Web Sitesi: Türk Maarif Ansiklopedisi
    • Son Güncellenme Tarihi: 18.12.2022
    • Erişim Tarihi: 19.09.2025
    • Web Adresi: https://turkmaarifansiklopedisi.org.tr/belh
    • ISBN ve DOI Numarası:
    • Bu metni kaynak göstererek kullanabilirsiniz.
    BELH
BELH

Afganistan’ın kuzeyinde bulunan tarihî bir şehir.

  • BELH
    • Muhammed Bilal ÇELİK
    • Web Sitesi: Türk Maarif Ansiklopedisi
    • Son Güncellenme Tarihi: 18.12.2022
    • Erişim Tarihi: 19.09.2025
    • Web Adresi: https://turkmaarifansiklopedisi.org.tr/belh
    • ISBN ve DOI Numarası:
    • Bu metni kaynak göstererek kullanabilirsiniz.
    BELH

Büyük Horasan'da eski bir şehir ve bölgenin adı olan Belh'in sınırları ve toprakları, bugün Belh olarak adlandırılan bölgeden farklıydı. "Şehirlerin anası" ve "İslam'ın kubbesi" olarak nitelenen Belh'in kuzeyinde Özbekistan ve Tacikistan, doğusunda Afganistan'a bağlı Kunduz ve Samangan ile batısında Cûzcân ve Seripul vilayetleri yer alır. Tarihî Belh şehri ise Mezarışerif'in yaklaşık 20 km. kuzeybatısındadır.

Belh'in Türkistan, İran, Çin, Doğu Avrupa ve Hindistan arasındaki ticaret yollarının kesişme noktasında olması, milattan önce 2000'li yıllardan itibaren önemli bir yerleşim yeri olduğunu göstermektedir. Bu dönemde şehir Bahdi, Belhika ve Bahter gibi isimlerle de anılmıştır. İranlılar ilk krallıklarını burada kurduklarından şehir o zaman da Pers kültürünün ve medeniyetinin en eski merkezlerinden biriydi. Bu yüzden Yunanlılar şehre "İran'ın mücevheri" adını vermişlerdi. Şehir müslümanların fethine kadar Kuşanlar, Akhunlar ve Sâsânîler gibi pek çok devletin idaresinde varlığını sürdürdü.

Müslümanların fethi öncesi dönemde Belh Zerdüştîlik ve Budizm gibi dinlerin en eski ve önemli merkezlerinden biriydi.

Belh, ilk defa 653 yılında Hz. Osman döneminde fethedilmişse de bu durum uzun sürmedi. Daha sonra 705 yılında Kuteybe b. Müslim'in Horasan'a yürümesiyle çetin bir savaşın ardından Belhliler vergi vermek şartıyla barışı kabul ettiler. Müslümanlar tarafından teslim alınan şehir yeniden imar edilmeye başlandı. Bu inşa faaliyeti, bir zamanlar Belh'teki Nevbahar Budist Manastırı'nın rahipleri olan ve sonra müslüman olup Abbâsî Devleti'nde vezirlik yapan Bermekîler ailesi tarafından etkin şekilde desteklendi. Onların en önemli imar faaliyetleri arasında "Noh Günbed" (Dokuz Kubbeli Cami) olarak da bilinen ve bölgenin en eski camisi Hacı Piyâde'nin (Pirada) inşası sayılabilir. Bütün bu imar çalışmaları sonucunda Horasan bölgesinin merkezi Merv'den Belh'e kaydı.

IX ve X. yüzyıl coğrafyacılarının ifadelerine göre bu dönemde oldukça gelişen Belh, "Ümmülbilâd" ve "Belhülbehiye" gibi isimlerle anılmaya başlandı ve Buhara ile rekabet halindeydi.

XI. yüzyılın başında Belh'e Gazneliler hâkim oldular ve bir dönem şehri başkent olarak kullandılar. 1040 yılında Gazneliler'in Selçuklular'a yenilmesiyle şehir Selçuklu hakimiyetine girmiş oldu. Başlangıçta Çağrı Bey'in yönetim bölgesi içinde kalan Belh, zamanla şehzade sancağı oldu. 1206 yılında Belh Hârizmşahlar Devleti idaresine girdi. Cengiz Han'ın'ın Hârizmşahlar Devleti'ne karşı düzenlediği sefer sırasında şehir yerle bir edildi, XIV. yüzyılın ikinci yarısına kadar da harap bir vaziyette kaldı.

Belh'in tekrar canlanması Timurlular'la başladı. Emîr Timur, Batı Türkistan'da kontrolü sağlamasının ardından 9 Nisan 1370 tarihinde Belh'te toplanan kurultayda Çağataylı hanedan tacını taktı. Timurlular döneminde Şâhruh'un oğlu İbrâhim Sultan, Uluğ Bey'in oğlu Abdüllatif Mirza ve Hüseyin Baykara'nın oğlu Bedîüzzaman Mirza gibi şehzadeler Belh şehrini yönettiler.

Şâhruh Mirza'nın eşlerinden Mülket Ağa, Belh'te bir medrese inşa ettirdi. Sultan Sencer zamanında ortaya atılan Hz. Ali'nin mezarının Belh'te olduğu iddiası Moğol istilasıyla uzunca bir süre unutulsa da Sultan Hüseyin Baykara (1469-1506) zamanında mezar, üzerindeki beyaz taş kapaktaki yazı sayesinde yeniden gündeme geldi. Ertesi yıl üzerine bir türbe yapılarak etrafına çarşı ve hamamlar inşa edildi. Türbe ve çevresi bir ziyaretgâh olarak günden güne büyüdü ve XIX. yüzyılda Mezarışerif ismiyle anılan yerleşim birimi ortaya çıktı.

Buhara Hanlığı'nı kuran Muhammed Şeybânî Han, 1506 yılında Belh şehrini zaptettiyse de 1510 yılında vefatıyla şehir 1526'ya kadar Bâbür Şah'ın kontrolünde kaldı. Bu tarihte tekrar Buhara Hanlığı'na bağlandı ve 1556-1561 yılları arasında hanlığın başkenti oldu. 1573'te Özbek İskender Han döneminde ele geçirilen Belh, Horasan üzerine düzenlenen seferlerde üs olarak kullanıldığı gibi seferler neticesinde elde edilen ganimetin ciddi bir oranı şehrin inşasına ve imarına harcandı.

1599 yılından itibaren Buhara Hanlığı'nda Şeybânîler'den iktidarı devralan Tukay-Timurlu hanedanı döneminde hanlık, Buhara ve Belh merkezli iki ayrı yönetim bölgesine ayrıldı. Belh'te hanedandan veliahtlık görevini üstlenen son kişi Sübhan Kulı olup burada otuz yıl (1651-1681) valilik yapmıştır. Bu dönemde onun şehirdeki en büyük icraatı bir medrese inşa ettirmek olmuştur. Bugün sadece taç kapısı kalan Sübhan Kulı Han Medresesi'nin 150 hücresi vardı. Medresede aynı zamanda bir cami ile toplantı salonu da bulunmaktaydı.

Belh 1737-1747 yılları arasında Nâdir Şah'ın oğlu Rızâ Kulı'nın kontrolünde kaldı. 1751'de Afgan Dürrânî Devleti'nin kurucusu Ahmed Şah şehri ele geçirip Hz. Ali'nin türbesinde taç giydi. Bu dönemde siyasî ve iktisadî önemini koruyan Belh, 1854'te Dost Muhammed Han'ın yönetimine girdi. Bu sıralarda özellikle ortaya çıkan salgın hastalıklar şehir merkezinin Mezarışerif'e kaymasına sebep oldu. Bugün Afganistan'ın önemli bir vilayeti olarak 16.840 km2 alana ve 2020 yılı sayımına göre 138.215 nüfusa sahiptir. Mezarışerif vilayetin merkez ilçesidir.

Belh'in İslam eğitim ve kütür tarihi içinde tuttuğu yer Basra ve Kûfe'ye eşit görülmüştür. Şeyhülislam Safiyyüddin Belhî, 1214 yılında tamamladığı Arapça Fezâil-i Belh'te XII. yüzyılda 400 medrese ve 900 mektep, 1200 kadı, 520 âlim ve edibin şehirde bulunduğunu kaydetmiştir. Özellikle Belh'teki Askerî Medresesi en meşhur ve en eski askerî okullardan biri olarak kabul edilir. XII. yüzyılın şair ve yazarı Reşîdüddin Vatvât (ö. 1177) Belh'in bu askerî medresesinde eğitim görmüş biriydi.  

Bilindiği kadarıyla şehirdeki ilk medrese 787 yılında yapılan "Medrese-yi Zindan"dır. Yapının kesin yeri bilinmemektedir. Diğer bir medrese de XI. yüzyılda yaptırılan Halîliye Medresesi'dir. Selçuklu Veziri Nizâmülmülk'ün ilkini Bağdat'ta açtığı Nizamiye Medresesi'nin bir örneği de çok geçmeden Belh'te açılmıştır. Bunlardan başka Bahâeddin Veled, Mülket Ağa, Ebû Nasr Pârsâ, Sübhan Kulı ve Müftî Töre Gülhân medreseleri şehrin tarihî medreseleri arasında sayılabilir. Halen kullanılan Reîs Başî, Esediye, Cuğdek, Marmul, İmam Mergînânî, İmam Müslim, Feyzi-Âm, Dârülulûm-ı Celâliye ve Dârülulûm-ı Mahmûdiye son dönem medreselerinden bazılarıdır. Şehirde tarihî mekteplere dair de kayıtlar mevcuttur. Dahhâk b. Müzâhim'in (ö. 723) kurduğu ve hocalık yaptığı mektep, Ebü'l-Kasım Halef'in (ö. 1121) hocalık yaptığı mektep, yine XII. yüzyıla kadar faaliyet gösteren Ebü'l-Feth Ahmed Belhî Mektebi bunlar arasında sayılabilir.

Şehirde bugün lisans düzeyinde iki üniversite bulunmaktadır. Bunlardan biri devlet, diğerleri özel statüdedir. Şehrin tek devlet üniversitesi 1987'de kurulan Belh Üniversitesi'dir. Ayrıca Râh-ı Sâdât, Rahnavard, Tac, Türkistan, Mevlânâ Celâleddin Muhammed Belhî, Sâdât, Arya, Kavvon, Alburz, Nuhbagan, İbn Sînâ-yı Belh gibi özel öğretim kurumları da mevcuttur.

Tarihsel kökenleri olan kütüphane geleneği bugün Belh şehrinde açık olan otuzdan fazla kütüphane ile yaşatılmaktadır. Bunlardan sadece üçü devlete ait olup diğerleri özel eğitim kurumlarına aittir. Şehirdeki devlet kütüphanelerinden ilki Mevlânâ Haste Millî Kütüphanesi'dir. Bundan başka Hulum ilçesinde gençlere hizmet veren Üstat Muhammed Ömer Ferzad Kütüphanesi ile Hayratan Limanı'nda Kudak Millî Kütüphanesi vardır. Şehirdeki özel kütüphaneler ise Firdevsî, Samanyan, Râh-ı Sâdât, Mevlânâ Celâleddin Muhammed Belhî, Tac, Nuhbağan, Gevher Hatun ve Mihrayn isimlerini taşıyan kütüphanelerdir.

Belh'te başta hadis olmak üzere tefsir, fıkıh, tasavvuf, felsefe, tıp ve coğrafya gibi çok çeşitli sahalarda birçok ilim ve irfan insanı yetişmiştir. Onların bir kısmı şehirde ikamet ettikleri gibi bir kısmı Bağdat ve Dımaşk (Şam) başta olmak üzere çeşitli coğrafyalarda İslam kültürünün ve medeniyetinin gelişmesine katkıda bulunmuşlardır. Bazı araştırmacılar İslam tasavvufunun kökenini Belh olarak kabul etmektedir. Bu şehirde Hz. Mevlevî, Mîr Kemal ve sufi Hâce hankahları gibi tasavvuf dergâhları kurulmuştu. Belh'in en meşhurlarından biri de mutasavvıf İbrâhim Edhem'dir (ö. 778). Onun öğrencisi sufi Şakîk-ı Belhî (ö. 810) ve onun da müridi olan sufi Hâtim Esam da (ö. 851) Belh kökenlidir. Bunların dışında ilk müfessirlerden Mukatil b. Süleyman (ö. 767), tarih kitapları yazan Ebû Huzeyfe (ö. 821), tâbiîn devrinin hadis ve tefsir âlimlerinden Atâ b. Meysere (ö. 670), Ebû Hanîfe'nin talebelerinden Kadı Ebû Mu'tî Belhî (ö. 814), muhaddis Ebû Ali Abdullah Belhî (ö. 908), Melâmetiye akımının ilk temsilcilerilerinden Muhammed Belhî (ö. 931), Sâmânîler devrinde yaşayan Ebû Şekûr-i Belhî, İran edebiyatının ilk müelliflerinden Ebü'l-Müeyyed-i Belhî, büyük kaside şairi Evhadüddin Enverî (ö. 1189), astronom, astrolog ve filozof Ebû Ma'şer Ca'fer Belhî (ö. 886), coğrafyacı ve astronomi âlimi olup Belh Coğrafya Okulu'nun kurucusu olan Ebû Zeyd Belhî (ö. 934), filozof ve tabip İbn Sînâ (1037), Fars bölgesinin tarihine ve coğrafyasına dair Fârsnâme adlı eseriyle tanınan İbnü'l-Belhî, kadın şair Rebîa Belhî, şair ve filozof Nâsır-ı Hüsrev ( ö. 1073) ve Mevlânâ'nın babası Bahâeddin Veled (ö. 1231) gibi meşhur birçok kişi sayılabilir. Yine Mevlânâ Celâleddîn Rûmî'nin (ö. 1273) doğum yeri de Belh şehridir. Abbâsî Devleti'nde vezir olan ve meşhur Bermekîler ailesinin ilk temsilcisi olan Hâlid de (ö. 781) Belh kökenlidir.

İslam öncesi Belh halkının konuştuğu dil "Dârî" idi. Avesta dili eski Belh'te yaygındı. Soğd dilinin (İran dillerinin bir kolu) bazı anıtları da Belh'te bulunmaktadır. İslam'dan önce Belh'te Orta Farsça'nın yaygınlığının bu dilin doğuya ve kuzeye doğru daha fazla yayılmasına yol açtığı düşünülmektedir. İslamî fetihten sonra Belh'te basılan sikkelerden, bu dönemden itibaren Arap alfabesi türlerinin de yaygınlaştığı açıktır. Son yüzyılda Belh'in nüfusu Özbek ve Tacik karışımıdır ve halkı Farsça, Dârî ve Özbek dillerini konuşmaktadır.

Belh vilayeti zengin geçmişiyle çok sayıda arkeolojik eser ve tarihî mekâna ev sahipliği yapmaktadır. Önde gelen tarihî mekânları Hz. Ali Türbesi, Rebîa Belhî Türbesi, Bâlâhisar, şehir surları, Hoca Ukkâşe Türbesi, Zergerân Tepesi, Mevlânâ Hankahı, Ateşkede-yi Belh, Vahram Tapınağı, Dilber Cin Tepe Öreni, Zadyan Antik Ören Bölgesi, Cihannüma Sarayı, Ebû Nasr Pârsâ Camii, Bâbür Kalesi, Dokuz Kubbeli Cami, Ayaran Kulesi, Zedyan Minaresi, Sübhan Kulı Medresesi vb.dir.

Kaynakça

Alpkıray, Abdulcelil. “Son Dönem Afganistan Medreselerinde Hadis Eğitimi: Belh Örneği”. İhya Uluslararası İslam Araştırmaları Dergisi. 8/2 (2022), s. 676-703.

Belhî, Ebü’l-Esfâr Ali Muhammed. Şuarâ-yı Belhî yâ Şi‘r-i Fârsî der Ümmü’l-Bilâd. Peşaver 1989.

Belhî, Safiyyüddin. Fezâil-i Belh. çev. Abdullah Hüseynî Belhî, nşr. Abdülhay Habîbî. Tahran 1350 hş.

Boostani, Arash v.dğr. “A Masterpiece of Early Islamic Architecture: The Noh-Gonbad Mosque in Balkh, Afghanistan”. Journal of Cultural Heritage. 32 (2018), s. 248-256.

Çelik, Muhammed Bilal. “Astrahanîler (1599-1756) Döneminde Buhara Hanlığı”. Bir İnsan-ı Selîm: Prof. Dr. Azmi Özcan’a Armağan. ed. R. Arıkan – H. Demiryürek. İstanbul 2016, s. 603-624.

Frye, R. N. “Balkh”. EI2 (İng.). 1960, I, 1000-1002.

Golombek, Lisa. “Abbasid Mosque at Balkh”. Oriental Art. 15/3 (1969), s. 173-189.

İbrahimi, Somayah. Belh Bölgesinde Hadis İlmi ve Belhli Hadisçiler. YLT, Çukurova Üniversitesi, 2020.

Lee, J. L. The ‘Acient Supremacy’: Bukhara, Afghanistan, and the Battle for Balkh, 1731-1901. Leiden-New York 1996.

Mahdi, Mohammad Yasir. “Türk-İslam Kültür Merkezlerinden Biri Olarak Belh Şehri”. İstem. 9/18 (2011), s. 219-241.

Meşâyih-i Ferîdenî, Âzermîduht. Belh: Kuhenterîn Şehr-i Îrânî-i Asiyâ-yi Merkezî der Kurûn-i Nuhustîn-i İslâmî. Tahran 1997.

Miftâh, İlhâme. Coğrâfyâ-yı Târîhî-yi Belh ve Ceyhûn ve Muzâfât-ı Belh. Tahran 1386 hş.

Mîr Âbidînî, Seyyid Ebû Tâlib. Belh: Der Târîh ve Edeb-i Fârsî. Tahran 1992.

Mukhtarov, Akhror. Balkh in the Late Middle Ages. çev. R. D. McChesney. Bloomington 1993.

Paul, Jürgen. “Balkh, from the Seljuqs to the Mongol Invasion”. Cities of Medieval Iran. ed. D. Durand-Guédy v.dğr. Leiden 2018, s. 313-351.

Yazıcı, Tahsin. “Belh”. DİA. 1992, V, 410-411.

Kaynak: https://turkmaarifansiklopedisi.org.tr/belh

Görüş, öneri ve yorumlarınız için tıklayınız.

Bilgi paylaştıkça çoğalır. Okuduğunuz için teşekkür ederiz.

BELH

Afganistan’ın kuzeyinde bulunan tarihî bir şehir.