A

NİZÂMÜLMÜLK

Büyük Selçuklu veziri.

  • NİZÂMÜLMÜLK
    • Yasin USTA
    • Web Sitesi: Türk Maarif Ansiklopedisi
    • Son Güncellenme Tarihi: 18.12.2022
    • Erişim Tarihi: 19.09.2025
    • Web Adresi: https://turkmaarifansiklopedisi.org.tr/nizamulmulk
    • ISBN ve DOI Numarası:
    • Bu metni kaynak göstererek kullanabilirsiniz.
    NİZÂMÜLMÜLK
NİZÂMÜLMÜLK

Büyük Selçuklu veziri.

  • NİZÂMÜLMÜLK
    • Yasin USTA
    • Web Sitesi: Türk Maarif Ansiklopedisi
    • Son Güncellenme Tarihi: 18.12.2022
    • Erişim Tarihi: 19.09.2025
    • Web Adresi: https://turkmaarifansiklopedisi.org.tr/nizamulmulk
    • ISBN ve DOI Numarası:
    • Bu metni kaynak göstererek kullanabilirsiniz.
    NİZÂMÜLMÜLK

Asıl adı Hasan'dır. Horasan'ın Tûs şehrine bağlı Nûkan kasabasında doğdu. Tarihe mal olan lakabı Nizâmülmülk ise kendisine Abbâsî Halifesi Kaim-Biemrillâh tarafından verildi. Babası Gazneliler'in Tûs âmili ve Nûkan dihkanı Ali b. İshak'tır. Çocukluk çağlarında hafız oldu. Dönemin önemli ilim adamlarından hadis, fıkıh dersleri aldı, iyi yazma ve güzel konuşma, inşa ve hitabet sanatlarında kendini geliştirdi.

Babası gibi bir süre Gazneliler'in hizmetinde bulunan Nizâmülmülk, Dandanakan Savaşı'ndan sonra ve ölümüne kadar yaklaşık yarım asır Selçuklu Devleti idaresinde görev yaptı. Bu süre zarfında toprak, askerî, idarî gibi birçok meselede dikkat çeken faaliyetlerde bulundu. Eğitim hususunda yaptığı çalışmalar da en az adı geçen çalışmalar kadar önemlidir. Nitekim yalnızca dönemine değil, geleceğe de bıraktığı en büyük mirası eğitim faaliyetleri içerisindedir. Nizamiye medreseleri bu faaliyetlerin en önemli göstergesidir (bk. Nizamiye Medreseleri). Sultan Melikşah'ın özel isteği üzerine yazılan Siyasetnâme adlı eserinde Nizâmülmülk'ün aldığı eğitimlerin yansıması görülebilir (bk. Siyasetnâme). Nizâmülmülk hükümdarın bilgisini muma benzetir, karanlıkların aydınlığa o mumun ışığı ile çıktığını söyler. Buradan, toplumun eğitilmesinde sultanların öncelikli sorumlu olduklarının altını çizmiştir. Ayrıca sultanların âlimlerle istişare etmesi gerektiğini, bunun bir peygamber sünneti olduğunu belirtmiştir. Her bir kimsenin tebarüz eden özellikleri olduğunu söyleyen vezir, bu kişilerle iletişim içerisinde olunmasının sultana fayda sağlayacağını bildirir. Sultan iki dünya saadetine ancak ilim ile erişebilir. Ardından dünyaya ismini bırakan sultanların hepsi bilgilidir. Her şeyin siyaset ile değer kazandığı bir zamanda sultana saadeti ve namı ilmin getireceğinin söylenmesi, ilme verilen değeri arttırma gayesi güder. Sultanın ilimle ilişkisi âlimler üzerindendir. Haftanın belli zamanlarında din âlimleri davet edilir, onlardan Allah'ın emirleri, Kur'an tefsiri, hadisler, hikâyeler, kıssalar dinlenir. Sultan gerek gördüğünde bilmediği şeyleri sorup öğrenir. Bu istişare mahfilinde süreklilik sağlanırsa alışkanlık kazanan sultan, alacağı tedbiri ve doğru yolu bilir. Adaleti sağlamasının ve insaf duygusuna erişmesinin yolu da ilim öğrenmekten geçer.

Eğitim tarihinde, sultan ve büyük devlet">devlet">devlet">devlet">devlet">devlet">devlet adamı çocuklarının eğitimi için görevlendirilen "atabeg" sıfat terbiye ve ahlak görevlisinin Selçuklular'da ilk temsilcisinin Nizâmülmülk olduğuna dair rivayetler vardır. O bu sıfatla Sultan Melikşah'ın en güvenilir yardımcısı olmakla birlikte, devletin terbiye, ahlak ve ilim tahsili gibi konulardaki mesul kişisi olmuştur.

Nizâmülmülk kişisel ilmin gerekliliği kadar yaygın ilmin de önemini vurgulamıştır. Eğitim faaliyetleri bu farkındalık doğrultusundadır. Bir inanç ve şuur etrafında birleşemeyenlerin sonunun bedbaht olacağını söyleyen vezir, bu saikle siyasî, idarî, askerî vb. birçok faaliyet içerisinde, bilhassa eğitim faaliyetlerine önem vermektedir. Devletin selameti ve halkın huzuru yaygın eğitimden geçmektedir. Ona göre devletin insanlara eğitim vermesi hem kadrolar yetiştirmesi hem de reâyâsını kendisinden bir parça haline getirmesidir.

Selçuklular, Nizâmülmülk'ün vezir olmasıyla dinî anlayışta da bir dönüşüm geçirmeye başlamışlardır. Önceki Selçuklu veziri Amîdülmülk'ün Mûtezile ekolünü takip eden anlayışı, Nizâmülmülk'ün vezir olmasıyla Eş'arî ekolün Selçuklu dinî siyasetinde etkili olmasını sağladı. Amîdülmülk'ün Şâfiî/Eş'arî âlimlere karşı olan tutumu gerekçesiyle Selçuklu topraklarından kaçan bazı âlimler, Nizâmülmülk'ün daveti üzerine geri döndüler.

Nizamiye medreseleri, İslam âlemindeki ilk medreseler değildir, fakat etkinliği ve yetkinliği açısından çok önemli bir yer tutmaktadır. Nizâmülmülk eserinde, sultanın yapacağı hayır hasenat işlerini sayarken kanallar açmak, şehirler kurmak, köyleri bayındır kılmak, köprü yaptırmak gibi çalışmaların yanı sıra, "İlim talipleri için medreseler inşa ettirir" de der.

Anlatıya göre bir gün Sultan Alparslan ve Nizâmülmülk bâtinîlere eski elbiseli kimseler görürler, sultan bunların kim olduğunu merak eder, vezir de "Bunlar dünyaya meyletmeyen, dünyevi zevklerden hoşlanmayan, fakirlikleriyle iftihar eden ilim yolcusu" kişilerdir diye cevap verir. Bu diyalog üzerine medrese inşasına başlandığı söylenir. Bu anlatının dışında medresenin kuruluş amaçlarından en önemlisi karşı devleti ve reâyâyı belirli bir dinî anlayış etrafında birleştirmektir.

Nizâmülmülk'ün eğitim tarihi açısından en büyük önemi, Nizamiye medreselerini kurumsallaştırmış ve devletle eklemlemiş olmasıdır. Nizamiye Medreseleri her ne kadar özerk bir yapısı varsa da o çağdan itibaren büyük ölçüde devletin hedefleri, beklentileri doğrultusunda bir eğitim öğretim sürdürmüştür. Nizamiye, kendi döneminde devlet için ne kadar etkili ise, süregelen zaman diliminde de Türk düşüncesi açısından o kadar etkili olmuştur. Hoca Ahmed Yesevî'nin hocası Yûsuf Hemedânî'nin (ö. 1140) Nizamiye medreselerinden yetişmiş olması, medreselerin asırları aşan etkisi bakımından mühimdir. İçerisinde bulunduğu medeniyete tesir etmekle kalmayan Nizamiye medreselerinin Batı dünyasındaki üniversite ve kolej yapılarının ortaya çıkmasında ve gelişmesinde etkili olduğuna dair yorumlar vardır. Hem ders okutulmasında izlenen yöntem hem de öğrencilerin ihtiyaçlarının karşılanma usulü bu tesirin örneklerindendir. Nizâmülmülk, çığır açan sistemi ile benzersiz bir yapılanma kurmuş hem devletin dinî siyasetindeki rolünü belirginleştirmiş hem de kurulacak Türk-İslam devletleri için örnek olmuştur.

Kaynakça

Abdurrahman İbnü’l-Cevzî. El-Muntazam Fî Târîhi’l-Ümem’de Selçuklular. haz. A. Sevim. Ankara 2014, s. 164.

Bozkurt, Nebi. “Medrese”. DİA. 2003, XXVIII, 323-327.

Karadaş, Cağfer. “Selçukluların Din Politikası”. İstem. sy. 2 (2003), s. 105-106.

Menekşe, Ömer. Selçuklu İslâm Hukuku. İstanbul 2021, s. 73-82.

Nizamülmük. Siyasetnâme. çev. M. Kanar. İstanbul 2021, s. 66, 124, 163-164, 287-351.

Ocak, Ahmet. Nizamiye Medreseleri. İstanbul 2017, s. 71-77, 138, 171, 179-185.

Özaydın, Abdülkerim. “Nizâmülmülk”. DİA. 2007, XXXIII, 194-196.

Piyadeoğlu, Cihan. “Nizamiye Medreselerinin Kuruluşu ve Önemi”. Selçuk Üniversitesi Selçuklu Araştırmaları Dergisi. sy. 8 (2018), s. 124-135

Turan, Osman. Selçuklular Tarihi ve Türk-İslâm Medeniyeti. İstanbul 2014, s. 330-332.

Kaynak: https://turkmaarifansiklopedisi.org.tr/nizamulmulk

Görüş, öneri ve yorumlarınız için tıklayınız.

Bilgi paylaştıkça çoğalır. Okuduğunuz için teşekkür ederiz.

NİZÂMÜLMÜLK

Büyük Selçuklu veziri.