Medreseden ayrı, bir kitabın ya da konunun okutulmasına hasredilmiş müstakil ders veya eğitim mekânları.
Medreseden ayrı, bir kitabın ya da konunun okutulmasına hasredilmiş müstakil ders veya eğitim mekânları.
Dersiye, ders görülen yer veya ders hizmeti karşılığında ödenen ücret gibi anlamlara gelmektedir. Kelime Osmanlı eğitim sistemindeki bazı eğitim kurumlarını ifade etmek, medreselerden ayrı olarak cami ve tekke gibi kurumlarda halka verilen dersleri tanımlamak için kullanılmıştır. Bu mânada dersiye aynı zamanda "ders yapılan yer, derslik" anlamlarına da gelmektedir. Geleneksel eğitim yapısı içinde dersiyeler şahıslar tarafından vakfedilmiş ve çoğu zaman onların adlarını taşıyan ders mekânlarıdır. Dersiyelere müderris atamaları ilmiye tarafından medreselerde olduğu gibi yapılmaktaydı. XIX. yüzyılda, "eğitim dönemi" anlamında devre-yi dersiye, "eğitim yılı" mânasında da sene-yi dersiye şeklinde kullanıldığı da olmuştur.
XVI. yüzyılın ikinci yarısından itibaren dersiyeler aynı zamanda Osmanlı ilmiye tarikinde boş kadro olmadığından ataması yapılamamış müderrislere kazanç kapısı temin ederek çözüm üretmek için kullanılmıştır. Mesela Sahn müderrisliğine gelmesi istenen biri için Sahn medreselerinde boş yer bulunmadığından İstanbul dışında da olabilen bazı medrese ve dersiyelerin hükmen geçici olarak Sahn farzedilerek oraya atanması sağlanmıştır. Mesela Bursa'da Dersiye-yi Nişancı Ali Paşa, Dersiye-yi Hac Süleyman, Dersiye-yi Yıldırım Bayezid, İznik'te Dersiye-yi Süleyman Paşa bunlardandır.
Dersiyenin arşiv belgelerinde "ders vermek" ya da "ders verilen yer" anlamında kullanılması zaman zaman cami, mescit ve tekke gibi kurumlardaki eğitimin medrese eğitimiyle karıştırılmasına yol açmıştır. Ancak dersiyeler teşkilatlı birer yükseköğrenim müessesesi olmaktan çok yaygın eğitim kurumu olarak anlaşılmalıdırlar. Çoğu defa halkın bilgilendirilmesini hedeflediğinden va'ziyeler gibi vakıf kurumlarıyla birlikte tesis edilmişlerdir. Bu yönüyle teşekküllü eğitim kurumları vakfedemeyecek kadar imkânı kısıtlı hayır sahipleri tarafından medreselerde, camilerde halka açık olarak bir konunun ya da kitabın okutulmasıyla sınırlandırılmış dar kapsamlı eğitim vakıfları olarak da nitelendirilebilir.
Dersiye kavramının Osmanlı arşiv belgelerinde yaygın biçimde görülmeye başlanması XVII. yüzyılın sonu olsa da halka açık ders verme anlamındaki dersiâmlık kavramının kullanımı daha eskidir. Kavram olarak dersiye halka vaaz etme, bilgilendirme, öğretme ve tedris faaliyetlerini içermesi sebebiyle dersiâmlık kurumunun işleviyle de örtüşmektedir. Osmanlı vakıf ve yaygın eğitim geleneğinde buk'alar da dersiyeler kadar eski kurumlar olup işlevlerinin dersiyelerle aynı olduğu anlaşılmaktadır.
Osmanlılar'daki ihtiyaç ve öğrenci sayıları arttıkça medreselerin yanı sıra halka açık eğitim kurumlarının da ayrıca çoğaldığına şahitlik edilmekte, ulema biyografilerine bakıldığında benzer bir gerekçe ile dersiâmlıkların da çoğaldığı görülmektedir. Halka açık derslere ilişkin en eski örneklerden biri Molla Fenârî'nin oğlu Mehmed Şah Efendi'nin müderrisliğe atanması sırasında verdiği ders olup bu dersten sonra Bursa'daki Sultâniye Medresesi müderrislerinin halka açık ders vermesi gelenek halini almıştır.
Dersiyeleri kuran vâkıf ya da vâkıfların çeşitliliği dikkat çekicidir. Arşiv belgelerinden Osmanlı Devleti'nin bütün şehirlerinde ve kasabalarında dersiyelerin kurulduğu anlaşılmakta, ancak kurucu kimliğinin medreselerinkine göre daha sınırlı olduğu görülmektedir. Hidâye, Şifâ-yı Şerîf, Mevlid, hadis veya tefsir gibi tek bir dersin işlendiği dersiyelerin bu bağımsız yapısı bir dergâh, cami, mescit, tekke ya da hankahta kurulmasını mümkün kılmaktadır. Ayasofya, Fatih ve Beyazıt camilerindeki dersiye kürsü ve maksûrelerinin bu çerçevede anlaşılması gerekir.
Dersiyelerde görevlendirilenlerin hususiyetlerindeki çeşitlilik de dikkat çekicidir. İstanbul, Bursa ve Edirne gibi mevleviyet seviyesindeki şehirlerde bulunanlar birer medrese niteliğinde görüldüğünden buralara emeklilik çağına gelmiş müderrislerin atandığı anlaşılmaktadır. Taşrada yer alan dersiyeler, va'ziyeler, hıfziyeler ve buk'alarda müderrislerin yanı sıra imamlar, hafızlar, ulûm-ı nâfiayı anlatmaya kadir, aklî ve naklî ilimlerde mahir kimselere de görevler verilmiş, cihet adı verilen bu görevlerde bulunanlardan halkın bilgilendirilmesi istenmiş, ta'lîm-i din, emir bi'l-ma'rûf ve nehiy ani'l-münkeri anlatmaları, Kur'an-ı Kerim'i öğretmeleri şart koşulmuştur.
Dersiyelerde atamalar sürecinde şeyhülislamın inhasına yer verilmiştir. Yeni atamalar bir önceki görevlinin vefatı, yer değiştirmesi veya hakkından feragat etmesi gibi durumlarda söz konusu olmuştur. Dersiye görevlerine tayinde süreç müracaat ile başlatılmış, yapılan tahkikatın sonunda uygun görülmesi durumunda da netice bir telhisle şeyhülislam tarafından veziriazamın onayına sunulmuştur. Talebin uygun görülmesi halinde veziriazam buyruldusu ile boş olan kadroya atama yapılmış, atama bir berat ile ayrıca belgelendirilmiştir. Dersiyelerde ders veren görevlilerinin gelirleri vakfiyede belirtilen miktarlarda olmuş, ödemeler ya doğrudan dersiye ya da beraberinde kitabet gibi başka cihetlerin karşılığında günlük 2, 5, 8 veya 10 akçe gibi değişik miktarlarda olmuştur. Dersler haftanın bir ya da birkaç gününe yayılmış, öğrenim faaliyeti vâkfın şartına uygun olarak tasarlandığından bazan sabah bazan da öğle namazından sonra yapılmıştır.
BOA. A.DVNSMHM.d. 112/884; AE.SAMD.III. 24/2256; İE.TCT. 5/531; İE.TCT. 9/1119.
Akakuş, Recep. “Toplumu Din Konusunda Aydınlatma Açısından Cami ve Mescidlerin Önemi”. I. Din Şûrası Tebliğ ve Müzakereleri (1-5 Kasım 1993). Ankara 1995, I, 394-405.
Beyazıt, Yasemin. “Osmanlı Eğitim Sistemi İçerisinde Buk‘a Medreselerinin Yeri”. Osmanlı Medreseleri: Eğitim, Yönetim ve Finans. ed. F. Aydın v.dğr. İstanbul 2019, s. 373-394.
Dobreva, Margarita. “Pupils’ Instruction at the Rushdiyyes in the Region of the Danube Vilayet during the 60s and 70s of Nineteenth Century”. OTAM. 31 (2012), s. 61-85.
İpşirli, Mehmet. “Buk‘a”. DİA. 1992, VI, 386-387.
a.mlf. “Dersiâm”. DİA. 1994, IX, 185-186.
Unan, Fahri. “Osmanlı İlmiye Tarikinde ‘Paye’li Tayinler yahut Devlette Kazanç Kapısı”. Belleten. 62/233 (1998), s. 41-64.
Kaynak: https://turkmaarifansiklopedisi.org.tr/dersiye
Bilgi paylaştıkça çoğalır. Okuduğunuz için teşekkür ederiz.
Medreseden ayrı, bir kitabın ya da konunun okutulmasına hasredilmiş müstakil ders veya eğitim mekânları.