Bireyin kendi potansiyelini aktif hale getirmesinin önündeki engellerin kaldırılarak geliştirilmesini savunan eğitim.
Bireyin kendi potansiyelini aktif hale getirmesinin önündeki engellerin kaldırılarak geliştirilmesini savunan eğitim.
Liberal eğitimin amaçladığı birey, "Özgür düşünceli, ufku açık ve bilgiyi öğrenmenin ötesine geçerek öğrenmeyi öğrenen bir bireydir." Eğitimin işlevi, insanı iş veya meslek sahibi yapmak, bilgi vermek veya zihnini belirli bir yönde bilgiyle doldurmak ya da onu "makbul vatandaş" haline getirmek değil içindeki potansiyeli açığa çıkarmak, açmak ve özgürleştirmektir.
Bu anlamda liberal eğitim kavramı, kendi kararlarını alabilen, eleştirel bakış açısına sahip, başkalarının fikirlerine saygılı, onlarla rekabet ve iş birliği yapabilen, değer, fikir ve yargılarını değiştirebilen özgür bir özne olarak bunu mümkün kılan, bireyin kendisini geliştirebileceği ortamla ilgilidir.
Literatürde kavramın genellikle kendisiyle başlatıldığı Aristo'ya göre, eğitimin "onun kendi içindeki değeri" için yapılması uygun olur. Bu şekildeki eğitim, "faydalı veya zorunlu olduğu için değil, yüksek mertebeli ve özgür bir adama yaraşır olduğu için oğullarımıza sunmamız gereken" eğitimdir. Burada amaç kişiyi sınırlayan bağları çözmektir. Benzer bir yaklaşımla zaman boyutuna da vurgu yapan Cicero'ya göre de eğitimin amacı öğrenciyi şimdinin tiranlığından özgürleştirmektir.
Liberal eğitim Avrupa'daki değişim ve dönüşümle, antik metinlerle beraber tekrar gündeme gelmiştir. Rönesans döneminde yeni bir dünyanın şekillenmesinde diğer faktörlerle beraber İslam dünyasıyla temas da etkili olmuştur. Thomas Woody, bu süreçte Avrupa'da harekete geçirici etkenler olarak uzak bölgelerle ilişki ve etkileşime, ticaretin gelişmesine, Aristo hakkındaki yeni bilgilere ve hıristiyan dünyasını çok geride bırakmış olan İslam dünyasının bilginleriyle artan temasa işaret eder ve yeni bir bilimin, yeni bir dünya ile beraber geliştiğini vurgular. Avrupa'da XVI. yüzyıldan itibaren teorisi oluşan, bireyi ve onun özgürlüğünü temel alan, sınırlı devleti ve piyasa ekonomisini savunan liberalizm fikriyatı, gittikçe vurgusu artacak biçimde eğitimi de bireycilik ve özgürlük temelinde yürütülecek bir faaliyet olarak tahayyül etmiştir.
Eğitim müfredatında artık "liberal sanatlarda eğitim" ve klasik metinlere dayanarak beşerî tecrübenin incelenmesi anlamında studia humanitatis terimleri kullanılmış, Erasmus ve Vives gibi düşünürlerin çalışmalarında ifadesini bulan metin temelli "beşerî bilimler" liberal eğitimin çekirdeği olarak özel bir önem kazanmıştır. Aydınlanma döneminden itibaren bilginin kapsamı ve yapısındaki hızlı değişimler müfredatı da değiştirmiş XIX. yüzyılda sosyal bilimlere ait farklı disiplinlere liberal eğitim içinde yer verilmeye başlanmış, XX. yüzyılda disiplinler yöntem olarak genişlemiş ve çoğalmıştır.
Günümüzde bu kavram, çoğu defa "genel eğitim" veya sadece "eğitim" kavramıyla eş anlamlı olarak kullanılmakta olup, meslekî olmaktan çok kişiyi hayata hazırlayan, onu geliştiren ve zihni açan eğitimi ifade etmektedir.
Kapsam, Müfredat ve Pedagoji: Kapsamı bakımından liberal eğitim, belirli bir içeriğin aktarılmasıyla ilgili değildir. Bir Üniversite Düşüncesi adlı eseriyle 1852'de önemli bir kilometre taşı olan J. Henry Newman, liberal eğitimi nezaket, uygunluk, söz ve eylem parlaklığı gibi özelliklerin ötesinde "zihnin yetiştirilmesi" olarak tanımlar. Bu eğitimde zihnin mükemmelleşmesi, "Bilgi, kendi kendisinin amacı ve ödülüdür." Onun üniversiteye yansıması ise öğrenmeye gayretli ve birbirlerine rakip olan bilgili kişilerin, bilginin çeşitli boyutlarını birbirilerine saygılı ve özgür biçimde samimi bir ilişkiler ortamında ele alabilecekleri saf ve saydam bir düşünce atmosferini ifade eder.
M. Hartwell'e göre liberal eğitimi negatif olarak, ne olmadığı ile tanımlamak daha kolaydır. Bu yönüyle o faydacı değildir; meslekî, tek yönlü, konformist, eleştirellikten uzak veya spesifik de değildir. Liberal eğitim, bilgi ve davranışın beyin yıkama ile değil dünyayı anlama ve diğer insanlarla dostça yaşama ortak ihtiyaçları ile kabiliyetlerin ve hayal gücünün gelişmesi yoluyla liberal ideallere bağlanmasını ifade eder.
Liberal eğitimin ayırt edici yanını kapsam ve amacında, müfredat içeriğinde, pedagojisinde ve kurumsal formlarında gören D. R. DeNicola'ya göre kapsam ve amaç açısından liberal terimi insanlığın tevarüs ettiği kültürel mirasın aktarılması, zihinsel yaşamın geliştirilmesi, kendini gerçekleştirme, dünyayı ve insanlığın onun içindeki yerini anlama ve tefekkür etme, eleştirel düşünme, çoklu formatlarda bilgi okuryazarlığı, ahlakî muhakeme ve etkili iletişim gibi kazanımlara ulaşmayla ilgilidir. Müfredat açısından teknik eğitim ya da pratik çalışmaların aksine, "liberal sanatlar" ya da "özgürlük becerileri" olarak anlaşılabilir. Pedagojik açıdan ise o ne öğretildiğinden çok nasıl öğretildiği ile ilgilidir. Geniş anlamda "liberal" öğretim, değerlendirme, analiz, entegre etme ve sentezleme veya içerik oluşturma gibi "daha yüksek" faaliyetlere katılımı gerektiren bir öğretim türüdür. Kurumsal açıdan ise öğrencinin özerkliğine ve eleştirel yetilerine saygılı, öğrenme sevgisini somutlaştıran bir öğretimdir.
L. Straus'a göre "kemale, insanî fazilete erdiren eğitim"dir; "Bayağılıktan çıkıp erginleşme ve özgürleşmedir" (liberation). Toprağı kendi doğasına göre ıslah ve ürün yetiştirme, tarım anlamına gelen "kültür" gibi onun tamamlanmış ürünü de "kültürlü insan"dır. Bu yönüyle liberal eğitim, "esasen zihnin ekilip biçilmesi, zihnin doğuştan yetilerinin zihnin doğasına göre bakımı ve ıslahı" anlamına gelip, kitle kültürünün çürütücü etkilerine ve ona sinmiş üretememe eğilimine karşı da panzehirdir.
Liberal eğitimin özünün çeşitlilik, çoğulculuk ve özgürlük olduğu belirtilir. Bu ise onu mümkün kılacak hukukî ve siyasî bir ortamın varlığını gerektirir. Bireyi otoritenin ve devletin bir nesnesi haline getiren otoriter ve totaliter ideolojilerden farklı olarak liberal eğitim, eğitimin içeriğini tanımlamaz ve standardize etmez. Tersine, mutluluğu arama hakkı çerçevesinde bunun içini bireylerin farklı biçimlerde doldurmasına izin vererek sağlamayı öngörür. Liberal eğitimde bireyler ve onların oluşturduğu örgüt ve kurumların, kendi etik doğruları ve iyi anlayışları yönünde eğitimi içeriklendirmek ve yürütmek bakımından, hakların sınırlandırılması için evrensel olarak kabul edilebilir genel etik ve hukukî kriterlerin ötesinde sınırlandırmaya tâbi tutulmamaları öngörülür.
Dolayısıyla liberal eğitim, eğitimin içeriğinin belirli bir "liberal ilkeler" bütününe uygun olması ya da siyasî bakımdan liberalizm ideolojisi doğrultusunda yapılması anlamına gelmez.
Bir siyasî ideoloji olarak liberalizme karşı bir eğitim de buna dahil olup, birbirinden farklı veya birbirine karşıt yaşam biçimleri, dünya görüşleri, dinî veya seküler değer ve ilkeler doğrultusunda bireyler ve onların oluşturduğu topluluklar eğitimi serbest bir biçimde gerçekleştirebilirler. Eğitim müessesesi kurma, müfredat oluşturma, öğrencileri ve öğreticileri seçme, istihdam, ücretlendirme serbestisi vardır. Bu yönüyle eğitim esas olarak gönüllü, çeşitli ve sivil bir faaliyettir. Onun dışsal müdahaleden masun biçimde yürütülmesi anlamında da negatiftir. Ancak bir düşünce geleneği ve ideoloji anlamında liberalizm içinde yer alan teorisyenler arasında liberal eğitime, onun nasıl verilmesi gerektiğine dair bir görüş birliği yoktur. Örneğin zorunlu kamusal eğitime taraftar olmak, zorunlu olarak eğitimi devletin vermesi gerektiğini savunmak anlamına gelmez. Devlet eğitimine yöneltilen itirazın, eğitimin devlet tarafından zorunlu kılınmasına değil, devlet tarafından sevk ve idare edilmesine yönelik olduğuna işaret eden J. S. Mill'e göre "Yaratılışın bireyselliği ile düşüncelerde ve hareket tarzlarındaki çeşitlenmenin önemi hakkında söylenmiş olan bütün şeyler eğitimdeki çeşitlenmeyi de kapsar." Genel devlet eğitimi insanları birbirinin tıpatıp benzeri yapmak için onları kalıba dökmeye yarayan, düşünce ve beden üzerinde tahakküm kuran bir buluşu ifade eder. Zorunlu eğitim olsa da çocuklarına eğitim ve terbiyeyi istedikleri yerden istedikleri şekilde alma yetkisi ebeveyne bırakılır ve devlet sadece yoksul çocukların okul ücretlerinin ödenmesine yardım eder. Devlet tarafından kurulan ve denetlenen eğitim, olsa olsa rekabet halindeki tarafları belli bir mükemmeliyet seviyesinde tutmayı öngörür.
Millî eğitimin devlet faaliyetinin meşru sınırlarının bütünüyle dışında kalması gerektiğini düşünen Humboldt'a göre ise eğitim, "insanların yeteneklerinin kendiliğinden gelişimini teşvik etmek" olarak tanımlanırsa, tek biçimli bir organizasyona sahip olan her şey gibi tekdüzelik üreteceğinden millî eğitimi öneren görüşler de ikna edici değildir. Amaç eğitimsiz çocuk ihtimalini önlemekse, ebeveyn ihmalci olduğunda vasî tayini, yoksul olduğunda para yardımı daha uygundur. Eğitim insan doğasına özel bir yurttaşlık karakteri vermeksizin onun yeteneklerini geliştirmekse, bunun için devletin müdahalesine ihtiyaç yoktur. Gerçekten özgür insanların içinde her türlü faaliyet biçimi daha hızlı gelişir. En iyi eğitim, tartışılmaz olarak yurttaşın kendisine en uygun görünen tahsili kendisinin seçebileceği ve devletin sadece bireyin önüne çıkabilecek engelleri kaldırma yönünde tutum alacağı eğitim olacaktır.
Liberal eğitimin geçmişten gelen vurguları, XXI. yüzyılın değişen ihtiyaçları ve yeni yaklaşımlar ışığında yeniden değerlendirilmektedir. Mulahy'e göre liberal eğitimin içeriği ve şekli, geleneksel anlayışlardan daha geniş kapsamlı ve mevcut öğrenci deneyimlerine duyarlı olacak, temel akademik disiplinlerle beraber bir dizi pratik çalışmadan oluşacak ve bütün öğrenciler için deneyimleri, ilgileri, kapasiteleri ve ihtiyaçları doğrultusunda uygun şekilde bireyselleştirilebilecektir. Eğitimin müfredatı hayata hazırlık açısından çok yönlü ve çeşitli olacak, duygu ve heyecanı da kapsayan boyutuyla akademik müfredattan kısmî bir kopuşu da temsil edecektir.
Richard Riley'nin "Biz bugün öğrencileri; henüz bilmediğimiz problemleri henüz icat edilmemiş teknolojileri kullanarak çözebilecekleri, henüz mevcut olmayan meslekler için hazırlıyoruz" derken işaret ettiği XXI. yüzyıl becerilerine sahip öğrenci, liberal eğitimin amaçladığı öğrenciyi de tanımlar.
Liberal eğitime yönelik eleştiriler, ona genel olarak karşı olanlardan uygulanma biçimine yönelik eleştirileri olanlara kadar geniş bir yelpazeden gelir. Liberal eğitime karşı olanlar onun pratik olmadığını, hayatın gerçeklerinden uzak, uygulamada elitist ve değerlerde aristokratik olduğunu ileri sürerken, postmodernistler onun aşırı rasyonalist, duygulara, ilişkilere, ailevî ve meslekî sorumluluklara kayıtsız, cinsiyetçiliği, elitizmi ve kültürel emperyalizmi maskelediğini ve anakronistik bir şekilde ortak bir kültürün mevcudiyetini varsaydığını savunur.
Liberal eğitimin aslında ideolojiden bağımsız olmayıp örtük biçimde bir ideoloji içerdiği de eleştiriler arasındadır. Eğitimin pratik gerekliliklerini karşılamak için onu fazla soyut bulanlar da vardır.
Liberal eğitim ile ulus-devletlerin siyasî programları arasındaki gerilim modern zamanlara damgasını vurmuştur. Devletlerin Benedict Anderson'un ifadesiyle "hayat edilmiş topluluk" temelinde toplumu yeniden biçimlendirmeye ve "ulus inşa etmeye" yönelik olarak siyasî programları ile kamusal eğitimin bu amaç doğrultusunda kullanımı, eğitim alanında varlığını günümüzde de hissettiren bir özgürlük kaybını beraberinde getirmiştir.
Bu çerçevede Türkiye'de Cumhuriyet sonrası dönemde toplumun "yeni bir ulus yaratma" hedefi doğrultusunda yeniden biçimlendirilmesine yönelik ideolojik referanslar çerçevesinde eğitimin Tevhîd-i Tedrisat yasasında somutlaşan tekçi, homojenleştirici ve endoktrinasyona dayalı yapısının yeniden ele alınması, XXI. yüzyılın ihtiyaç duyduğu özgür ve özerk birey idealinin önündeki engellerin kaldırılması ve toplumsal anlamda barış içinde birlikte yaşam idealinin eğitimle ilgili gereklerinin karşılanması bakımından önemli olduğu sıklıkla değerlendirilmektedir. Aynı şekilde bazı eğitimciler de mevcut eğitim politikaları, Anayasa, Millî Eğitim Temel Kanunu'nu ve YÖK Kanunu ile bütün bir mevzuatın, evrensel tecrübeden örnekler ışığında özgür bir zihnin pedagojik gerekleri doğrultusunda yeniden ele almayı savunmaktadırlar.
Bilginin olağanüstü bir hızla çoğalıp farklılaştığı günümüz dünyasında tarih dışı kalmamak için eğitimin doğası gereği bir özgürlük alanı olduğu bilincini taşıyan, ideolojik tarafsızlığa dayalı, bireyin potansiyelini harekete geçirmeye elverişli, çoğulcu ve zengin bir öğrenme ortamını bütün gerekleriyle yeniden kuracak bir eğitim anlayışı, ufku yenilikçi birey ve gelişime açık bir eğitim ortamı açısından da anlamlı bir adım olacaktır.
Aristotle. The Politics. Harmondsworth 1981, s. 457.
DeNicola, Daniel R. “Liberal Education (An Overview)”. Encyclopedia of Educational Theory and Philosophy. ed. D. C. Phillips. Thousand Oaks 2014, s. 475-478.
Fadel, Charles. “21st Century Skills: How Can You Prepare Students for the New Global Economy?”. Global Lead, Education Cisco Systems, Inc. OECD/CERI Paris, May 2008. https://www.oecd.org/site/educeri21st/40756908.pdf
Hoerner, James L. An Historical Review of Liberal Education. Miami University Coral Gables, FL., 190, s. 1-29 (ERIC Number: ED050677).
Humboldt, Wilhelm von. Devlet Faaliyetinin Sınırları. çev. B. Seçilmişoğlu. Ankara 1993, s. 135-137.
Mill, John Stuart. Hürriyet Üstüne. çev. M. O. Dostel. Ankara 2014, s. 206.
Mulcahy, D. G. “What Should It Mean to Have a Liberal Education in the 21st Century?”. Curriculum Inquiry. 39/3 (2009), s. 465-486. DOI: 10.1111/j.1467-873X.2009.00452.x
Newman, John Henry. Select Dicsourses from the Idea of a University. ed. M. Yardley. Cambridge 1955, s. 10, 26.
Strauss, Leo. “Liberal Eğitim Nedir?”. çev. H. Hünler. Kaygı: Uludağ Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Felsefe Dergisi. sy. 7 (2006), s. 121-126.
Woody, Thomas. Liberal Education for Free Men. Philadelphia 1951, s. 140.
Kaynak: https://turkmaarifansiklopedisi.org.tr/liberal-egitim
Bilgi paylaştıkça çoğalır. Okuduğunuz için teşekkür ederiz.
Bireyin kendi potansiyelini aktif hale getirmesinin önündeki engellerin kaldırılarak geliştirilmesini savunan eğitim.