Cumhuriyet değerlerini yaygınlaştırmak üzere açılmış kurum.
Cumhuriyet değerlerini yaygınlaştırmak üzere açılmış kurum.
Halkevleri 10 Nisan 1931 tarihinde kapatılan Türk Ocakları'nın yerine 19 Şubat 1932 tarihinde kurulmuş ve aynı tarihte on dokuz ayrı merkezde faaliyetlerine başlamıştır (bk. Türk Ocakları). Halkevleri, Cumhuriyet Halk Fırkası'nın mutlak kontrolünde faaliyetlerini yürüttüğü için genel olarak partinin propaganda ve kültür kolu olarak çalışmıştır.
1932 yılında yayımlanan Cumhuriyet Halk Fırkası Halkevleri Talimatnamesi'ne göre halkevlerinin amacı, "Türk milletini medeniyet saflarında layık olduğu mertebeye ulaştırmaktır. Halkevleri inkılapların uygulanması ve sahiplenilmesi noktasında yeni bir mücadele ruhu" kabul edilmiştir. Mektep tahsilinin yanında ve sonrasında halkın kültür seviyesini yükseltecek bir kuruma ihtiyaç olduğu ve bunu da halkevlerinin gerçekleştireceği vurgulanmıştır. Diğer yandan kendini yetiştirmiş kişilerin toplumun geri kalanını da yetiştireceği ifade edilmiş, bu kuruluşların işleyişiyle ilgili de ipuçları verilmiştir. Burada temel hedef yetişkinlerdir. Talimatnameye göre halkevi, "Kalplerinde ve dimağlarında memleket sevgisini mukaddes gören ve bunu kalplerinde yüksek bir heyecan halinde duyanlar için toplanma yeridir." Bu itibarla halkevlerinin kapısı herkese açıktır. Ancak kurumun yönetiminde bulunabilmek için Cumhuriyet Halk Fırkası'na kayıt zorunluluğu getirilmiştir. Halkevlerinin bir genel merkezi olmamakla birlikte Ankara Halkevi genel merkez gibi faaliyet yürütmüştür. Ankara ve İstanbul halkevleri faaliyet, üretim ve verimlilik bakımından diğerlerinden ayrı tutulmuştur. Ankara Halkevi, başkentte bulunması ve adeta bu projenin örnek uygulaması olması hasebiyle ön plana çıkarken; İstanbul'da özellikle Eminönü, Beyoğlu ve Üsküdar halkevleri Cumhuriyet inkılaplarının en canlı ve etkili merkezleri haline gelmiştir. İstanbul ve Ankara'daki halkevlerine akademisyenler de katkı vermiştir.
Halkevleri faaliyetlerini dokuz şube halinde yürütmüştür:
1. Dil, Edebiyat ve Tarih Şubesi: Yörenin genel kültürünü yükseltmek için sohbet ve konferanslar tertip edilmiştir. Talimatnameye göre inkılapların kökleşmesi, vatandaşlık görev bilincinin arttırılması konularına öncelik verilmiştir. Özgün bir Türkçe sözlük için derleme yapmak gelenek ve görenekleri tetkik etmek de istenmiştir. Her halkevi şubesinin bir dergi çıkarması da karara bağlanmış ve bu surette çok sayıda dergi çıkarılmıştır.
2. Güzel Sanatlar Şubesi: Müzik, resim, heykeltıraşlık ve mimari gibi sahalarda sanatkârları ve amatör unsurları bir araya getirmek; yetenekli gençleri himaye ve teşvik etmek bu şubenin sorumluluğundadır.
3. Temsil Şubesi: Tiyatroya heves ve yeteneği olan kadın ve erkek üyelerden müteşekkil bir oyuncu grubu meydana getirmek ve yönetimin uygun gördüğü oyunları oynamak bu şubenin amacına yöneliktir.
4. Spor Şubesi: Temel hedefi Türk halkının spor ve beden hareketlerine karşı sevgi ve ilgisini temin etmektir. Başlıca spor dalları olarak kürek, yürüme, atletizm, futbol, jimnastik, eskrim, boks, güreş, yüzme, binicilik, atıcılık, avcılık, cirit ve yelken belirlenmiştir.
5. İçtimaî Yardım Şubesi: Halkevlerinin bulunduğu yörede kimsesiz kadınlar ve çocuklar, sakatlar, yaşlılar ve hastalara yardımda bulunarak toplumun yardım severlik ve şefkat duygularını arttırmak hedeflenmiştir.
6. Halk Dershaneleri ve Kurslar Şubesi: Halkın eğitim seviyesini yükseltmek için her türlü okutma, yazdırma ve yetiştirme faaliyetini yürütmek üzere her halkevinde dershane ve kurs açmak bu şubenin görevidir. 1929 yılında açılan millet mekteplerinin görevi 1932'den itibaren tedricen, 1936'dan sonra ise kesin olarak halkevlerine devredilmiştir. Bu şubede okuma-yazmanın yanında yabancı dil ve fen dersleri verileceği gibi; sanat, gündelik bilgiler, muhasebe, daktilo gibi alanlarda da halkın eğitimi amaçlanmıştır. 1944'te 103; 1945'te 145 halk dershanesi vardır. 1946'da 80 kurs daha açılmıştır. Açılan kursların toplam öğrenci sayısı 10.000'i geçmiştir.
7. Kütüphane ve Neşriyat Şubesi: Her halkevinde ilk önce bir kütüphane ve okuma odası hizmete açmak bu şubenin amacıdır. Kütüphaneleri zenginleştirmek için alınacak kitaplar Cumhuriyet Halk Fırkası tarafından belirlenecek heyet tarafından sıkı kontrol edilmiştir. Hemen her halkevi bir dergi çıkarmış ve bu dergiler diğer şubelere gönderilerek canlı bir etkileşim sağlanmıştır. Ankara Halkevi tarafından çıkarılan Ülkü Mecmuası bütün halkevi dergilerinin üstünde tutularak merkez yayın hüviyeti taşımıştır.
8. Köycüler Şubesi: Köylerin farklı yönlerden gelişimini sağlamak bu şubenin temel amacıdır. Bunu temin etmek için köylüler halkevlerinin tertip edeceği müsamerelere katılacaklar; şehirde yaşayanlar da köy bayramlarına katılacaktır. Bu işleri yapmak, halkevlerine ve yayınlarına üye olmak zorunluğu getirilen öğretmenlere yüklenmiştir.
9. Müze ve Sergi Şubesi: Müze ve sergi grubu olarak ikiye ayrılan şubenin görevi, yeni müzeler kurmak, mevcutları zenginleştirmek, tarihî kıymeti olan kıyafet, belge, savaş aletleri gibi etnografik malzemeyi toplamaktır. Sergi kısmı ise ressam, heykeltıraş, mimar, hattat, müzehhip gibi sanatkârların eserlerini halkevlerinde sergilemeyi hedeflemiştir.
Halkevlerinde, 1940'ların hâkim resmî siyasal ve sosyal düşüncelerin taşraya yayılabilmesi için konferanslar, Batı müziği konserleri, tiyatro temsilleri yapılmıştır. Müzikte ağırlıklı olarak Mozart, Vivaldi, Haydn, Shubert ve Çaykovsky gibi Batılı bestekârların eserleri seslendirilmiş, bu vesile ile Türkiye'ye birçok yabancı sanatçı davet edilmiştir. Dil ve edebiyat kolunda çoğunlukla yeni Türk tarih ve kültür tezi üniversite hocaları tarafından anlatılmıştır.
Halkevlerinin sayısı il ve ilçe merkezlerinde hızla artmıştır. Halkevlerinin kuruluş yıl dönümü kutlamaları "halkevi bayramı" olarak anılmaya başlanmış ve özellikle beşinci kuruluş sene-yi devriyesi olan 1937 yılı kutlamaları, yurt genelinde daha gösterişli geçtiği gibi geride kalan beş yıllık süre zarfında halkevlerinin sayısı 167'ye ulaşmıştır. 1938 yılında halkevlerinin sayısı 209'a, üye sayısı ise 100.000'e yükselmiştir.
İsmet İnönü döneminde halkevlerinin faaliyetleri arttırılmıştır. 1939 yılında 373'e ulaşan halkevi sayısı 1946'da 478'e kadar yükselmiştir. 1940'ların başından itibaren halkodalarına önem verilmiştir. 1946 yılında başlayan çok partili hayat da halkevlerini etkileyen bir başka etmendir. Öğretmenler başta olmak üzere devlet memurlarının katılmakta zorunlu oldukları halkevleri faaliyetlerine iştirak, çok partili hayatın getirdiği rahatlama ile birlikte azalmaya başlamış, Cumhuriyet Halk Partisi ve halkevlerine ilgi giderek azalmıştır. Nitekim 1946 sonrasında yeni halkevi açılamamıştır.
Cumhuriyet Halk Fırkası'nın 29 Mayıs 1939 tarihindeki beşinci kurultayında en az 150 halkevi üyesinin bulunduğu ilçe, kasaba ve bucaklarda halkodalarının da açılmasına karar verilmiştir. 1939 yılında yirmi maddeden müteşekkil Halkodaları Talimatnamesi hazırlanmış ve 19 Şubat 1940 tarihinde 141 halkodası açılmıştır. Halkodalarında, halkevlerinde bulunan faaliyet kolları bulunmamış ama oralarda yürütülen bütün etkinlikler bölgelere göre farklılaşarak gerçekleştirilmeye çalışılmıştır. Buralarda da başta okuma yazma olmak üzere el işleri, meslek ve zanaat kursları verilmiştir. Halkodalarının sayısı 1946 yılında 4066'ya ulaşmıştır. 1944 yılında 103, 1945'te 150 farklı kurs açılmıştır. Buralarda verilen kurslara kayıtlı kişi sayısı 1944 yılında 8281, 1945'te 10.000'i geçmiştir. Daha sonraki yıllarda halkevleri ve halkodalarının yurt dışı şubeleri de açılmıştır. 1951 yılına gelindiğinde çoğu zaten boş olan, kimsenin uğramadığı halkodaları, halkevleri ile aynı kaderi paylaşmıştır.
Demokrat Parti'nin 1950 yılında iktidara gelmesiyle Cumhuriyet Halk Partisi'nin kültür/propaganda kolu halkevlerinin varlığı ve statüsü tartışılmaya başlanmıştır. 8 Ağustos 1951 tarihinde mecliste kabul edilen ve 11 Ağustos 1951 tarihinde Resmî Gazete'de yayımlanan 5830 sayılı kanunla; halkevlerinin sahip olduğu taşınır ve taşınmazların hazineye ya da eski sahiplerine iadesi kabul edilmiş, böylece halkevleri kapatılmasa da fiilen ilga edilmiştir. Anayasa Mahkemesi tarafından 1961 yılında 5830 sayılı kanunun iptal edilmesiyle birlikte Cumhuriyet Halk Partisi kendi parti binalarının yanında halkevi binalarını da geri alma imkânına kavuşmuş, ancak Atatürk'ün İş Bankası hisseleri, Ulus Matbaası ve buradaki iş hanlarını almakla yetinmiştir. Halkevi binalarının bir kısmının bu dönemde Türk Hava Kurumu, Kızılay, Çocuk Esirgeme Kurumu gibi derneklerce kullanıyor olması bu kararda etkili olmuştur. Diğer yandan siyasî partilerin kendi gençlik kollarını kurmuş olmaları da halkevlerinin sonunu getirmiştir. 1960 yılı sonrası kurulan, günümüzde yine aynı isimle çalışmalarını sürdüren halkevlerinin, 1932-1951 yılları arasında faaliyet gösteren halkevleri ile bir ilgisi yoktur.
Arıkan, Zeki. “Halkevlerinin Kuruluşu ve Tarihsel İşlevi”. Atatürk Yolu Dergisi. 6/23 (1999), s. 261-281.
CHF Halkevleri Talimatnamesi. 1932.
Hasar. Veysel. Atatürk Döneminde Ankara Halkevi ve Faaliyetleri (1932-1938). Dr.T, Gazi Üniversitesi, 2022.
Karaömerlioğlu, M. Asım. “The People’s Houses and the Cult of the Peasant in Turkey”. Middle Eastern Studies. 34/4 (1998), s. 67-91.
Karpat, H. Kemal. “The Impact of the People’s Houses on the Development of Communication in Turkey: 1931-1951”. Die Welt des Islams. 15/1-4 (1974), s. 69-84.
Olgun, Kenan. Türkiye’de Halkevleri Gerçeği. Ankara 2019.
Şimşek, Sefa. Bir İdeolojik Seferberlik Deneyimi Halkevleri (1932-1951). İstanbul 2002.
Toksoy, Nurcan. Halkevleri: Bir Kültürel Kalkınma Modeli Olarak. Ankara 2007.
Kaynak: https://turkmaarifansiklopedisi.org.tr/halkevleri
Bilgi paylaştıkça çoğalır. Okuduğunuz için teşekkür ederiz.
Cumhuriyet değerlerini yaygınlaştırmak üzere açılmış kurum.