Felsefeci, şair, yazar.
Felsefeci, şair, yazar.
Bulgaristan sınırları içinde kalan Filibe'de (Plovdiv) doğdu. Babası Şehbender (Konsolos) Süleyman Bey, annesi Şevkiye Hanım'dır. İlk tahsilini Filibe müftüsünde gördü. Daha sonra Bulgaristan'da rüştiye mektebini de bitirdiği belirtilir. Doksanüç Harbi'nden sonra (1877-78 Osmanlı-Rus Savaşı) Rumeli muhacereti sırasında ailece önce Edirne'ye sonra da İstanbul'a geldi. Ahmed Hilmi'nin İstanbul'daki eğitimiyle ilgili çeşitli görüşler vardır. Galatasaray Sultânîsi'nden mezun olduğunu söyleyenler yanında kendi kendini (otodidakt) yetiştirdiği de ifade edilir.
İlk memuriyetine İstanbul'da Posta İdaresi'nde başladı, daha sonra ailesiyle birlikte İzmir'e giderek burada iki yılı müdürlük görevi olmak üzere dört yıldan fazla Posta İdaresi'nde çalıştı. Buradan Beyrut Vilayeti Telgraf ve Posta Merkezi Posta Müdürlüğü'ne nakloldu. Beyrut'ta bulunduğu dönemde Jön Türkler'le yakın temasa geçmiş, buradan Mısır'a kaçarak orada "Çaylak" isminde bir dergi çıkarmıştır.
1901 yılında İstanbul'a dönen Ahmed Hilmi, bir süre sonra siyasî olduğu tahmin edilen bir sebepten, Fizan'a sürülmüş, II. Meşrutiyet'in ilanına kadar Trablusgarp'ta kalmıştır. Burada tasavvufa merak sarmış, Kadiriye tarikatının kollarından Arûsî tarikatına intisap etmiştir.
II. Meşrutiyet'in ilanından (1908) sonra İstanbul'a dönen Ahmed Hilmi, ilk olarak haftalık İttihâd-ı İslâm dergisini, daha sonra yine haftalık Coşkun Kalender'i çıkarttı. Bu derginin de kapanmasıyla Necat, Tonguç dergilerinde başmuharrir olarak yazılar yazar. Daha sonra Sırât-ı Müstakîm, İkdam, Tasvîr-i Efkâr, Şehbal, Sancak ve Necat dergilerinde siyasî ve felsefî yazılar kaleme aldı. Tekrar kendisi Münakaşa, Kanad, Nimet günlük ve haftalık olmak üzere Hikmet dergilerini çıkartır. Hikmet Matbaa-yı İslamiyesi'ni kurar, kendi dergi ve eserlerini burada bastı. 1911 yılında günlük Hikmet dergisinde İttihat ve Terakkî'yi tenkit eden yazıları yüzünden, matbaası ve dergileri kapatıldı. Önce Kastamonu'ya, oradan da talebi üzerine Bursa'ya sürgün edildi. Sürgün hayatının (Ekim 1911-Mart 1912) beş aylık bir süreyi kapsadığı tahmin edilmektedir. On aylık bir aradan sonra haftalık Hikmet dergisini yanında neşre başlayan Ahmed Hilmi, Dârülfünun'da felsefe müderrisliğinde ve Cem'iyet-i Tedrîsiye-yi İslamiye azalığında bulundu. 16 Ekim 1914 Cuma günü vefat eden Ahmed Hilmi'nin kabri Fatih Camii haziresindedir.
Ahmed Hilmi, yazılarının dinî ve tasavvufî olanlarında "Şeyh Mihridîn Arûsî", "Mihridîn Arûsî", "Arûsî", "Şeyh Hüsnü"; mizahî yazılarında "Coşkun Kalender", "Kalender Gedâ", "Kalender"; millî ve hamasi muhtevalı şiirlerinde "Özdemir" gibi müstear isimlerin yanında "A.H." ve "F.A.H." gibi isminin kısaltılmasından oluşan rumuzlar da kullanmıştır.
Ahmed Hilmi'nin kısa neşir hayatında verdiği eser sayısı oldukça fazladır. Bursalı Mehmed Tâhir Bey kırk bir eser ismi vermektedir. Ancak burada verilen eser isimlerinin bir kısmı, dergilerinde neşrettiği ya da yarım kalan üç dört makalelik yazılardır. Eserleri kitap halinde basılanlar, tefrika şeklinde neşredilenler ve isimleri belirtildiği halde bulunamayanlar olarak sıralanabilir.
Ahmed Hilmi, Türk-İslam kültürüne olan vukufiyetinin yanında, Batı felsefesi ve düşüncesi konusunda da donanımlıdır. Dârülfünun'da felsefe müderrisliği esnasında Maddiyyûn Meslek-i Dalâleti (1914), Allah'ı İnkâr Mümkün müdür? (1909), Dârülfünûn Efendilerine Tahrîrî Konferans (1911) gibi eserleri kaleme almıştır. Bunların yanında, Batılı kurumların Osmanlı modernleşmesine nasıl aktarılacağı, Osmanlı-İslam kültürüyle nasıl uzlaştırılacağı noktasında çözümler ileri sürmüş, Hikmet dergisinde bu görüşlerini açıklayan makaleler yazmıştır.
Fikrî eserlerinin yanında edebî sahada A'mâk-ı Hayâl, Öksüz Turgut ile Hikmet'te tefrika edilen İblis İzzeddin Behmen gibi romanlar yazmış, İstibdâdın Vahşetleri yahut Bir Fedâkârın Ölümü, Vay Kız Bekçiyi Seviyor ve Hikmet'te tefrika edilen Aşk-ı Bâlâ gibi tiyatro eserleri kaleme almıştır.
Ahmed Hilmi sadece nesir alanında değil, nazım sahasında da eserler ortaya koymuştur. Türk Ruhu Nasıl Yapılıyor, Türk Armağanı gibi şiir kitapları kadar Özdemir mahlasıyla Hikmet gazetesinde neşrettiği, millî ve hamasi konulara ait hece vezniyle yazdığı şiirleri de önemlidir.
Pek çok yönü yanında eğitimciliği ise ayrı bir öneme sahiptir. Trablusgarp, Bingazi ve Fizan bölgesinde diğer sürgündeki muhaliflerle beraber Filibeli Ahmed Hilmi'nin de eğitim, sağlık ve bayındırlık alanlarında çalışmaları olmuştur. Eski okul ve zaviyelerin tamir edilerek tekrar faaliyete geçirilmesi ve yeni okulların açılmasında onun da büyük emeği vardır. Burada açılan okullardan biri de onun delaletiyle açılır. II. Meşrutiyet'in ilanından sonra İstanbul'a dönen Ahmed Hilmi, Dârülfünun muallimliği ve burada görev yapan müderrislerin önderliğinde kurulan Darüşşafaka Cemiyeti Hey'et-i İlmiyesi azalığı gibi görevlerde bulunmuştur. Dârülfünûn-ı Osmânî Edebiyat Şubesi'nde felsefe muallimliği yaptığı ve burada verdiği derslerin notlarından İlm-i Ahvâl-i-Rûh adlı eseri hazırladığı, bunu ders kitabı olarak okuttuğu bilinmektedir. Ahmed Hilmi, bir eğitimci olarak Darüşşafaka'da "sınıf ve hüsnühat" muallimliği yapmıştır.
Ahmed Hilmi, süreli yayınlarda günlük olaylar, siyasî konularda makaleler yazmış; felsefe, kelam, tasavvuf ve tarih gibi alanların yanı sıra edebî sahada da şiir, tiyatro, hikâye, roman türünde eserler vermiştir. Bunlardan yayımlanmış olanlar şunlardır: Allah'ı İnkâr Mümkün müdür? Yahut Huzûr-ı Fende Mesâlik-i Küfür (İstanbul 1327); Beşeriyetin Fahr-i Ebedîsi Nebîmizi Bilelim (İstanbul 1331, Şeyh Mihridîn Arûsî mahlasıyla); Senûsîler ve On Üçüncü Asrın En Büyük Mütefekkir-i İslâmîsi Seyyid Muhammmed es-Senûsî (İstanbul 1325); Üss-i İslâm (İstanbul 1332); Târîh-i İslâm (I-II, İstanbul 1326-1327); Muhalefetin İflâsı (Kostantiniye 1331); İki Gavs-i Enâm: Abdülkâdir ve Abdüsselâm (İstanbul 1331, Mihridîn Arûsî mahlasıyla); Huzûr-ı Akl ü Fende Maddiyyûn Meslek-i Dalâleti (İstanbul 1332); Yirminci Asırda Âlem-i İslâm ve Avrupa: Müslümanlara Rehber-i Siyâset (Kostantiniye 1327); A'mâk-ı Hayâl (İstanbul 1326); Hangi Meslek-i Felsefeyi Kabul Etmeliyiz? Dârülfünün Efendilerine Tahrîrî Konferans (Kostantiniye 1329); Öksüz Turgut (Kostantiniye 1326); Akvâm-ı Cihân (İstanbul 1329); Müslümanlar Dinleyiniz (Şeyh Mihridîn Arûsî mahlasıyla, İstanbul 1326); Türk Ruhu Nasıl Yapılıyor (İstanbul 1329, Özdemir mahlasıyla); İlm-i Ahvâl-i-Rûh (Kostantiniye 1327); Türk Armağanı (Kostantiniye 1330, Özdemir mahlasıyla); İstibdâdın Vahşetleri yahut Bir Fedâkârın Ölümü (İstanbul 1326); Vay Kız Bekçiyi Seviyor (İstanbul 1326, Kalender Gedâ mahlasıyla).
Ahmed Hilmi'nin Hikmet dergisinin tefrikaları arasında kalan ve daha sonra yayımlanan eserleri, tasavvufî bir oyun olan Aşk-ı Bâlâ, Bektaşîlik konusundaki risalesi Bektâşiler ve Heyet-i İctimâiye-i Osmaniye, Tasavvuf-ı İslâmî ve Fünûn-ı Cedîde ve Felsefe, felesefî bir roman olan İblis İzzeddin Behmen, bir perdelik komedi oyunu Yaşasın Bâd-ı Sabâ'dır.
Hayatı ve eserleri hakkında bilgi veren kaynaklarda isimleri zikredildiği halde elde bulunmayan Yeni Mantık, İlm-i Tevhid, İslâm ve Dîn-i İstikbâl, Târîh-i İslâm ve Osmanî, Üç Filozof, Murad Orta, Yer, Gök, İnsan gibi eserleri de vardır.
Bolay, Süleyman Hayri. Türkiye’de Ruhçu ve Maddeci Görüşün Mücadelesi. İstanbul 1966.
Ekici, M. Zeki. II. Meşrutiyet Devri Fikir Adamı Şehbenderzâde Filibeli Ahmet Hilmi: Hayatı ve Eserleri. Dr.T, İstanbul Üniversitesi, 1997.
Filibeli Ahmed Hilmi. Hikmet Yazıları. haz. A. Koçak. İstanbul 2009.
Kara, İsmail. Türkiye’de İslâmcılık Düşüncesi. İstanbul 1997.
Özervarlı, M. Sait. “Şehbenderzâde Ahmed Hilmi (Fikirleri)”. DİA. 2010, XXXVIII, 425-427.
Tansel, Fevziye Abdullah. “Şehbenderzâde Ahmed Hilmi’nin Özdemir Mahlâsıyla Yayımladığı Türklük-İslâmlık Birliği Mefkûresini Müdafaa Ettiği Şiirleri”. Türk Dünyası Araştırmaları. sy. 12 (1981), s. 149-171.
Toku, Neşet. Türkiye’de Anti-Materyalist Felsefe (Spiritüalizm) -İlk Temsilciler-. İstanbul 1996.
Uçman. Abdullah. “Şehbenderzâde Ahmed Hilmi”. DİA. 2010, XXXVIII, 424-425.
Uludağ, Zekeriya. Şehbenderzâde Ahmed Hilmi ve Spiritüalizm. Ankara 1996.
Ülken, Hilmi Ziya. Türkiye’de Çağdaş Düşünce Tarihi. İstanbul 1998.
Kaynak: https://turkmaarifansiklopedisi.org.tr/sehbenderzade-ahmed-hilmi
Bilgi paylaştıkça çoğalır. Okuduğunuz için teşekkür ederiz.
Felsefeci, şair, yazar.