Anonim temel dinî bilgiler kitabı.
Anonim temel dinî bilgiler kitabı.
Tahminen XVI. yüzyıl sonlarında veya XVII. yüzyıl başlarında müslüman halk ve mahalle/sıbyan mektebine giden çocuklar için telif edilmiş, temel dinî bilgiler kitabıdır. Yazma ve basma bazı nüshalarında ikinci ad olarak Miftâhu'l-Cenne (Cennet anahtarı) kaydı bulunmaktadır.
Yazmaları ve dili üzerinde henüz akademik çalışmalar yapılmadığı için yaklaşık telif tarihi ve müellifi hakkındaki bilgiler çok sınırlıdır. Bazı yazma ve matbu nüshalarında ilk sayfanın üst süsleme ve künye kısmında mızrak çizimleri vardır. Başındaki "Mızraklı" sıfatının yazara mı yoksa eserin diğerlerinden ayrılması için baş kısmında yer alan bu sancak veya mızrak çizimlerinden bir sembole mi işaret ettiği de kesin olarak tespit edilmiş değildir. Fakat Birgivî'nin (ö. 1573) Risâle-i Birgivî veya Vasiyetnâme adıyla bilinen meşhur ilmihalini kaynak olarak kullandığından hareketle ondan sonra telif edildiği söylenebilir. Ayrıca 1562 yılında yazıldığı tahmin edilen ve halk için Türkçe dinî dilin teşekkülü bakımından önemli olan Vasiyetnâme'nin telif tarzından ve ifade biçimlerinden yararlandığı da düşünülebilir. İlmihal kelimesinin adında yer aldığı ilk kitap olduğu bilgisi ise şimdilik doğru gibi gözükmektedir ve bu bakımdan tarihî bir önemi vardır.
İman esasları, ibadetler, ahlak-günlük hayat, yeme içme adabı ve bunlara dair bazan teferruat denebilecek dinî meseleler kitabın ana konularıdır. Bunlar ilmihal türünün normal olarak talep ettiği başlıklar olmakla beraber metnin muhtevası, dili ve kurgusu kendisine mahsus özellikler taşır. Ayrıca "Ehl-i sünnet olanların on alameti vardır: Cemaate müdavemet etmek, fâsık demeyip imama (ve halifeye) uyar, (…) ashaba ve Resûlullah'a (Şiîler gibi) ar verir söz söylemez, padişaha kılıç çekmez (baş kaldırmaz) (…)" veya "Cümle nâsın üç imamı vardır ki onları bilmek farzdır; emirde, nehiyde imamımız Kur'an-ı azîmüşşan, şeriatta imamımız Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem hazretleri, nizâm-ı âlemde imamımız pâdişâh-ı âlempenâh hazretleridir" gibi siyasî-dinî karakterde ve itaati kuvvetlendirecek cümleler ve fikirler de ihtiva etmektedir.
Eserin hususiyetlerinden biri serbest bir konu başlığı sistemi olmakla beraber konuların ve meselelerin hayatın akışı gibi iç içe işlenmesidir. Buna bir açıdan iç bütünlüğü aramak, tasnif ve bölümlemelere yer vermekle birlikte geçişkenlikleri, irtibatları gözetmek de denebilir. İkincisi, kitabın bilerek tercih edilmiş dikkat çekici bir akışı, öncelikleri ve sıra düzeni olmasıdır. Metnin, insanın yaratılışı ile başlayıp ölümle bitmesi buna örnek olarak verilebilir. Ayrıca herkesin ölümünün aynı ve tek tip olmadığına; müminin, hatunun, çocuğun, kâfirin ölümü ayrı ayrı ve etkileyici bir üslupla anlatılarak işaret edilmiştir. Namaz bahisleri arasında yoksulluk getirici yirmi dört sebebin sayılması da böyledir. Halka ve çocuklara din, kültür ve geleneğin, hatta mahallî unsurların biri diğerinden ayrılmayacak şekilde iç içe ve neredeyse eşit seviyede öğretilmesi ve benimsetilmesi bu tür metinlerin umumi ve dikkat edilmesi gereken karakteridir.
Çocuklara yüksek sesle ve birlikte tekrarlatılarak tekerleme gibi ezberletilen "Kimin zürriyetindensin? Hz. Âdem'in zürriyetinden. Kimin milletindensin? Hz. İbrâhim'in milletinden. Kimin ümmetindensin? Hz. Muhammed'in ümmetinden" gibi kısımları da bir insan-tarih-âlem tasavvuruna ve zihniyetine işaret eder.
Dili üzerinde gösterilen hassasiyet bazı kısımlarının ezberlenebilirlik vasıflarının yüksek oluşu kitabın bir diğer hususiyetidir. Amaç sadece bilgi aktarmak değil teşvik etmek ve heveslendirmek ile korkutmak ve sakındırmak (tergıp ve terhip) mekanizmalarının birlikte ve etkin bir şekilde işletilmesidir. Burada yalın, düzgün ve anlaşılır bilgi aktarmaktan öte muhatap kitlede bir hissiyat oluşturmak, onlara istikamet göstermek ve cemaati bir tarafa meylettirmek çabası açık bir maksat olarak vardır. Bazan teşvik ve korkutmak istikametinde işleyen iki uçlu mübalağalı dil halk ve çocuklar için etkili bir eğitim metodu olarak da kullanılmaktadır.
İbadetlerin ifası ile ahiret hayatı arasında kurulan teşbihli ve kuvvetli ilişki buna örnek olarak verilebilir: "Ezân-ı Muhammedî okundukta İsrâfil aleyhisselam sûra üfürüyor deyü ve abdeste kalkarken kabrimden kalkıyorum deyü, camiye giderken mahşer yerine gidiyorum deyü (…) ettiğim ibadet ahirette başıma taç ve yanıma yoldaş ve kabrimde çerağ olur mu yoksa kabul olmayıp eski bez gibi yüzüme vurulur mu deyü tefekkür etmek gerek."
Halk ve küçük çocuklar okuyacağı için yazma ve basma nüshalarının neredeyse tamamı harekeli olarak hazırlanmıştır. Masal, destan, menakıp, ilahî, halk edebiyatı kitaplarında da gördüğümüz bu harekelendirme ameliyesi kolay okunmalarından ayrı olarak dönemlere göre değişen dil ve telaffuz farklılıklarını göstermesi açısından da imkânlı ve kıymetli bir özelliktir.
Modernleşme döneminde Mızraklı İlmihal, benzer diğer metinler gibi birbirine zıt iki tür muameleye tâbi tutulmuştur. Bir taraftan bunlar eski tasavvur dünyasına ve din anlayışına ait metinler oldukları için "eski"ye/"devri geçmiş"e nispet edilerek veya anlaşılmaz bulunarak tasfiye edilmek istenmiş, yerlerine mektepler (modern okullar) için kaleme alınmış, yeni Selefî din anlayışına ve aktif ahlak düşüncesine bağlı din dersi ve ahlak ders kitapları ikame edilmeye çalışılmıştır. Mehmet Akif'in Halim Sâbit'in telif ettiği Amelî İlmihal için yazdıklarında bu türün eski ve yeni versiyonlarına dair değerlendirmelerin bir kısmını görmek mümkündür: "Halim Sâbit Efendi kardaşımız (…) şimdiye kadar hiç kimsenin yazmadığı bir ilmihal yazdı. Artık yedi sekiz yaşındaki yavrularımız yaşını başını almış ulemâ-yı kelâmın (kiramın) bile kolay kolay anlayamayacağı yahut anlatamayacağı sıfât-ı zâtiye, sıfât-ı sübûtiye bahislerini papağan gibi ezberlemek mecburiyetinde kalmayacak, artık çocuklarımız fıtrat-ı beşere tamamıyla mülayim bulunmasından, daha açık bir tabir ile o fıtratın aynı olmasından dolayı sadeliği, besâtatı (basitliği), temsil eden ahkâm-ı şer'iyemizi, akaid-i esâsiyemizi birer muamma gibi telakki etmeyecek". "İlahiyat fakültelerinde yapılan çalışmalarda da halk ve çocuklar için yazılmış dinî metinlere dair değerlendirmeler umumiyetle "doğru" bilgiye ve sadeliğe odaklanan bu tek tip mantıkla yapılmaktadır.
Diğer taraftan Osmanlılar'ın son dönemlerinde halk müslümanlığını ayakta tutmak ve desteklemek için Mızraklı İlmihal dahil bu türe giren kitapların baskısı itinalı ve kontrollü bir şekilde yapılmıştır. Aynı metne, aynı fikre, aynı tutuma karşı farklı gerekçelerle ikili ve zıt tutumlar takınmak sadece siyasî merkeze ait bir durum değildir. Jöntürkler'in ve İttihat ve Terakkî hareketinin Sultan II. Abdülhamid'i kötülemek ve halk nezdindeki meşruiyetini tartışılır hale getirmek için dile getirdikleri hususlardan biri de halife-padişahın Mızraklı İlmihal'i diğer birkaç dinî kitapla birlikte yasakladığını yaymaktı (Mesela Ahmet Hikmet Müftüoğlu II. Meşrutiyet yıllarında bile bunu tekrarlamaktadır: "Abdülhamid zamanında Mızraklı İlmihal ve Dürr-i Yektâ, Kısas-ı Enbiyâ gibi dinî kitaplar toplanmış, Mesnevî-i şerif şerhinin bile tab'ına müsaade edilmemiş idi"). Bu abartılı ve yeni eğitimliler katında karşılık bulan propaganda ve araçsallaştırma İttihatçılar'ın Mızraklı İlmihal'in din anlayışını ve anlatımını benimsedikleri mânasına gelmez. Fakat Sultan Abdülhamid devrinde, "insanı dinden çıkaran" (elfâz-ı küfür) ifadeleri arasına yerleştirilen "Bir kimse zalim kimseye âdil dese kâfir olur demişler" cümlesi padişahın kastedildiği şeklinde anlaşıldığı için 1307 baskı tarihli Mızraklı İlmihal nüshalarının toplatıldığı biliniyor.
Cumhuriyet devri aydınlarının dilinde Mızraklı İlmihal eski din anlayışının ve düşünme biçimlerinin menfiliklerini anlatan bir sembole dönüşecektir. Nazım Hikmet'in "Vatan" ve "Çocuklarımıza Nasihat" şiirlerinde geçen Mızraklı İlmihal'in böyle olduğu söylenebilir: "Ve din dersi hocasının resmini yapan / kurşun kaleminle yık / Mızraklı İlmihal'in / yeşil sarıklı iskeletini..."
Her yaştan, her gruptan geniş bir kesim tarafından çokça okunduğu için Mızraklı İlmihal'in yazma ve basmaları çoktur. Seyfettin Özege katalogunda 1842 yılından itibaren yirmi sekiz ayrı baskı yaptığı tespit edilmiştir ki muhtemelen gerçek sayı bundan daha fazladır. Arşiv belgelerinden anlaşıldığına göre ruhsatsız kaçak baskıları da yapılmaktadır ("Tashihli" kaydı da düşülen 1306 baskısı en iyi baskılarından biri olmalıdır). Bazı matbu nüshalarının hâmişlerinde yine ilmihal, ahlak, tasavvuf türüne girebilecek metinlerle dua mecmuaları yer almaktadır (Şurûtu's-Salât, Risâle-i Sûfiyye, Abdest Duaları, Üstüvanî Risâlesi vb.). Ayrıca yazma ve matbu nüshalarında bir kısmı bilerek yapılmış, bazıları hattatın dikkatsizliği neticesinde olmuş ilaveler veya eksik kısımlar yahut atlamalar da vardır.
Bugün bile bazı cemaat ve tarikat yapılarında Mızraklı İlmihal'in eski harfli baskısının tıpkıbasımları başlangıç düzeyinde ve önemsenerek dinî eğitim kitabı olarak okunduğu bilinmektedir. Latin harfli baskıları ve sadeleştirmeleri ise umumiyetle başarısız ve itinasızdır (Akademik bir neşir olmamakla beraber 1306 baskısını esas alarak metni aynen aktarması bakımından, ilk baskısı 1989 yılında yapılan İsmail Kara neşri bir istisnadır. Bu neşirde bazı kavramlar ve ifadeler için açıklama dipnotları da konmuştur). Ayrıca Mızraklı İlmihal adını taşıyan birçok kitabın gerçek Mızraklı İlmihal ile herhangi bir alakası yoktur, sadece dindar halk nazarında adının muteber oluşundan istifade edilmek istenmiştir.
Abdülaziz Bey. Osmanlı Âdet, Merasim ve Tabirleri. haz. K. Arısan – D. Arısan Günay. İstanbul 1995.
Arpaguş, Hatice Kelpetin. Osmanlı Halkının Geleneksel İslam Anlayışı ve Kaynakları. İstanbul 2001.
Birinci, Ali. “Birgivî Risâlesi: İlk Dinî Kitap Niçin ve Nasıl Basıldı?”. Tarih Yolunda. İstanbul 2001, s. 193-196.
Kara, İsmail – Birinci, Ali. Bir Eğitim Tasavvuru Olarak Mahalle/Sıbyan Mektepleri: Hatıralar-Yorumlar-Tetkikler. İstanbul 2005.
Kara, İsmail. “Sultan Hamit Devrinde ‘Mızraklı İlmihal’ Yasaklanmış mıydı?”. Derin Tarih. sy. 77 (2018), s. 36-40.
a.mlf. “Değişen Din ve Dünya Anlayışlarının Bir Kitaba, Mızraklı İlmihal’e Yansımaları Üzerine Birkaç Not”. Müteferrika. sy. 54 (2018), s. 185-198.
Mehmet Âkif. “Yeni Bir Mektep Kitabı” [Amelî İlmihal]. Sırât-ı Müstakîm. 5/111, 16 Şevval 1328/8 Teşrinievvel 1326, s. 116.
Mızraklı İlmihal. haz. İ. Kara. İstanbul 1999 (Sonunda 1321/1319 tarihinde Matbaa-i Osmaniye’de yapılmış 128 sayfalık bir baskısının tıpkıbasımı da vardır).
Yaşaroğlu, M. Kâmil. “Mızraklı İlmihal”. DİA. 2005, XXX, 5-6.
Kaynak: https://turkmaarifansiklopedisi.org.tr/mizrakli-ilmihal
Bilgi paylaştıkça çoğalır. Okuduğunuz için teşekkür ederiz.
Anonim temel dinî bilgiler kitabı.