Kadı/naib yetiştiren Muallimhane-i Nüvvab'ın devamı olan modern medrese/mektep.
Kadı/naib yetiştiren Muallimhane-i Nüvvab'ın devamı olan modern medrese/mektep.
1855 yılında kurulan ve yaklaşık otuz yıl nâip yetiştiren Muallimhâne-yi Nüvvâb'ın ismi 9 Aralık 1883 tarihli bir düzenleme ile Mekteb-i Nüvvâb olarak değiştirildi. Bu otuz yıllık sürede Osmanlı Devleti'nin geleneksel teşkilat, yargı ve eğitim düzeninde de büyük değişimler oldu. Bu bağlamda 1864 Vilayet Nizamnamesi ile idarî taksimat vilayet, liva (sancak), kaza ve köy (karye) olmak üzere dört derece olarak belirlendi. Her kazada şer'î hâkimin başkanlığında üçü müslüman üçü gayrimüslim üyeden oluşan "deâvî meclisi" kuruldu. Bu deâvî meclisleri; şer'î ve cemaat mahkemeleri, cinayet meclisleri ve ticaret meclislerinin gördüğü davaların dışında kalan davalarla yaralama gibi cinayetten hafif ve diğer suçlara (cünha ve kabahat) bakacaktı. Liva merkezlerinde aynı usulle kurulacak "temyiz meclisi" de kaza deâvî meclislerinin göremeyeceği davalarla buralarda görülen cinayet ve hukuk davalarının istinafına bakacaktı. Her vilayette kurulacak "dîvân-ı temyiz" de emval ve emlake dair hukuk davaları ile liva temyiz meclisinin kararlarını istinaf yoluyla görecekti. Dîvân-ı temyiz mahkemelerinin de üçü müslüman, üçü gayrimüslim üyeleri ile başkanı "müfettiş-i hükkâm" denilen birer kadı/nâip olacaktı.
1 Nisan 1868 tarihinde de şer'î davalar, gayrimüslim cemaat davaları ve özel meclislerdeki ticaret davaları dışında kalan davalar için en yüksek yargı merkezi olarak Dîvân-ı Ahkâm-ı Adliye kuruldu. 11 Ağustos 1868 tarihinde ise İstanbul vilayeti; Dersaadet, Üsküdar, Beyoğlu ve Kazâ-yı Erbaa namlarıyla dört livaya ve her liva da kazalara taksim olundu. 4 Aralık 1871 tarihinde İstanbul'da kaymakamlık merkezlerinde "bidayet mahkemesi" ile sur içinde iki, Üsküdar ve Beyoğlu'nda da birer "merkez bidayet mahkemesi" kuruldu. Bu mahkemelerin istinafı için ise Dîvân-ı Ahkâm-ı Adliye bünyesinde bir "istinaf mahkemesi" tesis edildi.
Bu gelişmeler devam ederken 1869 yılında Dîvân-ı Ahkâm-ı Adliye Nazırı Ahmed Cevdet Paşa'nın başkanlığında kurulan Mecelle Cemiyeti'ne Evkaf-ı Hümâyun Müfettişi Seyyid Halil Efendi, Şûrâ-yı Devlet üyesi Mehmed Emin Efendi, Dîvân-ı Ahkâm-ı Adliye üyesi Ahmed Hilmi Efendi ve İbn Âbidînzâde Alâeddin Efendi üye olarak atandı. Böylece İslam fıkhı ve özellikle Hanefî mezhebinin görüşünü esas alan bir medenî kanun tanzim çalışması başladı. Mecelle Cemiyeti, fıkhın muamelat kısmından dönemin ihtiyacı olan hususlarda Hanefî fıkhının muteber kaidelerini toplayarak pek çok kitaba taksim etti ve 22 Mart 1869 tarihinde ilk kitabı hazırladı.
Mecelle-yi Ahkâm-ı Adliye'nin mukaddimesi ile birinci kitap, şeyhülislama ve fıkıh âlimlerine verilip onların görüşleri doğrultusunda gerekli düzenlemeler yapılarak matbu birer nüshası bütün şer'iye ve nizamiye mahkemelerine gönderildi. Böylece 20 Nisan 1869 tarihli irade ile Mecelle'nin tatbikine başlandı. Mecelle'de Hanefî mezhebinin dışına çıkılmadı. Ayrıca Hanefî fıkhının bazı muteber kaideleri de bu devrin ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla yeniden yorumlandı. 1869 yılından sonra bütün mahkemeler hukukî meseleleri bu kitaba bakarak halletmeye başladılar. Mecelle'nin en son kitabı olan Kitâbü'l-Beyyinât da 1876 yılında tamamlandı.
24 Aralık 1876 tarihli Kanûn-ı Esâsî'nin 87. maddesi de şer'î davaların şer'iye mahkemelerinde, nizamiye davalarının da nizamiye mahkemelerinde görülmesini hükme bağlamıştı. 15 Nisan 1879 tarihinde de kaza, liva ve vilayet nizamiye mahkemelerinin adlarında bulunan "temyiz" ifadesi karışıklığa sebebiyet verdiği için kazalardaki deâvî meclislerinin adı bidayet mahkemesi, vilayetlerdeki dîvân-ı temyizlerin adı da "mahkeme-yi istînaf" olarak değiştirildi.
Nizamiye mahkemelerinde yeni kanunları icra edecek hâkim ve memur yetiştirmek için bir hukuk mektebi inşası ve hazırlıkları yaklaşık iki yıl sürdükten sonra 17 Haziran 1880 tarihinde mektebin resmî açılışı yapıldı. Mekteb-i Hukuk, seksen beş talebe ile eğitim öğretime başladı. II. Abdülhamid'in mektebi himayesine alması üzerine de adına Mekteb-i Hukûk-ı Şâhâne denildi. Mekteb-i Hukuk dört sınıftı ve modern hukuk, fıkıh, mecelle, ticaret, arazi, ceza ile geleneksel ve modern hukuka dair diğer bütün teorik ve uygulama dersleri okutuldu.
Bütün bu gelişmeler Muallimhâne-yi Nüvvâb'ın adının Mekteb-i Nüvvâb olarak değiştirilmesine ve talebe sayısının ve müfredatının geliştirilmesine de etki etti. Nitekim 10 Aralık 1881 tarihinde Mekteb-i Nüvvâb'ın mevcut binasının talebeye yetmemesi sebebiyle mektebin bitişiğindeki derslik mektebe tahsis edildi. Öte yandan yaklaşık otuz yıllık bir hizmetten sonra Muallimhâne-yi Nüvvâb'ın adı 9 Aralık 1883 tarihli bir düzenleme ile Mekteb-i Nüvvâb olarak değiştirildi. Mekteb-i Nüvvâb'da bir müdür ile iki müdür muavini ve dört muallimin bulunacağı, mektebe kabul edilecek talebelerin yirmi beş yaşın üstünde olmaları ve iyi hallerini iki şahitle ispat etmeleri gibi yeni kaideler yanında giriş imtihanında başarılı olmaları da hükme bağlandı. Bununla beraber eskiden olduğu gibi Mekteb-i Nüvvâb'da fıkıh, miras hukuku, şer'î senet tanzim usulü ve Mecelle derslerinin okutulması ve bunların uygulamasına yönelik olarak da i'lâm, kompozisyon (fenn-i inşa), güzel yazı (hüsnühat), imla ve ilm-i hesap gösterilecekti.
Bu yeni düzenleme ile mektebin talebe sayısı elliden doksana, sınıf sayısı ise ikiden dörde çıkarıldı. Buna göre birinci sınıf otuz, ikinci, üçüncü ve dördüncü sınıflar yirmi beşer kişiden oluşacaktı. Dolayısıyla mektebin tahsil süresi de dört sene olacaktı. Bu düzenlemenin mektebe getirdiği en dikkate değer yenilik ise zâdegân sınıfının imtihansız olarak mektebe kabulü usulünün kaldırılması ve mektebin talimatnamesinde ifade edilen şartlara uyan talebelerin kabul edilecek olmasıdır. 9 Aralık 1883 tarihli düzenlemeye zeyil olarak hazırlanan iki madde ile zâdegânın 1886 yılı sonuna kadar imtihanlarında imla ve inşa ile beraber sarftan mantığa kadar soru sorulması kararlaştırıldı. Bu yeni düzenlemede muallimlerin vazifeleri, imtihan usulleri ve talebelerin vazifeleri ayrı ayrı başlıklar altında izah edildi. Bu yeni düzenleme Şeyhülislam Üryânîzâde Ahmed Esad Efendi tarafından onaylanarak yürürlüğe girdi.
Mektebin 1884 yılı ders müfredatı ilm-i fıkıh, Mecelle, ferâiz, fenn-i sakk, fenn-i hat, imla, hüsnühat ve ilm-i hesap şeklinde idi. 20 Ağustos 1892 tarihinde de Mekteb-i Nüvvâb Müdürü Mehmed Cevdet, mektebin eski dershane mahallinin tehlike oluşturduğunu şeyhülislamlığa arzetti. 27 Ağustos 1892 tarihinde Meclis-i İntihâb-ı Hükkâm, mektebin talebelerini alacak kadar büyüklükte bir konağın geçici olarak kiralanmasını ve eğitim öğretimin bir süreliğine orada devam edilmesini teklif etti. Bir süre sonra Mekteb-i Nüvvâb ve bitişiğindeki dershanenin kubbe tamiri yapıldı ve giderleri evkafa masraf kaydedildi.
27 Şubat 1893 tarihli şeyhülislam arzında Mekteb-i Nüvvâb'ın bu yılkı imtihanında son sınıftan yirmi bir efendinin şahadetname almaya hak kazandığı yirmi bir efendinin de mektebe kayıt ve kabulü gerektiği arzedildi. Önceki bazı belgelerde olduğu gibi bir alışkanlık eseri olarak şeyhülislam mektebin adını Muallimhâne-yi Nüvvâb olarak yazdı.
10 Haziran 1893 tarihinde de her yıl olduğu gibi mer'î usule göre mektebin "duhul imtihanı" denen giriş imtihanına kabul alan kırk üç kişinin imtihanları Mekteb-i Nüvvâb'da Meclis-i İntihâb-ı Hükkâm tarafından gerçekleştirileceği şeyhülislama arzedildi.
8 Ağustos 1894 tarih ve Umum Talebe-yi Me'mûrîn Vekili Osman kaleme aldığı dilekçe ile Mekteb-i Nüvvâb'a geçen sene duhul imtihanıyla bir sınıf talebenin alındığı, ardından mülazım adıyla keyfî olarak imtihansız bir sınıf talebenin daha alındığı iddiasıyla Mekteb-i Nüvvâb'a giriş imtihanının açılması talebinde bulundu. Bu taleplerin sonraki yıllarda da devam ettiği anlaşılmaktadır. 7 Aralık 1908 tarihli ve şeyhülislamlığa hitaben yazılan bir belgeden de nâiplerin Mekteb-i Nüvvâb'a her yıl 100 talebeden daha fazlasının kabul edilerek kura çekimi yoluyla niyabetlere atama yapılması istendi.
Mekteb-i Nüvvâb, yeni ders müfredatıyla yirmi beş yıl eğitim öğretim faaliyeti yürüttü. Bu sürede ortalama her yıl on altı-on yedi talebe olmak üzere 410 mezun verdi. Mektebin adının Mekteb-i Nüvvâb şeklinde değiştirilmesinden sonra da bir alışkanlık eseri olarak bazen Muallimhâne-yi Nüvvâb muallimi veya talebesi ifadelerinin kullanıldığı anlaşılmaktadır. Bu süre içinde Mekteb-i Nüvvâb muallimlerinin tayin terfileri de mûtat usulle yapıldı.
1883 yılından 1909 yılına kadar Mekteb-i Nüvvâb'ın müdürlüğünü sırasıyla İstanbul payeli Kapucaklızâde Mehmed Âtıf Efendi, Haremeyn payeli Yemişhaneli Ömer Efendizâde Mustafa Reşid Efendi, ikinci defa Haremeyn payesine terfi etmiş olan İstanbûlî Osman Nûri Efendi, bu mektepten mezun olan Anadolu kazaskerliği payeli Atâullah Efendizâde Mehmed Şükrü Efendi, İstanbul payeli Ali Şükrü Efendizâde Mehmed Esad Efendi, ikinci defa Haremeyn payeli Yemişhaneli Ömer Efendizâde Mustafa Reşid Efendi, Haremeyn payeli Hemşinli Mehmed Sâlim Efendi, üçüncü defa İstanbul payeli İstanbûlî Osman Nûri Efendi, bu mektep mezunu olan Anadolu kazaskerliği payeli Kâmilbeyzâde Hasan Tahsin Efendi, dördüncü defa Anadolu kazaskerliği payeli İstanbûlî Osman Nûri Efendi, ikinci defa Anadolu kazaskerliği payeli Yûnus Vehbi Efendi yaptı.
Mekteb-i Nüvvâb da 1883 yılından 1909 yılına kadar modern usullerle kadı/nâip yetiştirdikten sonra Mekteb-i Kudât adını aldı ve yeni ders müfredatıyla hizmet etmeye devam etti.
BOA. BEO, nr. 3402-255118/2; BEO, nr. 3449-2586691; İ. DH. nr. 842/67665; İ. EV, nr. 1310M/8; İ. EV, nr. 6/34; İ. EV, nr. 10/40; İ.M.M, nr. 1479; Y. MTV, nr. 94/99; Y. PRK. AZJ, nr. 45/110; Y. PRK. MŞ., nr. 8/18; Y.PRK. BŞK, nr. 65/5; Y.PRK. MŞ, nr. 4/62; Y.PRK.AZJ, nr. 39/25; Y.PRK.BŞK, nr. 70/133; Y.PRK.MŞ, nr. 4/65.
Şeyhülislamlık Arşivi. Arz ve İrade Defteri, nr. 3, s. 36/68, 43/70, 330/155; nr. 4, s. 179/10, 191; nr. 5, s. 21/7011, 31/284, 54/345, 66/376; nr. 6, s. 19/13.
Şeyhülislamlık Arşivi. Sadaret ve Nezaret Evamir-Nizamname Defteri, nr. 1647, s. 27.
Ahmed Cevdet Paşa. Mecelle-i Ahkâm-ı Adliye. İstanbul 1300.
Çakılcı, Diren. “Bir Hukuk Mektebi: Medresetü’l-Kuzât”. Mediterranean Journal of Humanities. 3/1 (2013), s. 89-110.
Furat, Ayşe Zişan. “Nüvvâb Okullarının Üzerine Karşılaştırmalı Bir Analiz”. Türk Dünyası Araştırmaları. sy. 198 (2012), s. 151-176.
Kenanoğlu, M. Macit. “Nizâmiye Mahkemeleri”. DİA. 2007, XXXIII, 185-188.
Yörük, Ali Adem. Mekteb-i Hukuk’un Kuruluşu ve Faaliyetleri (1878-1900). YLT, Marmara Üniversitesi, 2008, s. 34-80.
Yurdakul, İlhami. Osmanlı İlmiye Merkez Teşkilâtında Reform (1826-1876). İstanbul 2017, s. 227-231.
a.mlf. “Mekteb-i Nüvvâb”. DİA. 2019, EK-2, s. 240-241.
Kaynak: https://turkmaarifansiklopedisi.org.tr/mekteb-i-nuvvab
Bilgi paylaştıkça çoğalır. Okuduğunuz için teşekkür ederiz.
Kadı/naib yetiştiren Muallimhane-i Nüvvab'ın devamı olan modern medrese/mektep.