Hürrem Sultan’ın bânisi olduğu külliye.
Hürrem Sultan’ın bânisi olduğu külliye.
Osmanlı sarayında padişahın eşi olan cariyelere "haseki", "hünkâr hasekisi", "has odalık" veya "ikbal", hasekilerden erkek çocuk sahibi olanlara ise "haseki sultan" denirdi. Hanım sultanlar arasında Kanûnî Sultan Süleyman'ın eşi Hürrem Sultan, haseki namıyla da şöhret oldu. Mimar Sinan'ın Hürrem Sultan adına inşa ettiği külliye de Haseki Külliyesi adıyla anıldı. Külliye, genellikle bir cami etrafında medrese, mektep, imaret, dârüşşifa, kütüphane, türbe, hamam, çarşı ve diğer birtakım dinî, sosyal ve ticarî birimlerin tamamıyla veya bir kısmıyla oluşan yapı topluluğudur.
Mimar Sinan'ın Hassa başmimarı olduktan sonra yaptığı ilk hanedan eseri olan Haseki Külliyesi, Osmanlı döneminde Avratpazarı, XIX. yüzyıldan itibaren de Haseki adıyla anılan semtte inşa edilmiştir. Haseki Külliyesi'ne ait 1540 tarihli ilk vakfiyede cami, medrese, mektep ve imaret, 1551 tarihli ikinci vakfiyede ise dârüşşifadan bahsedilir. Cami, Haseki caddesinin güney kenarında, medrese, sıbyan mektebi, imaret ve dârüşşifa ise kuzey kenarında yer almaktadır. Bu haliyle Haseki Külliyesi cami, medrese, sıbyan mektebi, imaret ve dârüşşifa birimlerinden oluşan bir yapı topluluğudur.
Mimar Sinan'ın 1538-1539'da yaptığı özgün cami, kâgir ve kare planlı olup 11 metre 30 santimetre çapında bir kubbe ile örtülüydü. Sultan I. Ahmed döneminde mevcut yapı, cemaate yeterli gelmediği için vakfın mütevellisi Hasan Bey, 1612 yılında doğu duvarını kaldırarak aynı büyüklükte ikinci bir kubbe ilavesiyle camiyi genişletti. İki hacim arasındaki mekân bağlantısı iki sütunun taşıdığı üç kemer açıklığı ile sağlanarak mihrap da harimin orta eksenine kaydırıldı.
Haseki Medresesi ise bugün Çinili Köşk'te bulunan çini kitabesine göre, 1539-1540 yılında camiden bir yıl sonra tamamlanmıştır. Medrese, revaklı avlu etrafında sıralanan talebe odaları ve dershaneden oluşur. Haseki Medresesi, klasik öğrenim yolunda bir basamaktı. Buradan yükseköğrenim kurumu olan Semâniye "Fatih medreseleri" ya da Râbia "Süleymaniye medreseleri"ne geçilirdi. Haseki Sultan vakfiyesinde bu medresenin maarif ve ilme itibar edilmesi, âlimlere saygı duyulması ve halk tarafından da hürmet görmesi için yapıldığı ifade edilir.
Medresede istihdam edilen kişilerin devrin tanınmış müderrislerinden kemal derecede fazilet ve bilgi sahibi olması, dini bütün ve akranları arasında her bakımdan üstün kabiliyetlere sahip kişiler arasından seçilmeleri vakfiyede üzerinde durulan konulardır. Medresenin ilk müderrisi Bostan Çelebi'dir. On altı odalı medresede her talebe için bir hücre bulunmaktadır.
Sıbyan mektebi, medresenin doğusunda yer almakta olup kare ve düz tavanlı bir oda ile aynı büyüklükte kemerli revakla çevrili sofadan oluşmaktadır. Bunlardan biri kapalı/kışlık diğeri ise yarı açık/yazlık olarak yapılmıştır. Kitabe yeri boş duran mektebin yapılış tarihi bilinmemekle birlikte medresede kullanılan nilüfer çiçeği motifli başlıkların mektepte de kullanılması sebebiyle iki yapının aynı zamanda yapıldığına işaret eder.
Haseki caddesi üzerinde külliyeye girişi sağlayan üçüncü kapı imarete aittir. Medreseden hemen sonra 1540 yılında inşa edilen imaretin simetrik bir planı vardır. Revaklı avlu etrafında gelişen yapıda, avlunun doğu ve batı kenarlarında ikişer kubbeli yemekhaneler bulunur. İç avlu, giriş kapısı aksında kuzey kenarında mutfak yer alır. İmaret ile sıbyan mektebi kapılarının arasında ise XVI. yüzyıla ait bir çeşme bulunur. İmaretin işleyişiyle ilgili konular 1541 tarihli vakfiyede ayrıntısıyla belirtilmiştir. Buna göre imarette hazırlanan yemekler külliyenin bütün görevlileri ile geçinmekten aciz yirmi dört kişiye verilecek, kalan yiyecekler ise yemekhanede yemeleri şartıyla fakirlere dağıtılacaktır. İmaret şeyhi de muhtaç kişileri tatlı sözlerle selamlayarak, küçük düşürücü laflarla kalplerini kırmaktan imtina edecektir.
Külliyenin ve Osmanlı mimari tarihinin en özgün yapılarından biri olan dârüşşifa 1551 yılında tamamlanmıştır. Köşelerine eyvan olarak yerleştirilmiş sekizgen bir avlu çevresinde yer alan odalar şeklinde tasarlanır ancak, bu şema bütünüyle gerçekleşmemiştir. Avlunun iki dar kenarında iki eyvan ve eyvanların arkasında odalar bulunur. Haseki Dârüşşifası genel bir hastane olarak yapılmıştır. Dârüşşifa, tıpkı medresedeki gibi benzerleri arasında seçkin bir yere sahipti. Buradaki hekimlerin ünlü dârüşşifalardan geldiği ya da buradan tanınmış dârüşşifalara yükseldikleri görülür. Hekimlerin tatlı sözlerle hastalara hitap etmeleri, incitici sözlerden kaçınmaları da vakfiyede üzerinde durulan konulardandır. Darüşşifada hazırlanan şurup ve macunlar talep edilmesi halinde pazartesi ve perşembe günleri hekimlerin gözetiminde hastalara verilirdi.
Dârüşşifanın inşa tarihinden 1679 yılına kadar Haseki Dârüşşifası, 1801 yılında Haseki Sultan Dârüşşifası, Haseki Zindanı, Nisâ Tevkifhanesi, 1843 yılında Haseki Sultan Kadın Dârüşşifası, 1844 yılında Haseki Bîmarhanesi ve 1870 yılında da Haseki Nisâ Hastanesi adlarıyla ve farklı alanlarda hizmet vermiştir. Dârüşşifa 1870'li yıllara doğru otuz yataklı bir hastaneye dönüştürülmüştür. 20 Ocak 1976 tarihinden bu yana ise Diyanet İşleri Başkanlığı İstanbul Haseki Eğitim Merkezi adıyla müftü ve vaizlerin meslekî eğitimleri yapılmakta ve kıraat ilmi öğretilmektedir. Halen külliyenin medresesi yatakhane, kapalı dershanesi mescit, imarethanesi yemekhane, sıbyan mektebi toplantı salonu, dârüşşifası eğitim ve idare binası olarak kullanılmaktadır. Yangın ve depremlerde zarar gören külliye, farklı tarihlerde pek çok tamir görmüştür. Külliye son olarak 2010 ile 2012 yıllarında restorasyon geçirmiştir.
Alioğlu, E. Füsun – Aydemir, Olcay. “Haseki Hürrem Sultan Külliyesi Tarihsel Veriler Bağlamında Külliyenin Konumlanma Özellikleri”. Vakıf Restorasyon Yıllığı: Restorasyon, Konservasyon, Arkeoloji, Sanat Yıllığı. 2 (2011), s. 6-18.
Alioğlu, E. Füsun – Aydemir, Olcay – Sünnetçi, Ebru. “Haseki Hürrem Sultan Külliyesi 2010-2012 Yılları Restorasyonu”. Vakıf Restorasyon Yıllığı: Restorasyon, Konservasyon, Arkeoloji, Sanat Yıllığı. 4 (2012), s. 17-29.
Doğan, Sema. “Haseki Külliyesi”. DİA. 1997, XVI, 370-372.
Kuban, Doğan. “Haseki Külliyesi”. Dünden Bugüne İstanbul Ansiklopedisi. 1994, IV, 4-6.
Kuran, Aptullah. “Haseki Külliyesi”. Boğaziçi Üniversitesi Dergisi. 2 (1974), s. 57-67.
Kütükoğlu S. Mübahat. “Dârü’l-hilâfeti’l-‘aliyye Medresesi ve Kuruluşu Arefesinde İstanbul Medreseleri”. İslâm Tetkikleri Enstitüsü Dergisi. 7/1-2 (1978), s. 164-165.
Özaydın, Zuhal. “Haseki Darüşşifası ve Bugünkü Durumu”. I. Türk Tıp Tarihi Kongresi: İstanbul, 17-19 Şubat 1988, Kongreye Sunulan Bildiriler. Ankara 1992, s. 183-187.
Özcan, Abdülkadir. “Haseki”. DİA. 1997, XVI, 368-369.
Taşkıran, Nimet. Hasekinin Kitabı. İstanbul 1972.
Kaynak: https://turkmaarifansiklopedisi.org.tr/haseki-kulliyesi
Bilgi paylaştıkça çoğalır. Okuduğunuz için teşekkür ederiz.
Hürrem Sultan’ın bânisi olduğu külliye.