Kurmay subay yetiştiren askerî okul.
Kurmay subay yetiştiren askerî okul.
Erkân-ı Harbiye mektepleri (günümüzdeki adıyla Harp enstitüleri) tıpkı Avrupa'daki örnekleri gibi stratejik, operatif ve taktik seviyede harp planlarını yapabilecek, komutana danışmanlık sağlayacak ve askerî harekâtın kumandanın niyet ve maksadına uygun bir şekilde yürütülmesine nezaret edecek subayları yetiştirmek üzere kurulan okullardır. Bir nevi askerî yüksek ihtisas okulları olarak kabul edilebilir. Bu okuldan mezun olan subaylar birer general adayıdır. Kurmay subaylar genellikle tugay ve daha üst seviyedeki karargâhlarda personel, istihbarat, harekât ve lojistik planlamaları yürütürler.
Kurmay subay okullarının yaygınlaşmasını XIX. yüzyıla kadar götürmek mümkündür. Aslında önceki dönemlerde de subay yetiştirmek için askerî okullar kurulmuş ancak bu okullar ne Avrupa'da ne de Osmanlı Devleti'nde beklenen faydayı sağlayamamıştır. Özellikle Avrupa'da aristokrasinin tekelinde bulunan subay kadroları bizzat aristokratların direnci sebebiyle askerî okullara uzak durmuştur. Dolayısıyla bu okulların etkisinin sınırlı kaldığına dair değerlendirmeler yapılmıştır. Bazı askerî tarihçilere göre Avrupa'nın ilk profesyonel daimi ordusunu kuran Osmanlı Devleti'nde ise subaylar Yeniçeri Ocağı'nın içerisinde öne çıkan başarılı askerlerin terfi ettirilmesiyle yetiştirilmekteydi. Enderun Mektebi ise bütün devlet bürokrasisi için devlet adamı yetiştiren bir okuldu ve bu okuldan mezun subay sayısı esası değiştiremeyecek kadar sınırlıydı. XIX. yüzyıl başında askerî okulların yaygınlaşmasıyla birlikte subayların yetiştirme usulü değişmeye başlamıştır.
XIX. yüzyılın subay eğitimine bir başka etkisi ise Napolyon döneminde büyük birlik harekâtının etkinliğinin görülmesi ve ayrıca yeni silah sistemlerinin gelişimi ile birlikte daha karmaşık ve daha büyük orduların ortaya çıkmasıdır. Böylece büyük ve karmaşık orduların özellikle "karma birlik harekâtını" planlamak ve uygulamasına nezaret etmek üzere daha üst seviyede uzmanlaşmış subaylara ihtiyaç duyulmuştur. Bu ihtiyacın askerî okullardaki karşılığı kurmay okullarının kurulmasıdır. Bu okullar meslekte belirli bir süre tecrübe kazanan subayları genellikle bir sınav sonucunda kabul etmektedirler. İkinci bir yöntem ise ordunun personel yönetimi ve kariyer planlaması sonucunda kurum için faydalı olduğu değerlendirilen, çalışkanlığı ve liderlik vasıfları ile ön plana çıkmış subayların kurmaylık eğitimi için sınavsız olarak doğrudan kurum tarafından seçilmesidir. Kurmay subay kumandanın sevk ve idare için ihtiyaç duyduğu teknik ayrıntılarla ilgilenen, harekât planlarını hazırlayan ve kumandana danışmanlık yapan üst düzey askerî eğitim almış subayı tanımlar. Ayrıca kurmay akademileri Avrupa'da aristokratların subay kadroları üzerindeki tekelini kırmak gibi bir işlevi de üstlenmiştir. İlk kurmay okullarından biri 1810 yılında Prusyalılar tarafından kurulan Allgemeine Kriegsschule'dir. Üç yıllık bir eğitim programı uygulayan okul 1859 yılında Harp Akademisi (Kriegsakademie) adını almıştır.
Osmanlı Devleti'nin ilk modern askerî okulu ise Yeniçeri Ocağı'nın kaldırılmasıyla birlikte kurulan Asâkir-i Mansûre-yi Muhammediye ordusunun subaylarını yetiştirmek amacıyla 1834 yılında açılan Mekteb-i Harbiye'dir. 1845 yılında askerî okulların ıslahı amacıyla oluşturulan bir kurulun "Avrupa ordularında olduğu gibi erkânıharp zabiti (kur.sb.) yetiştirmek için de sınıflar ihdas olunacak" kararı üzerine Harbiye'ye eklenen "Mekteb-i Fünûn-ı Harbiye-yi Şâhâne Erkân-ı Harbiye Sınıfları" ile Erkân-ı Harbiye Mektebi'nin temeli atılmıştır. Erkân-ı Harbiye sınıfları Harbiye ile aynı kışlada ve Harbiye'nin devamı olarak 1848'de teşkil edilmiştir. Bu durumda Harbiye sınıflarından yüksek derece elde eden yüzde beş/on civarındaki bir grup subay doğrudan erkânıharp sınıflarına devam etmiş ve iki yıllık eğitimden sonra erkânıharp subayı olarak mezun olmuştur. Başlangıçta Fransızlar'ın "Ecole d'application d'etat-Major" okulu örnek alınmıştır. Ayrıca Fransa'dan üç ve Prusya'dan bir subay öğretim üyesi olarak getirilmiştir.
Erkân-ı Harbiye, 1852'de bugünkü İstanbul Teknik Üniversitesi Taşkışla binasına, 1858'de Gülhane'deki askerî hastaneye, 1862'de ise tekrar Harbiye'deki binaya taşınmıştır. Okulun Harbiye'den ayrılarak kendi binasında eğitime başlaması ise ancak 1909'da Yıldız Sarayı Şehzadeler Dairesi'ne taşınmasıyla mümkün olmuştur.
Erkân-ı Harbiye Mektebi başlangıçta Fransız modeli örnek alınarak kurulmuştur. 1877-1878 Osmanlı-Rus Harbi'nde alınan yenilgiden sonra öğrenim süresi üç yıla çıkarılmıştır. 1883'te Alman Askerî Yardım Heyeti'nin başına Von der Goltz'un geçmesiyle birlikte ise Alman modeline geçiş hız kazanmış, Goltz nazariyat temelli akademik program yerine pratik/uygulama esaslı askerî dersleri ön plana almıştır. Bunun neticesinde akademik ve askerî şekilde iki farklı sınıf meydana gelmiştir. Çünkü kurmay subaylar ordunun yanı sıra sivil kamu kurumlarında da görevlendirilmekteydi. Bir başka deyişle, Osmanlı'daki eğitim sisteminin eksikliği askerî okul mezunları ile doldurulmakta olduğundan erkânıharp subaylarının yarı-mühendislik programına devam etmesi bir zorunluluk olarak görülmüştür. Bu durumun değişmesi sivil okulların açılmasıyla birlikte mümkün olmuş ve 1895'ten itibaren yarı-mühendislik programı yerine tamamen askerî önceliklerin gözetildiği bir eğitim programı uygulanmaya başlamıştır.
Millî Mücadele'den sonra 13 Ekim 1923 tarihinde İstanbul Beyazıt'ta (bugün İstanbul Üniversitesi merkez binası), "Mekteb-i Âlî-yi Askerî" adıyla yeniden eğitim ve öğretime başlamıştır. Bu sistem, 24 Mart 1924 tarihinde Erkân-ı Harbiye Mektebi Müdüriyeti adını almış ve Yıldız Sarayı'na nakledilmiştir. Daha sonra 1927'de Harp Akademisi Müdürlüğü olarak adlandırılmış, "yüksek komuta kursu"nun Harp Akademisi'ne bağlanmasıyla birlikte okula Askerî Akademiler Komutanlığı adı verilmiştir. 1935'te askerî terimlerin ve rütbelerin yeniden adlandırılması çalışması sonucunda "erkânıharp zabiti" yerini "kurmay subay" kavramına bırakmıştır.
Hava Harp Akademisi Müdürlüğü'nün 1 Kasım 1937 tarihindeki kuruluşuna kadar hava kurmay subayları Kara Harp Akademisi'nde eğitim almışlardır. Bu kapsamda mezun olan hava kurmay subay sayısı yirmi birdir. Deniz Harp Akademisi'nin geçmişini ise 1860'lı yıllara kadar götürmek mümkündür. İlk olarak 1864'te "Erkân-ı Harbiye Bahriye Mektebi" faaliyete geçmiştir. 1921'de kapanan okul, 2 Kasım 1930 tarihinde Deniz Harp Akademisi Müdürlüğü adı altında yeniden açılmıştır. Deniz Harp Akademisi kurulması fikrinin dönemin Genelkurmay Başkanı Fevzi Çakmak tarafından ortaya atıldığı belirtilmektedir.
Alman askerî zihniyet ve sisteminin Türk ordusuna etkisi, II. Dünya Savaşı yıllarına kadar devam etmiştir. 1945'ten sonra savaşın Almanlar aleyhine bitmesi ve Türkiye'nin siyasî konjonktürde Amerika Birleşik Devletleri'nin tayin ettiği safta yer almasıyla Türkiye'nin askerî sahadaki tercihleri de Amerika ve İngiltere yönüne doğru kaymaya başlamıştır. Bu süreçte 1947'den sonra Türkiye'de görev yapmaya başlayan Amerikan Askerî Yardım Heyeti'nin (Joint American Military Mission for Aid to Turkey [JAMMAT]) etkili olduğu görülmüştür. Söz konusu Amerikan heyeti öncelikle, askerî eğitim süresini üç yıldan bir yıla indirmiştir. Bundan sonra subayların bir yıl daha eğitim alabilmesi benimsenmiştir. Diğer bir ifade ile kademeli bir model öngörülmüştür. Orduda uzmanlaşmayı gerçekleştirmek için harekât ve ikmal kurmayı sınıfları ihdas edilmiş, ancak bu sınıflar 1954'te tekrar birleştirilmiş ve öğrenim süresi yeniden kesintisiz iki yıla çıkarılmıştır.
Harp Akademileri Komutanlığı 1 Ekim 1975 tarihinde İstanbul Yenilevent semtindeki tesislere taşınmıştır. 2003 yılında lisansüstü eğitime geçilmiş ve ilk defa 2007'de mezunlara, kurmay subay diploması ile birlikte yüksek lisans diploması da verilmeye başlanmıştır. 15 Temmuz 2016 darbe girişiminin ardından Türk askerî eğitim öğretim sistemi de yeniden yapılandırılmıştır. Buna göre Harp Akademileri Komutanlığı ilga edilmiş ve Millî Savunma Üniversitesi (MSÜ) kurulmuştur. Eski Kuvvet Harp akademileri yerine, Kuvvet Harp enstitüleri oluşturulmuş ve 14 Kasım 2016 tarihli 2016/9522 sayılı Bakanlar Kurulu kararı ile Harp enstitüleri Millî Savunma Üniversitesi Rektörlüğü'ne bağlı olarak faaliyetine başlamıştır. Kuvvet Harp enstitülerinde iki kademeli bir eğitim planlanmıştır. Buna göre birinci kademe karargâh subaylığı kursu bir yarıyıl olarak planlanmış, ikinci kademe ise komuta-kurmay eğitimi iki yarı yıl olarak düzenlenmiştir (MSÜ Yönetmelik, 2019).
Kurmay subayların yetiştirilmesi için hemen hemen bütün ülkeler diğer ülke askerî okullarına subaylarını gönderirler. Türk subayları da Almanya, Fransa, Amerika, İngiltere, İran ve Pakistan gibi ülkelere eğitime gönderilmiştir. Bunun yanı sıra söz konusu ülkelere ilave olarak Afganistan, Bangladeş, Güney Kore, Mısır ve son dönemde Türk devletlerinden çok sayıda subay Türk Harp akademilerinden/enstitülerinden eğitim almıştır.
Kurmaylık eğitiminin başlangıcı birçok ülkede aynı esaslara dayansa da zaman içinde değişikliklere uğramıştır. Osmanlı ve Türk kurmaylık eğitimi için en belirgin farklılık az sayıda subayı mümkün olduğunca nitelikli bir eğitime tâbi tutmak olarak ortaya çıkmıştır. Eğitimin 1879 yılında üç yıla çıkarıldığı zamana kadar okuldan toplam 220 subay mezun olmuştur. 1909'a gelindiğinde buradan mezun olan subay miktarı ise toplamda 739 kurmay ve 95 mümtaz subaya ulaşmıştır. Diğer taraftan Harbiye'den mezun olanlar devletin diğer birçok kurumunda da hizmet edebiliyordu. Sağlık, sivil eğitim kuruluşları, hukuk, veterinerlik, kadastro, mühendislik gibi birçok sivil kurumu, kendi eğitim sisteminden kaynaklanan sebepler yüzünden gerekli personeli yetiştiremiyor ve buradaki eksiklik zaman zaman askeriyeden takviye ediliyordu. Nitekim sanat, edebiyat, mimarlık, mühendislik gibi sahalarda ihtiyaç duyulan personelin yetişmesinde Harbiye'nin ciddi katkısı olmuştur. Özellikle sivil eğitim kurumlarında askerlerin ağırlığı giderek artmış ve II. Meşrutiyet dönemine gelindiğinde, paramiliter bir eğitim müfredatının hazırlanmasında ve tatbikinde askerlerin rolü büyük olmuştur. Bazılarına göre, askerî eğitimin sivil eğitime en çok etki ettiği dönem II. Meşrutiyet sonrasındaki dönem olmuştur.
Harbiye mekteplerinde başlangıçta talebe, muallim ve mektep miktarının yeterli gelmemesinden kaynaklanan sebeplerle, bu sahadaki eğitim öğretimin daha da geliştirilmesi, sayının arttırılması yönünde gayretler başlamıştır. Askerî mekteplerin ve talebe sayısının artmasıyla, toplumda elit bir zümrenin teşekkül etmesi de söz konusu olmuştur. Bu elit tabakanın teşekkülünde Goltz Paşa'nın başını çektiği Alman misyonunun düzenlemeleri etkili olmuştur. Bu yeni modele göre askerî talebeler arasından en yetenekli ve en seçkin subaylara kurmaylık statüsü verilmiştir. Bu hakkı elde edenler 1000 kadar talebeden yirmi ya da otuz kadarına denk gelmiştir. Bu sistem kendi içinde elitist bir yapıda ve sınırlı sayıda bir zümre inşa etmeyi hedeflemiş ve böylece kurmay subayların belirli kadrolarda dönüşümlü olarak çalışıp bir ekip ruhu oluşturmasının önü açılmıştır. Bu müşterek tecrübenin kurmay subaylara hususi ve ayrıcalıklı, birbirini destekleyen grup ruhu geliştirme fırsatı vermesi beklenmiştir. Bu eğitimin farklı bir yönü ise, birçok ülkenin aksine tek seferde ve uzun süreli bir programla hayata geçirilmesidir. Nitekim Harp akademilerinin eğitim süresi 1951-1954 yılları arası dışında hiçbir dönemde iki senelik ve kesintisiz eğitimin altına düşmemiştir.
XX. yüzyıl başında hazırlık/talebe subay kontenjanı yıllık on beşten kırka kadar çıkarılmıştır. Ancak I. Dünya Savaşı'na 12.469 subayla giren Osmanlı Ordusu'nda sadece 290 kurmay subay olduğu göz önüne alındığında söz konusu artışın yetersiz olduğu açıktır. II. Dünya Savaşı'nın biraz öncesinde söz konusu rakam kırktan altmışa çıkarılmıştır. Ancak yine de bütün birliklere kurmay subay verilememiştir. Kurmaylık eğitimine katılan subay oranının 1982-84 yılları arasındaki rakamlar esas alındığında yaklaşık %8 civarında olduğu tahmin edilmektedir. Verdiği rakamlara göre her yıl yaklaşık 800 subay sınavlara katılmakta ve bunların altmış civarı okula kabul edilmektedir. Ancak okula kabul edilen subay sayısının mütemadiyen arttırılmış olmasına rağmen kurmay subay kadroları hiçbir dönemde tam olarak doldurulamamıştır.
Kurmaylık eğitiminin bir diğer özelliği ise okul mezunlarının kıta ve karargâh arasında dönüşümlü görev yapmalarının sağlanmasıdır. Birçok ülkede bu hususta açık kurallar vardır. Osmanlı'da ise kurmay subay adaylarının kıta görevlerine katılmadan doğrudan Harbiye'den erkânıharbiye sınıflarına devam etmesi uygulaması tecrübe eksikliğine sebep olmuştur. Bundan dolayı 1898'den itibaren kurmay subay olma şartı olarak giderek artan oranda kıta hizmeti zorunluluğu getirilmiştir. Günümüzde bu süre en az altı yıl olarak uygulanmaktadır. Yani kurmay subay sınavlarına girebilmek için bir subayın üsteğmen rütbesine ulaşması ve en az altı yıl farklı kıta ve askeri kurumlarda hizmet etmesi gerekmektedir.
XXI. yüzyılın ilk çeyreğinde birçok ülkede kurmaylık eğitiminin akademik yönü üniversitelerle iş birliği içerisinde yürütülmektedir. Askerî meselelerin karmaşık yapısı, savaşın belirsizliği ve sivil-asker arasındaki ayırımın bulanıklaşması geniş meselelere nüfuz edebilen, muhakeme ve hızlı karar alma yeteneği gelişmiş kurmay subayların varlığını zorunlu kılmaktadır. Bundan dolayı askerî ve akademik eğitimin kaynaştığı bir kurmay subay eğitim modeli yaygınlaşmaktadır. Türkiye'de kurmay subaylık ve akademik iş birliği bazı sahalarda uzun süredir devam etmesine karşın, 2016 sonrasında Millî Savunma Üniversitesi'nin kurulmasıyla yeni ve özgün bir döneme geçilmiştir. Böylece Kara, Hava ve Deniz Harp akademileri üniversite bünyesinde eğitim öğretime devam etmeye başlamıştır. Üniversiteye bağlı yedi farklı enstitü ve beş yüksekokul faaliyet göstermektedir.
Ambrose, Stephen E. Duty, Honor, Country: A History of West Point. Baltimore 1999.
Barnett, Correlli. “The Education of Military Elites”. Journal of Contemporary History. 2/3 (1967), s. 15-35.
Brown, James. “The Military and Society: The Turkish Case”. Middle Eastern Studies. 25/3 (1989), s. 387-404.
Eker, Süer. “Türk Kara Kuvvetlerinde Kullanılan Birlik ve Rütbe Adlarının Art Zamanlı Dilbilim İncelemesi”. V. Uluslararası Türk Dili Kurultayı Bildirileri. Ankara 2004, s. 841-861.
Gat, Azar. A History of Military Thought: From the Enlightenment to the Cold War. Oxford 2001.
Harb Akademileri Tarihçesi ve 1848-1970 Yılları Arasında Okutulan Dersler. İstanbul 1969.
Harp Akademileri Yıllığı 1848-1988, “Kara Harp Akademisi”. İstanbul 1988.
İskora, Muharrem Mazlum. Harp Akademileri Tarihçesi 1846-1965. C. I, Ankara 1966.
Kara Harp Okulu Tarihçesi. Ankara 1973.
Karatamu, Selahattin. Türk Silahlı Kuvvetleri Tarihi. 3. Cilt, 6. Kısım (1908-1920), 1. Kitap, Ankara 1971.
Libel, Tamir. “Professional Military Education as an Institution: A Short (Historical) Institutionalist Survey”. Scandinavian Journal of Military Studies. 4/1 (2021), s. 121-131.
Milli Savunma Üniversitesi Harp Enstitüleri, Milli Savunma ve Güvenlik Enstitüsü Yönetmeliği. Resmî Gazete. sy. 30821, 4 Temmuz 2019.
Millotat, Christian. Understanding the Prussian-German General Staff System. Strategic Studies Institute U.S. Army War College, 1992.
Uyar, Mesut. “Brothers in Arms: Turkish Officers in the Çanakkale (Dardanelles) Campaign”. Gallipoli in Retrospect 90 Years on, Onsekiz Mart University International Conference, Çanakkale, 21-23 April 2005.
a.mlf. “Ottoman Arab Officers between Nationalism and Loyalty during the First World War”. War in History. 20/4 (2013), s. 526-544.
Van Creveld, Martin. The Training of Officers: From Military Professionalism to Irrelevance. New York 1990.
Wilkinson, Spencer. The Brain of an Army: A Popular Account of the German General Staff. Westminster 1895.
Yıldız, Gültekin. “Kara Kuvvetleri”. Osmanlı Askeri Tarihi 1792-1918. ed. G. Yıldız. İstanbul 2017, s. 47-111.
Kaynak: https://turkmaarifansiklopedisi.org.tr/erkan-i-harbiye-mektepleri
Bilgi paylaştıkça çoğalır. Okuduğunuz için teşekkür ederiz.
Kurmay subay yetiştiren askerî okul.