A

BEYTÜLHİKME

Tercüme ve ilmi faaliyetlerin yapıldığı kurum, kütüphane.

  • BEYTÜLHİKME
    • Nahide BOZKURT
    • Web Sitesi: Türk Maarif Ansiklopedisi
    • Son Güncellenme Tarihi: 18.12.2022
    • Erişim Tarihi: 31.12.2025
    • Web Adresi: https://turkmaarifansiklopedisi.org.tr/beytulhikme
    • ISBN ve DOI Numarası:
    • Bu metni kaynak göstererek kullanabilirsiniz.
    BEYTÜLHİKME
BEYTÜLHİKME

Tercüme ve ilmi faaliyetlerin yapıldığı kurum, kütüphane.

  • BEYTÜLHİKME
    • Nahide BOZKURT
    • Web Sitesi: Türk Maarif Ansiklopedisi
    • Son Güncellenme Tarihi: 18.12.2022
    • Erişim Tarihi: 31.12.2025
    • Web Adresi: https://turkmaarifansiklopedisi.org.tr/beytulhikme
    • ISBN ve DOI Numarası:
    • Bu metni kaynak göstererek kullanabilirsiniz.
    BEYTÜLHİKME

İslam kültür ve medeniyet tarihinin en önemli kurumlarından biri olan ve "hikmet evi" anlamına gelen Beytülhikme hakkında ilk dönem kaynaklarında sınırlı sayıda bilgi yer alır. Hizânetülhikme de denilen Beytülhikme'nin başlangıçta bir kütüphane olarak teşkil edildiği daha sonra tercüme ve araştırma merkezleri temel olmak üzere farklı birimlerin eklenmesiyle bir ilimler akademisine dönüştüğü yaygın kanaattir.

İslamiyet'in yayılışına paralel olarak camilerin dışında medreseler ve kütüphaneler başta olmak üzere çeşitli eğitim kurumları ortaya çıkarak gelişti. Fetihler sebebiyle genişleyen İslam coğrafyasındaki müslümanlar Yunan, Roma, İran, Mısır, Hint gibi kültürlerle karşılaşınca bunlara karşı büyük ilgi duymuş, bilimsel ve felsefî eserlerini Arapça'ya tercüme etme ihtiyacını hissetmişler ve onların ilmî kültürel birikimlerini öğrenmek istemişlerdir. Emevî Devleti'nin müessisi Muâviye b. Ebû Süfyân zamanında (661-680) bilginlere ve öğrencilere hizmet veren ilk kütüphane kuruldu. Âlim, şair ve bir kitap sever olan Muâviye'nin torunu Hâlid b. Yezîd bu kütüphaneyi zenginleştirdiği gibi İslam tarihindeki ilk tercüme hareketlerini de başlattı.

Bilimsel faaliyet ve çalışmaların kurumsallaşmaya başlayıp, eğitim öğretim faaliyetlerinin yaygınlaştığı Abbâsîler döneminde, Hizânetülhikme, Hizânetülkütüp gibi isimlerle anılan Bağdat'ta hilafet sarayında kurulan kütüphane Bizans başta olmak üzere ilim merkezlerinden toplanan kitaplarla zenginleşti ve VIII. asrın sonlarına doğru Abbâsî payitahtı İslam kültür ve eğitim merkezlerinden birisi haline geldi. Tercüme faaliyetlerinin gelişmesine paralel olarak kitaba ve kitap yazmak için gerekli malzemeye duyulan ihtiyacın bir neticesi olarak kâğıt sanayisi ilerledi, dinî, ilmî ve edebî kitapların yazımı çoğaldı ve Beytülhikme oluşumunun ilk önemli adımı atıldı. İbnü'n-Nedîm'in Allân b. Hasan Şuûbî ile Ebû Sehl b. Nevbaht'ın Hârûnürreşîd zamanında tercüme yapmak ve kitap istinsah etmek için görevlendirildiklerini kaydetmesi (İbnü'n-Nedîm, 2019: 326, 878), İbnü'l-Kıftî'nin de Beytülhikme'nin Hârûnürreşîd döneminde kurulduğunu ve Fazl b. Nevbaht'ın da yönetici olarak tayin edildiğini haber vermesi (İbnü'l-Kıftî, t.y.: 169) bu hususu teyit etmektedir.

Beytülhikme'nin saray müştemilatı içinde çeşitli bölümler içeren bir bina olduğu tahmin edilmektedir. "Sâhibü Beytilhikme" adıyla anılan bir müdürün bulunduğu binada okuma salonunun yer aldığı kütüphanenin yanı sıra, yazar, kâtip mütercim, müstensih ve mücellitler için tahsis edilmiş birimler ve çalışma mekânları vardı. Kurumun idarî yapısında yer alan "hâzin" adı verilen kişiler ise görevli oldukları birimlerin bilimsel çalışmalarını denetler, yeni gelen kitapların raflarına yerleştirilmesi, korunması, ciltlenmesi, çoğaltılarak başka kütüphanelere gönderilmesinin temin edilmesi ve mütercimlere yönlendirilmesi gibi idarî işlerle ilgilenirlerdi. Tercüme bölümünde mütercimlerin yanı sıra müstensihler ve mücellitler vardı, bunlar tercüme edilen kitapların çoğaltılması ve ciltlenmesinde en önemli katkıyı sunan kişilerdi.

Kuruluşunda Cündişâpûr Akademisi'nin tesiri olan Beytülhikme, tercüme ve telif faaliyetlerinin arttığı Halife Hârûnürreşîd zamanında (786-809) gelişimini sürdürürken Halife Me'mûn zamanında (813-833) ülkedeki en mühim ilim ve kültür merkezi haline geldi. Bu dönemde Beytülhikme tercümeler ve ilmî araştırma faaliyetleriyle tam teşekküllü bir araştırma enstitüsü olduğu gibi, müslüman coğrafyasında ilgi duyulan her türlü kitabı bünyesinde bulunduran halka açık bir kütüphane olarak temayüz etti.

Me'mûn Bizans Devleti'ne 830'da gerçekleştirdiği başarılı seferden dönerken yol güzergâhı boyunca başta felsefe olmak üzere muhtelif disiplinlere ait kitapları toplatarak Bağdat'a getirdi. Beytülhikme'nin kütüphanesini zenginleştirmek için kaynak ayırdı ve Bizans imparatoruyla mektuplaşarak ondan şehirlerindeki depolarda muhafaza edilen kitaplardan Bağdat'a gönderilmesi ricasında bulundu. İmparatordan gerekli izinleri alınca Beytülhikme'nin müdürü Selm ile İbnü'l-Bıtrîk, Haccâc b. Yûsuf b. Matar ve Yuhannâ b. Mâseveyh'ten oluşan bir bilim heyetini Bizans'a göndererek seçecekleri kitapların Bağdat'a getirilmesini sağladı. Süryânîce, Farsça, Sanskritçe, Soğdca, Ârâmîce ve Koptça yazılan eserler de dahil olmak üzere yabancı dillerde yazılmış olan bilimsel eserleri toplamaya yönelik büyük çaba sarfetti. Aynı şekilde Benî Mûsâ diye ilim dünyasında meşhur olan Muhammed, Hasan ve Ahmed isimli üç kardeşi Huneyn b. İshak'ın başkanlığında Bizans ülkesine göndererek önemli kitapların Beytülhikme Kütüphanesi'ne getirilmesini emretti. İslam coğrafyasından, komşu ülkelerden, Bizans ülkesi ve Kıbrıs'tan da getirilen başta felsefe olmak üzere mantık, matematik, tıp, astronomi, tarih ve coğrafya gibi alanları içeren ve Eflâtun, Aristo, Hipokrat, Arşimed (Archimedes), Câlînûs (Galen), Apollinios ve Batlamyus gibi bilginlere ait kitaplar Beytülhikme'nin kütüphanesini zenginleştirip geliştirdiği gibi ilmî araştırmalar için de en mühim merkez haline gelmesini sağladı.

Kütüphane fonksiyonunun yanı sıra Beytülhikme'de tercüme faaliyeti ön planda yer almıştır. Tercüme hareketleri Beytülhikme'nin kuruluşu özellikle de ilimler akademisi hüviyetine dönüştüğü ve resmî bir kurum hüviyetine büründüğü Me'mûn döneminden itibaren büyük aşama kaydetti. İbnü'n-Nedîm Yunan, Fars, Hint ve Nabatî dillerinden Arapça'ya tercüme yapan birçok mütercimin isimlerini ve çevirdikleri bazı kitapların adlarını verir (İbnü'n-Nedîm, 2019: 792-802). Bunların yanı sıra İbrânîce, Koptça, Sanskritçe, Latince gibi dillerden de Arapça'ya tercümeler yapılmış çevre kültürlere ait bilimsel miras mütercimler vasıtasıyla İslam kültür ve medeniyetine kazandırılmıştır. Farklı bilim dallarına ve dillerine göre düzenlenmiş tercüme odalarının yer aldığı kurum, alanı ve dili iyi bilen dönemin bilim insanları aynı zamanda her tercüme biriminin sorumlusu olarak görevlendirilmiştir. Hâzin olarak adlandırılan bu sorumlular arasında Ebû Sehl Fazl b. Nevbaht, Yuhannâ b. Mâseveyh, Yahyâ b. Bıtrîk, Huneyn b. İshak, Ömer b. Ferrûhân, Sâbit b. Kurre vardır. Beytülhikme'de görev yapan mütercimlerin çoğu Süryânî kökenli idi. Yunanca'dan ve diğer dillerden yapılmış olan tercümeler iki aşamayı içeriyordu. Metinler önce Süryânîce'ye daha sonra da Arapça'ya çevriliyordu. Beytülhikme'de tercümeleriyle ön plana çıkan bir diğer grup da Harran Sâbiîleri'dir. Astronomi, matematik ve astroloji konularında üst düzey bilgiye sahip olan Sâbit b. Kurre, Sinân b. Kurre, İbrâhim b. Ebû İshak, Muhammed Bettânî gibi isimler alanlarıyla ilgili tercümelerde dikkat çeker.

Huneyn b. İshak (ö. 873) Yunanca, Arapça, Süryânîce ve Farsça'yı çok iyi bilen mütercimlerden biridir. Halife Me'mûn tarafından Yunan filozoflarına ait Yunanca eserlerin Arapça'ya çevirisi ve daha önce gerçekleştirilen çevirilerin düzeltilmesiyle görevlendirilmiştir. Huneyn; Öklid, Galen, Hipokrat, Arşimed ve Apollonios'un eserlerinin çeşitli kısımlarını, Eflâtun'un Devlet'ini, Aristo'nun Kategoriler, Fizik ve Magna Moralia'sını tercüme etmiştir. Halife Mütevekkil-Alellah döneminde hocası Yuhannâ b. Mâseveyh'in ölümü üzerine Beytülhikme'de ondan boşalan göreve getirildi ve kendisine "emîn ale't-terceme" unvanı verildi.

Yuhannâ b. Mâseveyh (ö. 857), Beytülhikme'de tıp alanı ile ilgili çeviriler yapan ve bu alanda şöhret kazanmış bir hıristiyandı. Me'mûn (813-833), Mu'tasım (833-842), Vâsik (842-847) ve Mütevekkil (847-862) dönemlerinde mütercim olarak hizmet etmesinin yanında aynı zamanda tıp ile ilgili eserler de telif eden Yuhannâ'nın "humma" hakkındaki risalesi uzun zaman ününü korumuş ve daha sonra Latince ve İbrânîce'ye çevrilmiştir (Bozkurt, 2002: 223). Bu alanda yapılan çevirilerin önde gelen şahsiyetlerinden bir diğeri de Cibrâîl b. Buhtîşû'dur (ö. 215/830). Hâzık bir tabip olan Cibrâîl'in tıpla ilgili eserleri Yunanca'dan Arapça'ya çevirmiş olması tıp alanı ile ilgili bilgi birikiminin zenginleşmesinde önemli bir rol oynamıştır.

Me'mûn tarafından Bağdat yakınlarında Şemmâsiye'de kurulmuş olan rasathanede çalışan astronom ve matematikçilerin aynı zamanda Beytülhikme kadrosunda yer almaları kurumun fizikî ve fonksiyonel açıdan geliştiğinin bir göstergesi olarak kabul edilmiş ve böylece Beytülhikme özellikle müspet bilimlerin araştırıldığı bir merkez ve eğitim kurumuna dönüşmüştür. Me'mûn döneminde Beytülhikme'de çalışan astronom ve matematikçiler arasında astronomi ve astronomi aletleri üzerinde derin bilgilere sahip olan Sind b. Ali, Yahyâ b. Ebû Mansûr, Muhammed b. Mûsâ, Mâşallah, Sehl b. Bişr, Fazl b. Nevbaht gibi dönemin ünlü astronomları vardır.

Beytülhikme'de tercüme, telif, istinsah gibi faaliyetlerin yanı sıra bilim meclisleri de düzenlenirdi. Âlimler, filozoflar geniş bir hürriyet ortamı içerisinde çeşitli din ve mezheplerle ilgili olmak üzere düzenlenen toplantılara katılarak bilimsel tartışmalar yapmışlardır.

İslam kültür ve medeniyet tarihinde son derece önemli bir fonksiyon icra eden ve yabancı milletlere ait bilim, kültür ve düşünce ürünlerinden Arapça'ya yapılan çevirilerin en verimli düzeye ulaştığı Beytülhikme'deki bilimsel çalışmaların zirve dönemi Me'mûn zamanı olmuş, hilafet merkezinin Bağdat'tan Sâmerrâ'ya taşındığı Mu'tasım-Billâh döneminde (833-842) zayıflama eğilimi görülmüş ve araştırma merkezi hüviyetini kaybeden Beytülhikme bir süre sadece kütüphane olarak varlığını sürdürmüştür. Bilimsel çalışmalara ilgi duyan iyi bir şair ve bestekâr olan, kendisinden en çok şiir rivayet edilen Abbâsî halifesi olan Vâsik-Billâh zamanında (842-847) yeniden bir canlanma olmuş, ara ara kesilmeler olsa da Beytülhikme'de yapılan çalışmalar X. asrın sonuna kadar devam etmiştir. IX. yüzyılın sonunda ve X. yüzyılın başında Kayrevan'da ve Ağlebîler'in başşehri Rakkade'de Beytülhikme örnek alınarak yüksek düzeyde ilmî araştırma ve eğitim veren müesseseler kurulmuş ve zaman içerisinde araştırma kurumu hüviyeti taşıyan beytülhikme adı verilen kurumların yerini vakıf kuruluşu olarak teşkilatlandırılan dârülilimler almıştır.

Kaynakça

Bozkurt, Nahide. Mu’tezile’nin Altın Çağı: Me’mun Dönemi. Ankara 2002.

Cemîlî, Reşîd Hasan. Hareketü’t-Terceme fi’l-Meşrıkı’l-İslamî fi’l-Karneyi’s- Sâlis ve’r-Râbi‘ li’l-Hicre. Trablus 1982.

Demirci, Mustafa.  Beytü’l-Hikme. İstanbul 1996.

Dîvecî, Saîd. Beytü’l-Hikme. Musul 1972.

Erünsal, İsmail E. “Dârülilim”. DİA. 1993, VIII, 539-541.

İbn Cülcül. Tabakātü’l-Etıbbâ’ ve’l-Hükemâ’. Kahire 1955.

İbn Ebû Usaybia. Uyûnü’l-Enbâ’ fî Tabakāti’l-Etıbbâ’. nşr. N. Rızâ. Beyrut, t.y.

İbnü’l-Kıftî. Kitâbu İhbâri’l-Ulemâ’ bi-Ahbâri’l-Hükemâ’. Kahire: Mektebetü’l-Mütenebbî, t.y.

İbnü’n-Nedîm. el-Fihrist. çev. R. Şeşen. İstanbul 2019, s. 44, 326, 368-370, 384-386, 790-802, 878, 930-932, 942, 958.

Kaya, Mahmut. “Beytülhikme”. DİA. 1992, VI, 88-90.

O’leary, De Lacy. How Greek Science Passed to the Arabs. London 1949.

Religion, Learning and Science in the ‘Abbasid Period. ed. M. J. L. Young v.dğr. Cambridge 1990.

Remziye Muhammed. “Beytü’l-Hikmeti’l-Bağdâdî ve Eseruhû fi’l-Hareketi’l-İlmiyye”. el-Müerrihu’l-Arabî. 14 (1980), s. 317-355.

Walzer, Richard. Greek into Arabic: Essays on Islamic Philosophy. Oxford 1962.

Yâkūt el-Hamevî. Kitâbü İrşâdi’l-Erîb ilâ Ma‘rifeti’l-Edîb. Mısır 1927.

Kaynak: https://turkmaarifansiklopedisi.org.tr/beytulhikme

Görüş, öneri ve yorumlarınız için tıklayınız.

Bilgi paylaştıkça çoğalır. Okuduğunuz için teşekkür ederiz.

BEYTÜLHİKME

Tercüme ve ilmi faaliyetlerin yapıldığı kurum, kütüphane.