Gazzâlî’nin talim ve terbiye adabına dair risalesi.
Gazzâlî’nin talim ve terbiye adabına dair risalesi.
Gazzâlî, fikirleriyle müslümanların sosyal, kültürel ve dinî hayatlarını İslam'ın temel prensiplerine uygun bir şekilde inşa etmelerini hedeflemiş bir âlimdir (bk. Gazzâlî). Onun ıslahçı düşüncesinin en etkili fikrî semeresi İhyâü Ulûmi'd-Dîn adlı eseridir (bk. İhyâü Ulûmi'd-Dîn). Gazzâlî, ıslah düşüncesini İhyâ'dan sonra diğer bazı eserlerinde de farklı dil ve üsluplarla devam ettirmiştir. Bu eserlerinden biri de İhyâ'da da anlatılan talim-terbiye adabının özeti gibi değerlendirilen Eyyühe'l-Veled adlı risalesidir.
Bir talebesinin kendisine yönelttiği soruları cevaplamak üzere yazdığı eser, Ferzendnâme/Nasihatnâme adıyla Farsça olarak telif edilmiştir. Daha sonra bizzat Gazzâlî'nin kendisi veya başkaları tarafından Arapça'ya tercüme edilmiş ve Eyyühe'l-Veled olarak meşhur olmuştur. Dünyanın farklı yerlerindeki kütüphanelerde birçok yazma nüshası bulunan eser, Nasîhatü't-Tilmîz, er-Risâletü'l-Velediye şeklinde de kayıtlıdır. Eyyühe'l-Veled üzerine birçok şerh yazılmış olup bunlardan bazıları matbudur. İlk neşrini Almanca tercümesiyle birlikte 1838 yılında Hammer gerçekleştirmiştir. Türkçe'ye çevirisi ise ilk defa 1575 yılında Mehmed İdebalı Hoca tarafından yapılmıştır. Gerek bazı çalışmalarda (Yıldıray, 2018: 4; Aybey, 2020: 386) gerekse bazı kütüphane kayıtlarında Süleyman b. Cera' tarafından Eyyühe'l-Veled Tercümesi ve Şerhi olarak takdim edilen eser ise Gazzâlî'nin Eyyühe'l-Veled'inden esinlenerek yazılmış başka bir eserdir. Bunun dışında bazı eserlerin de Gazzâlî'nin Eyyühe'l-Veled'i ile hatalı bir şekilde ilişkilendirildiği tespit edilmiştir. Daha sonra Osmanlı Türkçesi'ne birkaç defa tercüme edilen eser, Cumhuriyet döneminde ilk defa 1945 yılında Latin harfleriyle Türkçe'ye çevrilmiştir (bk. Osmanlı Türkçesi Öğretimi). Günümüze kadar yirmiye yakın Türkçe tercümesi yapılan Eyyühe'l-Veled'in İngilizce, Fransızca ve İspanyolca çevirilerinin olduğu, hakkında bazı ilmî çalışmaların yapıldığı ve yaygın bir okur çevresine sahip olduğu bilinmektedir.
Risale Kur'an-ı Kerim'de Hz. Lokman'ın oğluna yaptığı öğütlerin (Lokmân 31/13-19) üslubundan esinlenerek tergıb (özendirme) ve terhib (sakındırma) yöntemiyle talebenin irşadına yönelik talim-terbiye ve ahlakî öğütleri içermektedir. Öğütler sade ifade tarzıyla âyet, hadis, darbımesel/atasözü, şiir ve hikâyelerle anlatılmış, çocuk terbiyesinin İslamî açıdan veciz bir pedagojisi sunulmuştur. Gazzâlî, risalenin çoğu yerinde "eyyühe'l-veled" (ey oğul) hitabıyla, Hz. Lokman'ın oğluna hitabını örnek alıp müşfik bir tavır izleyerek talim-terbiye sürecinde sevdirme, nefret ettirmeme; korkutmadan güzellikle irşat etme gibi yöntemler izlemekte, eğitimin günlük hayattaki etkileri ve toplumsal yaşamdaki sonuçlarına odaklanmaktadır.
Gazzâlî, ilim-amel ilişkisinin gereği üzerinde de durarak amelsiz ilmin delilik olduğunu, ilimsiz amelin ise hiçbir işe yaramayacağını ifade eder. Sadece ilmin insanı dünyada da ahirette de kurtuluşa götürmeyeceğini vurgulayarak zâhirî ilimleri tahsil edip de ahlakî meziyet elde edemeyen bir kişilikten, talebesini sakındırmaya çalışır. Döneminin ilmî zihniyetiyle ilgili bazı yozlaşmalara işaret ederek sadece dünyevi çıkar ve halkın gözünde şöhret için öğrenilen kelam, hilaf, nücum, aruz gibi ilimlerin kişiye Allah nazarında bir itibar kazandırmayacağına vurgu yapar. Dinde, müslümanın kulluk bilinci açısından orta yolu hedef alarak bazı tasavvuf erbabının şatahat (kendinden geçme anında söylenen şuursuz sözler) gibi aşırılıklarına karşı çıkar.
Eğitimi tarladaki yabani otları ayıklayan bir çiftçinin faaliyetine benzetir. Bu süreçte hoca-talebe münasebetinin eğitimin verimliliği açısından önemine değinir. İlim tahsilinde âlimlerin önemini vurguladığı gibi ilim talebesinin ilmen ve ahlaken tekâmülü için kendisine bir mürşit ve mürebbi gerektiğini ifade eder. Gerçek bir mürşit Resûlullah'a vekil olmaya elverişli, âlim, dünya ve makam sevgisinden yüz çevirmiş, basiretli ve ahlakî meziyetlerle donanmış mümtaz bir kişi olmalıdır. Böyle bir âlimi bulan talebe, hoca-talebe münasebetinin gerektirdiği adap ve ahlakî hususlara riayet ederek ondan istifade yoluna gitmelidir.
Talebesine başarılı olması için gündelik hayatta dikkat etmesi gereken bazı hususları da hatırlatan Gazzâlî, geceleri az uyumak, insanlarla lüzumsuz tartışmadan uzak durmak, devlet yöneticileriyle içli-dışlı olmamak, idarecilerden hediye kabul etmemek gibi beşerî münasebet kurallarına riayet etmesini ve haset, kin, gösteriş, kibir gibi ahlakî yozlaşmalardan da uzak durmasını öğütler.
Eyyühe'l-Veled risalesi İhyâ'da geniş olarak yer bulan İslamî terbiye usulünün özlü bir versiyonudur. Sonraki dönemlerde çocukların talim ve terbiyesine dair yazılan vasiyetname, nasihatname gibi eserler de kendisinden üslup ve içerik açısından etkilenmiştir (bk. Nasihatname).
Aybey, Salih. “Gazâlî’nin Eyyühe’l-Veled Adlı Eserinin İçerik ve Yönteminin Pedagojik Açıdan İncelenmesi”. Diyanet İlmî Dergi. 56 (2020), s. 381-414.
Gazzâlî, Ebû Hâmid. Eyyühe’l-Veled. Beyrut 2014.
Günaydın, Yusuf Turan. “Gazâlî Tercümeleri: Osmanlı Devri ve 1928 Sonrası İçin Bir Bibliyografya Denemesi”. Dîvân: Disiplinlerarası Çalışmalar Dergisi. 16/30 (2011/1), s. 66, 70-71.
Ülken, Hilmi Ziya. “Gazali’nin Bazı Eserlerinin Türkçe Tercümeleri”. Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi. 9 (1961), s. 61-62, 68.
Yazar, Sadık. “Gazzâlî’nin XIII-XIX. Yüzyıllar Arasında Batı Türkçesinde Tercüme Edilen Eserleri”. Dîvân: Disiplinlerarası Çalışmalar Dergisi. 16/31 (2011), s. 103-115.
Yıldıray, Sevim Seda. Eyyühe’l-Veled Tercümesi. YLT, Beykent Üniversitesi, 2018.
Kaynak: https://turkmaarifansiklopedisi.org.tr/eyyuhel-veled
Bilgi paylaştıkça çoğalır. Okuduğunuz için teşekkür ederiz.
Gazzâlî’nin talim ve terbiye adabına dair risalesi.