Dârülmuallimîn-i Rüşdî’nin Ahmed Cevdet Paşa tarafından hazırlanan yönetmeliği.
Dârülmuallimîn-i Rüşdî’nin Ahmed Cevdet Paşa tarafından hazırlanan yönetmeliği.
Tanzimat döneminde herkesin gidebileceği orta dereceli mektepler açılmaya başlanmıştır. Buralara yeni usullerle muallim yetiştirmek amacıyla 16 Mart 1848'de Fatih Çarşamba semtinde Dârülmuallimîn-i Rüşdî (Erkek Öğretmen Okulu) adında bir okul açılmış, idaresine "başhoca" unvanıyla Yahyâ Efendi getirilmiştir (bk. Dârülmuallimîn). Kısa bir süre sonra, Şeyhülislam Ârif Hikmet Bey'in tensipleriyle o dönemde Meclis-i Maârif-i Umûmiye azası olan, Ahmed Cevdet Efendi (sonra Paşa) Dârülmuallimîn'e "müdür" sıfatıyla atanmıştır (14 Ağustos 1850).
Ahmed Cevdet Paşa Dârülmuallimîn'e atanır atanmaz mektebin sağlam temeller üzerine inşa edilmesi, hukukî ve meslekî bakımdan kurumsallaşması amacıyla bir nizamname (tüzük) hazırlayarak 1 Mayıs 1851'de Meclis-i Maârif-i Umûmiye'ye sunulan bu nizamname 1 Haziran 1851'de kabul edilmiştir.
Nizamnamenin hazırlanma gerekçesi "rüştiye mekteplerinin ruhu" olarak görülen Dârülmuallimîn'in "esâs-ı usûl ve nizâmâtına kuvvet vermek" olarak belirtilmiştir. Mektepteki talebelerin Arabî, Fârisî ve riyâziyatta ifade ve talime muktedir olmaları istenmiştir. Medrese talebelerinin üç aylarda (recep, şaban ve ramazan) cerre çıkmaları hem okuduklarını unutmalarına hem de hocalığa lazım olan vakar ve saygınlığın azalmasına sebep olduğundan, bu tatbikatın Dârülmuallimîn talebelerine yasaklanması söz konusu edilmiştir (bk. Cerre Çıkma). Mektebin talebe sayısı fazla görülerek otuzdan yirmiye indirilmesi, on kişinin maaşının (burs) diğerlerine ilave edilmesi her talebeye aylık 45 kuruş maaş verilmesi kararlaştırılmıştır (29 Mayıs 1851). Böylece talebelerin cerre çıkmadan "mekteb-i rüştiye hocalığı için gerekli malumatı tekmil edebilecekleri" dile getirilmiştir (BOA, İ. MVL, 211/6894).
Dârülmuallimîn Nizamnamesi "Talebenin Kemmiyet ve Keyfiyeti" (iki bent), "Talebe ve Mülazım Yazılma Usulü" (dört bent), "Talebe ve Mülazımların Müddet-i Tahsilleri ve Sûret-i İştigalleri" (dört bent), "Dârülmuallimîn Talebesi Hakkınca İcra Olunacak Muamele" (üç bent), "Müntehapların Ahvali" (üç bent) başlıklarını taşıyan dört bölüm halinde düzenlenmiştir.
Nizamnameye göre Dârülmuallimîn'e asıl talebe (muvazzaf) olarak yirmi kişi, bunların dışında yedeklerin (mülazım) kaydedilmesi kararlaştırılmıştır. Talebelerin Arapça dil yeterliliklerinin ve iyi derecede Türkçe ifade becerilerinin olması ön şarttır. Farsça ve riyâziyat tahsilinde yetenekli olmaları da beklenmiştir.
Dârülmuallimîn talebeliği için öncelikle ilk yedekler (başmülazım), sonra diğer yedekler ve bunların dışındaki kişiler için sınav yapılacak ve en yüksek not alan kişiler kayıt hakkı elde edecektir. Sınava girenlerin seviyeleri belirlenip hocalar tarafından tescil edilecektir. Talebe kaydı, sınav sonucu, Meclis-i Maârif-i Umûmiye'nin ve hocaların görüşleri neticesinde belirlenecektir. Bu süreçte asla iltimasa yer verilmeyecektir. Talebelerden gerekli sürede mektebi bitireceklerine ve mezun olduklarında nerede ve ne zaman ihtiyaç olursa oraya hizmete gideceklerine dair senet alınacaktır.
Dârülmuallimîn'de eğitim süresi üç yıldır. Mektebe senede on ay, haftada beş gün devam şarttır. Mülazımların eğitim süreleri mektebin normal eğitim süresinden düşülmeyecektir. Belirlenen süre içinde Dârülmuallimîn talebesi "usûl-i ifâde ve taʻlim (genel öğretim yöntemleri), Farsça, riyâziyattan fenn-i hesap (matematik), yeteri kadar hendese (aritmetik), mehasa (alan ölçümü-geometri), heyet (astronomi-fizik) ve coğrafya" derslerini alacaktır.
Talebeler meşru bir mazeret dışında devama mecburdur. Devam etmeyenlerin bursu kesilecek ve kaydı silinecektir. Mektep bittiğinde genel bir sınav yapılacak ve başarılı olanlara rüştiye hocalığına haiz olduğunu gösteren, hocaların ve Meclis-i Maârif-i Umûmiye'nin imza ve mührünü taşıyan şehadetname (diploma) verilecektir. Belge zeylinde sınav başarı sırası belirtilecektir. Başarılı olamayanların bursu kesilecek ve yerine yeni talebe alınacaktır. Mektepten ihraç edilenler yardımcı muallimlik gibi hizmetlere alınabilecektir.
Dârülmuallimîn'de senede bir kere, bazan birkaç kere sınav açılabilecek, kazananlara rüştiye hocalığına dair şehadetname verilecektir. Sınavı kazanamayanlar ise mektebe devam edecektir. Sınava girmek serbesttir (Bu suretle talebelerden zeki ve çalışkan olanlar okulu daha kısa sürede bitirebilme imkânı elde etmektedir).
Dârülmuallimîn'i başarıyla bitirenler yardımcı öğretmenlik (muid) kadrosuna atanır. Açıkta muidlik kadrosu yoksa bilgilerini pekiştirmek için mektebe devam edebileceklerdir. Rüştiye hocalığı kadrosu açıldığında ya da yeni bir rüştiye yapıldığında sınavı kazananlardan ilk sırada olan tayin edilecektir. Sınavı birinci kazanan kendi rızasıyla hakkını gerisindeki birine verebilir. Bu kişinin sınav başarı sırası korunur; ancak Dârülmuallimîn'den aldığı burs kesilir. Bir atama yapılacağında hak sınavda birinci gelenindir. Öteki mezunlardan istekli çıkmazsa birinci gelen görevi kabul etmek zorundadır. Eğer bu görevi istemezse elinden diploması alınır ve bir daha eğitimle ilgili bir işe girmesi yasaklanır.
Dârülmuallimîn Nizamnamesi Meclis-i Maârif-i Umûmiye'de kabul edildikten sonra uygulanmaya başlanmıştır. Cevdet Paşa, Dârülmuallimîn'deki bu hizmetini anılarında şöyle dile getirmiştir: "Dârülmuallimîn nizâmât ve ıslâhâtı ile meşgul oldum. Bu mektep için nizamname yapıp mevki-i icrâya vazettirdim. Talebesinin usûl-i imtihanlarını yoluna koydum ve şühûr-ı selâsede cer için taşraya gitmemek üzere maaşlarını hadd-i kifâyeye iblağ ettirdim. Az vakit zarfından bunlardan haylice mekâtib-i rüştiye hocaları yetişmiştir. Ol vakit Meclis-i Maârif azalığı pek şerefli bir memuriyet olmakla herkes buna heves eder oldu" (Ahmed Cevdet Paşa, 1991: 46).
Cevdet Paşa Tezâkir'de de Dârülmuallimîn'de yaptığı düzenlemelerle oldukça müspet neticeler elde edildiğini ve okula rağbetin arttığını (1991: 46) ifade etmiştir. Nizamnameye göre rüştiyelerin yegâne öğretmen kaynağı Dârülmuallimîn gösterilmiştir. Nizamname nitelikli öğretmen yetiştirmeyi öncelerken, hızla yükselen yeni öğretmen ihtiyacını karşılamaya yönelik ayrıntı içermemektedir. Bu sebeple nizamname ancak sekiz-on sene kadar hakkıyla uygulanabilmiş, hızla modernleşen Osmanlı eğitim sisteminin ihtiyacını karşılamakta yetersiz kalmıştır. 1861'de ilk defa rüştiyelere "ihtiyaç kalmayıncaya kadar ve geçici olması" (Akyüz, 1998) kaydıyla alan dışından atamalar yapılmış ve bu uygulama hep devam etmiştir.
Dârülmuallimîn Nizamnamesi'nin varlığı Mahmud Cevad, Osman Nuri Ergin, Faik Reşit Unat gibi sonraki dönem eğitim tarihçileri arasında bilinmesine karşın uzun süre yayımlanmamış, eğitim tarihi yazımında kullanılmamıştır. Nizamname arşivde içinde farklı evrakın bulunduğu bir dosyada yer aldığından bulunması zaman almıştır. Türk eğitim tarihinin en önemli belgelerinden biri olan Dârülmuallimîn Nizamnamesi geniş bir değerlendirme ile ilk defa Yahya Akyüz tarafından Mart 1990'da yayımlanmıştır. Ardından Özcan (1992), İzgöer ve Kara'nın (2021) çalışmalarında da nizamnamenin tam metni yer almıştır.
BOA. İ. MVL. 211/6894.
Ahmed Cevdet Paşa. Tezâkir: 40-Tetimme. haz. C. Baysun. Ankara 1991.
Akyüz, Yahya. “Darülmuallimîn’in İlk Nizamnamesi (1851), Önemi ve Ahmet Cevdet Paşa”. Millî Eğitim. sy. 95 (1990), s. 3-20.
a.mlf. “Öğretmen Okulu Dışından İlk Kez Öğretmen Atanmasına İlişkin Orijinal Belgeler (1860-1861)”. Millî Eğitim. sy. 137 (1998), s. 6-18.
Fatma Aliye. Ahmed Cevdet Paşa ve Zamanı. İstanbul 1995.
Gündüz, Mustafa. Eğitimci Yönüyle Ahmed Cevdet Paşa. Ankara 2012.
İzgöer, Ahmet Zeki – Kara, İsmail (haz.). Cevdet Paşa’nın Lâyihaları: Devlet, Din, Islahat, Hukuk, Maarif. İstanbul 2021.
Özcan, Abdülkadir. “Tanzimat Döneminde Öğretmen Yetiştirme Meselesi”. 150. Yılında Tanzimat. haz. H. D. Yıldız. Ankara 1992, s. 441-474.
Kaynak: https://turkmaarifansiklopedisi.org.tr/darulmuallimin-nizamnamesi
Bilgi paylaştıkça çoğalır. Okuduğunuz için teşekkür ederiz.
Dârülmuallimîn-i Rüşdî’nin Ahmed Cevdet Paşa tarafından hazırlanan yönetmeliği.