A

İMÂM-ı RABBÂNÎ(1564-1624)

Nakşibendiye tarikatının Müceddidiye kolunun kurucusu, Hindistanlı âlim.

  • İMÂM-ı RABBÂNÎ
    • Azmi ÖZCAN
    • Web Sitesi: Türk Maarif Ansiklopedisi
    • Son Güncellenme Tarihi: 18.12.2022
    • Erişim Tarihi: 18.10.2025
    • Web Adresi: https://turkmaarifansiklopedisi.org.tr/imam-i-rabbani
    • ISBN ve DOI Numarası:
    • Bu metni kaynak göstererek kullanabilirsiniz.
    İMÂM-ı RABBÂNÎ
İMÂM-ı RABBÂNÎ (1564-1624)

Nakşibendiye tarikatının Müceddidiye kolunun kurucusu, Hindistanlı âlim.

  • İMÂM-ı RABBÂNÎ
    • Azmi ÖZCAN
    • Web Sitesi: Türk Maarif Ansiklopedisi
    • Son Güncellenme Tarihi: 18.12.2022
    • Erişim Tarihi: 18.10.2025
    • Web Adresi: https://turkmaarifansiklopedisi.org.tr/imam-i-rabbani
    • ISBN ve DOI Numarası:
    • Bu metni kaynak göstererek kullanabilirsiniz.
    İMÂM-ı RABBÂNÎ

Hindistan'ın Pencap bölgesinde Sirhind'de (Serhind) doğdu. Ebü'l-Berekât Ahmed Fârûkî Sirhindî, İmâm-ı Rabbânî ve "müceddid-i elf-i sânî" (II. binyılın müceddidi) unvanlarıyla tanındı. Hindistan'a göç etmiş Kâbil asıllı bir aileye mensuptur. İlk eğitimine Çiştî ve Kadirî tarikatları postnişini olan babasının yanında başladı. Daha sonra dinî ve aklî ilimler tahsil etti. Yirmi yaşlarında Bâbürlü Devleti'nin yönetim merkezi olan Agra yakınlarındaki Fetihpûr Sikri sarayına giderek Ekber Şah'ın maiyetine girdi. Ancak Ekber Şah'ın yeni bir din yorumu olan Dîn-i İlâhî anlayışını tasvip etmedi ve bir müddet sonra Sirhind'e dönerek tasavvufa yöneldi.

1598 yılında hacca gitmek üzere gittiği Delhi'de karşılaştığı Nakşibendî şeyhi Hâce Bâkî-Billâh'a intisap etti. Hac sonrasında Sirhind'e döndüğünde münzevi bir hayatı tercih ederek Şeyhi Bâkî-Billâh ile irtibatını ve mektuplaşmasını devam ettirdi. Mektûbât adlı eserinde Bâkî-Billâh'a yazılmış yirmi altı mektup mevcuttur. 1603 yılında üçüncü defa ziyaret ettiği Bâkî-Billâh'ın başhalifesi oldu ve irşat faaliyetlerine başlayarak Müceddidiye geleneğini ihdas etti.

1619 yılında bir ara Bâbürlü Sultanı Cihangir Şah tarafından hapsedildi. Mektûbât'ta bunun sebebinin kendisinin hükümdar önünde tazimi kabul etmemesi olduğunu belirtir. Yaklaşık bir yıl sonra serbest bırakılan Rabbânî, 20 Kasım 1624 tarihinde vefat edince Sirhind'de defnedildi. Ardında bıraktığı halifeleri, onun görüşlerini ve Nakşibendîliğin Müceddidiye kolunu yaygınlaştırdı. Özellikle oğlu Muhammed Ma'sûm'un ve halifelerinden Murad Buhârî ve Mehmed Emin Tokadî'nin çabalarıyla Müceddidiye Mâverâünnehir, Hicaz, Anadolu ve Balkanlar'a yayılmış ve XIX. yüzyılda Hâlidîlik baskın olana kadar Osmanlı Devleti nezdinde itibar görmüştür.

İmâm-ı Rabbânî XVI. yüzyılın sonlarından itibaren Ekber Şah'ın Dîn-i İlâhî anlayışının ve Muhyiddin İbnü'l-Arabî ile anılan vahdet-i vücut düşüncesinin müslümanların imanında zaafa yola açabileceği endişesiyle eleştirerek vahdet-i şühut fikrini ortaya koymuştur. Bu yönüyle de Hint-İslam kültüründe dinî anlayışta bidatlara ve hurafelere karşı mücadele etmiş bir din ıslahçısı olarak değerlendirilmiştir. Kendisi de başlangıçta vahdet-i vücut veya tevhîd-i vücûdî anlayışına itiraz etmediğini, daha sonra Allah'ın inayeti sayesinde bu makamın da üstüne çıkıp şühut hali olan ubûdiyet makamına eriştiğini, ubûdiyetin en yüce makam olduğunu belirtmiştir. Sirhindî, İbnü'l-Arabî hakkında da "Allah'ın evliya ve makbul kullarındandır" diyerek onu tamamen reddetmemiş fakat keşifte hata yaptığını kaydetmiştir.

Ona göre şeriatın üç kısmı vardır: İlim, amel ve ihlas. Bu üçü kâmilen bir arada bulunmadıkça şeriat tam mânasıyla tatbik edilmez. Tarikata intisap etmekten maksat ise şeriatı mükemmel bir şekilde yaşamaktır, yoksa şeriata ilaveten yeni şeyler ortaya koymak değildir.

Sirhindî kendisini Nakşibendiye'nin de ihya edicisi olarak görerek Müceddidiye yolunun esasının şeriat olduğunu vurgulamıştır. Bu itibarla medrese ve tasavvuf arasında kaynaşmaya zemin hazırlamış ve Müceddidiye'nin yaygınlaşmasına ve geniş kabul görmesine imkân sağlamıştır.

Sirhindî ile ilgili araştırmalar Hint alt kıtasında İslam inancını korumak için ve halk arasında yaygın olan bâtıl hurafelere karşı mücadele ettiği, Ekber Şah ve Cihangir'e karşı durarak hakikati seslendirdiği, tasavvufu bidat ve felsefî düşüncelerden arındırdığı gibi değerlendirmelerle onun Hint-İslam tarihindeki önemine vurgu yaparlar.

Eserleri: İsbâtü'n-Nübüvve. Allah inancına paralel olarak peygamberliğe inancın da zorunlu olduğunu ispat etmeyi amaçlayan eser, Ekber Şah'ın "Dîn-i İlâhî" adıyla savunduğu eklektik anlayışa karşı kaleme alınmıştır. Te'yîd-i Ehli's-Sünne (Redd-i Revâfız). Şîa'ya bir reddiyedir. Mektûbât. Sirhindî'nin görüşlerini yansıtan eser mektuplarının derlenmesiyle meydana gelmiştir. Eser toplam 536 mektup ihtiva eder, toplumun hemen bütün katmanlarından gelen sorulara cevap mahiyetinde ve üslubunda olup bir anlamda mektup ile eğitim öğretim keyfiyetini de yansıtmaktadır. Hint yarımadası, Orta Asya ve Türkiye'deki kütüphanelerde çok sayıda yazma nüshası bulunan Mektûbât'taki birkaçı dışında bütün mektuplar Farsça'dır. Çeşitli baskıları yapılmıştır. Müstakimzâde Süleyman Sâdeddin Efendi tarafından Osmanlı Türkçesi'ne (İstanbul 1277) tercüme edilmiştir. Hüseyin Hilmi Işık eserin ilk cildini (İstanbul 1968), Abdülkadir Akçiçek Arapça tercümesinin tamamını (İstanbul 1979) Türkçe'ye çevirmiştir. Daha sonra da muhtelif kişi ve kurumlar tarafından farklı tercüme ve yayınları yapılmaya devam etmiştir.

Sirhindî'nin diğer eserleri ise Mükâşefât-ı Gaybiyye; Havâşî ve Ta'lîkat ber Şerh-i Rubâiyyât-ı Hâce Bâkî-Billâh; Maârif-i Ledünniyye; Mebde ü Meâd; Risâle-i Tehlîliyye gibi başlıklar taşır.

Kaynakça

Ahmad, Aziz. Studies in the Islamic Culture in the Indian Environment. Oxford 1964.

Algar, Hamid. “İmâm-ı Rabbânî”. DİA. 2000, XXII, 194-199.

a.mlf. “Mektûbât”. a.e. 2004, XXIX, 11-12.

Göztepe, Yüksel – Demir, Hamit. “İmam Rabbânî’nin Sûfîlere Yönelttiği Bazı Tenkidler”. Tokat Gaziosmanpaşa Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi. 6/2 (2018), s. 297-322.

Gümüşoğlu, Hasan. Müceddid-i Elf-i Sânî İmam-ı Rabbânî ve Ehl-i Sünnet Davası. İstanbul 2021.

İmâm-ı Rabbânî. Mektûbât-ı Rabbânî. İstanbul 2019.

Rizvī, Athar Abbas. A History of Sufism in India. C. II, Delhi 1983.

Sunar, Cavit. İmam Rabbanî-İbn Arabî: Vahdet’i Şühûd-Vahdet’i Vücûd Meselesi. Ankara 1960.

Şimşek, Halil İbrahim. 18. Yüzyıl Osmanlı Toplumunda Nakşibendî-Müceddidîlik. İstanbul 2016.

Tosun, Necdet. İmâm-ı Rabbânî Ahmed Sirhindî: Hayatı, Eserleri, Tasavvufî Görüşleri. İstanbul 2000.

Yohanan, Friedmann. Shaykh Ahmad Sirhindi: An Outline of His Thought and a Study of His Image in the Eyes of Posterity. Montreal 1971.

Kaynak: https://turkmaarifansiklopedisi.org.tr/imam-i-rabbani

Görüş, öneri ve yorumlarınız için tıklayınız.

Bilgi paylaştıkça çoğalır. Okuduğunuz için teşekkür ederiz.

İMÂM-ı RABBÂNÎ (1564-1624)

Nakşibendiye tarikatının Müceddidiye kolunun kurucusu, Hindistanlı âlim.