A

EĞİTİM RİTÜELLERİ

Eğitim ortamlarında biçimlendirilmiş davranış ve semboller.

  • EĞİTİM RİTÜELLERİ
    • Filiz MEŞECİ-GIORGETTI
    • Web Sitesi: Türk Maarif Ansiklopedisi
    • Son Güncellenme Tarihi: 18.12.2022
    • Erişim Tarihi: 23.11.2025
    • Web Adresi: https://turkmaarifansiklopedisi.org.tr/egitim-rituelleri
    • ISBN ve DOI Numarası:
    • Bu metni kaynak göstererek kullanabilirsiniz.
    EĞİTİM RİTÜELLERİ
EĞİTİM RİTÜELLERİ

Eğitim ortamlarında biçimlendirilmiş davranış ve semboller.

  • EĞİTİM RİTÜELLERİ
    • Filiz MEŞECİ-GIORGETTI
    • Web Sitesi: Türk Maarif Ansiklopedisi
    • Son Güncellenme Tarihi: 18.12.2022
    • Erişim Tarihi: 23.11.2025
    • Web Adresi: https://turkmaarifansiklopedisi.org.tr/egitim-rituelleri
    • ISBN ve DOI Numarası:
    • Bu metni kaynak göstererek kullanabilirsiniz.
    EĞİTİM RİTÜELLERİ

En kapsamlı haliyle ritüel "biçimlendirilmiş sembolik gösteriler ve semboller kümesi" şeklinde tanımlanabilir. Tanımdaki "biçimlendirilmiş" ifadesi ritüelin daha önceden yapılandırılmış, bilinen, bilinçli bir yapısı olduğuna; "sembolik gösteri" ifadesi ise bir düşüncenin dolaylı halde temsil edildiği, şahit olanlarca görülüp, duyulup, duyu organları ile algılanacak şekilde yapılan performanslara gönderme yapar. "Semboller kümesi" ise ritüel performansı gerçekleştirenlerin taşıdığı ya da işaret ettiği giysi, bayrak, flama gibi bir değer atfedilmiş materyallere işaret eder.

Ritüeller insanlar var olduğundan beri toplumsal yaşamın içinde önemli bir yer almıştır. Ritüel, günlük yaşamdan ayrı, dinî, millî, sosyolojik, antropolojik bağlamla sınırlı değildir. Ritüellerin çağdaş sosyal yaşamın da ayrılmaz bir parçası olduğunu gösteren çalışmalar mevcuttur.

Eğitim ritüelleri işlevleri açısından; birleştirici ritüeller, ayrıştırıcı ritüeller ve geçiş ritüelleri olarak üç başlık altında incelenebilir. Anlatım kolaylığı sağlaması açısından işlevleri üzerinden bir ritüel sınıflamasına gidilmekle beraber aslında ritüellerin işlevlerinin iç içe geçmiş olduğunu belirtmek gerekir. Birleştirici ritüeller içerisinde ayrıştırıcı sembol ve performanslar olduğu gibi geçiş ritüelleri içerisinde de birleştirici ve ayrıştırıcı unsurlar bulunmaktadır. Birleştirici ve ayrıştırıcı ritüeller, kişiler arası birlik, yani dayanışma ile farklılaşma arasındaki diyalektikten doğar. Eğitim ritüelleri bir yandan kurumsal birlik ve dayanışmayı ifade ederken, diğer yandan hiyerarşi, konum, işlev, güç gibi farklılıkları ifade eder ve düzenler. Vurgu bazan dayanışma bazan ayrıştırma üzerinedir.

Birleştirici eğitim ritüelleri genelde belirli tarihsel bağlamın tekrar canlandırılmasında kendini gösterir. Okullarda yapılan sabah törenleri, bayrak törenleri, ulusal marşların ya da eğitim kurumuna ait marşın söylenmesi, saygı duruşları, antlar ya da dualar resmî bayramlarda ve özel günlerde yapılan toplanmalar, törenler ve anma günleri birleştirici ritüellere örnek olarak verilebilir. Birleştirici eğitim ritüelleri siyasal toplumsallaşma bağlamında toplumda dayanışmanın oluşturulması, vatana duygusal bağlılık geliştirilmesi açısından önemlidir. Bu ritüeller öğrencilerin toplumsal düzene saygılarını arttırmak işlevlerini görür. Okul eğitim ritüelleri yoluyla ulusal birliği, kolektif hayatı yaşatabilecek kilit bir noktadadır. Okuldaki ritüeller, okul dışı daha geniş bir toplumun baskın değer sistemine uygun duygu ve davranışların edinilmesini kolaylaştırır.

Birleştirici özelliği baskın olan eğitim ritüelleri iktidarların da ilgi alanına girerler. Ülke yönetiminde büyük kırılmalar okul ritüellerine de yansır. Mesela Osmanlı Devleti'nin ardından kurulan Türkiye Cumhuriyeti, Tanzimat yıllarından itibaren icat edilen yeni eğitim ve devlet sembollerini ve okul ritüellerini Cumhuriyet'in paradigması ve ideolojisine göre yeniden biçimlendirmiş ve bazılarını değiştirmiştir. II. Abdülhamid döneminde, haftanın ilk ve son günlerinde sıra haline gelmiş talebelerin yüksek sesle tekrarladığı "Padişahım çok yaşa" nidası, Cumhuriyet döneminde "Ne mutlu Türküm diyene" halini almıştır. Büyük Millet Meclisi'nin kuruluşuna kadar 24 Temmuz 1908 tarihinde Kanûn-ı Esâsî'nin yeniden ilanı millî bayram (îd-i millî) olarak kutlanırken, 23 Nisan 1920 tarihinden ve özellikle Cumhuriyet'in ilanı 29 Ekim 1923'ten sonra bu tarihler bütün ülkede ve hususi olarak da okullarda törenlerle kutlanan önemli millî bayramlar haline gelmiştir. Saltanatın kaldırılmasının ardından eski rejime ait unsurların görünürlüğünü sağlayan tuğra, arma gibi bütün semboller bir kanunla kaldırılmış, yerine yeni devleti ve iktidarı sembolize eden unsurlar inşa edilmiştir. Okullardaki Osmanlı Devleti'nin ve padişahların resim ve sembolleri, padişahın doğum günü, tahta çıkışı gibi Osmanlı hanedanını yücelten ritüeller yerini Türkiye Cumhuriyeti'nin sembol ve ritüellerine bırakmıştır. Türkiye Cumhuriyeti'nin ilköğretim ve ortaöğretim düzeyinde en güçlü birleştirici ritüellerinin başında millî marş olan İstiklal Marşı eşliğinde yapılan bayrak törenleri ve 1933'ten itibaren de öğrencilere her sabah ders öncesi tekrarlatılan "Andımız" metni gelmiştir.

Modern devletin meşruiyet araçlarından biri olarak icat edilen ve özünde modern bir ritüel olan millî marş, XIX. yüzyılın başlarından itibaren tatbik edilen bir usuldür. Millî marşa çoğu kere bayrak, arma, flama vb. semboller eşlik etmiştir. Bayrak töreni okulun açılışında, ders yılı sonunda, hafta başında ve sonunda, bayram tatili başlangıcında ve sonunda yapılır. İstiklal Marşı'nın ilk iki kıtasının tören katılımcılarıyla birlikte, yüksek sesle söylenmesi benimsenmiştir. Osmanlı Devleti ile Türkiye Cumhuriyeti arasında köprü oluşturarak Türkiye'nin geçmişi ve inanç esaslarıyla bağını güçlendiren İstiklal Marşı, zor savaşlar sonrasında kazanılan vatan ve bağımsızlık üzerinden ortak bir kimlik ve duygu birliği yaratarak onu benimseyenler arasında bağlılık oluşturan derinlikli bir şiirdir. Maarif Vekâleti'nin daveti, büyük ölçüde de Hamdullah Suphi'nin teklifi üzerine Mehmet Akif (Ersoy) tarafından Türk ordusuna hitaben yazılan on kıta, kırk bir mısralık şiir, 12 Mart 1921 tarihinde mecliste coşkuyla okunmuş, ayakta alkışlanmış ve kabul edilmiştir. Törenlerde, ilk iki kıtasının okunduğu marşın bestesi Osman Zeki Üngör tarafından yapılmıştır. İstiklal Marşı'nın ilerleyen tarihlerde çeşitli sebeplerle değiştirilmesi gündeme geldiyse de hiçbir zaman ciddi bir teşebbüs söz konusu olmamıştır. "Türkiye Cumhuriyeti'nin millî marşı İstiklal Marşı'dır" şekliyle de ilk defa 1982 anayasasında yer almıştır.

"Andımız" ya da "Öğrenci Andı", Türk eğitim sisteminde ulusçuluğa ve Atatürkçülüğe kuvvetli vurguların yapıldığı en belirgin ritüellerden biridir. "Öğrenci Andı" Maarif Vekili Reşit Galip tarafından yazılmış ve ilk okullarda her gün ilk derse girildiği zaman çocukların hep birden andı söylemesi 10 Mayıs 1933 tarihinden itibaren uygulanmaya başlanmıştır.

Öğrenci andının ilk hali şöyledir: "Türküm, doğruyum, çalışkanım. Yasam küçüklerimi korumak, büyüklerimi saymak, yurdumu, milletimi özümden çok sevmektir. Ülküm yükselmek, ileri gitmektir. Varlığım Türk varlığına armağan olsun." 1933 yılından 2013 yılına kadar ilkokullarda her sabah bir öğrencinin kürsüde söylediği, sıraya girmiş olan diğer öğrencilerin tekrarladığı "Öğrenci Andı" zaman içinde değişime uğramıştır. 12 Mart 1971 tarihinde yapılan askerî darbe ertesinde 1972 yılında andın sonuna "Ey bu günümüzü sağlayan, Ulu Atatürk; açtığın yolda, kurduğun ülküde, gösterdiğin amaçta hiç durmadan yürüyeceğime ant içerim. Ne mutlu Türküm diyene" ifadelerini içeren Atatürk vurgusunun yapıldığı son bölüm eklenmiştir. 1997 yılında zorunlu eğitimin kesintisiz sekiz yıla çıkarılmasıyla önceden sadece ilk beş sınıfta söylenen "Öğrenci Andı"nın, 1-8 arası bütün sınıflarda söylenmesi kararlaştırılmıştır. 2012 yılında geçilen 4+4+4 sistemiyle andımızın her sabah öğrenciler tarafından söylenmesi uygulaması ilk dört yıl ile sınırlandırılmıştır. 2013 yılında İlköğretim Kurumları Yönetmeliği'nde değişiklik yapılarak "Öğrenci Andı" başlıklı 12. madde yürürlükten kaldırılmıştır. Siyasî ve ideolojik merkezli tartışmalar bir süre devam etse de "andımız", 1930'lar Türkiye'sinin bir ritüeli olarak tamamen geride kalmıştır. Buna karşın temel eğitim ders kitaplarının başında yayımlanmaya devam etmektedir.

Ayrıştırıcı eğitim ritüelleri çoğunlukla otorite ilişkileriyle ilgilidir. Bu ritüeller eşit olmayanlar arasındaki sınırları belirlemeye, mesafeyi arttırmaya ve sadakati kontrol etmeye yarar. Eğitim ritüelleri birleştirirken aynı zamanda okul içindeki (öğretmen-öğrenci) ve okul dışındaki (o okuldan olmayan ya da o vatandan olmayan) grupları birbirinden farklılaştırır, gruplar arası sınırları çizer ve eşit olmayanlar arasındaki sınırları ve mesafeyi arttırır. Eğitim ritüelleri "biz" hissini yaratma süreci içinde aynı zamanda "biz olmayanlardan" ayrılma hissinin yaratılmasına da yardım eder. Ritüellerin farklılaştırma boyutu bazı grupların dışlanmasını sağladığı gibi, öğretmen ve yöneticiler gibi çeşitli otorite pozisyonundakilere ve düzeni yaratanlara karşı saygıyı arttırır. Törenlerde, anma günlerinde bayrağı tutuş, selamlama, yapılan saygı hareketleri, yönetici, öğretmen, öğrenci ve diğer katılımcıların konumlanması bu kutsallık ya da statü belirten hiyerarşi ilişkilerinin yeni nesle iletilmesinde oldukça etkilidir.

Törensel yapı dışında öğretmen öğrenci arası ilişkilerdeki doğal görülen günlük davranış kuralları, sınıf düzeni ve giyim tarzlarının altında da oldukça yoğun bir ritüel alan gizlidir. Öğretmene hürmeti ve itaati sembolize eden jest, mimik ve el kol hareketleri grupları statülerine göre farklılaştırmada önemli bir rol oynar. Öğrencilerin öğretmen geldiğinde ayağa kalkması, el-kol-baş, mimik ve jestlerle yapılan saygı hareketleri, söz almadan önce parmak kaldırma, öğrenci üniformaları, öğrenciden beklenen derin sessizlik, davranış kuralları, öğretmen ile öğrencinin hiyerarşik farklılığını vurgulayan, okul içindeki farklı grupları statülerine göre ayıran ritüel ve sembollerdir. Ritüeller ve sembolik yapılar bu hiyerarşiyi öylesine güçlü yapar ki bu hiyerarşinin sorgulanması, sisteme karşı saldırı olarak algılanır ve öğrenci problemli biri olarak tanımlanır/damgalanır. Oluşturulan bu hiyerarşi sınıf ve okul kontrolünü, dolayısıyla da devletin vatandaşını yönetme kapasitesini oldukça kolaylaştırır.

Eğitimde geçiş ritüelleri öğrencinin bir toplumsal gruptan diğerine geçişinin sağlandığı değiştirme boyutu ağırlıklı ritüellerdir. Okula başlama törenleri, okumanın sökülmesinin ardından kırmızı kurdele takılması, mezuniyet törenleri örnek olarak verilebilir.

Mezuniyet törenlerinin de değişim boyutu güçlü olan geçiş ritüelleri olarak okula başlama ritüelleriyle benzer fonksiyonları vardır. Okula başlama ritüellerindeki içsel ve dışsal öğelerin ayırımı, çocuğu okula bağlamaya ve buradaki mutabakatı sağlamaya çalışır. Mezuniyet ritüelleri ise içsel ve dışsal öğeleri nötrleştirmeyi, içsel ve dışsal öğeler arasındaki ayrımı ortadan kaldırmayı amaçlar. Çünkü öğrenciler burada artık yetişkinin dünyasına geçiş yapmaktadır. Dolayısıyla mezuniyet törenlerinde toplumsal beklenti, başarılı olmak, sorumluluk sahibi olmak, işini iyi yapmak gibi değerler sözel ve sembolik boyutta hatırlatılarak okul ile toplum arasındaki ilişki anlatılmak, ortaya konmak istenir. Sıradan günlerde belli rollerin dışına çıkılmazken kutlama ve mezuniyet törenlerinde bu roller kontrollü özgürlük şeklinde esneyebilir. Öğretmene sarılmak, şakalaşmak gibi resmî diyalog içinde kabul edilmeyen davranışlara izin verilebilir ve hiyerarşik farklılıklar kısmi olarak ortadan kalkar. Mezuniyet törenleri küreselleşmenin kendilerine eklemlediği bütün sembolleri ve performanslarıyla özellikle özel okulların bir rekabet alanı, pazarlama stratejisi olarak da görülmektedir.

Kaynakça

Bernstein, Basil v.dğr. “Ritual in Education”. Philosophical Transactions of the Royal Society of London. 251/772 (1966), s. 429-436.

Kertzer, I. David. Ritual, Politics, and Power. New Haven 1988.

McLaren, L. Peter. Schooling as a Ritual Performance: Towards a Political Economy of Educational Symbols and Gestures. London 1986.

Meşeci Giorgetti, Filiz. Eğitim Ritüelleri. İstanbul 2016.

a.mlf. “Reading the Student Pledge through the Eyes of Students in Turkey”. The Educational Forum. 79/3 (2015), s. 248-262.

Quantz, Richard A. “School Ritual as Performance: A Reconstruction of Durkheim’s and Turner’s Uses of Ritual”. Educational Theory. 49/4 (1999), s. 493-513.

Turner, Victor. The Forest of Symbols: Aspects of Ndembu Ritual. New York 1967.

Kaynak: https://turkmaarifansiklopedisi.org.tr/egitim-rituelleri

Görüş, öneri ve yorumlarınız için tıklayınız.

Bilgi paylaştıkça çoğalır. Okuduğunuz için teşekkür ederiz.

EĞİTİM RİTÜELLERİ

Eğitim ortamlarında biçimlendirilmiş davranış ve semboller.