A

MEKTEB-i MAÂRİF-i ADLİYE(1839-. )

Memur yetiştirmek amacıyla II. Mahmud devrinde açılan okul.

  • MEKTEB-i MAÂRİF-i ADLİYE
    • Arzu Meryem DEMİRKIRAN
    • Web Sitesi: Türk Maarif Ansiklopedisi
    • Son Güncellenme Tarihi: 18.12.2022
    • Erişim Tarihi: 11.12.2025
    • Web Adresi: https://turkmaarifansiklopedisi.org.tr/mekteb-i-maarif-i-adliye
    • ISBN ve DOI Numarası:
    • Bu metni kaynak göstererek kullanabilirsiniz.
    MEKTEB-i MAÂRİF-i ADLİYE
MEKTEB-i MAÂRİF-i ADLİYE (1839-. )

Memur yetiştirmek amacıyla II. Mahmud devrinde açılan okul.

  • MEKTEB-i MAÂRİF-i ADLİYE
    • Arzu Meryem DEMİRKIRAN
    • Web Sitesi: Türk Maarif Ansiklopedisi
    • Son Güncellenme Tarihi: 18.12.2022
    • Erişim Tarihi: 11.12.2025
    • Web Adresi: https://turkmaarifansiklopedisi.org.tr/mekteb-i-maarif-i-adliye
    • ISBN ve DOI Numarası:
    • Bu metni kaynak göstererek kullanabilirsiniz.
    MEKTEB-i MAÂRİF-i ADLİYE

Eğitim tarihimizin ilkleri arasında yer almıştır. Rüştiye seviyesinde açılan ilk mekteptir. Osmanlı devlet adamları, Avrupa'nın üstünlüğünü uzun yıllar askerî alanda aramışlar ve yapılan ıslahatlarda bu yöne ağırlık vermişlerdir. Bu yüzden askerî okulların dışındaki maarif müesseseleri kendi haline bırakılmıştır. Sultan II. Mahmud döneminde (1808-1839) yapılan ıslahatların önemli bir bölümünü ise eğitim alanında gerçekleştirilen ıslahatlar oluşturmuştur. İlk defa askerî saha ile birlikte mülkî sahada da ıslahat çalışmaları yapılmış ve 1824 yılında sıbyan okullarının durumunu ele alan "Ta'lîm-i Sıbyan Hakkında Ferman" yayımlanmıştır. Bu fermanla birlikte ilköğretim zorunlu hale gelmiş ve sıbyan mekteplerinde iyileştirmeler yapılmıştır. II. Mahmud'un çıkardığı bu ferman, eğitim alanına pozitif bir katkı sunmuş olsa da düzenlemenin arkasında yatan fikir, çocukların küçük yaşlarda aile gelirine katkıda bulunmak için okul yerine bir ustanın yanına çırak olarak verilmesini engellemek olduğu anlaşılmaktadır.

II. Mahmud döneminde, özellikle askerî alanda ve eğitim alanında yapılan reformlar iki önemli engelle karşılaşmıştır. Bunlardan birincisi modern eğitim verilen, yeni usul ve tekniklerin uygulandığı okullarda bu becerilere sahip elemanların eksikliğidir. Bu sorunu aşmak için okullarda yabancı eğitimciler görev almışlar ve ilk defa bu dönemde Avrupa'ya öğrenci gönderilmiştir. Ayrıca bu yıllarda ilköğretimdeki yetersiz eğitimin askerlik, mühendislik, tıp gibi alanlarda eğitim görmek isteyen gençlerin önünün tıkanması ayrı bir çıkmazı oluşturmuştur. Karşılaşılan ikinci sorun ise yapılan bütün reformların ciddi bir maliyet gerektirmesidir.

Meclis-i Umûr-ı Nâfia tarafından 5 Şubat 1839 tarihinde hazırlanan raporda, eğitimde reform yapılmasının zaruri ve hatta memleketin kurtuluşunun da buna bağlı olduğu vurgulanmıştır. Bu layihada ilk mekteplerin ıslahı konusu geniş bir şekilde ele alınmış ve öncelikle İstanbul'da daha önceki padişahlar tarafından büyük camilerin yanına yaptırılmış olan ve "selâtîn-i izâm mekâtibi" olarak anılan sıbyan mekteplerinin devamı ve bir üst kademesi olarak "sınıf-ı sânî" adıyla yeni tarzda mekteplerin açılması öngörülmüştür. II. Mahmud, yeni açılacak okullara "mekâtib-i rüşdiye" adını vermiştir. Bu mekteplerden ilki olan Osmanlı Devleti'nin ilk rüştiyesi Mekteb-i Maârif-i Adliye 1839 yılında tesis edilmiştir.

Mekteb-i Maârif-i Adliye'nin devlet dairelerine donanımlı memurlar yetiştirmek ve halihazırda çalışmakta olan memurların mektebe devamlarını sağlayarak seviyelerini yükseltmek amacıyla planlanmış ve Mekâtib-i Rüşdiye Nazırı Esad Efendi tarafından hazırlanan ve padişah onayı ile yayımlanan nizamnameyle 11 Şubat 1839 tarihinde kurulmuştur (bk. Rüştiye).

Okul binası yatılı olarak yaklaşık 100 öğrencilik bir kapasiteye sahip olacaktır. Bâbıâli çevresinde yapılacak olan okul binasında altı derslik, bir kütüphane ve bir de depo bulunacaktır. Okulda ders verecek olan hocalar için dinlenme ve çalışma odaları da düşünülmüştür.

Okulda bir müdür, ikişer Arapça ve Farsça hocasıyla bir sülüs hocası bulunacaktır. Öğrencilerin okul kurallarına uyması, dersleriyle meşgul olması gibi konulardan müdür sorumlu olacaktır. Bu görevlerde müdüre yardımcı olması, ayrıca yatılı öğrencilerin ihtiyaçlarının karşılanması ve temizlik hizmetlerinin giderilmesi için de görevliler yer alacaktır.

Mekteb-i Maârif-i Adliye'ye kaydolmak isteyen öğrencilerin ilk olarak Hariciye ve Maliye nezaretlerine bir dilekçe ile başvuruda bulunması gerekmektedir. Başvuran öğrencilerden uygun olanlar kabul edilecek ve istihkak ve kabiliyeti olmayanlar alınmayacaktır. Öğrencilerin on sekiz yaşından küçük olması ise aranan şartlardan bir diğeridir. Ayrıca Bâbıâlî ve Bâb-ı Defteri kalemlerinde çalışmakta olan memurlar ile devlet adamlarının çocuklarının eğitim görmesine öncelik verildiği bilinmektedir.

Kontenjan 100 kişi ile sınırlı tutulacak ve öğrenciler birinci sınıf, ikinci sınıf ve üçüncü sınıf olmak üzere üç kategoriye ayrılacaktır. Öğrencilerin başarı durumu ders yılı sonundaki sınavlar ile ölçülecektir. Sınavlarda başarılı olan öğrenciler istedikleri kalemlere girebilecek, gerekli başarıyı sağlayamayan öğrenciler ise becerilerine göre diğer mesleklere yönlendirilecektir. Sınavlarını başarılı bir şekilde tamamlayan öğrencilere ödüller verilecektir.

Mekteb-i Maârif-i Adliye'de verilecek dersler Arapça sarf ile (etimoloji, gramer) nahiv (formoloji, cümle bilgisi), Farsça, mantık, tarih, coğrafya, hendese (geometri) ve politika olarak belirlenmiştir. Matematik, geometri ve coğrafya gibi ilimlerin Avrupa'da ileri seviyede olduğu ve öğrencilerin bu ilimleri anlayacak derecede Fransızca bilmeleri gerekliliği de nizamnamede vurgulanmıştır. Ancak gramerlerindeki benzerlik sebebiyle Fransızca eğitimi Arapça gramer öğretildikten sonra öğrencilere verilecektir.

Mekteb-i Maârif-i Adliye'de meslekî bilginin yanında sosyal alanla ve politikayla ilgili ilimlere ait derslerin de işlenmesinin planlanması mektebe çağdaş bir duruş kazandırmıştır. 1838 yılında alınan Meclis-i Vâlâ kararları doğrultusunda, okulda orta dereceli mekteplerde okutulması öngörülen sarf ve nahiv derslerine yönelik geleneksel eğitim ağırlık kazanmıştır.

Okulun düzenlenmesi, ona memur yetiştiren orta dereceli bir medrese-mektep vasfı yüklemiştir. Modernleşme sürecinin başlarında kurulduğu için bir ilktir ve bu sebeple zamanın akışı içerisinde programı, sürekli olarak güncellenmeye çalışılmıştır.

Mekteb-i Maârif-i Adliye'de, Osmanlı'da yıllardır süregelen geleneksel eğitim sisteminin çok üzerinde modern bir eğitim verilmesi kısa sürede gerçekleştirilebilecek bir hedef değildi. Okulun modernleşme yolunda kurulmuş ilk rüştiye olması da göz ardı edilmemesi gereken diğer bir husustur. Ayrıca okulun hedeflerini yerine getirmeye uygun olarak yetişmiş nitelikli eğitimcilerin sayısı da yetersizdir. Bütün bu şartlara ve oluşturulan planlara istenilen seviyede uyulamamasına rağmen, Mekteb-i Maârif-i Adliye eğitim tarihimizde modernleşmenin ilk örneklerinden olmuştur.

Kaynakça

Akyüz, Yahya. Türk Eğitim Tarihi (Başlangıçtan 1993’e). İstanbul 1994.

a.mlf. Türk Eğitim Tarihi: M.Ö. 1000-M.S. 2012. İstanbul 2012, s. 143.

Bilim, Cahit Yalçın. Türkiye’de Çağdaş Eğitim Tarihi (1734-1876). Eskişehir 1998, s.52.

Güven, İsmail. Osmanlı Eğitiminin Batılılaşma Evreleri. Ankara 2004.

Kodaman Bayram, Abdülhamit Devri Eğitim Sistemi. Ankara 1988.

Nurdoğan, Arzu M. Modernleşme Döneminde Osmanlı’da İlköğretim (1869-1914). İstanbul 2016.

Sakaoğlu, Necdet. Osmanlı Eğitim Tarihi. İstanbul 1991.

a.mlf. “Rüştiyeler”. Dünden Bugüne İstanbul Ansiklopedisi. 1994, VI, 377-378.

Sungu, İhsan, “Mekteb-i Maârif-i Adliye’nin Tesisi”. Tarih Vesikaları. 1/3 (1941), s. 212-225.

Kaynak: https://turkmaarifansiklopedisi.org.tr/mekteb-i-maarif-i-adliye

Görüş, öneri ve yorumlarınız için tıklayınız.

Bilgi paylaştıkça çoğalır. Okuduğunuz için teşekkür ederiz.

MEKTEB-i MAÂRİF-i ADLİYE (1839-. )

Memur yetiştirmek amacıyla II. Mahmud devrinde açılan okul.