Yazıcıoğlu Ahmed Bîcan’ın öğretici mahiyetteki tasavvufî eseri.
Yazıcıoğlu Ahmed Bîcan’ın öğretici mahiyetteki tasavvufî eseri.
"Âşıkların nurları" anlamına gelen Envârü'l-Âşıkîn Hacı Bayram Veli'nin yetiştirdiği mutasavvıflardan olan Gelibolulu Ahmed Bîcan tarafından yazılmıştır (1451). Büyük oranda ağabeyi Yazıcıoğlu Mehmed'in Arapça kaleme aldığı Megâribü'z-Zamân adlı kitabının tercümesidir. Tercüme esnasında kaynak esere birebir bağlı kalmayan yazar zaman zaman içeriğe eklemeler yaparak ona bir bakıma telif niteliği kazandırmıştır. Kitabın Türkçe olması en önemli özelliklerinden biridir.
Ahmed Bîcan, Envârü'l-Âşıkîn'a Allah'a hamd ve Hz. Muhammed'e övgülerini dile getirdiği bir girişle başlamış, ardından eserini telif sebeplerini izah ettiği bölüme geçmiştir. Açıklamasına göre buna göre öncelikli amacı Hz. Peygamber'in şefaatine nail olmaktır. İkinci amacı ise Türkler'in ilimlerden faydalanıp âlim ve âriflerden olmalarını sağlamak, toplumda dinî konulara dair cehaleti gidermektir. Eserini, beş vakit namaza telmihen beş ana bölüm (bab) halinde düzenlediğini, bu babları da fasıl adı verilen alt bölümlere ayırmak suretiyle tertip ettiğini söylemiştir.
Eserin birinci babı mevcudatın tertibi ve düzeni başlığını taşımaktadır. Konusu varlıkların düzeni, yeryüzünün ve sakinlerinin yaratılması, göklerin ve gök ehlinin yaratılması ve bunların yaratılış şekilleri ile yaratılışlarındaki ilahî sır ve hikmetlerdir.
İkinci bab Allah'ın büyük peygamberlerle konuşması başlığını taşır ve Hz. Âdem'den başlayarak Hz. Muhammed'e kadar gelen peygamberlerin hayatları ele alınmıştır. Hz. Muhammed'in hayatı daha geniş olarak yazılmış; Kur'an'ın nüzulü, miraç mucizesi, Mekke'den Medine'ye hicret Bedir ve Uhud savaşları, Mekke'yi fethi, Ehlibeyt'in faziletleri gibi mevzular anlatılmıştır. Ayrıca Tevrat ve İncil, vahyin niteliği ve taşıdığı sırlar, peygamberlerin dini tebliğ ederken karşılaştıkları güçlükler ve başlarından geçen önemli olaylardan da bahsedilmiştir.
"Yüce Melekler" başlıklı üçüncü babda dört büyük melek, Kirâmen Kâtibîn ve diğer meleklerle bunların icra ettiği görevler konu edilmekte ve bunların makamlarından söz edilmektedir.
Kıyamete dair bilgilerle başlayan dördüncü bab Allah'ın kıyamet günündeki hitabı başlığını taşımaktadır. Bu bölümde inanç ve amele dair hususlar, iyi ve kötü amel; namaz, oruç, zekât ve hac ibadetleri, Allah yolunda cihat, Kur'an, sabır, zikir, sadaka, ilim ve âlimlerin faziletleri, iyiliği emredip kötülükten menetme, fakirlerin fazileti, kabir ve ölüm, dua ve niyaz, tövbe ve istiğfar, takva, kıyamet alametleri, kıyametin kopuşu, mahşer ve hesap günü, Hz. Muhammed'in şefaati, sırat köprüsü gibi konular ele alınmıştır.
Envârü'l-Âşikîn'in son babı Allah'ın makamların en yücesi hakkındaki sözleri başlığını taşımaktadır. Ahiret ahvaline tahsis edilen bu kısımda a'rafta kalanlar, sekiz cennet, cennet nimetleri, cennetliklerin mertebeleri, dört büyük halifenin ve şehitlerin cennetteki makamları, cennetle müjdelenen on sahabe, cehennem azabı ve cehennem ehlinin durumu hakkında bilgi verilmiştir.
Eser müslüman ahalinin büyük ilgisine ve teveccühüne mazhar olmuş, yüzyıllarca elinden düşürmediği, her evde bulundurulan bir kaynak hüviyeti kazanmıştır. Bunda müellifin, işlediği konuları akıcı, sade ve yazıldığı dönem düşünüldüğünde anlaşılır bir dille kaleme almasının önemli etkisi vardır. Eski Anadolu Türkçesi'nin hususiyetlerini taşıması yönüyle de bu eser yazıldığı dönemin dil özelliklerini yansıtması açısından ayrıca kıymetli görülmüştür. Kolay okunması, dilden dile dolaşmasını sağlamış, halk arasında kitabı baştan sona ezberleyenler olmuştur. İslam inanç ve ibadet usullerini öğretmesi yanında huzur ve barış içinde yaşamaya, yardımlaşma ve dayanışmaya vurgu yapan yönlendirmeleriyle toplumsal uyumun, ahlakın teşekkülünde önemli kaynaklardan biri olmuştur. Bu yönüyle eser aynı zamanda birlikte okunup müzakere edilmesi, üzerinde düşünülmesi bakımından halk irfanının en başta gelen metinlerinden biri olma hüviyetini kazanmıştır. Yazılışından itibaren birçok defa basılan Envârü'l-Âşıkîn'in yurt içi ve yurt dışındaki kütüphanelerde 150'den fazla yazma nüshası bulunmaktadır.
Latin harfleriyle ve bazıları da sadeleştirilerek yapılan baskıları Halil Bedi Fırat (1970), Ahmet Kahraman (1973), Arslan ve Melek Tekin (1983) tarafından gerçekleştirilmiştir. Ayrıca bazı yayınevlerinin neşrettiği nüshaları da mevcuttur. Bu durum Envârü'l-Âşıkîn'in Türk halkı nazarındaki yerini göstermesi bakımından önemlidir. Abdullah Uğur doktora tezinde (2019) eserin transkripsiyonlu tam metnini hazırlamış, bu çalışma Harvard Üniversitesi tarafından üç cilt halinde basılmıştır. Eren Çabuk ve Talha Dilben tarafından Pertev Paşa nüshasının belli kısımları üzerine yapılan yüksek lisans tezlerinde (2020) eser dil özellikleri açısından incelenmiştir.
Çabuk, Eren. Envârü’l-Âşıkîn’in Pertev Paşa Nüshası (133a-264a) (Giriş, Şekil Bilgisi, Metin, Dizin, Tıpkıbasım Örnekleri). YLT, Bursa Uludağ Üniversitesi, 2020, s. 5-9.
Çelebioğlu, Âmil. “Ahmed Bîcan”. DİA. 1989, II, 49-51.
Dilben, Talha. Envârü’l-Âşıkîn’in Pertev Paşa Nüshası (1b-132b) (Giriş, İmla Özellikleri, Metin, Dizin, Tıpkıbasım Örnekleri). YLT, Bursa Uludağ Üniversitesi, 2020, s. 12-17.
Uğur, Abdullah. Yazıcıoğlu Ahmed Bîcân Efendi ve Envârü’l-Âşıkîn Adlı Eseri (İnceleme-Metin). Dr.T, Marmara Üniversitesi, 2019.
Uzun, Mustafa. “Envârü’l-Âşıkīn”. DİA. 1995, IX, 258-260.
Kaynak: https://turkmaarifansiklopedisi.org.tr/envarul-asikin
Bilgi paylaştıkça çoğalır. Okuduğunuz için teşekkür ederiz.
Yazıcıoğlu Ahmed Bîcan’ın öğretici mahiyetteki tasavvufî eseri.