A

"AHMEDİYE"

Ahmed Mürşidî’nin nasihatname türündeki manzum eseri.

  • "AHMEDİYE"
    • Nihat ÖZTOPRAK
    • Web Sitesi: Türk Maarif Ansiklopedisi
    • Son Güncellenme Tarihi: 18.12.2022
    • Erişim Tarihi: 31.10.2025
    • Web Adresi: https://turkmaarifansiklopedisi.org.tr/ahmediye
    • ISBN ve DOI Numarası:
    • Bu metni kaynak göstererek kullanabilirsiniz.
    "AHMEDİYE"
"AHMEDİYE"

Ahmed Mürşidî’nin nasihatname türündeki manzum eseri.

  • "AHMEDİYE"
    • Nihat ÖZTOPRAK
    • Web Sitesi: Türk Maarif Ansiklopedisi
    • Son Güncellenme Tarihi: 18.12.2022
    • Erişim Tarihi: 31.10.2025
    • Web Adresi: https://turkmaarifansiklopedisi.org.tr/ahmediye
    • ISBN ve DOI Numarası:
    • Bu metni kaynak göstererek kullanabilirsiniz.
    "AHMEDİYE"

XVIII. yüzyıl şairlerinden Ahmed Mürşidî'nin (ö. 1761) 1736-37 yılında kaleme aldığı Ahmediye adıyla meşhur olan Pendnâme mesnevisi, halkı nasihat ile güzel ahlak, edep ve doğruluk yönünde eğitici nitelikteki manzum bir eserdir. Bu özelliği ile Türk eğitim tarihinde önemli bir yere sahiptir. Eser, Pend-i Mürşid ismiyle de tanınır. Bu mesnevisinde şair, dinî, ahlakî ve tasavvufî konuların yanı sıra sosyal meseleleri de işlemiştir.

1688-1689 yılında Diyarbakır'da doğan şair Ahmed Mürşidî küçük yaşta anne ve babasını kaybetmiş, yetim ve öksüz olarak büyümüştür. Döneminde iyi bir eğitim aldığı anlaşılan Ahmed Mürşidî, tasavvufa intisap ederek hayatının büyük bir kısmını geçirdiği Diyarbakır'da halkı irşatla meşgul oldu ve büyük itibar gördü. Yûsuf u Züleyha ismiyle bir mesnevi sahibi olan şair, Ahmed Mürşidî, Âmidî gibi isimler ve mahlaslar kullanmıştır. Ayrıca kaynaklarda adı geçen Mevlîd-i Nebî, Kelime-i Şehâdet Şerhi ve Kıssa-i Eyyüp Peygamber adlı risaleleri de vardır. Hayatının son dönemlerini geçirdiği Diyarbakır'a bağlı Alipınarı köyünde 1760-61 yılında vefat etti.

Mürşidî'nin Ahmediye'si, Türk edebiyatında nasihatname türü eserler içinde halk arasında yaygın olarak evlerde, konaklarda, saraylarda, dergâhlarda sürekli okunan, dinlenen ve müzakere edilen birkaç eserden biridir. Yazıldığından itibaren yüzyıllar içerisinde Türk irfanını oluşturan ve besleyen temel eserler arasında yerini almıştır.

Şair bu hacimli eserinde, anlaşılır, sade bir dil kullanmıştır. Türkçe kelimelere daha çok yer vermeye ve görüşlerini âyet, hadis, atasözü ve deyimlerle pekiştirmeye gayret etmiştir. Âyet ve hadis metinlerinden metni zorlaştıracak lafzî iktibaslardan kaçınmış, onların anlamlarından istifade etmiştir. İşlediği her konuyu, kolayca anlaşılmasını temin etmek için bir hikâye ile zenginleştirmiştir.

Eser aruzun "fâilâtün fâilâtün fâilün" ve "mefâîlün mefâîlün feûlün" kalıbıyla mesnevi nazım şekliyle 9000 beyit halinde ve giriş bölümünden sonra bahisler halinde tertip edilmiştir. Beyit sayısı nüshalara göre farklılık göstermektedir. Toplam yetmiş yedi bahis ve başlık bulunan eserde her konunun sonunda bir hikâye anlatılmış, ayrıca bazı konulardan sonra da o konularla ilgili bir kaside yazmıştır. Örneğine nadir rastlanan bu tür bir uygulama eserin edebî hüviyetini güçlendirmiştir. Ahmedî eserini çeşitli toplantılarda okunup dinlenmesi arzusuyla kaleme aldığı için bölümlerin son beyitlerinde Hz. Peygamber'e salat ve selam getirerek Cenâb-ı Hak'tan okuyanı, dinleyeni ve yazanı rahmetiyle yargılaması niyazında bulunmuştur.

Ahmed Mürşidî eserinin telif sebebini anlattığı ilk kırk altı beyitlik manzumesinde besmele, hamdele ve salvele beyitlerinden sonra çâryâr-ı güzîni metheder. Çâryârın hürmetine bağışlanma dileyerek kendi adını anar ve memleketinin Diyarbakır olduğunu belirtir. Ahmedî, giriş bölümünün devamında Mürîdî'nin Pend-i Ricâl'inden on sekiz hikâye aldığını, ona nazire yazmayı Hak'tan dilediğini ve O'nun da ihsan ettiğini bildirir. Daha sonra kendine seslenerek fena gülzârının pazarında bir tabip dükkânı açmasını, her devadan bir macun yapmasını ve kalbi temizleyen bir sabun yapmasını ister. Tâ ki ondan nasiplenenlerin kalpleri arınsın; âyet ve hadislerden haber ver ve nasihat et ki kalplere tesir etsin der. Sonra noksanlığının affedilmesini dileyerek Fâtiha talep eder, salavat getirerek eserine başlar. Eserin rağbet görmesini ve sevabını Allah'tan niyaz ederek eserin ana bölümüne geçer.

Mürşidî, Ahmediye adlı nasihatnamesinde işlediği konuların her birini "Fî Beyân-ı Mebhas-ı …" şeklinde başlıklandırmıştır. Mesela "Fî Beyân-ı Mebhas-ı Fakr" ilk bölüm "fakirlik" üzerinedir. Yer yer işlenen konularla ilgili kasideler de yazmıştır. Mesela "Fî Beyân-ı Mebhas-ı Kabr" konusunu işledikten sonra "Kasîde-yi Kabristan" başlıklı bir şiir koymuştur. "Kur'an, Habbâb-ı Civân, Kabristan, Zemm-i Dünyâ-yı Denî, Haşir" konularında olmak üzere toplam beş kaside yazmıştır. Ahmediye'deki başlıkların konuları genellikle bir insanın hayatının bütün safahatını ve ilgilerini ihtiva eder. Bunlar arasında salavât-ı hamse (beş vakit namaz) gibi dinî bahisler olduğu gibi fitne, fesat, kibir ve kıskançlık gibi ahlakî konular da yer almıştır.

İnsanları dinî ve ahlakî konularda eğiterek ideal bir müslüman, iyi bir kul yapmak için nasihatname türünde kaleme alınan Ahmediye samimi, etkili, veciz dili ve üslubu sayesinde gönüllerde yer ettiği için Türk milleti topluluklar halinde onu zevkle, dikkatle, okumuş ve dinlemiştir. Ahmed Mürşidî'nin mesnevilerinden biri olan Pendnâme, yıllarca Ahmed-i Bîcân'a atfedilmiş, fakat daha sonra bu eserin Ahmed Mürşidî'ye ait olduğu anlaşılmıştır. Birçok nüshası bulunan Pendname, Hüseyin Rahmi Yananlı'nın hazırladığı Ahmed Mürşidî, Kitâb-ı Mürşid-i Pend-i Ahmediyye (Asıl Metin ve Açıklaması) (İstanbul 1989) ve M. Sait Mermutlu tarafından da Diyarbekirli Ahmed Mürşidî, Pendnâme adıyla (İstanbul 2012) açıklamalı olarak yayımlanmıştır. Ahmed Mürşidî'nin bu mesnevisine Muhammed Şerif Efendi de (1772-1844) 1811 yılında Pend-i Gülistân adını taşıyan bir nazire yazmıştır. 

Kaynakça

Ahmed Mürşid Diyarbekrî. Pend-i Ahmediye. İstanbul Üniversitesi Ktp., Yazmalar, nr. 2150.

Âmidli Ahmedî. Kitâb-ı Mürşid. Süleymaniye Ktp., Hacı Mahmud Efendi, Yazmalar, nr. 3543/2.

Ali Emîrî. Mir’âtü’l-Fevâ’id fî Terâcimi Meşâhîr-i Âmid: Diyarbakır Ulemâ ve Eşrâfı.  haz. G. Kut – M. Öğmen – A. Demir. İstanbul 2014, II, 132-143.

Çakmak, Hilal. Diyarbekirli Ahmed Mürşidî’nin Pendnâmesi’nin Dil İçi Çevirisi. YLT, Dicle Üniversitesi, 2019.

Çelik, Ali “XVIII. yy. Müelliflerinden Ahmed Mürşîdî’nin Ahmediye İsimli Eseri”. Akademik Araştırmalar Dergisi. II/4-5 (2000), s. 85-101.

Gürtunca, M. Faruk (haz.). Seyyid Ahmed-i Diyar-ı Bekrî, Ahmediyye: Kitâb-ı Mürşid-i Pend-i Ahmediyye. İstanbul 1973.

Uzun, Şerife. “Diyarbakırlı Ahmed Mürşidî’nin Pendnâmesi’nde Ayet ve Hadis İktibasları”. Alî Emîrî Hatırasına: Uluslararası VIII. Klâsik Türk Edebiyatı Sempozyumu. Diyarbakır 2014, s. 433-446.

Yuluğ, Melih (haz.). Seyyid Ahmed Diyar-ı Bekrî, Ahmediyye Şerhi. İstanbul 1976.

Kaynak: https://turkmaarifansiklopedisi.org.tr/ahmediye

Görüş, öneri ve yorumlarınız için tıklayınız.

Bilgi paylaştıkça çoğalır. Okuduğunuz için teşekkür ederiz.

"AHMEDİYE"

Ahmed Mürşidî’nin nasihatname türündeki manzum eseri.